Müslümanlar en büyük gücü Kur’an’a sarılmakla elde edebilirler. Müslümanların en büyük ortak noktaları şüphesiz “Kur’an ve Sünnet”tir. Kur’an’ı okumak, Kur’an’ı anlamak, Kur’an’ı düşünmek ve en önemlisi onu yaşamak en büyük şereftir.
Kur’an genelde bütün insanlık için, özelde ise müminler için hayat rehberidir. Allah (c.c) hayat kitabımızda şöyle buyuruyor:
“Bu kitap kendisinden şek ve şüphe bulunmayan bir kitaptır. Muttakiler hidayet kaynağı rehber klavuz ve yol göstericidir” (Bakara 2/2)
Dikkat edilirse, Kur’an Allah’a karşı sorumlukların bilincinde olanlar için bir hidayet ve rehber olduğu söylenmektedir.
Dolaysıyla Müslümanlar Kur’an’ı ne kadar iyi tanırlarsa kendilerini de bir o kadar iyi tanırlar. Çünkü Vahiy insanın bütün özelliklerin kapsamaktadır. Hayat rehberimizde bir müslümanın günlük hayatında nasıl hareket etmesi gerektiği bütün detaylarıyla anlatılmıştır.
Kur’an bilgisi bütün bilgileri kapsamaktadır. Gerçek bilgiye ancak vahiy ile ulaşabiliriz. Bunun için vahiy bilgisi dışında kalan bütün bilgiler in mutlaka tarihin çöp sepetine atılması gerekmektedir.
İstikrarlı bir Kur’an okuru olmak: Ben insanım, ben müslümanım diyen kişinin Kur’an ile bağını canlı tutmasıdır. Hayata vahyin penceresinden bakmasıdır. Kur’an’ı belirli günlerde değil, belirli aylarda değil deyim yerindeyse her gün okumasıdır. Hatta bir “Kur’an Günlüğü” tutmasıdır.
Şu bir gerçektir ki; Bugün Kur’an bir vadide bizler ise bir vadide kalmışız. Kur’an hayatımızda değil evimizin en ulaşılmaz yerinde duruyor. En son ne zaman Kur’an okuduk? En son hangi ayet üzerinde düşündük?
Evet, bu ve buna benzer soruları çoğaltmak mümkündür. Bu soruları birey olarak kendimize sormalıyız. Bugün sormazsak yarın sormak için çok geç olabilir!
Gerçekten Kur’an okuyan bir insan kâinata meydan okur. Kur’an insanı geriye değil aksine daha ileriye götürür. Kur’an insanı bedevi değil medeni yapar. Medeniyetin yolu Kur’an’dan geçer.
Allah’ın ölümsüz sözlerini istikrarlı bir şekilde okumak ve yaşamak duasıyla…
Sevgi ve dua ile.
Ziya Gündüz
Kur’an genelde bütün insanlık için, özelde ise müminler için hayat rehberidir. Allah (c.c) hayat kitabımızda şöyle buyuruyor:
“Bu kitap kendisinden şek ve şüphe bulunmayan bir kitaptır. Muttakiler hidayet kaynağı rehber klavuz ve yol göstericidir” (Bakara 2/2)
Dikkat edilirse, Kur’an Allah’a karşı sorumlukların bilincinde olanlar için bir hidayet ve rehber olduğu söylenmektedir.
Dolaysıyla Müslümanlar Kur’an’ı ne kadar iyi tanırlarsa kendilerini de bir o kadar iyi tanırlar. Çünkü Vahiy insanın bütün özelliklerin kapsamaktadır. Hayat rehberimizde bir müslümanın günlük hayatında nasıl hareket etmesi gerektiği bütün detaylarıyla anlatılmıştır.
Kur’an bilgisi bütün bilgileri kapsamaktadır. Gerçek bilgiye ancak vahiy ile ulaşabiliriz. Bunun için vahiy bilgisi dışında kalan bütün bilgiler in mutlaka tarihin çöp sepetine atılması gerekmektedir.
İstikrarlı bir Kur’an okuru olmak: Ben insanım, ben müslümanım diyen kişinin Kur’an ile bağını canlı tutmasıdır. Hayata vahyin penceresinden bakmasıdır. Kur’an’ı belirli günlerde değil, belirli aylarda değil deyim yerindeyse her gün okumasıdır. Hatta bir “Kur’an Günlüğü” tutmasıdır.
Şu bir gerçektir ki; Bugün Kur’an bir vadide bizler ise bir vadide kalmışız. Kur’an hayatımızda değil evimizin en ulaşılmaz yerinde duruyor. En son ne zaman Kur’an okuduk? En son hangi ayet üzerinde düşündük?
Evet, bu ve buna benzer soruları çoğaltmak mümkündür. Bu soruları birey olarak kendimize sormalıyız. Bugün sormazsak yarın sormak için çok geç olabilir!
Gerçekten Kur’an okuyan bir insan kâinata meydan okur. Kur’an insanı geriye değil aksine daha ileriye götürür. Kur’an insanı bedevi değil medeni yapar. Medeniyetin yolu Kur’an’dan geçer.
Allah’ın ölümsüz sözlerini istikrarlı bir şekilde okumak ve yaşamak duasıyla…
Sevgi ve dua ile.
Ziya Gündüz