Konuya cevap cer

Cevap: Lâsiyyemalar - Sayfa: 59



semereleriyle hâmile eşcar ve ağaçlar misillü pek çok hazineleri vardır. Binaenaleyh, bu ebedî sehavet, tükenmez servet ebedî bir ziyafetgâhı ister ve devam ile muhtaçların da devam-ı vücudunu iktiza eder. Zira, nihayet bir sehavet, harika bir kerem, daima halka ihsan ve in’am etmek iktiza eder. Bu ise, ihsan ve in’amlara minnettar ve muhtaç olanların devam-ı vücutlarını ister.


Ve keza, şu mu’cizeli ve hikmetli ef’âl-i kerîmânenin tezahüratından anlaşılıyor ki, Sâni-i Fâilin pek gizli kemâlâtı vardır. Ve daima o kemâlâtı, enzar-ı âleme arz ve teşhir etmek ister. Çünkü, daimî bir kemâl, daimî bir tezahürle takdir edicilerin devam-ı vücutlarını iktiza eder. Çünkü, adem-i mutlaka namzet olan insan, kemâlâta kıymet vermez ve istihsan ve takdire bedel istiskal ve tahkir eder.


Ve keza, bu güzel, müzeyyen, münevver masnûatın Sânii için mücerred mânevî bir cemâl vardır. Ve Onun, o mahfî hüsün ve cemâl için pek çok mehâsin ve letâifi vardır ki, kısa akıllarımızla idrak edemeyiz. Ezcümle, o cemâlin kesif ayinelerinden biri sath-ı arzdır. Bu sath-ı arz her asırda, her mevsimde, her vakitte daima tecellî etmekte olan o cilvelerin gölgelerini teşhir, tavsif, ilân ve izhar eder.


Ve keza, hakaik-i sabitedendir ki, yüksek bir cemâl sahibi, bizzat kendi gözüyle ve bilvasıta başkasının gözüyle, cemâlini ve cemâlinin inceliklerini görmek istiyor. Binaenaleyh, cemâl sermedî ve dâim olursa, behemehal onun inceliklerini gösteren ayinelerinin de ebedî ve dâimî olması zarurîdir. Çünkü, bâki






Sâni: herşeyi mükemmel ve san’atlı bir şekilde yaratan AllahSâni-i Fâil: her şeyi san'atla yaratan ve bütün fiillerin sahibi olan Allah
adem-i mutlak: sınırsız yoklukarz etmek: sunmak
bedel: karşılıkbehemehal: ister istemez
bilvasıta: vasıtaylabinaenaleyh: bundan dolayı
bâki: devamlı, kalıcı, sonsuzcemâl: güzellik
cilve: görüntü, yansımadevam-ı vücut: vücudun sürekliliği, varlığın devamı
dâim olmak: süreklilik sahibi olmakdâimî: devamlı, sürekli
ebedî: sonsuzef'âl-i kerîmâne: cömertçe ve iyilik gayesi olan işler
enzâr-ı âlem: bütün varlık âleminin bakışlarıezcümle: meselâ, örneğin
eşcar: ağaçlarhakaik-i sabite: değişmez gerçekler
hikmet: herşeyin bir gaye ve maksada yönelik olarak, anlamlı ve yerli yerinde yapılmasıhüsün: güzellik
idrak etmek: anlamak, kavramakihsan: bağış, ikram, lütuf
ihsan etmek: bağış ve ikramda bulunmakiktiza etmek: gerektirmek
in’am: nimet vermein’am etmek: nimet vermek
istihsan etme: beğenme, güzel bulmaistiskal etmek: soğuk muameleyle hoşlanmadığını göstermek, küçümsemek
izhar etmek: ortaya çıkarmak, gösterişkemâl: fazilet, kusursuzluk, mükemmellik
kemâlât: faziletler, iyilikler, mükemmel özelliklerkerem: cömertlik, ikram, lütuf, bağış
kesif: yoğun, katı, saydam olmayankeza: bunun gibi
letâif: ince ve hoş özelliklermahfî: gizli
masnuat: san’at eseri varlıklarmehâsin: güzellikler, iyilikler
minnettar: şükran duymamisillü: benzeri, gibi, aynısı
mu’cize: Allah tarafından verilen ve bir benzerini yapma hususunda insanların aciz kaldığı olağanüstü hal ve özellikmânevî: mânâya ait, maddî olmayan
mücerred: maddî özelliği bulunmayan; hâlis, safmünevver: aydın, nurlu
müzeyyen: süslünamzet olmak: aday olmak
nihayet: son derecesath-ı arz: yeryüzü
sehavet: cömertliksemere: meyve
sermedî: daimî, sürekliservet: zenginlik
tahkir etmek: aşağılamaktavsif etmek: vasıflandırmak, anlatmak, tanıtmak
tecellî etmek: görünmek, yansımaktezahür: ortaya çıkma, görünme
tezahürat: görünümlerteşhir etmek: sergilemek
zarurî: zorunlu, şartzira: çünkü
ziyafetgâh: ziyafet yeri, yurdu




Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst