Katre:1.bab ve kısımları

[FONT=&quot]Birinci Bab: Lâ ilahe illallah beyanındandır.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]Bu kısımda yavaş yavaş ilerlemeye gayret edeceğiz inşaallah muvaffak oluruz.. Belli bir numaralandırma yaparak ilerleyelim..[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]1)Allah’tan başka hak bir ilâhın bulunmadığını kalben tasdik ve lisanen ikrar ettiğime, bütün gören ve görünen eşyayı şahit gösteriyorum.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]-Kelme-i Şehadetin manasını içerir bir cümledir.Kelime-i şehadet getirerek iman dairesine girdiğini bütün gören ve görünen eşyayı şahit göstererek ilan ediyor.Bize Rabbimiz bildiren üç büyük külli (geniş kapsamlı)delillerden ilki olan Kitab-ı kâinata işarettir diyebiliriz..[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]2)Öyle bir Allah ki, vücub-u vücuduna ve Vahid, Ehad, Ferd, Samed olduğuna Hazret-i Muhammed (a.s.m.) bir şahid-i sadık ve bir burhan-ı nâtıktır.[/FONT][FONT=&quot][FONT=&quot]
[/FONT]
[/FONT]

[FONT=&quot][FONT=&quot]
[/FONT]
[/FONT]

[FONT=&quot]-Bize Rabbimizi bildiren üç büyük delilden ikincisi olan Efendimiz(a.s.m) 'a işarettir.Ayni zamanda dünyanın sevilmeye layık bir yüzü olan Allah'ın güzel isimlerine ayinedarlik cihetini hatıra getiriyor.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]3)Öyle Muhammed (a.s.m.) ki, icmâ ve tasdiklerine mazhar olmakla, enbiya ve mürselîne siyadet ünvanını; ve ittifak ve tahkiklerini almakla, imamü’l-evliyâ ve’l-ulemâ lâkabını almıştır.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]-Bu cümle ve bundan sonra gelecek olan Ve öyle Muhammed(a.s.m) ki ile başlayan 5 cümle geniş kapsamlı olduğundan üzerinde durmaya çalışacağız.[/FONT]
[FONT=&quot]3 numaralı cümle ise bize;bütün geçmiş peygamberlerin Efendimiz (a.s.m)den haber verdiği , hatemul Enbiya olması cihetiyle hepsine Seyyid olduğu vurgulanıyor.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]Evliya ve cümle ulemanın da buna parmak bastığı ifade edilmiş..Burada bizim birazda düşünmemiz gereken peygamberlerin icma ve tasdikleri örneklerle düşünüp yorum kısmına yazılabilir istifademiz daha geniş olur. Kısa bir örnek isa(as) ın müjdesi ilk hatta geliyor.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]Aynı şekilde evliya ve ulemanın ittifak ve tahkiki ne demektir.Bu konuda düşünüp araştırıp paylaşabiliriz. Ehl-i keşfin müşahedeleri örnek verilebilir..[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]Bunları sizden bekliyoruz :) [/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]İnşaallah bir dahaki sefer [/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]3.a [/FONT]
[FONT=&quot]Ve öyle Muhammed (a.s.m.) ki, âyât-ı bâhire, mu’cizat-ı katıa ve secâyâ-yı sâmiye ve ahlâk-ı âliye sahibi olmakla mehbit-i vahy-i İlâhî olmuştur.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]Bu cümle üzerinde durmaya çalışacağız.Yine yukarıda olduğu gibi kelimeler üzerinden gideceğiz..[/FONT]
[FONT=&quot], âyât-ı bâhire, mu’cizat-ı katıa ve secâyâ-yı sâmiye ve ahlâk-ı âliye ,mehbit-i vahy-i İlâhi[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]gibi..Selametle..[/FONT]
 

fena fi'n-nur

New member
Bu konunun izahının 19. mektub/16.işarette olduğunu düşünüyorum. Peygamber Efendimizin irhasat denilen peygamberlik öncesi mucizelerinden bir nev'i de diğer semavi kitapların O'ndan haber vermesidir.


BİRİNCİ KISIM: Nass-ı Kur'anla; Tevrat, İncil, Zebur ve Suhuf-u Enbiyanın, nübüvvet-i Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm'a dair verdikleri haberdir. Evet madem o kitablar semavîdirler ve madem o kitab sahibleri enbiyadırlar; elbette ve herhalde onların dinlerini nesheden ve kâinatın şeklini değiştiren ve yerin yarısını getirdiği bir nur ile ışıklandıran bir zâttan bahsetmeleri, zarurî ve kat'îdir. Evet küçük hâdiseleri haber veren o kitablar, nev'-i beşerin en büyük hâdisesi olan hâdise-i Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâm'ı haber vermemek kabil midir? İşte madem bilbedahe haber verecekler, herhalde ya tekzib edecekler, tâ ki dinlerini tahribden ve kitablarını neshden kurtarsınlar.. veya tasdik edecekler, tâ ki o hakikatlı zât ile, dinleri hurafattan ve tahrifattan kurtulsun. Halbuki dost ve düşmanın ittifakıyla, tekzib emaresi hiç bir kitabda yoktur. Öyle ise, tasdik vardır. Madem mutlak bir surette tasdik vardır ve madem şu tasdikin vücudunu iktiza eden kat'î bir illet ve esaslı bir sebeb vardır; biz dahi, o tasdikin vücuduna delalet eden üç hüccet-i katıa ile isbat edeceğiz:

Birinci Hüccet: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Kur'anın lisanıyla onlara der ki: "Kitablarınızda, benim tasdikim ve evsafım vardır. Benim beyan ettiğim şeylerde, kitablarınız beni tasdik ediyor."

قُلْ فَاْتُوا بِالتَّوْرَيةِ فَاتْلُوهَا اِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ ٭ قُلْ تَعَالَوْا نَدْعُ اَبْنَاءَنَا وَاَبْنَاءَكُمْ وَنِسَاءَنَا وَنِسَاءَكُمْ وَاَنْفُسَنَا وَاَنْفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَلْ لَعْنَةَ اللّٰهِ عَلَى الْكَاذِبِينَ

gibi âyetlerle, onlara meydan okuyor. "Tevratınızı getiriniz, okuyunuz ve geliniz; biz çoluk ve çocuğumuzu alıp Cenab-ı Hakk'ın dergâhına el açıp, yalancılar aleyhinde lanetle dua edeceğiz!" diye mütemadiyen onların başına vurduğu halde, hiç Yahudi bir âlim veya Nasrani bir kıssîs, onun bir yanlışını gösteremedi.

ilh.
 
Evet Risale-i Nur Kur'an'ın hakiki tefsiri olduğundan bir kısmı bir kısmını tefsir ediyor.

Evliya ve ulemanın icma ve tahkiklerine su örnek verilebilir; Büyük Cevşen de bulunan evradi kudsiye için üstad hazretleri "Şâh-ı Nakşibend'in kudsî bir evradıdır ki, Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam'dan âlem-i mânâda ders almış." diyor. Belki bunun gibi misaller çoğaltılabilir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
3.a Ve öyle Muhammed (a.s.m.) ki, âyât-ı bâhire, mu’cizat-ı katıa ve secâyâ-yı sâmiye ve ahlâk-ı âliye sahibi olmakla mehbit-i vahy-i İlâhî olmuştur.

3.b Ve öyle bir Muhammed (a.s.m.) ki, âlem-i gayb ve melekûtu seyir ve ziyaret etmekle, ervahı müşahede ve melâikeyle musahabe, cin ve insanlara irşad vazifesini almıştır.

3.c Ve öyle bir Muhammed (a.s.m.)’dır ki, şahsiyet-i mâneviyesiyle kâinatın kemâline bir fihriste olmakla, bütün saadetlerin ve medeniyetlerin düsturlarını havi bir şeriata sahiptir.

3.d Ve öyle bir Muhammed (a.s.m.)’dır ki, âlem-i şehadette iken gaybiyattan haber verir bir beşîr ve nezîrolup bütün kuvvetiyle, kemâl-i ciddiyetle ve vüsuk ile ve itminân ile, yüksek bir iman ile nev-i beşere karşı tevhid dinini لاٰۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ ile ilân ve ilâm ediyor.


Aslında geniş bir açıklama yapmaya niyet etmiştik ama olmadı kısaca anladığımız kadarıyla değineceğiz..


3.a Bu kısımda Efendimiz (asm) ın yüce ahlakını nazara vererek Onun bu ahlakının vahyin gelip yerlesebilecegi bir gönül tahtı olduğunu ima ediyor.Ve buna da mehbit-i vahyi ilahi diyor üstad hazretleri.

Bu yüce ahlak tüm peygamberlerin sıfatları olan iffet İsmet sıdk fetanet emanet ve tebliğdir.

secaya-yi Samiye ve ahlak-i aliye ile tabir edilen sıfatlar :iffet İsmet emanet ve sıdk olarak tanımlayabiliriz.

ayat-i bahire ve mucizat-i katıa ile tabir edilen sıfatlarda:fetanet ve tebliğ olabilir (Allahu alem)


Burada her bir sıfat için Efendimizin (ASM) hayatından örneklendirerek daha geniş çerçeve de değerlendirilebilir.


3.b Vahyin geleceği zemin yukarıda tarif edilmisti.Bu cümle ise Efendimizin (sas) nubuvvetine işaret etmekle onun sınırlarını çiziyor.Butun alemlere nübüvvetini ilan ediyor.

3.c Evet insan bütün kainattan süzülmüş bir çekirdek hükmünde.Kainatı küçültsek insan olabileceği gibi insanı büyüttüğümüzde bir kainat ondan çıkacaktır.Ve Efendimiz(asm)
ın şahsi manevisi bunu ispat etmekle beraber bu cümle Efendimizin (asm) Risaletine işaret ediyor.


3.d son olarak bu cümlede ise İslamiyet'in tarifi yapılmış.Efendimizin(asm) vahiy yoluyla ayetleri anlatmada tebligdeki azmini (eğer bu tabir doğru ise) ortaya koymuş ve tek başına dünyanın başına İslami geçirmiştir.



Buraya kadar özetle a,b,c,d kısımları Efendimizin (asm) ;

Ahlak-ı aliyesi
Nübüvvet
Risalet
İslamiyet şeklinde kelimelere dönüştürülebilir.

Burada bize ödev olarak nübüvvet ve risalet arasındaki fark nedir? Sorusu olabilir.

Yeni konu açılmadığı için buradan paylaşıldı.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst