kenz-i mahfi
Sorumlu
Bismihi Sübhanehu
Aziz kardeşlerim!
Âhirzamana işaret eden hadîsin âhirinde
"Meselen kelimeten tayyibeten keşeceratin tayyibe"âyetine dair iki dakika içinde ve hadîsin işaretini tashih ânında âni olarak mücmelen hatıra gelen işaret-i gaybiyenin gayet acelelik ile tevafuk-u cifrîsinde, zararsız bir küçük sehiv vuku' bulmuş idi. O vakitten beri daha ona dikkat etmemiştim. Bu defa, cidden ve hakikaten Mübarekler Heyeti'nin cem' ve te'lif ettikleri Lahika Risalesi'nin o ayete dair fıkranın kitabetinde bir kasdî sehiv gördüm. O ihtardarane kasdî sehiv, benim kusurkârane sehvimi bildirdi. O çok müdakkik ve çok mübarekler heyetine beni çok minnetdar ve mesrur eyledi. Şöyle ki; "Kelimeten tayyibeten" makamı, bin iki (1002) diye sehven yazılmıştı "Ta" sayılmamış; doğrusu, bin onbirdir (1011). Risalet-ün Nur'un makamına onüç farkla tevafuk etmekle beraber, izafeden tavsife geçse "Risalet-ün Nuriyye;" olur. Bir "Ye" ve "He ilave olur ve şedde gider bir "Nun" noksan olur. Fakat "tayyibeten" deki tenvin, bir derece vakfolduğundan sayılmazsa, tam tamına bir tek farkla; medde sayılmazsa, farksız olarak tevafuk eder.
Hem mana cihetiyle iki ayet, iki cereyana işaretleri ve münasebetleri ve tetabukları çok kuvvetli bulunduğundan; nâkıs bir tevafuk ve zaif bir emare dahi kâfidir.
Hem böyle makamlarda, böyle büyük yekûnlerde bu gibi küçük farklar zarar vermez. Ben tahmin ederim bu sehiv, beşinci âyetin işaretindeki sehiv gibi ehemmiyetli bir kısım işarat-ı gaybiyenin anahtarı olacak; ve bu muazzam ayet, otüzüçüncü ayet olmasına bir işaret idi. İnşaallah, istikbalde bir kardeşimiz o hazineyi açacak.
Aziz kardeşlerim!
Âhirzamana işaret eden hadîsin âhirinde
"Meselen kelimeten tayyibeten keşeceratin tayyibe"âyetine dair iki dakika içinde ve hadîsin işaretini tashih ânında âni olarak mücmelen hatıra gelen işaret-i gaybiyenin gayet acelelik ile tevafuk-u cifrîsinde, zararsız bir küçük sehiv vuku' bulmuş idi. O vakitten beri daha ona dikkat etmemiştim. Bu defa, cidden ve hakikaten Mübarekler Heyeti'nin cem' ve te'lif ettikleri Lahika Risalesi'nin o ayete dair fıkranın kitabetinde bir kasdî sehiv gördüm. O ihtardarane kasdî sehiv, benim kusurkârane sehvimi bildirdi. O çok müdakkik ve çok mübarekler heyetine beni çok minnetdar ve mesrur eyledi. Şöyle ki; "Kelimeten tayyibeten" makamı, bin iki (1002) diye sehven yazılmıştı "Ta" sayılmamış; doğrusu, bin onbirdir (1011). Risalet-ün Nur'un makamına onüç farkla tevafuk etmekle beraber, izafeden tavsife geçse "Risalet-ün Nuriyye;" olur. Bir "Ye" ve "He ilave olur ve şedde gider bir "Nun" noksan olur. Fakat "tayyibeten" deki tenvin, bir derece vakfolduğundan sayılmazsa, tam tamına bir tek farkla; medde sayılmazsa, farksız olarak tevafuk eder.
Hem mana cihetiyle iki ayet, iki cereyana işaretleri ve münasebetleri ve tetabukları çok kuvvetli bulunduğundan; nâkıs bir tevafuk ve zaif bir emare dahi kâfidir.
Hem böyle makamlarda, böyle büyük yekûnlerde bu gibi küçük farklar zarar vermez. Ben tahmin ederim bu sehiv, beşinci âyetin işaretindeki sehiv gibi ehemmiyetli bir kısım işarat-ı gaybiyenin anahtarı olacak; ve bu muazzam ayet, otüzüçüncü ayet olmasına bir işaret idi. İnşaallah, istikbalde bir kardeşimiz o hazineyi açacak.
Son düzenleme: