Normal
Mustafa İslamoğlu zati konuşmalarını incelediğimizde ehli sünnet ve cemaat olmadığı kendi kısır aklı ile kur'anı kerimi yorumladığını ve kaynak olarak sadece Kur'an-ı Kerimi ele aldığını görebiliyoruz..Hatta o çok beğenmedikleri Mahmud Ünlü Cübbeli Ahmet Hoca bu zatında çıktığı Hilal Tv kanalını Şia kanalı olduğunu beyan etmiştir. Hatta bu hususta verdiği örnek bizlere burhan olarak yeterlidir. Diyor ki: Bir papaz gelse size dese ki İsa Tanrıdır ve Tanrının oğludur siz kaale almayacağınız sözüne inanmayacağınız çok açık belli olur ancak hoca kisvesinde biri çıkıp size islam içinde bu tarz bir söz söylediğinde safi zihinler bulanacaktır. İşte orada dur demeliyiz. Bu gibi adı lazım olmayan zatlarda Kur'an-ı Kerimin hakikatlerinden bahsettiklerinden her sözleri hak gibi mütaala edilmekte. Ancak islam kıstasında Kur'an Hakikatlerini sünnet-i seniyyeden geçirmek vardır. O süzgeçden geçmeden o hakikatleri anlamak mümkün değildir. Nitekim Ustad Bediüzzaman r.a. bu hususta çok veciz olarak Akıl maneviyatta kördür sözü ile özetlemiştir. Bu haseble sünnet-i seniyye aklın manevi gözüdür. Ancak o gözle hakikatlerin gerçek renkleri anlaşılabilir..
Mustafa İslamoğlu zati konuşmalarını incelediğimizde ehli sünnet ve cemaat olmadığı kendi kısır aklı ile kur'anı kerimi yorumladığını ve kaynak olarak sadece Kur'an-ı Kerimi ele aldığını görebiliyoruz..
Hatta o çok beğenmedikleri Mahmud Ünlü Cübbeli Ahmet Hoca bu zatında çıktığı Hilal Tv kanalını Şia kanalı olduğunu beyan etmiştir. Hatta bu hususta verdiği örnek bizlere burhan olarak yeterlidir. Diyor ki: Bir papaz gelse size dese ki İsa Tanrıdır ve Tanrının oğludur siz kaale almayacağınız sözüne inanmayacağınız çok açık belli olur ancak hoca kisvesinde biri çıkıp size islam içinde bu tarz bir söz söylediğinde safi zihinler bulanacaktır. İşte orada dur demeliyiz. Bu gibi adı lazım olmayan zatlarda Kur'an-ı Kerimin hakikatlerinden bahsettiklerinden her sözleri hak gibi mütaala edilmekte. Ancak islam kıstasında Kur'an Hakikatlerini sünnet-i seniyyeden geçirmek vardır. O süzgeçden geçmeden o hakikatleri anlamak mümkün değildir. Nitekim Ustad Bediüzzaman r.a. bu hususta çok veciz olarak Akıl maneviyatta kördür sözü ile özetlemiştir. Bu haseble sünnet-i seniyye aklın manevi gözüdür. Ancak o gözle hakikatlerin gerçek renkleri anlaşılabilir..