Risale-i nurdan vecizeler

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Güya çiçek açmış her ağaç gibi, o ağaç dahi, Nakkâşının medîhelerini tegannî eden manzum bir kasidedir.

Asa-yı Musa - İkinci Kısım - Sayfa 229
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Hiç mümkün müdür ki, ölmüş, kurumuş koca arzı ihyâ eden; ve o ihyâ içinde, herbiri beşer haşri gibi acip, üç yüz binden ziyade envâ-ı mahlûkatı haşir ve neşredip kudretini gösteren; ve o haşir ve neşir içinde, nihayet derecede karışık ve ihtilât içinde nihayet derecede imtiyaz ve tefrik ile ihata-i ilmiyesini gösteren; ve bütün semâvî fermanlarıyla beşerin haşrini vaad etmekle bütün ibâdının enzârını saadet-i ebediyeye çeviren; ve bütün mevcudatı baş başa, omuz omuza, el ele verdirip, emir ve iradesi dairesinde döndürüp birbirine yardımcı ve musahhar kılmakla azamet-i Rububiyetini gösteren; ve beşeri, şecere-i kâinatın en cami’ ve en nazik ve en nazenin, en nazdar, en niyazdar bir meyvesi yaratıp kendine muhatap ittihaz ederek herşeyi ona musahhar kılmakla, insana bu kadar ehemmiyet verdiğini gösteren bir Kadîr-i Rahîm, bir Alîm-i Hakîm, kıyameti getirmesin, haşri yapmasın ve yapamasın, beşeri ihyâ etmesin veya edemesin, Mahkeme-i Kübrâyı açamasın, Cennet ve Cehennemi yaratamasın? Hâşâ ve kellâ!

Asa-yı Musa - İkinci Kısım - Sayfa 239
 

_vatan_

Well-known member
Nedir bu gurur ve nedir bu gaflet? nedir bu haşmet, nedir bu istiğna, nedir bu azamet? elindeki ihtiyar bir kıl kadardır ve iktidarın bir zerre kadardır. ve hayatın söndü, ancak bir şule kaldı. ömrün geçti, şuurun söndü, bir lem'a kaldı. şöhretin gitti, ancak bir an kaldı. zamanın geçti; kabirden başka mekanın var mı? biçare! aczine ve fakrına bir had var mı? emellerin nihayetsizdir, ecelin yakındır. evet, böyle acz ve fakrınla iktidar ve ihtiyardan hali bir insanın ne olacak hali? hazain-i rahmet sahibi halık-ı rahmanü'r-rahime, böyle bir aczle itimad etmek lazımdır. odur herkese nokta-i istinad. odur her zaife cihet-i istimdat.
MESNEV-İ NURİYE

 

Denis

Well-known member
“Ben çendan küçücük bir şeyim. Fakat pek büyük vazifelerim, pek ince münasebetlerim ve bedenin bütün hüceyrâtına ve heyet-i mecmuasına bağlı alâkalarım var. Ezcümle, evride ve şerâyin damarlarına ve hassâse ve muharrike âsaplarına ve cazibe, dafia, müvellide, musavvire gibi kuvvelere karşı derin ve mükemmel vazifelerim var. Eğer bütün bedeni, bütün damar ve âsab ve kuvveleri teşkil ve tanzim ve istihdam edecek bir kudret ve ilim sende varsa ve benim emsalim ve san’atça ve keyfiyetçe birbirimizin kardeşi olan bütün hüceyrât-ı bedeniyeye tasarruf edecek nafiz bir kudret, şamil bir hikmet sende varsa, göster; sonra ‘Ben seni yapabilirim’ diye dâvâ et. Yoksa haydi git! Küreyvât-ı hamrâ bana erzak getiriyorlar.Küreyvât-ı beyzâ da bana hücum eden hastalıklara mukabele ediyorlar. İşim var, beni meşgul etme.

Asa-yı Musa - İkinci Kısım - Sayfa 184

Mükemmel..

Allah (c.c.) razı olsun..

 

_vatan_

Well-known member
İbadetin ruhu, ihlastır. ihlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır.
İşaratül-icaz
 

Muvahhid1

Well-known member
Allah'ı tanımayanın, dünya dolusu bela başında vardır. Allah'ı tanıyanın dünyası nurla ve manevi sürurla doludur.
25.Lem'a
 

_vatan_

Well-known member
Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.

Mesnevi-i nuriye

 

_vatan_

Well-known member
bogaz2lo3mh0.jpg
 

bune

New member
tam olarak böyle mi hatırlamıyorum hatam varsa düzeltin lüffen

"Geçmişe itiraz manasızdır çünkü tamiri kabil değil"
 

_vatan_

Well-known member
İnsanlar, ticaretlerini yapıp, vazifelerini bitirip ve hizmetlerini itmam ettikten sonra, yine onları gönderen halık-ı zülcelallerine dönecekler ve mevla-yı kerimlerine kavuşacaklar.

Mektubat Yirminci Mektup
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Ey Fâtır-ı Kadîr! Ey Fettah-ı Allâm! Ey Fa'al-i Hallak! Nasıl Arz, bütün sekenesiyle Hâlıkının Vâcib-ül Vücud olduğuna şehadet eder.. öyle de: Senin -ey Vâhid-i Ehad, ey Hannan-ı Mennan, ey Vehhab-ı Rezzak!- vahdetine ve ehadiyetine, yüzündeki sikkesiyle ve sekenesinin yüzlerindeki sikkeleriyle ve birlik ve beraberlik ve birbiri içine girmek ve birbirine yardım etmek ve onlara bakan rububiyet isimlerinin ve fiillerinin bir olmak cihetinde, bedahet derecesinde senin vahdetine ve ehadiyetine şehadet, belki mevcudat adedince şehadetler eder.


Asa-yı Musa ( 200 )
 

Ahmet.1

Well-known member
sözlerden

Hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. SÖZLER-SAİD NURSİ
 

Livza

Well-known member
...mâlikiyet davasından vazgeç. Kendini mehasin ve kemalâta masdar olduğunu zannetme. Ve kat'iyyen bil ki, senden sana yalnız noksan ve kusur vardır. Çünki sû'-i ihtiyarınla, sana verilen kemalâtı bile tağyir ediyorsun. Senin hanen hükmünde bulunan cesedin bile emanettir. Mehasinin hep mevhubedir; seyyiatın meksûbedir.
Mesnevi-i Nuriye
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Madem Zât-ı Ahmediye (A.S.M.), insanlara olan hadsiz ihsanat-ı İlahiyenin en mühim bir vesilesidir. Elbette Cenab-ı Hak hesabına, hadsiz bir muhabbete lâyıktır. İnsan, sevdiği zâta eğer benzemek kabil ise, fıtraten benzemek ister. İşte Habibullah'ı sevenlerin, sünnet-i seniyesine ittiba ile ona benzemeye çalışmaları, kat'iyyen iktiza eder.


Lem'alar ( 58 )
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Risale-i Nur'u anlamıyorlar yahut anlamak istemiyorlar. Beni, skolastik bataklığı içinde saplanmış bir medrese hocası zannediyorlar. Ben, bütün müsbet ilimlerle, asr-ı hazır fen ve felsefesiyle meşgul oldum. Bu hususta en derin mes'eleleri hallettim. Hattâ bu hususta da bazı eserler te'lif eyledim. Fakat ben, öyle mantık oyunları bilmiyorum. Felsefe düzenbazlıklarına da kulak vermem. Ben, cem'iyetin iç hayatını, manevî varlığını, vicdan ve imanını terennüm ediyorum. Yalnız Kur'anın tesis ettiği tevhid ve iman esası üzerinde işliyorum ki İslâm cem'iyetinin ana direği budur. Bu sarsıldığı gün, cem'iyet yoktur.
Tarihçe-i Hayat ( 629 )
 

Livza

Well-known member
Gel, bu azîm sarayın nakışlarına dikkat et.
Ve bütün bu şehrin zînetlerine bak.
Ve bütün bu memleketin tanzimâtını gör.
Ve bütün bu âlemin san'atlarını tefekkür et...
Bediüzzaman
 
Üst