Huseyni
Müdavim
Cevap: Asa-yı Musa 7. Ders - Muallimlerimiz Allah'tan Bahsetmiyorlar..
[NOT]Ben de dedim:
İnsan binler çeşit elemlerle müteellim ve binler nev’î lezzetlerle mütelezziz olacak bir zîhayat makine ve gayet derece acziyle beraber hadsiz maddî-mânevî düşmanları ve nihayetsiz fakrıyla beraber hadsiz zâhirî ve bâtınî ihtiyaçları bulunan ve mütemadiyen zevâl ve firak tokatlarını yiyen bir biçare mahlûk iken, birden iman ve ubudiyetle böyle bir Padişah-ı Zülcelâle intisap edip bütün düşmanlarına karşı bir nokta-i istinat ve bütün hâcâtına medar bir nokta-i istimdat bularak, herkes mensup olduğu efendisinin şerefiyle, makamıyla iftihar ettiği gibi, o da böyle nihayetsiz Kadîr ve Rahîm bir Padişaha iman ile intisap etse ve ubudiyetle hizmetine girse ve ecelin idam ilânını kendi hakkında terhis tezkeresine çevirse ne kadar memnun ve minnettar ve ne kadar müteşekkirâne iftihar edebilir, kıyas ediniz.[/NOT]
Dersimizde her fennin kendi mahsus diliyle, Halıkımızdan haber verdiğini delilleriyle gördük. Şimdi Rabbini böyle tahkiki bir surette tanıyan elbette ona itaat edecek ve ibadetle mukabelede bulunacak. Ve kendinden bile tam anlamıyla haberdar olmayan, kendi ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz olan ve ihtiyaçları en küçük daireden en geniş daireye kadar uzanan ve hatta bir ihtiyacı da ebed olan insan, fenlerin mahsus diliyle tanıttığı Rabbine intisap etmeli, yasaklarından kaçıp emirlerini yerine getirmeli, ki eceliyle bitecek dünyasını ve hayatını sonsuz bir saadete çevirebilsin.
[NOT]Ben de dedim:
İnsan binler çeşit elemlerle müteellim ve binler nev’î lezzetlerle mütelezziz olacak bir zîhayat makine ve gayet derece acziyle beraber hadsiz maddî-mânevî düşmanları ve nihayetsiz fakrıyla beraber hadsiz zâhirî ve bâtınî ihtiyaçları bulunan ve mütemadiyen zevâl ve firak tokatlarını yiyen bir biçare mahlûk iken, birden iman ve ubudiyetle böyle bir Padişah-ı Zülcelâle intisap edip bütün düşmanlarına karşı bir nokta-i istinat ve bütün hâcâtına medar bir nokta-i istimdat bularak, herkes mensup olduğu efendisinin şerefiyle, makamıyla iftihar ettiği gibi, o da böyle nihayetsiz Kadîr ve Rahîm bir Padişaha iman ile intisap etse ve ubudiyetle hizmetine girse ve ecelin idam ilânını kendi hakkında terhis tezkeresine çevirse ne kadar memnun ve minnettar ve ne kadar müteşekkirâne iftihar edebilir, kıyas ediniz.[/NOT]
Dersimizde her fennin kendi mahsus diliyle, Halıkımızdan haber verdiğini delilleriyle gördük. Şimdi Rabbini böyle tahkiki bir surette tanıyan elbette ona itaat edecek ve ibadetle mukabelede bulunacak. Ve kendinden bile tam anlamıyla haberdar olmayan, kendi ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz olan ve ihtiyaçları en küçük daireden en geniş daireye kadar uzanan ve hatta bir ihtiyacı da ebed olan insan, fenlerin mahsus diliyle tanıttığı Rabbine intisap etmeli, yasaklarından kaçıp emirlerini yerine getirmeli, ki eceliyle bitecek dünyasını ve hayatını sonsuz bir saadete çevirebilsin.