Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Alimler ve Evliyalar
M.İslamoğlu'ndan Tuhaf Sözler
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="yozgati" data-source="post: 421334" data-attributes="member: 1026551"><p>M. İslamoğlu'nun (Arif Çevikel = Sami Hocaoğlu) sitesindeki bir yazıda aynen şu ifadeler var:</p><p></p><p>Kabir Azabı Kabir azabı olduğuna inanmayan arkadaşım var. Kendisinin Kur'anı Kerim'i incelediğini ve kabirle ilgili bir bilgi bulamadığından inanmadığını söylüyor.Kesin delilleri nerede geçmektedir? 03/03/2007 </p><p></p><p>CEVAP: Kabir azabı, İslam ekolleri arasında temel bir tefrika konusu olmuştur. Savunanlar da reddedenler de Kur'an'dan bazı ayetleri delil getirmişler, fakat bu deliller doğrudan kabir azabının varlığına ya da yokluğuna delalet etmediği için iki tarafın tezi de temelsiz kalmıştır. Kabir azabı ancak hadislerle temellendirilebilir. Hadisler ise akaide konu olmazlar. Dolayısıyla kabir azabı iman veya inkarın konusu değildir.</p><p></p><p>Bu sözler, genellikle yumuşak bir üslubu olan ilahiyatçı-yazar E. Sifil'i adeta isyan ettirmiş. Okuyalım:</p><p></p><p>NEREYE GİDİYORSUNUZ?</p><p> Kabir Azabı, Hadisler Ve İtikad</p><p> Milli Gazete - 13 Mayıs 2007</p><p></p><p>İstanbul'dan telefonla arayan bir kardeşim, bir internet sitesinde[1] "kabir azabı" meselesi bağlamında hadislerin itikadda delil olmadığının söylendiğini belirterek hadis-itikad ilişkisini sordu.</p><p></p><p>Kendisine telefonda kısa bir açıklama yapmaya çalıştım. Meselenin detayı aşağıdaki gibidir:</p><p></p><p>Kabir azabı, mezkûr sitede söylendiği gibi "İslam ekolleri arasında temel bir tefrika konusu olmuş" değildir. İmam el-Eş'arî, kabir azabının Mu'tezile ve Havaric tarafından inkâr, İslam fırkalarının çoğunluğu tarafından ise [kabul] edildiğini söylemiştir.[2]</p><p></p><p>Ancak bunun "alelıtlak" alınması doğru değildir. Zira mesela Mu'tezile arasında kabir azabının hak olduğunu kabul edenler bulunduğu, gerek kendi kaynaklarından, gerekse konuyla ilgili diğer eserlerden elde ettiğimiz kesin bir bilgidir. Kadı Abdülcebbâr, Ebu'l-Hüseyin el-Allâf ve Bişr b. el-Mu'temir'in, iman dairesinden çıkan kimselerin, iki nefha arasında azap göreceğini söylediğini kaydeder.[3] Mu'tezile'den Dırâr b. Amr, Bişr el-Merîsî, Yahya b. Kâmil ve benzeri kimseler kabir azabını inkâr etmişlerdir. el-Ka'bî, Ebû Ali el-Cübbâî ve oğlu Ebû Hâşim el-Cübbâî ve sair Mu'tezilîler kabir azabının hak olduğunu söylemişlerdir. Mu'tezile'den bir kısmı da keza kabir azabının hak olduğunu, ancak ölünün bunu kabirde değil, haşirde hissedeceğini söylemişlerdir. Onlara göre nasıl ki sarhoş veya baygın kimse, kendisine vurulduğunda acısını o anda değil de, o halinden uyandığında hissederse, ölü de böyledir. Bazı Mu'tezilîler de ruhun değil, cesedin kabirde azap göreceğini söylemiştir. [4] Bu meyanda ez-Zemahşerî'nin konu hakkındaki net beyanları için 9/et-Tevbe, 101; 17/el-İsrâ, 75 ayetlerinin tefsiri esnasında söylediklerine bakılabilir. Yine o, 40/el-Mü'min, 46 ve 71/Nûh, 25 ayetlerini tefsir ederken kabir azabına delalet edebileceklerini belirtmiş ve fakat herhangi bir itiraz serd etmemiştir. Şu halde Mu'tezile'nin tamamının kabir azabını inkâr ettiğini söylemek doğru değildir.</p><p></p><p>Haricîler'e gelince, özellikle "Hakem olayı"na katılanları, hakemleri, onların hükmüne razı olanları ve onları tekfir etmeyenleri tekfir ettikleri için, onlar kanalıyla gelmiş rivayetleri de reddetmişlerdir. Yani onların kabir azabını reddetmeleri, "kâfirler"(!) kanalıyla gelen rivayetleri kabul etmemeleri sebebiyledir. Kabir azabını inkâr eden başka bir İslam fırkasının varlığını bilmiyoruz.</p><p></p><p>Şu halde</p><p></p><p>1. Kabir azabının İslam ekolleri arasında temel bir tefrika konusu olduğunun söylenmesi isabetli değildir.</p><p> 2. İlgili ayetlerin doğrudan kabir azabının varlığına ya da yokluğuna delalet etmediğinin söylenmesi isabetli değildir.</p><p> 3. Bundan çok daha önemlisi ise, sitede, hadislerin akaide konu olmayacağının söylenmesidir ki, bunu bu şekilde mutlak bir ifadeyle söyleyen bir İslam fırkası bilmiyoruz! Bu, ancak modern zamanlara mahsus "din telakkisi"nin sonucu olsa gerek!</p><p></p><p>Ey Ümmet-i Muhammed! Nereye gidiyorsunuz?</p><p></p><p>[1] mustafaislamoglu.com/haber_detay.php?haber_id=131</p><p> [2] Makâlâtu'l-İslâmiyyîn, 430; el-İbâne, 46, 215.</p><p> [3] Şerhu'l-Usûli'l-Hamse, 732-3.</p><p> [4] Bütün bu kaviller için bkz. İbn Hazm, el-Fısal, III, 117; el-Kurtubî, et-Tezkire, 379-80.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="yozgati, post: 421334, member: 1026551"] M. İslamoğlu'nun (Arif Çevikel = Sami Hocaoğlu) sitesindeki bir yazıda aynen şu ifadeler var: Kabir Azabı Kabir azabı olduğuna inanmayan arkadaşım var. Kendisinin Kur'anı Kerim'i incelediğini ve kabirle ilgili bir bilgi bulamadığından inanmadığını söylüyor.Kesin delilleri nerede geçmektedir? 03/03/2007 CEVAP: Kabir azabı, İslam ekolleri arasında temel bir tefrika konusu olmuştur. Savunanlar da reddedenler de Kur'an'dan bazı ayetleri delil getirmişler, fakat bu deliller doğrudan kabir azabının varlığına ya da yokluğuna delalet etmediği için iki tarafın tezi de temelsiz kalmıştır. Kabir azabı ancak hadislerle temellendirilebilir. Hadisler ise akaide konu olmazlar. Dolayısıyla kabir azabı iman veya inkarın konusu değildir. Bu sözler, genellikle yumuşak bir üslubu olan ilahiyatçı-yazar E. Sifil'i adeta isyan ettirmiş. Okuyalım: NEREYE GİDİYORSUNUZ? Kabir Azabı, Hadisler Ve İtikad Milli Gazete - 13 Mayıs 2007 İstanbul'dan telefonla arayan bir kardeşim, bir internet sitesinde[1] "kabir azabı" meselesi bağlamında hadislerin itikadda delil olmadığının söylendiğini belirterek hadis-itikad ilişkisini sordu. Kendisine telefonda kısa bir açıklama yapmaya çalıştım. Meselenin detayı aşağıdaki gibidir: Kabir azabı, mezkûr sitede söylendiği gibi "İslam ekolleri arasında temel bir tefrika konusu olmuş" değildir. İmam el-Eş'arî, kabir azabının Mu'tezile ve Havaric tarafından inkâr, İslam fırkalarının çoğunluğu tarafından ise [kabul] edildiğini söylemiştir.[2] Ancak bunun "alelıtlak" alınması doğru değildir. Zira mesela Mu'tezile arasında kabir azabının hak olduğunu kabul edenler bulunduğu, gerek kendi kaynaklarından, gerekse konuyla ilgili diğer eserlerden elde ettiğimiz kesin bir bilgidir. Kadı Abdülcebbâr, Ebu'l-Hüseyin el-Allâf ve Bişr b. el-Mu'temir'in, iman dairesinden çıkan kimselerin, iki nefha arasında azap göreceğini söylediğini kaydeder.[3] Mu'tezile'den Dırâr b. Amr, Bişr el-Merîsî, Yahya b. Kâmil ve benzeri kimseler kabir azabını inkâr etmişlerdir. el-Ka'bî, Ebû Ali el-Cübbâî ve oğlu Ebû Hâşim el-Cübbâî ve sair Mu'tezilîler kabir azabının hak olduğunu söylemişlerdir. Mu'tezile'den bir kısmı da keza kabir azabının hak olduğunu, ancak ölünün bunu kabirde değil, haşirde hissedeceğini söylemişlerdir. Onlara göre nasıl ki sarhoş veya baygın kimse, kendisine vurulduğunda acısını o anda değil de, o halinden uyandığında hissederse, ölü de böyledir. Bazı Mu'tezilîler de ruhun değil, cesedin kabirde azap göreceğini söylemiştir. [4] Bu meyanda ez-Zemahşerî'nin konu hakkındaki net beyanları için 9/et-Tevbe, 101; 17/el-İsrâ, 75 ayetlerinin tefsiri esnasında söylediklerine bakılabilir. Yine o, 40/el-Mü'min, 46 ve 71/Nûh, 25 ayetlerini tefsir ederken kabir azabına delalet edebileceklerini belirtmiş ve fakat herhangi bir itiraz serd etmemiştir. Şu halde Mu'tezile'nin tamamının kabir azabını inkâr ettiğini söylemek doğru değildir. Haricîler'e gelince, özellikle "Hakem olayı"na katılanları, hakemleri, onların hükmüne razı olanları ve onları tekfir etmeyenleri tekfir ettikleri için, onlar kanalıyla gelmiş rivayetleri de reddetmişlerdir. Yani onların kabir azabını reddetmeleri, "kâfirler"(!) kanalıyla gelen rivayetleri kabul etmemeleri sebebiyledir. Kabir azabını inkâr eden başka bir İslam fırkasının varlığını bilmiyoruz. Şu halde 1. Kabir azabının İslam ekolleri arasında temel bir tefrika konusu olduğunun söylenmesi isabetli değildir. 2. İlgili ayetlerin doğrudan kabir azabının varlığına ya da yokluğuna delalet etmediğinin söylenmesi isabetli değildir. 3. Bundan çok daha önemlisi ise, sitede, hadislerin akaide konu olmayacağının söylenmesidir ki, bunu bu şekilde mutlak bir ifadeyle söyleyen bir İslam fırkası bilmiyoruz! Bu, ancak modern zamanlara mahsus "din telakkisi"nin sonucu olsa gerek! Ey Ümmet-i Muhammed! Nereye gidiyorsunuz? [1] mustafaislamoglu.com/haber_detay.php?haber_id=131 [2] Makâlâtu'l-İslâmiyyîn, 430; el-İbâne, 46, 215. [3] Şerhu'l-Usûli'l-Hamse, 732-3. [4] Bütün bu kaviller için bkz. İbn Hazm, el-Fısal, III, 117; el-Kurtubî, et-Tezkire, 379-80. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Alimler ve Evliyalar
M.İslamoğlu'ndan Tuhaf Sözler
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst