Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Dördüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 248489" data-attributes="member: 1"><p><strong>On Dördüncü Söz - Sayfa 244</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><em><strong>Elcevap:</strong> </em>Dalâletten başka hiçbir hakikati yoktur. Çünkü, her sene elli milyondan ziyade münakkaş, muntazam gömlekleri giyen ve değiştiren küre-i arzın üstünde binler envâın birtek nev’i olan, meselâ sinek taifesinden hadsiz efradından birtek ferdin yüzer âzâsından birtek uzvu olan kanadının kast ve irade ve meşiet ve hikmet cilvesine mazhariyeti ve ona lâkayt kalmaması ve başıboş bırakmaması gösteriyor ki, değil hadsiz zîşuurun beşiği ve anası ve mercii ve hâmisi olan koca küre-i arzın ehemmiyetli ef’al ve ahvali, belki hiçbir şeyi—cüz’î olsun küllî olsun—irade ve ihtiyar ve kasd-ı İlâhî haricinde olmaz. Fakat Kadîr-i Mutlak, hikmetinin muktezasıyla, zahir esbabı tasarrufatına perde ediyor. Zelzeleyi irade ettiği vakit, bazan da bir madeni harekete emredip ateşlendiriyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Haydi, madenî inkılâbat dahi olsa, yine emir ve hikmet-i İlâhî ile olur, başka olamaz. Meselâ bir adam bir tüfekle birisini vurdu. Vuran adama hiç bakılmasa, yalnız fişekteki barutun ateş alması noktasına hasr-ı nazar edip biçare maktulün büs bütün hukukunu zayi etmek ne derece belâhet ve divaneliktir. Aynen öyle de, Kadîr-i Zülcelâlin musahhar bir memuru, belki bir gemisi, bir tayyaresi olan küre-i arzın içinde bulunan ve hikmet ve irade ile iddihar edilen bir bombayı, “Ehl-i gaflet ve tuğyanı uyandırmak için ateşlendir” diye olan emr-i Rabbânîyi unutmak ve tabiata sapmak, hamâkatin en eşneidir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>A</em><em>ltıncı sualin tetimmesi ve haşiyesi:</em></strong> Ehl-i dalâlet ve ilhad, mesleklerini muhafaza ve ehl-i imanın intibahlarına mukabele ve mümanaat etmek için, o derece garip bir temerrüd ve acip bir hamâkat gösteriyorlar ki, insanı insaniyetten pişman eder. Meselâ, bu âhirde beşerin bir derece umumiyet şeklini alan zulümlü, zulümatlı isyanından, kâinat ve anâsır-ı külliye kızdıklarından; ve Hâlık-ı Arz</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hâlık-ı Arz ve Semavat</strong>: gökleri ve yeri yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ; s-m-v)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kadîr-i Mutlak</strong>: sınırsız güç ve kudret sahibi, herşeye gücü yeten Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kadîr-i Zülcelâl</strong>: sonsuz yücelik ve haşmet sahibi ve herşeye gücü yeten, sonsuz kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r; ẕü; c-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ahval</strong>: haller, vaziyetler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>anâsır-ı külliye</strong>: büyük unsurlar; toprak, hava, su, ateş (bk. k-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>belâhet</strong>: aptallık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beşer</strong>: insan</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>biçare</strong>: çaresiz</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cilve</strong>: görünüm, yansıma (bk. c-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cüz’î</strong>: az, küçük (bk. c-z-e)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dalâlet</strong>: hak yoldan sapkınlık, inançsızlık (bk. ḍ-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>divanelik</strong>: delilik, akılsızlık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>efrad</strong>: fertler, bireyler (bk. f-r-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ef’al</strong>: fiiller, işler (bk. f-a-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i dalâlet ve ilhad</strong>: sapıklık ve inkâr ehli, dinsizler (bk. ḍ-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i gaflet ve tuğyan</strong>: gaflete dalanlar ve zulüm ve taşkınlıkta çok ileri gidenler (bk. ğ-f-l; ṭ-ğ-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i iman</strong>: iman edenler, mü’minler (bk. e-m-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>emr-i Rabbânî</strong>: herşeyi terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah’ın emri (bk. r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>envâ</strong>: çeşitler, türler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esbab</strong>: sebepler (bk. s-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>eşne</strong>: en çirkin ve fena, iğrenç</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hadsiz</strong>: sayısız</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hamâkat</strong>: ahmaklık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hariç</strong>: dış</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hasr-ı nazar etmek</strong>: bakışı tek bir yere yöneltmek (bk. n-ẓ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet-i İlâhî</strong>: Allah’ın herşeyi belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratması (bk. ḥ-k-m; e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâmi</strong>: koruyucu</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâşiye</strong>: dipnot, açıklayıcı not</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iddihar edilmek</strong>: biriktirilmek, depolanmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihtiyar</strong>: irade, istek, tercih (bk. ḫ-y-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkılâbat</strong>: inkılaplar, büyük değişimler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intibah</strong>: uyanış</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>irade</strong>: istek, tercih, dileme (bk. r-v-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kasd-ı İlâhî</strong>: Allah’ın kasdı, isteği, hedefi (bk. ḳ-ṣ-d; e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>küllî</strong>: çok, büyük (bk. k-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>küre-i arz</strong>: yerküre, dünya</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâkayt</strong>: duyarsız, ilgisiz</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>maktul</strong>: öldürülen</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazhariyet</strong>: sahip olma, üzerinde gösterme (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>merci</strong>: başvurulacak, sığınılacak yer</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meslek</strong>: gidilen yol, usul</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meşiet</strong>: dileme, irade, istek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukabele</strong>: karşılık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukteza</strong>: gerektirme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muntazam</strong>: düzenli (bk. n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>musahhar</strong>: emir altına girmiş, boyun eğmiş</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mümanaat etmek</strong>: engel olmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münakkaş</strong>: nakışlı (bk. n-ḳ-ş)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nev’</strong>: çeşit, tür</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taife</strong>: topluluk, grup</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasarrufat</strong>: faaliyetler, uygulamalar (bk. ṣ-r-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temerrüd</strong>: inat etme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tetimme</strong>: ek, tamamlayıcı not</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>umumiyet</strong>: genellik</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>uzuv</strong>: organ</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zahir</strong>: görünen (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zayi</strong>: ziyan, kayıp</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zelzele</strong>: deprem, sarsıntı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziyade</strong>: fazla, çok</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zulümatlı</strong>: karanlıklı (bk. ẓ-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zîşuur</strong>: şuur sahibi, bilinçli (bk. ẕî; ş-a-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âhir</strong>: son (bk. e-ḫ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âzâ</strong>: organlar</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 248489, member: 1"] [b]On Dördüncü Söz - Sayfa 244[/b] [FONT=Tahoma][I][B]Elcevap:[/B] [/I]Dalâletten başka hiçbir hakikati yoktur. Çünkü, her sene elli milyondan ziyade münakkaş, muntazam gömlekleri giyen ve değiştiren küre-i arzın üstünde binler envâın birtek nev’i olan, meselâ sinek taifesinden hadsiz efradından birtek ferdin yüzer âzâsından birtek uzvu olan kanadının kast ve irade ve meşiet ve hikmet cilvesine mazhariyeti ve ona lâkayt kalmaması ve başıboş bırakmaması gösteriyor ki, değil hadsiz zîşuurun beşiği ve anası ve mercii ve hâmisi olan koca küre-i arzın ehemmiyetli ef’al ve ahvali, belki hiçbir şeyi—cüz’î olsun küllî olsun—irade ve ihtiyar ve kasd-ı İlâhî haricinde olmaz. Fakat Kadîr-i Mutlak, hikmetinin muktezasıyla, zahir esbabı tasarrufatına perde ediyor. Zelzeleyi irade ettiği vakit, bazan da bir madeni harekete emredip ateşlendiriyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Haydi, madenî inkılâbat dahi olsa, yine emir ve hikmet-i İlâhî ile olur, başka olamaz. Meselâ bir adam bir tüfekle birisini vurdu. Vuran adama hiç bakılmasa, yalnız fişekteki barutun ateş alması noktasına hasr-ı nazar edip biçare maktulün büs bütün hukukunu zayi etmek ne derece belâhet ve divaneliktir. Aynen öyle de, Kadîr-i Zülcelâlin musahhar bir memuru, belki bir gemisi, bir tayyaresi olan küre-i arzın içinde bulunan ve hikmet ve irade ile iddihar edilen bir bombayı, “Ehl-i gaflet ve tuğyanı uyandırmak için ateşlendir” diye olan emr-i Rabbânîyi unutmak ve tabiata sapmak, hamâkatin en eşneidir. [/FONT] [FONT=Tahoma][B][I]A[/I][I]ltıncı sualin tetimmesi ve haşiyesi:[/I][/B] Ehl-i dalâlet ve ilhad, mesleklerini muhafaza ve ehl-i imanın intibahlarına mukabele ve mümanaat etmek için, o derece garip bir temerrüd ve acip bir hamâkat gösteriyorlar ki, insanı insaniyetten pişman eder. Meselâ, bu âhirde beşerin bir derece umumiyet şeklini alan zulümlü, zulümatlı isyanından, kâinat ve anâsır-ı külliye kızdıklarından; ve Hâlık-ı Arz [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hâlık-ı Arz ve Semavat[/B]: gökleri ve yeri yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ; s-m-v)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kadîr-i Mutlak[/B]: sınırsız güç ve kudret sahibi, herşeye gücü yeten Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Kadîr-i Zülcelâl[/B]: sonsuz yücelik ve haşmet sahibi ve herşeye gücü yeten, sonsuz kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r; ẕü; c-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ahval[/B]: haller, vaziyetler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]anâsır-ı külliye[/B]: büyük unsurlar; toprak, hava, su, ateş (bk. k-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]belâhet[/B]: aptallık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]beşer[/B]: insan[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]biçare[/B]: çaresiz[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cilve[/B]: görünüm, yansıma (bk. c-l-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cüz’î[/B]: az, küçük (bk. c-z-e)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dalâlet[/B]: hak yoldan sapkınlık, inançsızlık (bk. ḍ-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]divanelik[/B]: delilik, akılsızlık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]efrad[/B]: fertler, bireyler (bk. f-r-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ef’al[/B]: fiiller, işler (bk. f-a-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i dalâlet ve ilhad[/B]: sapıklık ve inkâr ehli, dinsizler (bk. ḍ-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i gaflet ve tuğyan[/B]: gaflete dalanlar ve zulüm ve taşkınlıkta çok ileri gidenler (bk. ğ-f-l; ṭ-ğ-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i iman[/B]: iman edenler, mü’minler (bk. e-m-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]emr-i Rabbânî[/B]: herşeyi terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah’ın emri (bk. r-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]envâ[/B]: çeşitler, türler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]esbab[/B]: sebepler (bk. s-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]eşne[/B]: en çirkin ve fena, iğrenç[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hadsiz[/B]: sayısız[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hamâkat[/B]: ahmaklık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hariç[/B]: dış[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hasr-ı nazar etmek[/B]: bakışı tek bir yere yöneltmek (bk. n-ẓ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet-i İlâhî[/B]: Allah’ın herşeyi belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratması (bk. ḥ-k-m; e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâmi[/B]: koruyucu[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâşiye[/B]: dipnot, açıklayıcı not[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iddihar edilmek[/B]: biriktirilmek, depolanmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihtiyar[/B]: irade, istek, tercih (bk. ḫ-y-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inkılâbat[/B]: inkılaplar, büyük değişimler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]intibah[/B]: uyanış[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]irade[/B]: istek, tercih, dileme (bk. r-v-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kasd-ı İlâhî[/B]: Allah’ın kasdı, isteği, hedefi (bk. ḳ-ṣ-d; e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]küllî[/B]: çok, büyük (bk. k-l-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]küre-i arz[/B]: yerküre, dünya[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lâkayt[/B]: duyarsız, ilgisiz[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]maktul[/B]: öldürülen[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mazhariyet[/B]: sahip olma, üzerinde gösterme (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]merci[/B]: başvurulacak, sığınılacak yer[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]meslek[/B]: gidilen yol, usul[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]meşiet[/B]: dileme, irade, istek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mukabele[/B]: karşılık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mukteza[/B]: gerektirme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muntazam[/B]: düzenli (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]musahhar[/B]: emir altına girmiş, boyun eğmiş[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mümanaat etmek[/B]: engel olmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]münakkaş[/B]: nakışlı (bk. n-ḳ-ş)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nev’[/B]: çeşit, tür[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]taife[/B]: topluluk, grup[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tasarrufat[/B]: faaliyetler, uygulamalar (bk. ṣ-r-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]temerrüd[/B]: inat etme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tetimme[/B]: ek, tamamlayıcı not[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]umumiyet[/B]: genellik[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]uzuv[/B]: organ[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zahir[/B]: görünen (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zayi[/B]: ziyan, kayıp[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zelzele[/B]: deprem, sarsıntı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ziyade[/B]: fazla, çok[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zulümatlı[/B]: karanlıklı (bk. ẓ-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zîşuur[/B]: şuur sahibi, bilinçli (bk. ẕî; ş-a-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âhir[/B]: son (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âzâ[/B]: organlar[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Dördüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst