Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Lem'alar
Lem'alar 3. Ders - Herbir Günah İçinde Küfre Gidecek Bir Yol Var..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Eddaî2" data-source="post: 364926" data-attributes="member: 1006563"><p><strong>Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 43 - Herbir Günah İçinde Küfre Gidecek Bir Yol Var.</strong></p><p></p><p>[NOT]Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.[SUP]<strong>8</strong>[/SUP] Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor.[/NOT]</p><p></p><p>Nur-u iman ebedi saadetin bir nevi pasaportu, vesikası hükmündedir. İman olmazsa akıbetin hüsran olacağında şüphe yoktur. Bu nedenledir ki Üstad Hazretleri Asa-yı Musa adlı eserinde şöyle demiştir: </p><p></p><p>[DIKKAT]"bu zemin yüzündeki hâkimiyet-i âmme dâvâsından daha ehemmiyetli bir dâvâ, herkesin ve bilhassa Müslümanların başına öyle bir hâdise ve öyle bir dâvâ açılmış ki, her adam, eğer Alman ve İngiliz kadar kuvveti ve serveti olsa ve aklı da varsa, o tek dâvâyı kazanmak için bilâtereddüt sarf edecek."[/DIKKAT]</p><p></p><p>Evet bu dava iman davasıdır. İmanımızı muhafaza etmek, işimizden, ailemize rızık temin etmekten ve hatta yemek içmekten bile daha büyük bir meseledir. Çünkü hem dünya hem de ahiret saadetimiz buna bağlıdır. Belki bir derece kendini kandırmak suretiyle, dünyada saadet bulmak mümkün olabilir, ancak dünya hayatının, yanında bir an-ı seyyale kadarcık bile yer tutmadığı ahiret alemleri bizim asıl vatanımız, asıl gideceğimiz yerdir. Asıl ihtiyacımız olan saadette ahiretteki saadetimizdir. Burası sadece konaklamak için kısa bir süre kalacağımız bir misafirhanedir. </p><p></p><p>İnsan olarak günahlara meyilli yaratılmışız. Şeytan, nefsimizin de yardımıyla her an günahları telkin ediyor. Sabah uyandığımız andan, yeniden uyuyana kadarki süre içerisinde belki binlerce kez bu telkinlere maruz kalıyoruz. Hele ki ahir zamanda da olmamız hasebiyle, şeytanla ve nefisle mücadele etmek bir hayli zorlaşıyor. </p><p></p><p>Şükür ki Rabbimiz nefsin ve şeytanın karşısında, kararlarımızı haktan yana kullanmamızı kolaylaştıracak bir vicdan vermiş bize. Yine şükürler olsun ki, Rabbimiz herşeye rağmen, biz kulları nefis ve şeytana yenik düştüklerinde, belki de helak olmayalım diye tevbe gibi bir kapıyı açık bırakmış. Eğer pişmanlıklara, tevbelere, dualara cevap veren bir Rabbimiz olmasaydı, ne imanımızı muhafaza edebilirdik, ne de ebedi bir helaketten kurtulabilirdik.</p><p></p><p>İşlediğiimiz günahların herbiri, imanımızı muhafaza etmede zorluk olarak çıkıyor karşımıza. Zaten de insanı "ben bittim, artık affolunmam" gibi ümitsizliklere düşüren, işlediğimiz günahları, kapısı açık bırakılan tevbe ile izale etmeyişimizdir. </p><p></p><p>Yukarıdaki vecizenin bu kısmına dikkat etmek gerekir. "Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var. <strong>O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse,</strong>" Evet işlediğimiz herbir günah imanımızı tehlikeye atıyor, ta ki tevbe edene kadar. Şeytan ise tevbe eden insanla daha çok uğraşıyor. "Tevbeni bozdun, günahkarsın, Rabbine dönecek yüzün yok" gibi telkinleri sürekli vermeye devam ediyor. Hele ki insan birden fazla aynı hatalara düşmüşse, şeytanın vesvesesi de o derecede artıyor. Ancak Rabbimiz hem Kur'anı Keriminde, hem de Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselamın diliyle, şeytanın bu tuzağına düşmememiz için müjdeli haberler veriyor. Bunlardan birkaçını paylaşalım inşaallah. </p><p></p><p>Tabi şu ayrıntıyı da unutmamak gerekir ki nasılsa "defalarca da bozsam yeniden tevbe edebilirim" diye düşünmemek gerek. Bu samimiyetsizliğin ifadesidir. Yüz kere de tevbemizi bozsak, eğer ki günaha düşmemek için samimi mücadele vermişsek ve düştükten sonra da yeniden ciddi anlamda pişman olmuşsak, inşaallah Rabbimiz tevbemizi kabul eder. Yoksa "günahı işleyim sonra tevbe ediyim" şeklindeki bir anlayış insanı helakete sürükleyebilir. Hafizanallah tevbeyi hatırına bile getiremeyebilir böyle bir insan. Veyahut tevbe edemeden ölümle karşı karşıya gelebilir. Tevbeyi nasib edecek Allah'tır. </p><p></p><p></p><p>Sözü tevbe ve pişmanlık hakkındaki ayet ve hadislere bırakalım. </p><p></p><p>"Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı zikrederler, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka bağışlayan kim vardır? (Al-i İmrân 135).</p><p></p><p></p><p>Hz. Ebü Bekri's-Sıddik (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "İstiğfar eden kimse günde yetmiş kere de tevbesinden dönse günahta musır sayılmaz." Tirmizi, Daavât 119, (3554); Ebü Dâvud, Salât 361, (1514).</p><p></p><p></p><p>"AIIah'a kasem olsun, ben günde Allah'a yetmiş kere istiğfar ediyorum tevbede bulunuyorum." Buhâri, Daavât 3; Tirmizi, Tefsir, Muhammed, (3255).</p><p></p><p></p><p><span style="color: #000000">[SUB]<span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Verdana'">“Allahu Teâlâ (buyurdu ki): Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden af umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım. Ey Âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak kadar olsa, sen Benden bağışlanmanı dilersen, günahlarını affederim. Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla huzuruma gelsen, fakat Bana hiçbir şeyi ortak koşmamış, şirke bulaşmamış olsan, Ben de seni yeryüzü dolusu mağfiretle karşılarım.” Tirmizî, Daavât 98.</span></span>[/SUB]</span></p><p></p><p></p><p><span style="color: black">“Ey iman edenler! Allah’a samimiyetle tövbe edin!” </span><span style="color: black">Tahrim, 66/8</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"></span><span style="color: black">“Ey kendilerinin aleyhinde çalışarak haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar.” </span><span style="color: black">Zümer, 39/53</span><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Eddaî2, post: 364926, member: 1006563"] [b]Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 43 - Herbir Günah İçinde Küfre Gidecek Bir Yol Var.[/b] [NOT]Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.[SUP][B]8[/B][/SUP] Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor.[/NOT] Nur-u iman ebedi saadetin bir nevi pasaportu, vesikası hükmündedir. İman olmazsa akıbetin hüsran olacağında şüphe yoktur. Bu nedenledir ki Üstad Hazretleri Asa-yı Musa adlı eserinde şöyle demiştir: [DIKKAT]"bu zemin yüzündeki hâkimiyet-i âmme dâvâsından daha ehemmiyetli bir dâvâ, herkesin ve bilhassa Müslümanların başına öyle bir hâdise ve öyle bir dâvâ açılmış ki, her adam, eğer Alman ve İngiliz kadar kuvveti ve serveti olsa ve aklı da varsa, o tek dâvâyı kazanmak için bilâtereddüt sarf edecek."[/DIKKAT] Evet bu dava iman davasıdır. İmanımızı muhafaza etmek, işimizden, ailemize rızık temin etmekten ve hatta yemek içmekten bile daha büyük bir meseledir. Çünkü hem dünya hem de ahiret saadetimiz buna bağlıdır. Belki bir derece kendini kandırmak suretiyle, dünyada saadet bulmak mümkün olabilir, ancak dünya hayatının, yanında bir an-ı seyyale kadarcık bile yer tutmadığı ahiret alemleri bizim asıl vatanımız, asıl gideceğimiz yerdir. Asıl ihtiyacımız olan saadette ahiretteki saadetimizdir. Burası sadece konaklamak için kısa bir süre kalacağımız bir misafirhanedir. İnsan olarak günahlara meyilli yaratılmışız. Şeytan, nefsimizin de yardımıyla her an günahları telkin ediyor. Sabah uyandığımız andan, yeniden uyuyana kadarki süre içerisinde belki binlerce kez bu telkinlere maruz kalıyoruz. Hele ki ahir zamanda da olmamız hasebiyle, şeytanla ve nefisle mücadele etmek bir hayli zorlaşıyor. Şükür ki Rabbimiz nefsin ve şeytanın karşısında, kararlarımızı haktan yana kullanmamızı kolaylaştıracak bir vicdan vermiş bize. Yine şükürler olsun ki, Rabbimiz herşeye rağmen, biz kulları nefis ve şeytana yenik düştüklerinde, belki de helak olmayalım diye tevbe gibi bir kapıyı açık bırakmış. Eğer pişmanlıklara, tevbelere, dualara cevap veren bir Rabbimiz olmasaydı, ne imanımızı muhafaza edebilirdik, ne de ebedi bir helaketten kurtulabilirdik. İşlediğiimiz günahların herbiri, imanımızı muhafaza etmede zorluk olarak çıkıyor karşımıza. Zaten de insanı "ben bittim, artık affolunmam" gibi ümitsizliklere düşüren, işlediğimiz günahları, kapısı açık bırakılan tevbe ile izale etmeyişimizdir. Yukarıdaki vecizenin bu kısmına dikkat etmek gerekir. "Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var. [B]O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse,[/B]" Evet işlediğimiz herbir günah imanımızı tehlikeye atıyor, ta ki tevbe edene kadar. Şeytan ise tevbe eden insanla daha çok uğraşıyor. "Tevbeni bozdun, günahkarsın, Rabbine dönecek yüzün yok" gibi telkinleri sürekli vermeye devam ediyor. Hele ki insan birden fazla aynı hatalara düşmüşse, şeytanın vesvesesi de o derecede artıyor. Ancak Rabbimiz hem Kur'anı Keriminde, hem de Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselamın diliyle, şeytanın bu tuzağına düşmememiz için müjdeli haberler veriyor. Bunlardan birkaçını paylaşalım inşaallah. Tabi şu ayrıntıyı da unutmamak gerekir ki nasılsa "defalarca da bozsam yeniden tevbe edebilirim" diye düşünmemek gerek. Bu samimiyetsizliğin ifadesidir. Yüz kere de tevbemizi bozsak, eğer ki günaha düşmemek için samimi mücadele vermişsek ve düştükten sonra da yeniden ciddi anlamda pişman olmuşsak, inşaallah Rabbimiz tevbemizi kabul eder. Yoksa "günahı işleyim sonra tevbe ediyim" şeklindeki bir anlayış insanı helakete sürükleyebilir. Hafizanallah tevbeyi hatırına bile getiremeyebilir böyle bir insan. Veyahut tevbe edemeden ölümle karşı karşıya gelebilir. Tevbeyi nasib edecek Allah'tır. Sözü tevbe ve pişmanlık hakkındaki ayet ve hadislere bırakalım. "Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı zikrederler, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka bağışlayan kim vardır? (Al-i İmrân 135). Hz. Ebü Bekri's-Sıddik (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "İstiğfar eden kimse günde yetmiş kere de tevbesinden dönse günahta musır sayılmaz." Tirmizi, Daavât 119, (3554); Ebü Dâvud, Salât 361, (1514). "AIIah'a kasem olsun, ben günde Allah'a yetmiş kere istiğfar ediyorum tevbede bulunuyorum." Buhâri, Daavât 3; Tirmizi, Tefsir, Muhammed, (3255). [COLOR=#000000][SUB][SIZE=2][FONT=Verdana]“Allahu Teâlâ (buyurdu ki): Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden af umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım. Ey Âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak kadar olsa, sen Benden bağışlanmanı dilersen, günahlarını affederim. Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla huzuruma gelsen, fakat Bana hiçbir şeyi ortak koşmamış, şirke bulaşmamış olsan, Ben de seni yeryüzü dolusu mağfiretle karşılarım.” Tirmizî, Daavât 98.[/FONT][/SIZE][/SUB][/COLOR] [COLOR=black]“Ey iman edenler! Allah’a samimiyetle tövbe edin!” [/COLOR][COLOR=black]Tahrim, 66/8 [/COLOR][COLOR=black]“Ey kendilerinin aleyhinde çalışarak haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar.” [/COLOR][COLOR=black]Zümer, 39/53[/COLOR][COLOR=black] [/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Lem'alar
Lem'alar 3. Ders - Herbir Günah İçinde Küfre Gidecek Bir Yol Var..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst