O'nun Tefekkürü

sonsuzözlem

New member
Ya rabbim nolur bizi o'nsuz birakma....

O'nun Tefekkürü

Bir gece Allah Resûlü bana hitaben "Ya Âişe! Müsâade eder misin, bu gece Rabbime ibadet edeyim." dedi. Ben de "Seninle olmayı severim, fakat Senin hoşuna gidecek olan her şeyi de severim." dedim.
Allah Resûlü kalktı ve namaza durdu. O gece sabaha kadar إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لآيَاتٍ لِّأُوْلِي الألْبَابِ
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip-gelişinde elbette akıl sahipleri için ibretler vardır." (Âl-i İmran, 3/190) âyetini okudu ve gözyaşı döktü. Sabah olunca ezan okumaya gelen Hz. Bilâl kendisine: "Ya Resûlallah Kendini niçin bu kadar zora koşuyorsun? Allah (c.c) Senin geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affetti." dedi. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.s): أفلا أكون عبداً شكوراً buyurdu."Bana bu kadar ihsanda bulunan Rabbime ihsanı ölçüsünde şükreden bir kul olmayayım mı?"[8]
Meğer Allah Resûlü ne için gözyaşı döküyormuş? O, kendi çizgisi içinde, şükür zirvesini tutturamamaktan korkuyor ve bunun için ağlıyor! Böyle bir Zâtın günah işleyeceğini veya günaha meyletmiş olabileceğini, düşünebilir misiniz?..
Efendimiz, Allah (c.c)'ın yasak kıldığı şeyleri yapmamakta ne kadar hassas, günaha girmeme mevzuunda ne derece dikkatli davranıyordu ise, emirleri dinleme konusunda da aynı derecede hassas, emre âmade ve titizdi. O'nun masumiyet ve nezahetine sadece bu zâviyeden bakılsa, zannediyorum başka delil aramaya ihtiyaç olmayacak.
Aslında, O'nun yaşadığı gibi bir hayat yaşamaya kimse güç yetiremezdi. Ferdî ibadetlerinde, kendine karşı çok disiplinli ve nefsine karşı da çok ciddiydi. Âdetâ O'nun bütün hayatı, ibadete göre programlanmış gibiydi.. âdetâ ibadet etmediği bir an yoktu. Tabii ki ibadeti sadece bildiğimiz, namaz, oruç vs. şeklinde sınırlandırmamak lazım. O yaptığı her işi, ibadet şuuruyla yapıyordu.
Biz O'na "Zahidler Zahidi" derken, kelime yetersizliğinden dolayı dedik. Yoksa O'nun zühdünü bir başka kelime ve bir başka lafızla ifade etmek gerekirdi.
......

Ya Resûlallah Kendini niçin bu kadar zora koşuyorsun? Allah (c.c) Senin geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affetti." diyen sahabesine bakarsak onunda mana alemi dolu doludur..
müslüman olduğunda kendisine yapılan işkenceler dayanılmaz bir hal alır ve bayılıverir..çölde kızgın kumların üzerine yatırılmış ve üzerine de kocaman kaya parçaları konmuştur.ayıldığında bir ara bakar ki gökyüzünde ufacık bir bulut kendisine gölge yapıyor. ve o büyük sahabe bu gördüğü karşısında gözyaşlarını tutamaz -ALLAH 'ım Sen ne büyüksün ki benim gibi kuru kara bir kulunu bile unutmadın deyiverir..
bu açılımlara vakıf olan bir sahabe peygamberimize kendini nediye bu kadar zora sokuyorsun diyorsa demekki peygamberimiz kendisini gercekten zora soktu ..

nolur O'nu (s.av) tanımada, başkalarına tanıtma da gec kalmayalım..ister adına vefa diyelim ister sevgi..
 
Üst