ARDIÇ (Türkçe)
Eski Türkçe'deki "artuç" kelimesinden gelmektedir. Bu kelime "bir tür bodur kozalaklı ağaç" manasına gelmektedir.
Kelime manası olarak "servigillerden, güzel kokulu yapraklarını kışın da dökmeyen, yuvarlak kara yemişleri ilaç olarak kullanılan bir ağaçtır.
Atasözü olarak "ardıcın közü olmaz, yalancının sözü olmaz" şeklinde kullanılmaktadır.
Ardıçın bilimsel adı Juniper'dir. Yere dökülen ardıç tohumları, ardıç kuşu tarafından yenilmektedir. Bu tohumlar, kuşların sindirim sisteminden geçtikten sonra dışkısıyla dışarı atılır ve bu şekilde ardıç tohumu yeşermeye başlar. Yani ardıçın üremesi için ardıç kuşuna ihtiyaç vardır.
Ardıç ağacının bilhassa meyveleri ilaç olarak kullanılmaktadır. Bağışıklık sistemine, sindirim sistemine, güçsüzlüğü çok iyi gelmektedir. Mobilyacılık sektöründe ve bilhassa ev dekorasyonlarında ardıç kullanılmaktadır.
Risale-i Nur Külliyatı'nda "ardıç" kelimesi 5 defa zikredilmiştir.
Sözler kitabında 17.Söz'de "Barla Yaylası, Çam, Katran, Ardıç, Karakavağın Bir Meyvesidir. Başlıklı bölümde zikredilmiştir. Bahis şöyledir:
"Bir vakit esaretimde dağ başında azametli çam ve katran ve ardıç ağaçlarının heybetnüma suretlerini, hayret-efza vaziyetlerini temaşa ederken pek latif bir rüzgâr esti."