Konuya cevap cer

Cevap: Lâsiyyemalar - Sayfa: 50



bir gayesi de vardır. Binaenaleyh, herşeyin suret-i maddiyesinde, kudret-i Rabbânî ustadır, kader mühendistir. Suret-i mâneviyesinde ise, kader mistardır, yani, teşekkülâtın çizgilerini çizer; kudret mastardır, yani o çizgiler üstünde yapılan teşekkülât, kudretten sudur eder.


Ey kâfir! Bunu işittikten sonra iyice düşün. Bir zerreye bir terzilik san’atını öğretmeye kudretin var mıdır? Kendine hâlık ittihaz ettiğin tabiat ve esbab, herşeyin muhtelif ve mütenevvi suretlerini biçip dikmesine kudretleri var mıdır?


Bak, ey gözden mahrum kâfir! Şecere-i hilkatin semeresi ve kuvvet ve ihtiyarca esbabdan üstün olan insan, terziliğin bütün kabiliyetlerini, bilgilerini cem edip dikenli bir şecerenin âzâlarına uygun bir gömleği dikemez. Halbuki, Sâni-i Hakîm herşeyin nemâsı zamanında pek muntazam, cedid ve taze taze gömlekleri ve yeşil yeşil hulleleri kemâl-i sür’at ve sühuletle yapar, giydirir. Fesübhânallah!


Evet, münezzehtir, herşeyin vücudu emrine bağlı olan Allah münezzehtir. Herşeyin içyüzü elinde bulunan Sâni münezzehtir. Bütün mahlûkata merci olan Sâni münezzehtir.


Arkadaş! Herbir mevcudun üstünde, Sâni-i Ehad ve Samedin bir sikkesi, bir hâtemi olup, o mevcudun Sâni-i Ehad ve Samedin mülkü ve eser-i san’atı olduğuna şehadet ediyorlar.


Evet, gayr-ı mütenahi ehadiyet sikkelerinden ve samedâniyet hâtemlerinden, yalnız bahar mevsiminde sahife-i arza darb edilen sikkeye bak ki, şu zikredilecek





Fesübhânallah: “Allah’ı her türlü kusur, ayıp ve eksiklerden tenzih ederim” mânâsına gelen bir tür hayret ifadesiSamed: Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, fakat herşey Kendisine muhtaç olan Allah
Sâni: her şeyin san’atkârı olan AllahSâni-i Ehad: Zâtı bir olan ve herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan Allah
Sâni-i Hakîm: her şeyi hikmetle ve san’atlı bir şekilde yaratan Allahbinaenaleyh: bundan dolayı
cedid: yenicem etmek: toplamak
darb edilme: basılma, damga vurulma; basılan vurulanehadiyet: Allah’ın birliğinin her bir varlıkta ayrı ayrı tecellî etmesi
esbab: sebeplereser-i san’at: san’at eseri
gayr-ı mütenahi: sonu olmayan, nihayetsizhulle: elbise
hâlık: yaratıcıhâtem: mühür
ihtiyar: irade, dileme; istediği şekilde hareket edebilmeittihaz etmek: edinmek, kabullenmek
kader: Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce bilmesi, takdir etmesi, plânlamasıkemâl-i sühulet: noksansız bir kolaylık
kemâl-i sür'at: noksansız bir hız, ideal hız
kudret: Allah’ın bütün varlığı kuşatan güç ve iktidarı
kudret-i Rabbânî: her şeyi terbiye ve idare eden Allah’ın kudretikâfir: Allah'ı veya Allah’ın bildirdiği bir şeyi inkâr eden kimse
mahlûkat: yaratılmışlar, varlıklarmastar: kaynak, güç merkezi
merci: başvurulacak, sığınılacak yermevcud: varlık
mistar: şablon; plân; çizelgemuhtelif: çeşitli, ayrı ayrı
muntazam: düzenli, tertiplimülk: sahip olunan şey
münezzeh: arınmış, kusur ve eksiklikten yücemütenevvi: çeşit çeşit, değişik
nemâ: gelişme, büyüme, çoğaltmasahife-i arz: yeryüzü sahifesi; bir kitabın sayfasını andıran yeryüzü
samedâniyet: herşey Kendisine muhtaç olduğu halde, Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmamasısemere: meyve
sikke: damgasudur etmek: ortaya çıkmak; meydana gelmek
suret: biçim, şekilsuret-i maddiye: maddî suret, şeklî görüntü
suret-i mâneviye: mânevî suret; maddî olmayan şekil, biçimtabiat: doğa, canlı cansız bütün varlıklar, doğadaki kanunlar
teşekkülât: varlıkların belli bir nizamla meydana getirilmesivücud: varlık, var oluş
zerre: atom, çok küçük parçazikretmek: bildirmek, belirtmek, anlatmak
âzâ: organşecere: ağaç
şecere-i hilkat: yaratılış ağacışehadet etmek: şahid olmak




Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst