Nuşirevan'dan altın öğütler
* Gece ve gündüzün birbiri ardınca gelip gittiğini gören insan halden hale dönmesine üzülmesin. Yani sevinç gidip üzüntü gelirse, üzüntü gidip sevinç gelirse, önem vermesin.
* Becereksiz kişiyi dost tutunmasınlar, becereksiz kişi ne dostluğa yarar, ne düşmanlığa.
* İnsan, bir işi bir defa yapıp sonra pişman olmuşsa, bir daha o işi yapmasın.
* Dostlarına düşman olan birisine niçin dost densin?
* Kendini bilge sanan bilgisizden sakın.
* Kendi nefsine haksızlık etme, güç eyleme. Yani nefsine elinden gelmeyecek işler buyurma.
* Doğru söylemek acıdır, ama sen doğru söyle.
* Düşmanının sırrını bilmesini istemiyorsan, dostuna da sırrını söyleme.
* Büyüklere küçük gözüyle bakma, çünkü büyükleri küçük görmek büyük ziyan getirir.
* Değersiz kişileri ölmüş bil, onları diri sayma.
* Beraberindeki kişilerden bir şey ummaktansa ölümü yeğ gör.
* Himmetsiz kişinin ekmeğini yemektense, aç ölmek daha iyidir.
* Kuşkunun yolunu yüz yerden bağlayacak olsan da, tecrübe etmediğin kişiye güvenme.
* Kendinden aşağı hısımlarına muhtaç olmaktan büyük dert yoktur.
* Kişinin, bilmediği şeyi iddia edip başaramamasından ve yalancı olmasından büyük ayıp yoktur.
* Elinden geldiği halde, kendisinden istenen bir işi bitirmeyen kişiden daha cimri kimse yoktur.
* Bir kişi senin aleyhinde bir söz söylese ve birisi de dostum diye o sözü sana yetiştirse, sen bu dostunu ondan beter düşman bil. Çünkü o düşman, arkandan konuşur, dostun ise yüzüne karşı söyler.
* Lüzumsuz yerlere göz dikmekten ve kulak vermekten daha büyük dert olmaz.
* İnsan her şeyi bilgisizlerin şerrinden saklayabilir, ama bilgisini kendi şerrinden saklayamaz.
* Halkın, senin iyiliğini söylemesini istiyorsan, kimsenin kötülüğünü söyleme.
* Dostlarının az olmasını istemiyorsan kindar olma.
* Dünyada zahmet çekmemeyi, kolaylıkla ömür sürmeyi istiyorsan, kendi işine bak, başkasının işine karışma.
* Seni delilerden saymamalarını istiyorsan ele geçmeyecek bir şeyi isteme.
* Daima alnın ak, yüzün pak olmak istiyorsan, utanmayı iş edin.
* Aldanmamak istiyorsan, tecrübe edilmiş işleri bırakıp tecrübe edilmemiş olanlara yapışma.
* Mahcup olmak istemiyorsan, katkın olmayan yerden bir şey götürme.
* Perdenin yırtılmasını istemiyorsan, kimsenin perdesini yırtma.
* Arkandan gülünmesini istemiyorsan, elinin altındakileri iyi besle.
* Pişmanlıktan uzak olmayı istiyorsan gönül arzusunu iş edinme.
* Zeki kişilerden olmayı istiyorsan kendini başka birinin aynasında gör. Yani bir kişinin yaşantısına bak, yaptığı iş iyi midir, kötü müdür? Eğer ondaki gibi sende de kötü bir iş varsa, bilirsin ki bu işlediğin iş kötüdür ve iyi işi de kendinde görürsün. Böylece işinin iyisini kötüsünü göstermek için o kişi sana ayna olmuş olur.
* Korkusuz olmayı istiyorsan, halkla kavga etme, onları inciticilerden olma.
* Sana hürmet etmelerini istiyorsan başkalarının hürmetini gözet.
* Halkın senin sözünle iş görmesini istiyorsan, önce sen kendi sözünle iş gör.
* Halk içinde herkesten büyük olmayı istiyorsan nimetini bol eyle, "Tuzunun, ekmeğinin hakkı için" diyenleri çok edin.
* Eğer bütün gönüllerde yerinin olmasını istiyorsan, sözünü bütün gönüllere uyacak biçimde söyle.
* Kâmillerden olmak istiyorsan, kendine lâyık görmediğin bir işi başkasına da lâyık görme.
* Eğer yüreğine merhemle iyileştirilmesi mümkün olmayan bir yara vurulmasını istemiyorsan, cahillerle tartışma.
* Halkın iyisi olmayı istiyorsan varını halktan esirgeme.
* * *
Nuşirevan-ı Adil bu öğütleri ve sözleri armağan bırakmıştır.
Şimdi ey ciğerköşem!
Bu öğütleri hor görme, bu sözlerden hem hikmet, hem saltanat kokusu gelir. Çünkü bu sözler hem padişahların sözüdür, hem de bilgelerin sözüdür. Öyleyse yaşlılığında başına bir iş gelirse sıkıntı çekmemek için, bu sözleri gençlik ağında öğren. Çünkü yaşlılar çok yaşadıkları için çok tecrübe elde ederler, sıkıntılı anlarda bu kâr olur.