Konuya cevap cer

Cevap: Hubab - Sayfa: 145



İ’lem eyyühe’l-aziz! İnsan, yaşayış vaziyetince, bir dağdan kopup sel içine düşen veya yüksek bir apartmandan düşüp yuvarlanan bir şahıs gibidir.


Evet, hayat apartmanı yıkılıyor. Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor. Zaman da sel dolaplarını sür’atle çalıştırıyor. Arz sefinesi de, sür’atle giderken 1  تَمُرُّ مَرَّ السَّحَابِ âyetini okuyor. Sefine-i arz sür’atle yürürken, dünyanın gayr-ı meşru lezzetlerine uzatılan ellere zehirli dikenlerin batacağı düşünülsün. Binaenaleyh, o zehirli dünya oklarına bakıp el uzatma. Firâkın elemi, telâki lezzetinden ağırdır.


Ey nefs-i emmârem! Sana tâbi değilim. Sen istediğin şeye ibadet et ve istediğin şeyin peşine düş; ben ancak ve ancak beni yaratıp, şems ve kamer ve arzı bana musahhar eden Fâtır-ı Hakîm-i Zülcelâle abd olurum.


Ve keza, kader muhitinde uçan tayyare-i ömre veya hayat dağları arasında açılan uhdut ve tünellerinden şimşekvâri geçen zamanın şimendiferine bindirerek ebedül’âbad memleketinin iskelesi hükmünde olan kabir tünelinin kapısına sevk eden Hâlık-ı Rahmânü’r-Rahîmden medet istiyorum.


Ve keza, hiçbir şeyi dualarıma, istigâselerime ve niyazlarıma hedef ittihaz etmem. Ancak küre-i arzı harekete getiren, felek çarklarını durdurmaya ve şems ve kamerin yerleştirilmesiyle zamanın hareketini teskin ettirmeye ve vücudun şahikalarından yuvarlanıp gelen şu dünyayı sakin kılmaya kàdir olan kudreti nihayetsiz Rabb-i Zülcelâle dualarımı, niyazlarımı arz ve takdim ediyorum. Çünkü, herşeyle alâkadar âmâl ve makàsıdım vardır. 


Ve keza, kalbime vaki olan en ince, en gizli hatıraları işittiği ve kalbimin müyûl ve emellerini tatmin ettiği gibi, akıl ve hayalimin de temenni ettikleri saadet-i





[NOT]Dipnot-1 “Bulutların geçişi gibi geçip gider.” Neml Sûresi, 27:88.


[/NOT]





Fâtır-ı Hakîm-i Zülcelâl: sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan ve her şeyi bir gaye ve faydaya yönelik olarak, tam yerli yerinde benzersiz yaratan Allah
Hâlık-ı Rahmânü’r-Rahîm:  çok merhamet sahibi olan ve şefkatle bütün yaratıkların rızkını veren,  sonsuz rahmetiyle her bir varlığa ayrı ayrı şefkatini gösteren ve bütün  varlıkların yaratıcısı olan Allah
Rabb-i Zülcelâl: sonsuz heybet ve yücelik sahibi ve herşeyin Rabbi olan Allahabd: kul
alâkadar: alâkalı, ilgiliarz: dünya
arz sefinesi: dünya gemisiarz ve takdim etmek: sunmak
binaenaleyh: bundan dolayıebedül’âbad memleketi: sonsuzluklar ülkesi; sonsuz hayat, Cennet
elem: acı, üzüntü, kederfelek: kendinde yıldızların döndüğü yörünge
firâk: ayrılıkgayr-ı meşru: helâl olmayan, dine aykırı
hatırat: hatıralaristigâse: yardım isteme
ittihaz etmek: kabullenmek, edinmeki’lem eyyühe’l-aziz: “Bil ey aziz, saygıdeğer kardeşim!” mânâsında muhatabı uyarmak ve dikkatini çekmek için kullanılan bir söz
kader: Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce bilmesi, takdir etmesi, plânlamasıkamer: ay
keza: bunun gibikudret: güç, iktidar
kàdir: güç ve kudret sahibi, her şeye gücü yetenküre-i arz: yerküre, dünya
makasıd: gayeler, ulaşılması istenen şeylermedet istemek: yardım dilemek 
muhit: okyanus, geniş alan, çevremusahhar etme: boyun eğdirme, itaat ettirme
müyûl: eğilimler, meyillernefs-i emmâre: hazır zevke düşkün ve insanı dâima kötülüğe sevk eden duygu
nihayetsiz: sonsuzniyaz: dua, yalvarış, yakarış
sefine-i arz: dünya gemisi; uzayda yüzen yerküresevk eden: gönderen, yönlendiren
sür’at: hıztayyare: uçak
tayyare-i ömür: ömür uçağıtelâki: kavuşma, buluşma
temenni etmek: dilemek, beklemekteskin etme: sakinleştirme, yaşamaya elverişli hale getirme
tâbi: bağlı, boyun eğmiş, başkasına uyanuhdut: çukur, hendek
vaki olma: düşme, gelmevücud: varlık, var oluş
âmâl: emeller, arzularşahika: zirve
şems: güneşşimendifer: tren
şimşekvâri: şimşek gibi




Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst