Bazı medya organlarında farklı başlıklar altında gerçek gözardı edilerek kendi menfaatleri doğrultusunda Risale-i Nurların neşredilmesi ile alakalı haberler yer almaktadır. Risale-i Nurların ussül esasını muhafaza edilmesini haber vermekten ziyade bazı menfaatlerin muhafazası adına bu haberlerin yapıldığını üzülerek okumaktayız.
Yakın bir zamanda Ustad Bediüzzaman'ın varis talebelerinden Mehmet Fırıncı Ağabey; Risale-i Nur eserlerinin, Kültür ve Turizm Bakanlığınca koruma altına alınacağı müjdesini vermişti. Ancak günümüzde bazı medya organlarında hedef şaşırtıcı haberler yapılarak devletin Risale-i Nurları yasaklıyor algısı oluşturulmaya çalışılmakta.
İşin gerçeği şu ki; Bu güne kadar bir çok yayınevi Ustad Bediüzzman'ın Risale-i Nurları neşir vazifesini bıraktığı vasiyeti ortada olmasına rağmen varislerinden izinsiz ve habersiz Risale-i Nurların kaidelerine uyulmadan "Bu eserler Kur'an-ın malıdır" diyerek kendilerinde neşir vazifesi telakki ederek kendi menfaatleri doğrultusunda basımını yaparak bu işi ticaret haline dönüştürmüştür. Netice itibariyle geldiğimiz noktada Risale-i Nurları sadeleştirme adı altında tahrif etmelere kadar gidildi.
AKP Hükümeti; Bediüzzaman'ın varis talebelerinin hassasiyetini göz önüne alarak bu meseleyi çözüme kavuşturmak adına ancak Bediüzzaman'ın varislerinin ve izin verdiklerinin Risale-i Nurların basımını ve neşrini yapabileceğine karar vererek bunun dışındakilere izin verilmemesi hususunda gerekli adımları atmaktadırlar.
Bediüzzaman'ın varisleri bu eserleri kimlerin neşredebileceği hususunda bir dernek kurmaya çalışmaktalar. Bunun neticesinde diğer yayınevleri bu derneğe telif ücretlerini ödemeleri ve Risale-i Nurun muhtevasını muhafaza ettikleri takdirde basım işlemlerini gerçekleştirebileceklerdir.
Bu haberlerin özü ve detayı bunlardan ibaret olmakla beraber bunun dışındaki bütün ifadeler özelliklede Risale-i Nurdan cımbızla alınan sözler işin özünü anlatmaktan ziyade suyu bulandırmak ve kendi menfaatlerine alet etmekten öteye geçmeyecektir.
Ümit ederiz ki Risale-i Nurların neşir hususu böyle sağlam bir kale ile muhafaza edilsin. Nitekim hepimizin arzu ve gayesi bu değilmidir?
Yakın bir zamanda Ustad Bediüzzaman'ın varis talebelerinden Mehmet Fırıncı Ağabey; Risale-i Nur eserlerinin, Kültür ve Turizm Bakanlığınca koruma altına alınacağı müjdesini vermişti. Ancak günümüzde bazı medya organlarında hedef şaşırtıcı haberler yapılarak devletin Risale-i Nurları yasaklıyor algısı oluşturulmaya çalışılmakta.
İşin gerçeği şu ki; Bu güne kadar bir çok yayınevi Ustad Bediüzzman'ın Risale-i Nurları neşir vazifesini bıraktığı vasiyeti ortada olmasına rağmen varislerinden izinsiz ve habersiz Risale-i Nurların kaidelerine uyulmadan "Bu eserler Kur'an-ın malıdır" diyerek kendilerinde neşir vazifesi telakki ederek kendi menfaatleri doğrultusunda basımını yaparak bu işi ticaret haline dönüştürmüştür. Netice itibariyle geldiğimiz noktada Risale-i Nurları sadeleştirme adı altında tahrif etmelere kadar gidildi.
AKP Hükümeti; Bediüzzaman'ın varis talebelerinin hassasiyetini göz önüne alarak bu meseleyi çözüme kavuşturmak adına ancak Bediüzzaman'ın varislerinin ve izin verdiklerinin Risale-i Nurların basımını ve neşrini yapabileceğine karar vererek bunun dışındakilere izin verilmemesi hususunda gerekli adımları atmaktadırlar.
Bediüzzaman'ın varisleri bu eserleri kimlerin neşredebileceği hususunda bir dernek kurmaya çalışmaktalar. Bunun neticesinde diğer yayınevleri bu derneğe telif ücretlerini ödemeleri ve Risale-i Nurun muhtevasını muhafaza ettikleri takdirde basım işlemlerini gerçekleştirebileceklerdir.
Bu haberlerin özü ve detayı bunlardan ibaret olmakla beraber bunun dışındaki bütün ifadeler özelliklede Risale-i Nurdan cımbızla alınan sözler işin özünü anlatmaktan ziyade suyu bulandırmak ve kendi menfaatlerine alet etmekten öteye geçmeyecektir.
Ümit ederiz ki Risale-i Nurların neşir hususu böyle sağlam bir kale ile muhafaza edilsin. Nitekim hepimizin arzu ve gayesi bu değilmidir?