Konuya cevap cer

Cevap: Lâsiyyemalar - Sayfa: 64



Ve keza, bu âlemde tasarruf eden Sâniin öyle bir kitab-ı mübîni vardır ki, ne küçük ve ne büyük, o kitapta yazılıp hıfz edilmemiş hiçbir şey yoktur. O kitabın maddelerinden âlemde görünen yalnız nizam ve mizan maddelerine bak:


Evet, görüyoruz ki, herhangi muvazzaf bulunan birşey, vazifesinden terhis edilmekle daire-i vücuttan çıkarsa, Fâtır-ı Hakîm onun çok suretlerini levh-i mahfuzlarda tesbit eder. Ve tarih-i hayatını, tohumunda ve neticesinde nakşeder ve pek çok gaybî ayinelerde ibkà eder. Meselâ, bir şecere, meyvesiyle hâmile olduğu gibi, tohumu da meyveyle hâmiledir. Demek, ağacın bünyesinde semeresi mevcut olduğu gibi, tohumunda da semere mevcuttur. Ve keza, vücuttan çıkmış pek çok şeyler, insanın kuvve-i hâfızasında mevcut kalır.


İşte bu misallerden hıfz ve hafîziyet kanunu ne derece ihatalı olduğu anlaşıldı. Evet, bu mevcudatın sahibi pek büyük bir ihtimamla mülkünde cereyan eden herşeyi taht-ı hıfz ve muhafazasına almıştır. Ve hâkimiyetinin muhafazası için sonsuz bir dikkati vardır. Ve rububiyetinde tam bir intizam ve saltanat vardır ki, ednâ bir hadiseyi, âdi bir hizmeti yazar ve yazdırır.


İşte bu derece ihatalı, ihtimamlı bir hıfz kanunu, elbette âlem-i âhirette yapılacak bir divan-ı muhasebata bakar. Şu muhafaza kanunu, bütün eşyada câri olduğu gibi, mahlûkatın en eşrefi olan insana da şâmildir. Çünkü, insan Cenâb-ı Hakkın rububiyetine ait şuûnat ve ahvâline şahittir. Ve mahlûkatın cemaatleri içinde, Allah’ın birliğine dellâldır. Ve mevcudatın tesbihatına müşahit ve hilâfet-i kübrayla tekrim ve teşrif edilmiştir. İnsan bu keramete, bu şerefe nail olduğu





Cenâb-ı Hakk: Hakkın tâ kendisi olan, şeref ve yücelik sahibi AllahFâtır-ı Hakîm: her şeyi hikmetle ve benzersiz şeyleri üstün san’atıyla yaratan Allah
Sâni: herşeyi mükemmel bir san’atla yaratan Allahahvâl: haller, durumlar
cemaat: toplulukcereyan etmek: meydana gelmek
câri olmak: geçerli olmakdaire-i vücut: varlık dairesi; dünya hayatı
dellâl: ilân edicidivan-ı muhasebat: insanların sorgulanıp hesaba çekileceği yüksek makam; mahşerdeki hesap
ednâ: en küçük, en aşağıeşref: en şerefli
gaybî: bilinmeyen, gayb âlemine aithadise: olay
hafîziyet: Allah’ın herşeyi koruyup saklamasıhilâfet-i kübra: en büyük halifelik; insanların Allah tarafından bütün varlıkların üzerinde bir temsilci kılınması
hâkimiyet: egemenlik, hükümranlıkhıfz: koruma, saklama
ibkà etmek: bâkileştirme, sürekli ve kalıcı hâle getirmeihatalı: kapsamlı; kuşatıcı
ihtimam: özen, önem vermeintizam: düzenlilik
kanun: tabiat olaylarının bağlı olduğu değişmez kàide; yasakeramet: yüksek şeref sahibi kılınmak
keza: bunun gibikitab-ı mübîn: her şeyin açıkça yazılı olduğu, Allah katındaki kitap; Kur’ân-ı Kerim
kuvve-i hâfıza: hâfıza gücü, belleklevh-i mahfuz: herşeyin bütün ayrıntılarıyla yazıldığı kader levhası, Allah’ın ilminin bir defteri, unvanı
mahlûkat: yaratılmış varlıklarmevcudat: varlıklar, var edilenler
mevcut: varmisal: örnek
mizan: ölçü, dengemuvazzaf: görevli
mülk: sahip olunan ve kendisine hükmedilen şeymüşahit: gören, şâhit olan
nail olmak: erişmeknakşetmek: işlemek
nizam: düzenrububiyet:  Allah’ın her varlığa, yaratılış gayelerine ulaşmaları için zarar verici  şeylerden koruyup, muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye  etmesi, tedbir, tasarruf ve egemenliği altında bulundurması ve mutlak  bir düzenlilik içinde yönetmesi
saltanat: egemenlik, hâkimiyet, sultanlıksemere: meyve
suret: görüntütaht-ı hıfz ve muhafaza: koruma altına alıp kollama, kaydetme
tarih-i hayat: özgeçmiştasarruf etmek: dilediği gibi kullanmak
tekrim edilmek: yüceltilmek, saygıya lâyık bulunmakterhis edilmek: salıverilmek, görevi bitince işine son verilmek
tesbihat: Allah’ı her türlü kusurdan yüce tutarak şanına lâyık ifadelerle anmateşrif edilmek: şerefli kılınmış, kendisine bir makam verilmiş
âdi: basit, sıradanâlem: kâinat
âlem-i âhiret: öteki dünya, öldükten sonraki sonsuz hayatşahit: tanık
şecere: ağaçşuûnat: işler, hâller
şâmil: kapsayıcı




Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst