Taklitle ilgili bazı hususlar
Taklit seviyesinden yukarı çıkamamış olan (mukallit) kimsenin, bir meselede bir tek görüşü taklit etmesi gerekir; bir tek meselede farklı içtihatlar ile amel etmeye kalkarsa ortaya hiçbir alimin onaylamadığı karışık bir hüküm çıkar ki, buna ?teknik tabiriyle? 'telfik' (karma hüküm) denir.
Mesela mukallit olan kimse, abdestin hangi durumlarda bozulmuş sayılacağı noktasında bir tek mezhebin görüşüyle amel etmelidir. Mezhepler arasında abdesti bozan hususların bir kısmı ihtilaflı olduğu için bir durumda birini, diğer durumda öbürünü taklit etmesi doğru değildir. Ancak iki farklı meselede iki farklı mezhebin görüşleri ile amel edebilir.
Sık verilen örneği tekrarlayacak olursak: Hanefî mezhebinde vücuttan çıkıp dağılan kan abdesti bozar. Bir kimse abdestliyken vücudunun bir yerinden kan çıkıp dağılacak/akacak olursa, Hanefî mezhebine göre abdesti bozulmuş olur. Bu kimse bu dururumda "Ben Şafiî mezhebini taklit ediyorum. Şafiî mezhebinde vücuttan çıkan kan abdesti bozmaz" diyebilir. Bu kimse Şafiî mezhebine göre abdestlidir. Ancak aynı abdestle evlenmesi haram olmayan bir kadına (şehvetsiz olarak olsa bile) dokunduğu zaman Şafiî mezhebine göre abdesti bozulur. Bu kimse bu defa "Hanefî mezhebine göre kadına dokunmak abdesti bozmaz; dolayısıyla benim abdestim devam ediyor" diyemez. Çünkü bir önceki olayda Şafiî mezhebine göre abdestli idi ve ikinci olayda Şafiî mezhebi üzere devam eden abdesti, yine bu mezhebin hükümlerine göre bozulmuş oldu.
Ancak bu meselenin bir sakıncasına dikkat çekmemiz gerekiyor: Mezheplerin görüş ve içtihatlarını detaylı olarak bilmek herkes için ve her zaman mümkün olmaz. Zira bu, gerçekten zor bir meseledir. Bu bakımdan başka bir mezhebin içtihadıyla amel ediyorum derken yanlışlık yapmak her zaman için söz konusu olabilecektir. Fıkhî meselelerin, herkesin farkına varamayabileceği incelikleri vardır ki, onları ancak konunun erbabı bilir.
Dolayısıyla en sağlam ve tavsiyeye şayan olan, mezheplerin hükümlerini detaylı olarak öğrenmeye durumu müsait olmayan kimselerin bütün hükümlerde belli bir mezhebi esas almak ve onun içtihatlarıyla amel etmektir.