Kişi Allah'ı dost ve yardımcı edinirse .. ?

Ahmet.1

Well-known member
Kişi Allah'ı dost ve yardımcı edinirse, yalnızca Allah'a dayanıp güvenirse, Allah'ı vekil tutarsa Allah bu kimseye yardım eder mi?

Allah'ı dost ve yardımcı edinen kişiye, Allah da dost ve yardımcı olur ve onun muradını elbette verir. Allah ahirette de dünyada da mümin dostlarını hep aziz kılmıştır.

"Ey iman edenler, eğer siz Allah'a (Allah adına İslam'a ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır." (Muhammed, 47/7)

İnsanın hem dünyada hem de ahirette tek bir gerçek dostu vardır. Bu dost onu hiçbir zaman bırakıp gitmez, asla terk etmez, her zorlukta yanındadır ve ona yardımcıdır. Doğduğu günden öldüğü güne kadar daima onunla birliktedir. Onu düşmanlarına karşı korur. Onun için herkesten daha güvenilirdir, daima karşılıksız armağan edendir. Kuşkusuz bu dost alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'tır. Allah, müminlerin en çok güvendiği, en yakın dostudur.

İman edenler, hayatları boyunca Kur'an-ı Kerim'de tarifi yapılan güzel ahlakı insanlar arasında yaygınlaştırmak, insanların Allah'a iman etmelerine vesile olmak için ciddi bir çaba içinde olurlar. Onların bu çabalarına karşılık, inkâr edenlerden bir grup ise, tarih boyunca hep iman edenlerin karşısında yer almış, onları baskı ile engellemeye çalışmışlardır. Allah Kur'an'da, inkâr edenlere karşı hep müminlerle birlikte olduğunu, onların işlerini kolaylaştıracağını, müminlere yardımcı olacağını belirtmiştir. Allah yolunda samimi bir çaba içinde olan müminler, bu gerçeği hayatlarının her anında yaşarlar. Allah, her işlerini kolaylıkla sonuçlandırır, her işlerinde başarı ve güzellik verir. Hatta zayıf imanlıların "eyvah"dedikleri, ümitsizliğe düştükleri, hiçbir kurtuluş yolunun kalmadığını sandıkları durumlarda dahi Allah, peygamberlere ve müminlere, Kendi katından yardım göndermiş ve onları başarılı kılmıştır.


Sorularla İslamiyet
 

Ahmet.1

Well-known member
Yüce Rabbimiz bu gerçeği Kur'an'da şöyle bildirmiştir:

"Andolsun, (peygamber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır." (Saffat, 37/171-172)

Allah'ın yardımının ve desteğinin kendileriyle olduğuna iman eden müminler, hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmaz, Allah'ın olayı nasıl sonuçlandıracağını şevkle beklerler. Allah'ın müminler üzerindeki yakın takibi ve yardımı ile ilgili Kur'an-ı Kerim'de yer alan peygamber kıssalarında pek çok örnek vardır.


Allah'ın Peygamber Efendimiz (asm)'e Yardımı

Peygamber Efendimiz (asm) hayatı ve mücadelesi boyunca çok büyük engellerle karşılaşmıştır. Tebliğ yaptığı insan topluluğunda her türlü zorluğu çıkarmaya hazır insanlar bulunmuştur. Bu kişiler ikiyüzlü davranarak Peygamber Efendimiz (asm)'e tuzak kurmaya çalışmışlar, onu tutuklamak, sürgün etmek ve hatta öldürmek istemişlerdir.

Tüm bu olaylara karşı Peygamber Efendimiz (asm) alemlere örnek bir tevekkül göstermiş ve yalnız Yüce Allah'tan yardım istemiştir. Bunun sonucunda da Allah, Peygamber Efendimiz (asm)'e yardım etmiş ve kendisine, küfre sapanlara karşı zafer vermiştir. Kur'an-ı Kerim'de Peygamber Efendimiz (asm) ile ilgili olarak anlatılan olaylarda, onun tevekkülü ve Allah'a teslimiyeti açıkça görülmektedir.

Örneğin Peygamber Efendimiz (asm)'in Mekke'den çıktıktan sonra arkadaşı ile birlikte gizlendiği bir mağaradaki sözleri, tevekkülünün en güzel örneklerinden biridir. Yüce Rabbimiz de küfre sapanlara karşı kendisine yardım etmiştir:

"Siz ona (peygambere) yardım etmezseniz, Allah ona yardım etmiştir. Hani kâfirler ikiden biri olarak onu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: 'Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir.'Böylece Allah ona 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti, onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkâr edenlerin de kelimesini (inkâr çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah'ın kelimesi, Yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir."(Tevbe, 9/40)


Peygamber Efendimiz (asm) tüm hayatı boyunca gösterdiği tevekkülü ile tüm Müslümanlara örnek olmuş ve ümmetine sadece Allah'tan yardım dilemelerini şöyle hatırlatmıştır:

"...Bir şey isteyince Allah'tan iste. Yardım talep edeceksen Allah'tan yardım dile. Zira kullar... Allah'ın yazmadığı bir zararı sana vermek için bir araya gelseler buna da muktedir olamazlar."

Yüce Allah'ın yardımı, hayatı boyunca Peygamber Efendimiz (asm)'in yanında olmuştur. Allah, onun üzerine "güven duygusu ve huzur" (Tevbe, 9/26) indirmiştir.
 

Ahmet.1

Well-known member
Allah'ın Hz. Musa'ya Yardımı: Denizin Yarılması

Allah'ın yardımının ve desteğinin kendileriyle olduğuna iman eden müminler için, Hz. Musa (as) ve kavminin yaşadıkları da güzel bir örnektir. Hz. Musa, İsrailoğullarını Firavun'un zulmünden korumak için Mısır'dan çıkarmıştır. Firavun ise ordusuyla birlikte Hz. Musa'nın ve kavminin peşine takılmıştır. Hz. Musa ve İsrailoğulları deniz kıyısına ulaştıklarında, içlerinden bazı zayıf imanlılar, Firavun tarafından sıkıştırıldıklarını düşünerek, panik olmuşlar ve ümitsizliğe kapılmışlardır.

Oysa, Hz. Musa (as) örnek bir tevekkülle

"... Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir." (Şuara, 26/62)

diyerek, Allah'ın müminlerle beraber olduğuna ve kendilerine yardım edeceğine dair inancını göstermiştir. Allah, apaçık bir mucizeyle denizi ikiye yararak, Hz. Musa'nın ve kavminin karşı kıyıya geçmesini sağlamış ve onları Firavun'un zulmünden kurtarmıştır. Onların hemen ardından da denizi kapatarak Firavun'u ve ordusunu suda boğmuştur.
 

Ahmet.1

Well-known member
Allah, Tuzakları Bozarak Müminlere Yardım Eder

İnkâr edenler müminleri Allah'ın yolundan engellemek için onlara türlü zorluklar çıkarırlar ve onların aleyhinde tuzaklar kurarlar. Ancak Allah, Kur'an-ı Kerim'de müminlere kurulan tüm tuzakların bozulacağını; bu tuzakların, onları Kur'an kişilerin başlarına geçeceğini ve müminlere hiçbir zarar veremeyeceklerini vaat etmiştir:

"(Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmaz..." (Fatır, 35/43)

"Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların 'hileli düzenleri' size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır." (Âl-i İmran, 3/120)
 

Ahmet.1

Well-known member
Allah Müminlere Dünyada ve Ahirette Yardım Eder

İnananların tek yardımcısı ve velisi Allah'tır. Müminler her türlü zorlukta, her türlü şartta O'ndan yardım isterler ve Allah da onlara icabet eder.

Yüce Rabbimiz,

"...İman edenlere yardım etmek ise, Bizim üzerimizde bir haktır."(Rum, 30/47)

ayetiyle, tüm iman eden kullarına yardım edeceğini bildirmektedir.

Ancak Allah'ın yardımını kazanmak için en önemli şartlardan biri; O'nun dinine yardım etmek, O'nun sınırlarını koruma konusunda titizlik göstermek ve bu uğurda mücadele etmektir.

İşte böyle samimi bir çabanın karşılığında müminler daima Allah'ın yardımıyla karşılık bulmayı umarlar. Zafer, Allah'ın vaat ettiği gibi, yalnızca O'na inananların, O'nun rızası ve hoşnutluğu için gayret gösterenlerindir.

Şüphesiz dünyada müminleri yalnız ve yardımsız bırakmayan Allah, ahiret hayatlarında da onların tek Velisi ve Yardımcısı olacağını vaat etmiştir.

"Şüphesiz Biz elçilerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahidlerin (şahitlik için) duracakları gün elbette yardım edeceğiz."(Mümin, 40/51)

"Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir 'çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar' bile haksızlığa uğramayacaklardır. İyilik yaparak kendini Allah'a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim'in dinine uyandan daha güzel dinli kimdir? Allah, İbrahim'i dost edinmiştir."(Nisa, 4/124-125)


sorularlaislamiyet.com
 

Ahmet.1

Well-known member
Acaba, maddeden mücerred ve muallâ ve tahdid-i kayıt ve zulmet-i kesafetten münezzeh ve müberra ve şu umum envar ve bütün nuraniyat onun envar-ı kudsiye-i esmasının bir kesif zılali ve umum vücud ve bütün hayat ve âlem-i ervah ve âlem-i misal, nim-şeffaf bir âyine-i cemali ve sıfâtı muhita ve şuunatı külliye olan bir Zat-ı Akdes’in irade-i külliye ve kudret-i mutlaka ve ilm-i muhitle tecelli-i sıfâtı ve cilve-i ef’ali içindeki teveccüh-ü ehadiyetinden hangi şey saklanabilir, hangi iş ağır gelebilir, hangi şey gizlenebilir, hangi fert uzak kalabilir, hangi şahsiyet külliyet kesbetmeden ona yanaşabilir? Sözler
 

Ahmet.1

Well-known member
Ey insan! Sen kendine mâlik değilsin. Sen, kudreti nihayetsiz bir Kadîr, rahmeti hadsiz bir Rahîm-i Zât-ı Zülcelal'in memluküsün. Öyle ise sen, kendi hayatını kendine yükleyip zahmet çekme; çünki hayatı veren odur, idare eden de odur. Sözler
 

Ahmet.1

Well-known member
Mademki her şeyin Allah'tan olduğunu bilirsin ve ona iz'anın vardır. Zararlı menfaatli her şeyi tahsin ve hüsn-ü rıza ile kabul etmek lâzımdır. Mesnevî-i Nuriye
 
Üst