Kelime Analizi 142: Ahtapot

kenz-i mahfi

Sorumlu
AHTAPOT (Yunanca) (آختاپوت)
Kafadan bacaklılardan, dokunaçlı bir tür mürekkep balığı manasına gelmektedir.

Kelime kökeni olarak Yunanca'da "sekiz ayak" manasına gelen "okto" (sekiz) ve "podi" (ayak) kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiştir. Hayvanlar aleminde en yakın akrabaları mürekkep balıklarıdır. Farsça'da "ahtapot" kelimesinin karşılığı yine "sekiz ayak" manasına gelen "heştpa" kelimesidir. Ahtapotlar 8 kola sahiptirler ve bu kollarını avlanmak ve düşmanlardan kaçmak için kullanmaktadırlar. En yakın akrabaları olan mürekkepbalığının 10 kolu vardır. Esnek bir vücuda ve kuvvetli kollara sahiptirler. Kollarından birisi koptuğu zaman aynen kertenkelede olduğu gibi yerine yenisi yaratılmaktadır. Ahtapotların en müthiş özelliklerinden birisi de renk değiştirebilmeleridir. Aynen bukalemunlar gibi renk değiştirebilirler. Çizgili bir ahtapot iken aniden benekli bir ahtapota dönüştürülebilirler. Vücut yapıları çok esnek olduğu için gözünün büyüklüğündeki bir yerden rahatlıkla geçebilirler. Ahtapotların 3 kalbi vardır. Düşmanlarından korunmak için mürekkep salgılayarak jet hızıyla gözden kaybolur. Kafadan bacaklı olan ahtapotun üremesi yani yumurtlaması aynı zamanda ölmesi demektir. Onun için dişi ahtapotun cinsi olgunluğa ulaşma süresi genellikle yaşam sürelerini belirlemektedir. Ahtapotların 2-3 sene gibi az süren bir ömürleri vardır. Hattı bazıları 6 ay gibi kısa bir sürede bu dünyadaki işlerini tamamlarlar. Yavrular yumurtadan çıktıktan sonra anne ahtapot genellikle ölür ve yavrular yuvayı terkeder. Ahtapotlar ömürlerinde 1 defa yumurtlarlar ve bunda da hakkını verirler. Çünkü bazen 100.000 yumurta bırakabilirler. Yumurtadan çıkan yavruların boyu bir bit ile aynı büyüklüktedir. Erkek ahtapotun kollarından birisi aynı zamanda cinsel organıdır. Anne ve baba ahtapotlar yumurtlamadan sonra bu dünyaya genellikle veda ederler. Onun için ahtapotlar hem öksüz, hem de yetim olarak dünyaya gelirler. Ahtapotların kanı mavi renktedir. Ahtapotlar kendi salgıladığı mürekkebin etkisinde kalırsa ya rahatsızlanır veya zehirlenirler. Ahtapotlar denizlerde yaşayan en esnek canlılardır. Bu nadide deniz mahluklarının ömürleri maalesef çok kısadır. Ahtapotlar denizlerin yalnız mahlukatıdırlar. Sürü halinde dolaşmazlar. Onları yakalamak çok zordur, çok hızlı hareket ederler. Ahtapot ısırğı zehirlidir.Onun için düşmanlarını tükürük bezlerindeki zehir ile felce uğratırlar. Kolları o kadar güçlüdür ki bir köpekbalığının kaburgasını kırabilirler. Tehlikeli görünmelerine rağmen son derece ürkek ve aynı zamanda fevkalade meraklı mahluklardır. Ahtapotların göz yapısı insanınkine çok yakındır. Hayvanlar aleminin en zeki hayvanları arasında yerini almıştır. Omurgasızlar arasında kompleks bir beyin yapısına sahip tek mahluktur. Kapuklu deniz mahluklarının kabuklarını kırabilecek kadar kuvvetli bir ağza sahiptirler.

Dinimizde ahtapot etini yemek Hanefi Mezhebine göre helal değildir. Zira balık cinsi olmadığı gibi tiksindirici bir görünüme de sahiptir. Diğer mezheplerde ise sadece suda yaşayıp karada yaşamayan deniz canlılarının yenilmesini helal kabul edilmiştir.

Risale-i Nur Külliyatı'nda "ahtapot" kelimesi sadece Tarihçe-i Hayatı 634. sayfada geçmektedir. Cümle şöyledir: "Millet haklarını çiğneyip, milyonların sırtından ahtapotlar gibi geçinmeyi şiar edinenler için korkulacak bir haldir bu."
 
Üst