Kudsi Hadisler - İmam Gazali

ASHAB-I BEDR

Well-known member
17. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey âdemoğlu!

Sana emrettiğim gibi amel et ve seni sakındırdığım şeyden uzak dur.

Böyle yaparsan sana öyle bir (manevî) hayat veririm ki (rahmetimle) ebediyen yaşarsın.

Şunu bil, devamlı hayatta olup asla ölmeyecek olan benim. Ben bir şeye 'ol' dersem, o derhal olur.

Ey âdemoğlu!

Sözün tatlı ama amelin çirkin olursa sen münafıkların başısın demektir.

Dışın güzel ama için çirkin olursa helak olanlardan olursun. Böyle olanlar Allah'ı kandırmaya çalışanlardır. Oysa Allah kendi oyunlarıyla onları kandırmıştır. 'Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve farkında değillerdir.7

Ey âdemoğlu!
Cennete ancak benim azametime boyun eğen, gündüzlerini beni zikretmekle geçiren, yalnız benim için şehvetlerden el çekenler girer.

Ben (bana sığınan) garibi himaye ederim, fakiri emniyette tutarım, yetime ikramda bulunur, kendisi için merhametli bir baba gibi olurum.

Dul kadınlara şefkatli kocaları gibi merhametle davranırım.

İşte her kim bu sıfatlara sahip olursa, onun duasına icabet ederim;

bana dua ettiğinde karşılık verir ve benden bir şey istediğinde onun

isteğini yerine getiririm."


7 Bakara 2/9.


 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
18. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey âdemoğlu!

Beni kime şikâyet ediyorsun?

Halbuki benim dengim ve benzerim yok ki şikâyet edesin!
Beni ne zamana kadar unutacaksın? Oysa benim sizden istediğim bu değildir.

Beni ne zamana kadar inkâr edeceksin? Halbuki ben kullarıma zulmedici değilim.

Ne zamana kadar nimetimi inkâr edeceksin? Ne zamana kadar kitabımı hafife alacaksın?

Oysa ben sana güç yetiremeyeceğin şeyleri yüklemedim.

Ey âdemoğlu!

Ne zamana kadar isyanınla bana cefa edeceksin?

Benden gayri rabbiniz yok iken, ne zamana kadar beni inkâr edeceksin?

Hastalandığınızda benden başka hangi tabip size şifa verebilir ki? Fakat siz benden şikâyetçi olmakta ve kaderime kızmaktasınız.

Gökten üzerinize yağmuru bolca ben indirdiğim halde siz, 'İşte biz şu yıldız sayesinde yağmura kavuştuk'8 diyorsunuz. Böylece beni inkâr etmiş, yıldıza iman etmiş oldunuz.
8 Zeyd b. Hâlid el-Cühenî şu hadisi nakleder:

Resûlullah (s.a.v) bize Hudeybiye'de henüz ortalık karanlıkken yağan yağmurun ıslaklığı üzerinde sabah namazını kıldırdı. Namazın ardından insanlara yönelerek,

"Rabbinizin ne buyurduğunu biliyor musunuz?" dedi.

Oradakiler, "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediler.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu:

"Allah şöyle buyuruyor: Kullarımdan kâfir ve mümin olarak sabahlayan vardır. 'Allah'ın fazlı ve rahmetiyle yağmura kavuştuk' diyenler bana iman edip yıldızları inkâr ettiler.

'Falan yıldızın doğuşu ile yağmura kavuştuk' diyenler ise beni inkâr edip yıldızlara iman ettiler."

Bk. Buhârî, istiskâ', 28; Müslim, İmân, 125; Ebû Dâvûd; Tıbb, 22, Nesâî, İstiskâ',16; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/117.

Ben size rahmetimi belli bir ölçüde, hesaplı, belirli ve« taksim edilmiş halde indiriyorum. Sizden birine üç günlük gıdası geldiği halde, o, 'Ben kötü bir haldeyim, hayırdan mahrumum!' deyip nimetimi inkâr ediyor.
Her kim malının zekatını vermezse, kitabımı hafife almış olur.

Her kim namaz vaktinin girdiğini bildiği halde, onu yerine getirmek için harekete geçmezse, o benden gafildir."
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
19. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey âdemoğlu!

Sabırlı ve mütevazi ol ki, seni yücelteyim.

Bana şükret ki, sana nimetimi artırayım.

Benden affını iste ki, seni bağışlayayım. Bana dua et ki, sana karşılık vereyim; tövbe et ki affedeyim.


Benden iste, vereyim, sadaka ver; malını bereketlendireyim. Akrabanla ilişkini devam ettir, ömrünü uzatayım.

Benden sıhhatle birlikte afiyet iste. Yine benden yalnızlıkta selâmet, bir şeye yöneldiğinde ihlâs, tövbende Allah'a karşı vera' ve kanaatte zenginlik iste.

Ey âdemoğlu!

Karnın tam dolu iken ibadette manevî hazza ulaşmayı nasıl arzularsın? Mal sevgisi ile beraber Allah sevgisini nasıl umarsın?

Fakirlikten korkar halde iken aynı anda Allah korkusuna nasıl sahip olursun?

Dünyaya hırsla yapışmış haldeyken vera'yı nasıl beklersin?

Miskinlerin rızasını almadan Allah'ın rızâsını nasıl elde edersin?

Cimrilikle rızâya nasıl ulaşırsın?

Dünya sevgisi ve övülmek arzusu ile cennete girmeyi nasıl arzularsın?

Az ilimle âhiret saadetini nasıl umarsın?"
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
20. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey insanlar!

Tedbir gibi güzel geçim, halka zarar vermekten kaçınmak gibi vera', edepten daha yüce bir muhabbet, tövbe gibi şefaatçi, ilim gibi ibadet yoktur.

Yine haşyet gibi dua, sabır gibi zafer, tevfik gibi saadet, akıldan daha güzel bir süs ve hilimden daha cana yakın bir arkadaş yoktur.

Ey Âdemoğlu!


Vakitlerini bana ibadet etmeye ayır ki, kalbini zenginlikle doldurayım, rızkını bereketlendireyim ve vücuduna rahatlık vereyim.

Beni zikretmekten gafil olma!

Gafil kaldığın takdirde kalbini fakirlikle doldurur, vücudunu yorgun ve halsiz kılar, göğsünü dert ve gama salarım.

Ne kadar ömrün kaldığını görebilsen, düşünü kurduğun emellerden gönlünü çekerdin. Ey âdemoğlu! Sana bahşettiğim afiyet sayesinde bana kulluk etmeye güç buldun.

Benim özel yardımımla, sana farz kıldığım ibadetleri yerine getirebildin.


Benim rızkımı yiyerek bana karşı yaptığın isyana kuvvet buldun. Benim dilememle, istediklerini istiyorsun. Dilediğin her şey benim irademledir. Benim nimetimle ayakta duruyor, oturuyor ve dönüyorsun.

Benim korumam sayesinde geceliyor ve sabahlıyorsun.

Benim ihsanım içinde yaşadın ve nimetim içinde dönüp durdun.

Verdiğim afiyetle güzelleştin.

Lâkin ardından beni unutup başkalarını hatırında tuttun.


Neden benim hakkımı ve şükrümü eda etmedin?"


 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
21. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey âdemoğlu!

Ölüm senin tüm sırlarını açığa çıkaracak, kıyamet seninle ilgili bütün haberleri verecek ve azap yüzündeki perdeyi yutacaktır.

Bir günah işleyeceğinde, günahın küçüklüğüne değil, onunla kime isyan ettiğine bak!

Sana az bir rızk verildiğinde, rızkın azlığına değil, onu sana kimin verdiğine bak!


Küçük günahları hafife alma; çünkü sen Allah'a hangi günahla (affedilmeyecek ve azabı hak edecek) isyanı yaptığını bilemezsin.

Benim tuzağımdan emin olma; zira benim imtihanım senin için, bir karıncanın karanlık bir gecede bir kaya üzerindeki yürüyüşünden daha gizlidir.

Ey âdemoğlu!

Bir isyan ettiğinde benim gazabımı hatırlayıp günahtan el çektiğin oldu mu?

Sana emrettiğim gibi farzlarımı yerine getirdin mi?

Miskinlere malından verdin, sana kötülük eden kişiye iyilik ettin mi?

Sana zulmedeni bağışladın mı?

Senden akrabalık bağını koparanla sen ilgilendin mi?

Sana ihanet edene sen insaf ettin mi?

Seninle küs olanla konuştun mu?

Çocuğuna edep verdin, komşunu kendinden razı ettin mi?

Âlimlere dinin ve dünyan hakkında sorular sordun mu?

Şüphe yok ki ben, sizin görünüşlerinize ve dış güzelliklerinize bakmam ancak kalplerinize bakarım.9
İşte bu sıfatlar kimde varsa ben ondan razı olurum."

Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

"Şüphesiz Allah (c.c) sizin cisimlerinize ve suretlerinize bakmaz.

O ancak kalplerinize bakar (ve sizi ona göre değerlendirir)."



Bk. Müslim, Birr; 33, ibn Mâce, Zühd, 9; Ahmed b. Han-bel, Müsned, 2/285, 359.



 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
22. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey âdemoğlu!

Nefsine ve tüm yarattıklarıma bak; eğer kendin için nefsinden daha kıymetli birini bula-bilirsen onun ikram ve iyiliklerini kendine çek.

Yok, eğer senin için nefsin kıymetli ise, o halde ona tövbe ve salih amellerle ikramda bulun.

Allah'ın sana verdiği nimetlerini ve sizinle yaptığı sözleşmeyi hatırla.

Hani siz 'işittik, itaat ettik' diyerek Allah'a söz vermiştiniz!

Kıyamet günü gelip çatmadan önce Allah'tan korkun ve O'na dönün. O gün niceleri için bir aldanma ve zarar günüdür. O gün gelmesi hak olan bir gündür.

O gün, bir günü dünya günleriyle elli bin güne denk bir gündür. 1°
O gün, kimsenin konuşmaya güç yetiremediği ve mazeret sunmalarına izin verilmeyen bir gündür.11
O gün, her şeyi alt üst eden bir gündür.

O gün, sayha (çığlık) günüdür.

O gün, çok çetin ve belâlı bir gündür.

11 Meâric 70/4. 11 Mürse/ât 77/35-36. İnâ
7/ 1* İnşân 76/10.

O gün hiçkimsenin (kendi başına) kimseye bir şey yapmaya imkan sahibi olmadığı bir gündür. O gün, bütün iş ve emir Allah’a aittir.

13 İnfitâr 82/19. 14Enfâl8/21. 47

O gün, dünyanın harap olduğu göndür. O gün, yeryüzünün sarsıldığı ve birbirine çarpıp toz duman olduğu gündür. O gün, dağların kökünden sökülüp atıldığı bir gündür.

O gün, azabın gelip çattığı, yok oluşun çabuklaştırıldığı, yıkım için görevli meleğe sür’a üfürülme emrinin verildiği ve kainatın yıkıldığı gündür.

O gün, dehşetten küçük çocukların saçları ağarır.

Artık sizler hakkı duyduk deyipte duymayanlar gibi olmayın.
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
23. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:


"'Ey iman edenler, Allah'ı çokça zikrediniz ve O'nu gece ve gündüz tesbih ediniz.'15

Ey İmrân oğlu Musa!

Ey beyan sahibi, kelâmıma kulak ver! Ben deyyân (hüküm sahibi) olan Allahım. Benimle senin aranda tercüman yoktur. Faiz yiyenleri, rahmanın gazabı ve şiddeti kat kat artırılmış ateş ile müjdele!

Ey âdemoğlu!

Kalbinde bir katılık, bedeninde bir rahatsızlık, rızkında bir daralma ve malında bir azalma bulduğun vakit sana yararı olmayan bir konuda (mâlâyâni) konuştuğunu bil.

Ey âdemoğlu!

Dilin dosdoğru olmadıkça dinin de dosdoğru olmaz. Sen rabbinden haya etmedikçe de dilin dosdoğru olmaz.

15 Ahzâb 33/41-42.


Ey âdemoğlu!

İnsanların ayıpları ile uğraşarak kendi ayıbını unuttukça şeytanı kendinden razı eder ve rahmanı kendine gazap ettirirsin.

Ey âdemoğlu!

Dilin bir aslan gibidir; onu kendi başına bırakırsan seni öldürür. Senin helak olman dilinin başı boş kalıp pervasızca konuşmasındandır."
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

ASHAB-I BEDR

Well-known member
24. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey âdemoğlu!

'Şeytan sizin düşmanınızda; öyleyse siz de ona düşman olun.

'16
16 Fâtır 35/6.


Bilin ki bugün gruplar halinde haşredileceğiniz, rahmanın huzurunda saflar halinde duracağınız, kitabı (amel defterinizi) harf harf okuyacağınız, gizli veya açık işlediğiniz her şeyden sorulacağınız bir gündür.

O gün, müttakileri binek üzerinde rahmanın huzuruna götürdüğümüz, günahkârları ise susuz olarak cehenneme sürdüğümüz gündür.

Sizin için hem müjde hem de tehdit vardır.

Şüphesiz ki ben, benzeri olmayan Allahım. Kimsenin benimki gibi bir saltanatı ve hükümranlığı yoktur.

Her kim benim için aralıksız oruç tutar ise ona çeşitli nimetlerimle iftar ettiririm.
Kim gecesini ibadetle geçirirse, kendisine sevdiğim hallerden bir hal veririm.

Her kim gözünü haram kıldığım şeylerden korursa, onu ateşimden emin kılarım.

Rab benim; beni iyi tanıyın!

Nimetleri veren benim; öyleyse bana şükrediniz. Koruyucu benim; siz de benim haklarımı gözetin! Yardım eden benim; (siz de dinime yardım suretiyle)

17 Meryem 19/85-86.


bana yardım ediniz. Affeden benim; bana istiğfarda bulununuz. Maksud benim; beni gaye edininiz. Veren benim; benden isteyiniz. Ma-bud benim; bana ibadet ediniz.

Her şeyi bilen benim; benden korkunuz."
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
25. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey âdemoğlu!

'Allah, kendisinden başka ilâh olmadığına şahittir. Melekleri ve adalet sahibi âlimler de O'ndan başka ilâh olmadığına şahittir. O, her şeye hükmü geçen ve her işini hikmetle gerçekleştirendir. Hiç şüphesiz Allah katında gerçek din İslâm'dır.'

18
18 Âl-i İmrân 3/18-19.

'Her kimm İslâm'dan başka bir dine yönelirse bu ondan asla kabul edilmeyecek ve o âhirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.' ^

O, güzel olan her şeye cenneti müjdelemiştir.

Kim Allah'ı ihlâs ile tanır ve O'na itaat ederse kurtulur.

Kim şeytanı tanır ve ona isyan eden selâmet bulur.

Kim hakkı tanır ve ona tâbi olursa azaptan emin olur. Bâtılı tanıyıp ondan sakınan başarıya kavuşur.

Her kim dünyayı ve şeytanı tanıyıp onları reddederse saadete erer.

Kim âhireti tanıyıp onu talep ederse hidayete kavuşur. Şüphesiz Allah dilediğini hidayete erdirir. Hepiniz sonuçta O'na döndürülürsünüz.

19 Al-i Imrân 3/85.

Ey âdemoğlu! Allah rızkına kefil olmuşken senin rızık için çektiğin bu uzun süreli endişen neden? Allah, verdiğinin yerini dolduracak olduktan sonra bu cimriliğin niçin? Şeytan Allah'ın düşmanı iken bu gafletin neden?

Allah'ın cezalandırması cehennemle olacağı halde senin keyif içinde olmanın sebebi ne?

Allah'ın hayır sahiplerine mükâfatı cennet olduğu halde, senin isyan halinde olman niçin?

Her şey benim kaza ve kaderimle meydana geldiği halde bu sabırsızlık ve feryadın niye?

'Biz her şeyi takdir edip kitaba yazdık ki, elinizden çıkana tasalanmayasınız ve O'nun size verdiği ile de sevinip şımarmayasınız. Allah çok böbürlenen kibirli kimseleri sevmez.'"


20
20 Hadîd 57/23.
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
26. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey âdemoğlu!

Çokça azık edininiz (hayırlı, salih amel biriktirin); çünkü yol uzundur. Allah a karşı kulluğunuzu güzel ve sağlam yapın; zira deniz derindir. Ameli hakkıyla yerine getirin; çünkü sırat incedir.

Yaptıklarınızı ihlâsla yapın; zira sizi hesaba çekecek olan Allah her şeyi görmektedir.

Senin bütün arzuladıkların cennette, rahatın âhirettedir.

Orada senin için güzel huriler vardır. Sen benim için ol, ben de senin için olayım.

Dünyayı küçümseyip iyileri severek bana yaklaş.

Şüphesiz Allah, iyilik sahiplerinin sevabını zayi etmez."


 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Paylaşımlarınız için Rabbim razı olsun sizden.Bu hadisleri hayatımızım her anında hatırlayıp an be an yaşamak nasip eylesin ALLAH (cc) inşaALLAH...

Ecmain Olsun Kardeşim.İnşaAllah yaşayanlardan eyler.Duanıza duacıyız.Amin..

27. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey insanlar!

Siz nasıl oluyor da Allah'a isyan ediyorsunuz?

Halbuki siz daha güneşin verdiği hararete feryat ediyorsunuz, cehennemin ateşine nasıl dayanacaksınız?

O cehennemin yedi tabakası vardır. İçindeki ateşin harareti birbirini yer.

Her bir tabakasında yetmiş bin ayrı ateş bölümü vardır. Her bölümde yetmiş bin bina vardır; her binada yetmiş bin ev vardır.

Her evde, yetmiş bin kuyu vardır. Her kuyuda ateşten yetmiş bin tabut ve her tabutta ateşten yetmiş bin akrep vardır. Tabutların her birinin üstünde de yetmiş bin adet zakkum vardır.

Bu ağaçların her birinin altında ateşten yetmiş bin görevli ve her bir görevlinin emrinde ateşten yetmiş bin melek ile ateşten yetmiş bin koca yılan bulunmaktadır.

Bu ateşten yılanların boyu yetmiş bin zirâ-dır. Her bir yılanın karnında öldürücü siyah zehirden bir deniz bulunmaktadır.

Her bir akrebin bin tane kuyruğu vardır. Kuyruklardan her bir tanesinin boyu yetmiş bin zirâdır. Kuyruklarda yetmişer bin rıtl öldürücü zehir bulunur. 'Zâtıma, Tûr'a, yayılmış ince deri üzerinde yazılı kitaba (Kur'an'a), Beyt-i Ma'mur'a, yükseltilmiş göğe, dolan denize andolsun ki rabbinin azabı muhakkak vuku bulacaktır.' 21

Ey âdemoğlu!

Ben bu ateşi ancak kâfir, ko-vucu, riyakâr, malının zekâtını vermeyen, zina eden, faiz yiyen, içki içen, yetimlere zulmeden, ölünün ardından dövünenler ile komşusuna eziyet eden ve işçi çalıştırdığı halde ücretini ödemeyenler için yarattım. 'Ancak tövbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır.

21 Tur 52/1-6.

İşte onlar, Allah'ın kötülüklerini iyiliklerle değiştireceği kimselerdir. Allah çok affedici ve çok acıyandır.'22

Ey kullarım!

Nefislerinize acıyın; zira bedenler zayıf, yol uzun, yük ağır, sırat incedir. Hepinizin hesabını görecek olan zât ise, her şeyi görendir.

Hüküm verecek olan hâkim, âlemlerin rabbidir."

22 Furkân 25/70.
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
28. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey insanlar!

Fâni bir dünyaya ve sonu olan bir hayata nasıl rağbet ediyorsunuz? Hiç şüphesiz itaat edenler sekiz kapısından cennetlere girerler.

Her bir cennette yetmiş bin bahçe bulunmaktadır. Bu bahçelerden her birinde de yakuttan yapılma yetmiş bin köşk vardır.

Bu köşklerde ise zümrütten yetmiş bin ev ve bu evlerin her birinde kırmızı altından yetmiş bin oda vardır.

Bu odaların her birinde beyaz gümüşten yetmiş bin asma kat vardır ki, bu asma katların her birinde de yetmiş bin siyah renkli sofra bulunmaktadır.

Bu sofralardan her birinde mücevherden yapılma yetmiş bin tabak ve her tabakta yetmiş bin çeşit yemek vardır. Her bir asma katta kırmızı altından yetmiş bin yatak, bunların her birinde yetmiş bin ipek, kalın ve ince atlastan yapılmış yetmiş bin döşek bulunur.

Yine yatakların her birinin yakınında içinden hayat suyu, süt, şarap ve balın aktığı yetmiş bin nehir vardır. Bu nehirlerin her birinin ortasında yetmiş bin çeşit meyve bulunur.

Her bir evde yetmiş bin erguvandan çadır ve her bir döşekte de beyaz tenli gözde hurilerden biri bulunmaktadır. Bu hurilerin her birinin elinin altında henüz ergenliğe adım atmamış saklı cevherler misali yetmiş bin hizmetkâr kız vardır.

Her bir köşkün tepesinde yetmiş bin kubbe, her bir kubbede de kimsenin gözünün görmediği, kulağının işitmediği ve hiçbir beşerin hayal dahi edemeyeceği (güzellikte) rahman tarafından verilmiş yetmiş bin hediye, bulunmaktadır.

'Onlar için diledikleri meyveler, iştahla arzu duyacakları kuş etleri ve şahin gözlü, saklı incilere benzeyen huriler vardır. Bunlar onlara işledikleri iyi amellere karşılık bir mükâfat olarak verilir.'

23

Cennetlikler cennette ölmez, yaşlanmaz ve üzülmezler. Oruç tutmaz, namaz kılmaz ve hastalanmazlar.

Onların küçük veya büyük ab-deste çıkmak gibi bir ihtiyaçları olmaz.


24
23 Vakıa 56/20-24.

24 ilgili hadisler için bk. Buhârî, Bed'ü'l-Halk, 8; Müslim, Cennet, 15-17; Tirmizî, Sıfatü'l-Cennet, 7; İbn Mâce, Zühd, 39; Dârimî, Rikâk,104; Ahmed b. Hanbel, Müs-ned, 2/232, 253, 316; 3/316, 349, 354, 364, 384.

Onlar oradan çıkarılacak da değiller.
İşte her kim bu cennetlere girmeyi arzu eder,

ikramımı, yakınlık ve nimetimi isterse;

her işinde sadakat, dünyayı değersiz görmek ve aza kanaat etmek ile

bana yaklaşsın."

 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
29. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey âdemoğlu!

Mal benim malım, sen ise benim kulumsun. Benim malımdan sahip olacağın, ancak yiyip tükettiğin veya giyip eskittiğin yahut sadaka vererek ebedî kıldığın kısmıdır.

Bana ve sana ait olan şeyler üçe ayrılır: Biri bana, biri sana aittir. Diğeri de ikimiz arasındadır.
Bana ait olan senin ruhundur. Sana ait olan işlediğin amelindir.

İkimizin arasında olan ise

senin dua etmen, benim de duana karşılık vermemdir.

Ey âdemoğlu!

Şüpheli şeylerden sakın, verdiğime kanaat et, âhirette beni görürsün. Bana ibadet edersen, bana ulaşırsın. Beni ararsan, bulursun.


Ey âdemoğlu!

Sen, işledikleri suçlar yüzünden cehenneme giren yöneticiler,

isyan eden cahiller, haset eden âlimler, hain tüccarlar, kulun hiçbir amelinden

mesul olmadığını söyleyen cahil kimseler, gösteriş yapan hayır sahipleri ve

ibadet yapanlar, kibirli zenginler, yalancı fakirler gibi olacaksa;

cenneti isteyenlerle ne ilgin olabilir?"

 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
30. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"'Ey iman edenler!

Allah'tan hakkıyla korkun ve ancak müslüman olarak ölün.'

25

Ey âdemoğlu!

Amelsiz ilim, peşinden yağmur gelmeyen şimşek ve yıldırıma benzer.
İlimsiz amel, meyvesiz ağaç gibidir.

Ameli olmayan âlim, oksuz yaya benzer (hedefine ulaşamaz).

Zekâtsız mal, taş üzerine tuz ekmeye benzer (ondan bir hayır çıkmaz).

Ahmak birine yapılan öğüt, hayvanlara sunulan inci ve mücevhere benzer.

25 Al-iİmrân 3/102.

Kalbi katı olanın yanında bulunan ilim, içinde su bulunan taşa benzer

(İçindeki su taşa etki edemediği gibi, kalbi katı kimseye de içindeki ilim tesir etmez).

İsteksiz kimselere verilen vaaz, kabirlerin yanında güzel sesle nâme okumaya benzer.

Haram maldan verilen sadaka, elbiseye bulaşan bir necaseti sidikle yıkamaya benzer.

Zekâtsız namaz, ruhu olmayan bedene benzer.

Tövbesi olmayan âlim, temelsiz kurulan eve benzer.

'Onlar Allah'ın mekrinden (gizli imtihanından) güvende mi oldular? Halbuki helak olan kimselerden başkası Allah'ın mekrinden emin olmaz."

26
26 A'râf 7/99.
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
31. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey âdemoğlu!

Benim yanımdaki değerin, dünyaya olan meylin ve kalbinde taşıdığın muhabbetim kadardır.

Zira ben dünya sevgisi ile benim sevgimi bir kalpte asla birleştirmem.

Ey âdemoğlu! Takva sahibi ol, beni tanırsın.

••

Açlık çek, beni görürsün. Yalnız bana ibadete yönel, bana ulaşırsın. Amelini gösterişten temiz tut, sana muhabbet elbisesini giydireyim.

Beni zikretmek için vakit ayır, seni meleklerimin yanında anayım.

Ey âdemoğlu! Kalbinde Allah'tan başkası varken ve sen O'ndan başkasından bir şey umarken, ne zamana kadar hem, 'Allah her şeyden yücedir' diyeceksin hem O'ndan başkasından korkmaya devam edeceksin?

Allah'ı hakkıyla tanısaydın, düşünceni O'ndan başkasıyla meşgul etmezdin, O'ndan başkasından korkmazdın ve O'nun zikrini dilinden hiç düşürmezdin.

Ey âdemoğlu! Fakirlikten korktuğun kadar cehennemden korkmuş olsan, seni hiç ummadığın yerden rızıklandırırdım.

Ey âdemoğlu! Dünyaya duyduğun rağbet kadar cennete rağbet etseydin, seni her iki âlemde de mesut kılardım. Bazılarınızın bazılarını zikrettiği kadar olsun beni zikretseydiniz, melekler sabah akşam sizi selâmlardı.

Dünyayı sevdiğiniz ölçüde benim için ibadet etmeyi sevseydiniz, peygamberlere ikram ettiğim nimetlerden size de ikramda bulunurdum. Kalplerinizi dünya sevgisiyle doldurmayın; onun yok olup gitmesi yakındır."
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
32. KUDSİ HADİS


Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Günah işlememek için göstereceğin azıcık sabır, senin için,

cehennem azabının çoğuna sabretmenden daha kolaydır. '

Doğrusu O'nun azabı daimî olup geçici değildir.'


Azıcık taat için sabretmen, sana içinde daimî nimetler barındıran uzun bir rahatlık kazandırır.

Ey âdemoğlu!

Rızkını başkasına yedirmeden önce benim sana vereceğimi ahdettiğim şeye güven. Ben senden vazgeçmeden evvel, sen dünyadan vazgeç.

Hesap gününde iyiliklerin yok olup gitmeden evvel kendini şüphelerden arındır.

Âhireti zikrederek kalbini mamur et. Şunu bil ki, senin kabirden başka bir barınağın yoktur.

27 Furkân 25/65.


Ey âdemoğlu!

Cennete girme arzusu olan, hayırlı işlere koşar. Ateşten korkan kimse, kötülüklerden el çeker.

Nefsini şehvetlerden (kötü arzulardan) meneden kimse, en üstün dereceleri elde eder.


Ey İmrân oğlu Musa!

Sen taharet (abdest) üzere değilken sana bir musibet erişirse, sakın kendinden başkasını kınama.


Ey Musa!


Fakirlik, bir çeşit iyiliktir; ancak o, (nefis için) en büyük ölümdür.

Ey Musa!

İstişare etmeden iş gören pişman olur. İstihare eden pişman olmaz."

 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
33. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Amelleri ile gösteriş peşinde olan kimse, dağın zirvesine sırtında su taşıyan kimseye benzer. Ona yaptığı işten, ancak zorluk ve yorgunluk kalır. Kendisinin hiçbir ameli kabul edilmez.

Bu kimse, her ne zaman su ile buluşsa, su onu yumuşatmaz.

(Gösterişçi de böyledir; birçok hayırlı amelle iç içe olur, fakat kalbi yumuşayıp ihlâs sahibi olmaz).

Ey âdemoğlu!

Ben ancak benim rızâm için yapılan bir ameli kabul ederim. Ne mutlu ihlâs sahiplerine!

Ey âdemoğlu!

Fakirliğin sana doğru geldiğini gördüğünde, ona, 'Ey salihlerin süsü ve şiarı, merhaba!' de (onu gönül hoşluğu ile karşıla). Zenginliğin sana doğru geldiğini gördüğünde de, 'Bu (işlediğim bir hatadan dolayı) bana peşin olarak verilmiş (âhirete bırakılmış) bir cezadır' de (hemen sevinmeyip dikkatli ol).

Bir misafirin, (kimsenin ilgilenmediği için) bir yerde mahsur kaldığını görürsen (bunun vebalinden kork ve), 'Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım!' deyip onunla ilgilen.

Ey âdemoğlu! Mal benimdir, sen benim kulumsun ve misafir de benim elçimdir. Nimetimi senden çekip almamdan korkmaz mısın? Rızık benim rızkımdır, sana düşen ise şükürdür. Bu şükrün faydası da «ana dönecektir. Sana verdiğim nimetlerden dolayı bana hamdetmek istemez misin?

Ey âdemoğlu! Yerine getirmen gereken üç emir vardır: Malının zekâtını vermen, akrabanı gözetip onun hukukunu koruman, ailene ve misafire karşı gerekeni yapman. Sana vacip kıldığım bu emirleri yerine getirmezsen, seni âlemlere ibret olacak şekilde cezalandırırım.

Ey âdemoğlu! Ailenin hakkını gözetir gibi komşunun haklarına saygı göstermezsen, sana bakmam, amelini kabul etmem ve duana da icabet etmem.

Ey âdemoğlu! Tıpkı senin gibi yaratılmış birine dayanıp bel bağlama; seni ona havale ederim (senden özel desteğimi çekerim).

Yarattıklarıma kibirle muamele etme;

çünkü senin aslın, erkeğin beli ile kadının göğüs kemiği arasından

çıkan ve sidik kanalından dışarı atılan bir menidir.

Sana haram kıldığım şeye bakma; zira böcekler ilk önce gözlerinden yemeye başlayacaktır. Şunu bil ki, her bakış ve sevgiden dolayı hesaba çekileceksin.

Öyleyse yarın benim huzurumda hangi makamda olacağını düşün;

çünkü ben bir an olsun senin gizli hallerinden gafil değilim.

Hiç şüphesiz ben, kalplerin içinde saklı olan düşünceleri bilirim."


 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
34. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey âdemoğlu!

Bana hizmet et; ben bana hizmet edeni sever ve kullarımı onun hizmetine koştururum.

Sen, ömrünün geçip giden kısmında bana isyanının ne ölçüde olduğunu bilemezsin.

Yine ömrünün kalan kısmında da bana ne derece isyan edeceğini bilemezsin.

Beni unutma, hatırında tut; zira ben dilediğim her şeyi yaparım. Bana kulluk et, çünkü sen zelil bir kulsun. Ben ise yüce olan rabbim.

Eğer kardeşlerin ve sevenlerin senin günahlarının kokusunu alabilseler ve senin işlediğin ameller hakkında benim bildiklerimi bilselerdi, (günahlarının kötü kokusundan dolayı) seninle oturmaz ve yakınlık kurmazlardı.

Nasıl oluyor da, ömrün annenin seni doğurduğu günden bu yana eksilip dururken, günahların her geçen gün artıyor?

Ey âdemoğlu! Gemisi battıktan sonra denizin ortasında etrafı dalgalarla çevriliyken bir tahta parçasına tutunmak zorunda kalan birinin uğradığı felâket, senin şu an içinde bulunduğun durumdan daha kötü değildir.

Günahlarının cezasını kesin olarak göreceğini kabul et; yaptığın hayırlı amellerinin kabulü hususunda ise korku içinde bulun.

Ey âdemoğlu!

Ben sana afiyet nazarı ile bakıyor ve günahlarını örtüyorum. Oysa benim sana bir ihtiyacım yok. Sen ise bana muhtaç olduğun halde isyan içindesin.

Ey âdemoğlu!

Ne zamana kadar böyle idare edeceksin?

Fâni olduğu halde dünyayı imar ediyorsun ve baki olduğu halde âhireti harap bırakıyorsun.

Ey âdemoğlu!

Yarattıklarımı idare ediyor ama yine de zararlarından korkuyorsun.


Ey âdemoğlu! Yer ve gök ehlinden herkes senin bağışlanman için talepte bulunsa bile senin günahların için ağlaman gerekir. Çünkü hangi hal üzere benimle karşılaşacağını bilmiyorsun.

Ey İmran oğlu Musa!

Söyleyeceklerimi iyi dinle!

Ben hakkı söylerim. İnsanlar onun şerrinden, zulmünden, hilesinden, haset, kin ve ko-ğuculuğundan emin olmadıkça hiçbir kulum bana iman etmiş değildir.

Ey Musa, 'De ki: İşte bu, size rabbinizden gelen haktır.


Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.'"

28 Kehf 18/29.
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
35. KUDSİ HADİS

Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey âdemoğlu!

iki nimet içinde ve bunlardan hangisinin daha fazla aleyhine olduğunu kestiremez halde sabahlarsın.

Bunlardan biri; günahlarının örtülerek insanlardan saklanması;

diğeri de insanların seni iyi bilip övgü ile anmalarıdır.


İnsanlar, senin hakkında bildiklerimi bilmiş olsalar sana selâm bile vermezlerdi. Afiyet içinde olman, insanlara muhtaç bulunmaman, onların sana ihtiyaç duymaları ve şerlerinin senden uzak tutulması ise bundan daha büyük bir nimettir.

Bana hamdet, senin üzerindeki nimetimin büyüklüğünü bil, amelini gösterişten uzak tut, korku üzere bulunan bir yolcu gibi azık edin ve hayırlı amelini arşımın altında yap.(Amelini ahirete kadar zayi etme.

Ey ademoğlu!

Katı kalpleriniz işlediğiniz amelleriniz yüzünden, amelleriniz bedenleriniz yüzünden ve bedenleriniz de dilleriniz yüzünden ağlamaktadır.

Ey ademoğlu!

Benim hazinelerim ebediyyen tükenmez. Senin infak ettiğin ölçüde sana infak eder, cimrilik ederek kıstığın ölçüde de senden kısarım.

Sana veddiğim rızıktan miskinlere karşı cimrilikte bulunman; bana karşı kötü zannın, fakirlikten korkman ve bana güven duymamandandır. Ben seni rızka çok önem verecek şekildeyarattım.

Sen rızkı düşündüğünde seni ben rızıklandırdım. Öyleyse infakta bulun ve benim rızkımla kullarıma karşı cimrilik etme. Çünkü ben, verdiğinin yerini dolduracağıma söz verdim, ayrıca sana sevap vaatettim.


Durum bu iken sen niçin kitabım hakkında şüphe içindesin?


Benim vaadimi ve peygamberlerimi tasdik etmeyen kimse,

benim rab olduğumu inkar etmiş demektir.

Rab olduğumu inkar edeni yüzükoyun ateşe atarım.

 
Üst