Kelime Analizi 193: Kaylule

kenz-i mahfi

Sorumlu
KAYLULE (Arapça) (قيلوله)

Kelime manası olarak öğle uykusu demektir.

Kelime kökeni olarak Arapça "öğle uykusuna yatmak, öğle istirahati yapmak" manasına gelen (قيل) kelimesinden türetilmiştir.

"قيل" kelimesinin ism-i faili "قائل" kelimesidir. Bu kelimeden türetilen "قيلوله" kelimesi ise "öğle uykusu, öğle vakti" gibi manalara gelmektedir.

Kur'an-ı Kerim'de "قيل" kelimesinden türetilen "قائل" kelimesinin çoğulu olan "kâilûn" kelimesi 1 defa, ism-i mekan kalıbında türetilen "مكيل" kelimesi 1 defa olmak üzere toplam 2 defa zikredilmiştir. Bu ayetlerin mealleri şöyledir.
1. Nice memleketler var ki biz onları helâk ettik. Azabımız onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geldi. (A'raf Suresi, 4.ayet)

Cenab-ı Hakk, Lût Kavmini geceleyin, Şuayb Peygamberin kavmini ise gündüz helâk etmiştir. Hazreti Lût (AS), Hazreti İbrahim (AS)'in kardeşinin oğludur. Nemrudun memleketinden hicret edip Şam'a geldikten sonra, Lut Gölü yakınlarında bulunan Sedum şehri halkına peygamber olarak gönderilmiştir. Lût Kavmi, şimdiye kadar hiçbir kavmin yapmadığı bir sapıklık olan livatayı yapıyorlardı. Cinsi sapıklık olan bu çirkin ahlak şimdiye kadar hiç bu şekilde çoğalmamıştı. Lut Kavminin azgınlığı üzerine, helak edilmişlerdir. Lût (AS), kendine tabi olanlarla birlikte geceleyin Sedum şehrinden ayrılıp, Sa'r şehrine gitti. Cebrail (AS), Sedum şehrini yani Lût Kavmini kanadıyla alt üst etti. Üzerlerine şiddetli taş yağmaya başladı. Lût (AS)'un karısı da kafirler içinde idi.

Şuayb (AS), Medyen ve Eyke halkına gönderilen peygamberdir. İbrahim (AS) veya Sâlih (AS) neslindendir. Soyu anne tarafından Lût (AS)'un kızına ulaştığı ve Eyyup (AS) ile teyze çocukları olduğu rivayet edilmiştir. Kızıldeniz sahilinde yer alan Akabe Körfezinden Humus Vadisine kadar uzanan ve Medyen denilen yere peygamber olarak gönderilmiştir. Medyen halkı putlara tapıyorlar, alışverişte hile yapıyorlar, stok yapıp pahalıya satıyorlra, ölçü ve tartıda hile yapıyorlar, insanların yollarını kesiyorlar, onların mallarını zorla alıyorlar, yabancıların bilhassa gariplerin mallarını hilelere başvurarak ele geçiriyorlar, sahip oldukları nimetlerin şükürlerini yapmıyorlardı. Azgın Medyen halkını Cenab-ı Hakk, helak etmiştir. Cebrail (AS), bir sayha ve bir zelzele ile onları helak etti. Hepsi yok oldular. Sanki onlar o beldede hiç yaşamamışlardır. Daha sonra Eyke halkına giden Şuayb (AS), onları dine davet etti. Fakat onlar aynı Medyen halkı gibi azgınlıkta devam ettiler. Bunun üzerine 7 gün süren şiddetli bir sıcak ve kuraklıktan sonra ufukta gözüken siyah bir bulutun yağmur bulutu olduğu zannıyla hepsi orada toplandı fakat o buluttan ateş yağmaya başladı ve neticede hepsi helak oldu.
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
2.O gün cennetliklerin kalacakları yer çok huzurlu ve dinlenecekleri yer çok güzeldir. (Furkan Suresi, 24.ayet)

Kaylule yapılan yerlere "mekâl" denilmiştir. Kaylule adetinin çok eskilere kadar gittiği bilinmektedir. Ayetin bildirdiği gibi pek çok memleketler ya gece uykusunda veya gündüz uykusunda yani kaylule yaparken helak edilmiştir. Evlerde, mescidlerde veya bir ağacın gölgesinde kaylule yapılabilir. Hazreti Ali ve Hazreti Osman'ın Mescid-i Nebevi'de kaylûle yaptıkları bilinmektedir.

Peygamber Efendimiz (ASM), kaylule için "güzel bir âdet" demiştir. Gecenin bir bölümünü ibadet ile geçireceklerin kaylule yaptıkları bilinmektedir. İmam-ı Gazali, kayluleyi "öğleye doğru biraz kestirmek" şeklinde tarif etmiştir. Gece ibadetine büyük kuvvet veren kaylule, bir sünnettir. Günün başında uyumanın cehalet, ortasında uyumanın güzel alışkanlık, sonunda yani ikindi vaktinde uyumanın ise hamakat (ahmaklık) olduğu bildirilmiştir. Sıcak iklime sahip Arabistan yarımadasında bilhassa Mekke ve Medine'de genellikle öğle namazı kılındıktan sonra kaylûle yapılması halen devam edilmektedir.

Kaylule, gün ortasında bir miktar uyumak şeklinde tanımlanmaktadır. Bu uyku öğleden önce veya sonra da yapılabilir. Yalnız kerahet vakitlerine denk gelmemelidir.

Gece yemeği yani sahur, oruca kuvvet verdiği gibi, gündüz uykusu yani kaylule de gece ibadetine kuvvet vermektedir. İmam-ı Azam Ebu Hanife (RA), sabah namazından sonra öğleye kadar sualleri olanlara cevap verip, öğleden önce oturduğu yerde kaylule yapmıştır.

Peygamberimiz Hazreti Muhammed (ASM), fırsat buldukça kaylule uykusuna riayet etmiş ve ashabına gece ibadetine kalkabilmeleri için kayluleyi tavsiye etmiştir. Kaylule, duha vaktinden öğleden biraz sonraya kadar olan vakitte yapılabilir. Yarım saat kaylule iki saat gece uykusuna denktir. Öğle uykusu, gece uykusu kadar insanın vücudunu faydalıdır. Gece yeteri kadar uyuyan ve gündüz de öğle uykusunu uyuyan kimsenin vücudu dinç ve taze olur.

Müslümanlarda kaylule olarak bilinen öğle uykusu pek çok millet tarafından başka isimlerle yapılmıştır. Bunlardan en çok bilineni İspanyollara ait olan "siesta"dır. Şimdilerde siestayı sıcak iklime sahip olan Akdeniz ülkeleri ile Latin Amerika ülkeleri ve bilhassa Meksika ülkesi çoğunlukla uygulamaktadır.

Balkan ülkelerinde saat 2-5 arasında kimse birbirini ziyarette bulunmaz. Almanya'da gün ortası istirahati denilen zamanda dükkanlar kapatılır. Asya milletleri de öğle uykusuna düşkündür. Hindistan'da "sustana" (ufak şekerleme), Çin'de "wujiao" (şekerleme) denilmektedir. Okullarda bu uyku saati için yarım saat mola bulunmaktadır. Japonya'da öğle uykusu için işçilere yer ayrılması mecburidir. Eskiden görgü kuralları arasında öğle uykusu zamanında kimse ziyarete gitmezmiş.

Gündüzün evvelinde uyumak aklı azaltır, ortasında uyumak güzel ahlaktır, sonunda uyumak ise tembelliktir. Abidlerin pek çoğu geceyi hiç uyumadan geçirmişlerdir. Uykularını kaylule ile yapmışlardır. İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri kendisi için "yatsı abdesti ile sabah namazını kılıyor" diye hüsnü zanda bulunan bir kadının hüsnü zannını kırmamak için 40 sene gece uyumamıştır.

Risale-i Nur'da "kaylule" için 28.Lem'ada bir bahis bulunmaktadır. Uykunun üç çeşit olduğunu ve bunların "gaylule, kaylule ve feylule" olduğu beyan edilmiştir. Bunlardan "kaylule"nin anlatıldığı üçüncü kısımda;
"Kayluledir ki, bu uyku sünnet-i seniyedir. Duha vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku, gece kıyamına sebebiyet verdiği için sünnet olmakla beraber, Ceziretü'l-Arab'da vaktü'-zuhr denilen şiddet-i hararet zamanında bir ta'til-i eşgal, âdet-i kavmiye ve muhitiye olduğundan, o sünnet-i seniyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku, hem ömrü, hem rızkı tezyide medardır. Çünkü yarım saat kaylule, iki saat gece uykusuna muadil gelir. Demek ömrüne her gün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saati ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilave ediyor." (Lem'alar, sayfa 270)

Kayluleyi bu kadar kısa bir bahisle bütün yönleriyle ifade etmiştir. Risale-i Nur'da "kaylule" kelimesi 2 defa geçtiği gibi Kur'an-ı Kerim'de de türevleri şeklinde 2 defa geçmektedir. Bu yönüyle adet itibariyle tevafuk etmiştir.
 
Son düzenleme:
Üst