kenz-i mahfi
Sorumlu
ŞÂHİKA (Arapça) (شاهقه)
Kelime manası olarak zirve, tepe, dağın tümseği, ucu manalarına gelmektedir.
Kelime kökeni olarak Arapça "anırmak, nefes almak, iç çekmek; hırlamak, anırmak" gibi manalara gelen "شهق" kelimesinden türetilmiştir.
"Şahika" kelimesi yüksek dağ ve bina için kullanılmaktadır. Yüksek dağların zirvelerine "şahika" denilmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de bu kelimeden türetilen “şehîk” kelimesi 2 yerde geçmektedir. Bunlar
1.Hud Suresi’nin 106.ayetinde mealen: “Bedbaht olanlar ateştedirler, orada onların (öyle feci) nefes alıp vermeleri vardır ki,
2.Mülk Suresi’nin 7.ayetinde mealen: “Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler” şeklinde geçmektedir.
Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde Hud Suresi’nin 106.ayeti için “Tıp dilinde “zefir” nefes almak, “şehik” de nefes vermektir. Fakat asıl lügatta zefir, soluğu uzun uzadıya içeri çektikten sonra dışarı vermektir. Dertli ve sıkıntılı olanın halidir ki, iç çekmek, göğüs geçirmek deyimleri ile ifade edilen haldir. Şehik ke ağlarken hıçkırmaktır ki, bu da fazla acıdan kaynaklanır. Ve çocukların ağlaması hıçkıra hıçkıra olur. Bundan başka bir de eşeğin anırmasının evveline zefir, sonuna şehik denilir ki, biri içeri doğru çekilerek, diğeri dışarı doğru verilerek ses çıkarmaktır. Hasılı lügat açısından zefir ve şehik normal nefes alıp verme değildir, ısdıraplı, acılı bir nefes alıp vermedir. Ayrıca zefir ve şehikteki tenvinler tenkir ve tehvil içindir ki, o zaman mana şu demek olur: Bambaşka ve feci bir soluk alıp vermeleri, solurken göğüs geçirip hıçkırmaları vardır. Görülmemiş şekilde nefes alıp vereceklerdir. Hasen’den nakledilen bir manaya göre, zefir cehennem alevinin yükselmesidir. Cehennem alevleri kabarıp yükselecek ve içindekiler, fırlatılıp atılacak gibi tam cehennemin en yüksek tabakasına varıp çıkmak ümidine düştükleri vakit, melekler öyle bir çarpacaklar ki, derhal gerisin geri en derinlere ve diplere doğru yutuluverilecekler ve bu mana “Ondan her çıkmak istedikleri zaman geriye döndürülürler” (Secde Suresi, 20.ayet) ayetinde bildirilen bir hususdur. Şu halde cehennem alevlerinin köpürüp kabarması zefir, geriye bükülüp dibe doğru kıvrılması şehikdir.
İnsan sevinçli iken farklı bir ses çıkarır, üzüntülü ve ızdıraplı olduğunda ise farklı bir ses çıkarır. Cehennemlik olanların çıkardığı ses ise eşeğin nefes alıp verirken çıkardığı sese ıtlak edilmesi cehennemliklerin halini zihinde canlandırmaya işarettir. Cehennemlikler hakkında “şehîk” kelimesinin kullanılması gam ve kederlerinin şiddetine işarettir. Onların feryatları eşeğin anırması gibi olacaktır.
Kelime manası olarak zirve, tepe, dağın tümseği, ucu manalarına gelmektedir.
Kelime kökeni olarak Arapça "anırmak, nefes almak, iç çekmek; hırlamak, anırmak" gibi manalara gelen "شهق" kelimesinden türetilmiştir.
"Şahika" kelimesi yüksek dağ ve bina için kullanılmaktadır. Yüksek dağların zirvelerine "şahika" denilmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de bu kelimeden türetilen “şehîk” kelimesi 2 yerde geçmektedir. Bunlar
1.Hud Suresi’nin 106.ayetinde mealen: “Bedbaht olanlar ateştedirler, orada onların (öyle feci) nefes alıp vermeleri vardır ki,
2.Mülk Suresi’nin 7.ayetinde mealen: “Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler” şeklinde geçmektedir.
Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde Hud Suresi’nin 106.ayeti için “Tıp dilinde “zefir” nefes almak, “şehik” de nefes vermektir. Fakat asıl lügatta zefir, soluğu uzun uzadıya içeri çektikten sonra dışarı vermektir. Dertli ve sıkıntılı olanın halidir ki, iç çekmek, göğüs geçirmek deyimleri ile ifade edilen haldir. Şehik ke ağlarken hıçkırmaktır ki, bu da fazla acıdan kaynaklanır. Ve çocukların ağlaması hıçkıra hıçkıra olur. Bundan başka bir de eşeğin anırmasının evveline zefir, sonuna şehik denilir ki, biri içeri doğru çekilerek, diğeri dışarı doğru verilerek ses çıkarmaktır. Hasılı lügat açısından zefir ve şehik normal nefes alıp verme değildir, ısdıraplı, acılı bir nefes alıp vermedir. Ayrıca zefir ve şehikteki tenvinler tenkir ve tehvil içindir ki, o zaman mana şu demek olur: Bambaşka ve feci bir soluk alıp vermeleri, solurken göğüs geçirip hıçkırmaları vardır. Görülmemiş şekilde nefes alıp vereceklerdir. Hasen’den nakledilen bir manaya göre, zefir cehennem alevinin yükselmesidir. Cehennem alevleri kabarıp yükselecek ve içindekiler, fırlatılıp atılacak gibi tam cehennemin en yüksek tabakasına varıp çıkmak ümidine düştükleri vakit, melekler öyle bir çarpacaklar ki, derhal gerisin geri en derinlere ve diplere doğru yutuluverilecekler ve bu mana “Ondan her çıkmak istedikleri zaman geriye döndürülürler” (Secde Suresi, 20.ayet) ayetinde bildirilen bir hususdur. Şu halde cehennem alevlerinin köpürüp kabarması zefir, geriye bükülüp dibe doğru kıvrılması şehikdir.
İnsan sevinçli iken farklı bir ses çıkarır, üzüntülü ve ızdıraplı olduğunda ise farklı bir ses çıkarır. Cehennemlik olanların çıkardığı ses ise eşeğin nefes alıp verirken çıkardığı sese ıtlak edilmesi cehennemliklerin halini zihinde canlandırmaya işarettir. Cehennemlikler hakkında “şehîk” kelimesinin kullanılması gam ve kederlerinin şiddetine işarettir. Onların feryatları eşeğin anırması gibi olacaktır.