Konuya cevap cer

Çocuklara Merhamet


ÇOCUKLARA MERHAMET:


 

Katı kalpliler merhameti bilmezler. Onların kalplerinde şefkate yer yoktur. Onlar sağır taşlar gibidirler... Alırken, verirken kupkurudurlar. En ince insanî duygu ve hislerden yoksun ve cimridirler. Yüce Allah'ın ince bir kalb, sıcak bir şefkat bağışladığı kimseler ise, örnek, merhametli kalbin sahibi kimselerdir... Rahmet böyle bir kalbi kuşatır, sevgi ve şefkat onu harekete geçirir.

 

Enes Radıyallahu anh'dan rivâyete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem oğlu İbrahim'i aldı, öptü ve kokladı.[1]

 

Onun bu merhameti yalnızca yakınlarına has değildi. Aksine bütün müslüman çocuklara karşı merhametliydi... Cafer Radıyallahu anh'ın hanımı Esma bint Umeys dedi ki: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem evimize girdi, Cafer'in çocuklarını çağırdı, onları kokladığını ve gözlerinin yaşardığını gördüm. Ey Allah'ın Rasûlü dedim. Cafer hakkında sana bir bilgi mi ulaştı? O: "Evet, bugün öldürüldü." dedi. Kalktık, ağladık. O da geri döndü ve şunları söyledi: 

 

"Cafer'in ailesi için yemek yapınız. Çünkü onlar kendilerini meşgul edecek bir hal ile karşı karşıya kaldılar." [2]

 

Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem çocukların ölümü dolayısıyla gözyaşlarını tutamadığı için Sâd b. Ubade Radıyallahu anh ona: 

 

“Ey Allah'ın Rasûlü, bu da ne?” diye sordu. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şu cevabı verdi: "Bu Allah'ın kullarının kalblerine yerleştirdiği bir rahmettir. Şüphesiz Allah kulları arasından merhametlilere rahmet buyurur." [3]

 

Oğlu İbrahim'in ölümü dolayısıyla Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in gözlerinden yaş akınca, Abdu'r-Rahman b. Avf Radıyallahu anh ona: 

 

“Sen de mi ey Allah'ın Rasûlü?” diye sorduğunda şu cevabı vermişti: 

 

"Ey Avf'ın oğlu, bu bir rahmettir." Daha sonra şöyle buyurdu: 

 

"Şüphesiz göz yaş akıtır, kalp üzülür ve biz, Rabbimizin razı olduğundan başka bir şey söylemeyiz. Gerçekten ey İbrahim, senden ayrıldığımız için üzülüyoruz." [4]

 

Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in yüksek ahlâkı onun örnek alınmasını, izinden gidilmesini gerektirir. Bizler küçükleri sevmek ve onları gerçek konumlarında tutmak hususundaki hissiyatımızı kaybetmiş bir zamandayız... 

 

Bu çocuklar yarının babalarıdır. Bunlar ümmetin yiğitleri olacaktır. Beklenen sabahıdır. Bilgisizlik, kibir, yanlış görüşler ve kısır görüşlülük, yetişmekte olan nesle ve çocuklara karşı kalplerimizi kilitli tutacak ve onları kaybedecek hale getirdi. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'e gelince, anahtar onun elinde ve onun dilindedir... 

 

İşte o küçük çocuğu seviyor, onu değerlendiriyor, takdir ediyor. Yetişmekte olan gençleri yüksek bir yere oturtuyor. 

 

Enes Radıyallahu anh küçük çocukların yanından geçti mi onlara selâm verir ve: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem böyle yapardı derdi. [5]

 

Çocukların yorgunlukları, zorlukları, çokça hareketlilikleri olmakla birlikte, Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem küçük çocuklara kızmaz, onları azarlamaz, onlara sitem etmezdi. Şefkati elden bırakmaz, sükûnet ve vakarını bozmazdı.

 

Âişe Radıyallahu anhâ'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: 

 

Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'e küçük çocuklar getirilir, onlara dua ederdi. Ona küçük bir çocuk getirildi, elbisesi üzerine abdestini bozdu. Su getirilmesini emretti, onun üzerine serpti ve elbisesini yıkamadı. [6]

 

Ey okuyucu! Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in evinde oturmak şerefine nail iken küçük çocuklarınla şakalaşmak, yavrularınla latife yapmak, onların gülüşlerine, güzel ifadelerine kulak vermek hatırından geçmedi mi? Bu ümmetin peygamberi bütün bunları yapıyordu. Anam babam feda olsun ona.

 

Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: 

 

"Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem, Ali Radıyallahu anh'in oğlu Hasan'a dilini çıkartır, çocuk onun dilinin kırmızı rengini görür, buna güler ve keyiflenirdi." [7]

 

Enes Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: 

 

"Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem, Um Seleme'nin kızı Zeynep ile oynar ve: Ey Zeynepçik, ey Zeynepçik! diye defalarca söylerdi..." [8]

 

Peygamber efendimizin merhameti pek büyük bir ibadeti ifa ederken bile çocukları kuşatırdı. O kızı Zeynep ile Ebu'l-Âs b. er-Rabi'in kızı Umame'yi taşıyarak namaz kılardı. Ayağa kalktığında kızı taşır, secde ettiğinde yere koyardı. [9]

 

Mahmud b. er-Rabî 'Radıyallahu anh'den dedi ki: 

 

Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in bir kovadan su alıp, yüzüme püskürttüğünü hatırlarım. Bu su evimizdeki bir kuyudan alınmıştı. O sırada ben beş yaşındaydım. [10]

 

O yüce Peygamber büyüğe de, küçüğe de bir öğretmen idi...

 

İbn Abbas Radıyallahu anh'dan dedi ki: 

 

Bir gün Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in arkasında (binek üzerinde) idim. Bana dedi ki: 

 

“Evlat, ben sana bir kaç kelime öğreteceğim: Allah'ı(n hudutlarını) koru ki, O da seni korusun. Allah'ı(n hudutlarını) koru ki O'nu daima karşında bulasın. Dilekte bulunacak olursan Allah'tan dile, yardım istersen Allah'tan iste." [11]

 

Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in üstün özellikleri ve pek hoş sîreti ile birlikte bir müddet yaşadık. Belki böylece kalblerimizi diriltir ve hayat yolumuzda onun izinden gideriz. 

 

Evlerimiz de babalığın şefkatine, anneliğin merhametine, küçük kalblerinin sevinç duymasına ihtiyaçları bulunan küçüklerle, yavrularla çiçek açar... Böylelikle küçük çocuk; duygularıyla, ahlâkı ile dosdoğru bir şekilde yetişir ve yiğit bir şekilde ümmetin önüne geçer. Yüce Allah'ın tevfiki ile babaların ve annelerin ortaya çıkaracağı yiğitler olacaktır bunlar.


[1]Buhârî.


[2]İbn Sâd, Tirmizî ve İbn Mâce.


[3]Buhârî.


[4]Buhârî.


[5]Buhârî ve Müslim.


[6]Buhârî.


[7]es-Silsiletu's-Sahiha, no: 70.


[8]es-Silsiletu's-Sahiha, 2141; Sahihu'l-Câmi', 5025.


[9]Buhârî ve Müslim.


[10]Buhârî ve Müslim.


[11]Tirmizî.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst