Sadece Büyük Günah İşleyenler mi Şefaate Mazhar Olacaklar ?

Abidin1

Well-known member
Selam aleyküm;

Dostlar, başta ben bu konuyu bu şekilde algılamamıştım. Ben sadece o arkadaşın sorusuna samimi şekilde yazmak istedim. Konu farklı bir yöne doğru kaymış. Sizin sitenizde de yazdığım hiç bir mesajımı yürekten inanmadığım halde yazmadım. Ne yazdıysam kendi iç dünyamda inandığım şeyi yazdım.

Madem konu bu yöne doğru gitti ve başlık dahi değişti. Bende o zaman mesajıma ekleme yapmak istiyorum.

Mübarek kitabımıza göre Şefaat haktır. "O gün, Rahmân’ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez." Taha 109. ayet. Allah tealanın diledikleri şefaat ederler.

Ancak Müdessir suresi 11. ayette Yüce Allah (c.c.) diyor ki kıyamet vaktinde, "Beni, yarattığım kişiyle baş başa bırak." Ancak bu ayete göre kıyametin bir aşamasında hiç bir kimse olmayacak yanımızda. Rabbimiz ile yalnız olacağız. Yani o kısmı geçemedik mi bu dünyanın ne anlamı var.

Büyük günahlar konusunda da konuya çekimserim.

Çünkü Nisa 92 ve 93
Bakara 80 ve 81 karşımızda açık ayetler olarak duruyor.

Veda Hutbesinde Hz. Muhammed (s.a.v.) efendimiz öğüt verdi. Kur'an- kerime tutunun diye. Şimdi bu ayetlere dayanmasam öte tarafta demezler mi bana sen Peygamberinin öğüdünü niye dinlemedin diye. Bu yüzden konu bu yöne doğru kaydığından ben önceki mesajımda bunu kast etmediğimi vurgulamak istedim.

Doğrusu bu konuda Mu'tezileyi bile eleştiriyorum kendimce, çünkü konu hakkında açık hüküm bildiren bir kaç ayet varken. Koskoca bir Rahman suresi var. O kadar rahmet ayetleri var. Hem insana mı kaldı Müslümanlardan kimin nereye gideceğini belirlemek diye düşünüyorum. O kuralın yerine Rahmet yani Sevgi olması gerekti. Fakat tabii onlarında yaşadıkları çağda büyük trajediler yaşandı. O tarihsel sürecin bir sonucudur diye de düşünüyorum.

Yani büyük günah işleyenler konusunda ben bu ayetlere dayanıyorum. Saygılar
 

teblið

Vefasýz
Allah (c.c) razı olsun Abidin kardeş;

Yorumunuz hakikaten yerinde ve güzel ...Ve yazdıklarınızı kabul etmemek mümkün değil ;ki zaten aynı pencereden bakıyoruz sizinle bu meseleye;

Amenna ve sadakna ;elbettekki en evvel yüce Allah 'ın hükmü ,hakimiyeti üstündür ve tekdir..işte buda tevhidi inançtır,inancımızdır.,sonra kitabı Kuranı kerim ve sonrasında Peygamberi gelir;Allah 'u Tela dilediğine şefaat yetkisi verir;Bu konuda
ALLAHU TEALA ŞÖYLE BUYURMUŞTUR;

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

(Allahü teâlâ, şefaat edene ve şefaat edilene izin vermedikçe, hiç kimse şefaat edemez. Kalblerindeki müthiş korku giderilince, [şefaat bekleyenler, şefaat edenlere] “Rabbiniz şefaat hakkında ne buyurdu?” diye soracaklar. Onlar [şefaat edenler] ise, “Hak olanı buyurdu [şefaate izin verdi]” diyecekler.) [Sebe 23]

(O gün, kimse şefaat edemez. Ancak Rahman olan Allah’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimse şefaat eder.) [Taha 109]

(Rahman olan Allah’ın nezdinde söz ve izin alanlardan başkası şefaat edemez.) [Meryem 87]

(Allah’ı bırakıp da, taptığı putlar şefaat edemez. Ancak hak dine inanıp ona şahitlik eden kimseler şefaat eder.) [Zuhruf 86]

(Onlar, Onun [Allah’ın] rızasına kavuşmuş olandan başkasına şefaat etmezler.) [Enbiya 28


Ve mubarek ayetlerde Makam-ı mahmud verilen Efendimizi işaret ettiği tüm islam ulemalarınca kabul edilmiştir islam tarihi boyunca;her şeyden üstünüde kudsi hadislerdede bizzat Efendimiz (sav) yarın mahşerde şefaat yetkisi ki Elbetteki yüce Allah 'ın izniyle efendimize verilecektir inşl.

Yazdıklarınıza gene kalben katılıyor ve tasdikliyorum;Resulu sevmek ona (sav) itaat etmek Allahu telayı sevmek ve itaat etmektir zaten;Hz peygamber Allahu tealanın dinini tebliğ etmeye memur kılınmıştı

Eşsiz mucize olan Kur’an-ı kerime uyabilmek için, Kur’anın muhatabı olan Peygamber efendimize uymak ve şerefli sözlerini [hadis-i şeriflerini] kabul etmek lazımdır. Allahü teâlâ, Resulüne Kur’anın açıklamasını, hüküm koymasını emredip, iman, itaat ve Kelime-i şehadette de Resulünü kendisiyle birlikte bildiriyor:
(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

..Veda hutbesini örnek vermişsiniz ne güzel ;


Bize emanet edilen kuranı kerim ve sünnet;Elbetteki müminin yaşam klavuzu şeriatı yolu budur...Bahiste geçen hadisi şerifte sünnetine binaen nakl olunmuş günümüze kadar;Ki yine Efendimiz (sav) evvela kuranı kerimin ayetlerine dayanarak hadislerini beyan etmişlerdir..

Şu nada kalben katılıyorum ki ;Affuv olan yüce Allah 'tır..hakim kadiri mutlak gene cenabı Hakk'tır..Dilediğini affeder ,dilediğini yargılar azaba düçar eder..Bunu bilemeyiz ..yani akibetimiz gayb aleminde gizlidir..Gayb2ta yüce Allah 'ın hazinesi;Cenabı ka dilediğinede şefaat hakkı verir..Tıpkı şehidtlere şefaat hakkını hadislerden öğrendiğimiz gibi;

Bizim burada aslında dikkatli olmamaız gereken en öenmli mesele hadisin öncellikle sahihmi değilmi onu bilmeliyiz ,sonrada hadisin kaynağı kuranı kerimde ayetlerde geçiyormu onu araştırıp bakacağız;

Ki zaten bahşs olan ŞEFAAT konusu hem ayetlerde hemde sahih hadislerce net olarak karşımızda elh;

Diyeceğim oki Abidin kardeş..endişe etmeyin doğru anladınız ve doğru aktardınız..ben sizi çoook iyi anladım..Allah (c.c.) razı olsun sizden inşl..
.
 

Lemalar_

Active member
1..ŞEFAATA KİMLER MAZHAR OLUR ?

2..MAHŞER'DE ŞEFAAT ETME HAKKI KİMLERE VERİLİR( CENABI ALLAH .TARAFINDAN )

şefaat haktır. Bu bi cok ayetlerde belirtilmistir.


MAHŞER'DE ŞEFAAT ETME HAKKI KİMLERE VERİLİR

Bildiginiz gibi, Peygamberlere, evliyalara, asfiyalara ve sehitlere (derecelerine gore) sefaat edebilme hakki taninmistir Cenabi Hak tarafindan derecelerine gore.

Ama bu mevzunun zirvesinde yine RESULU ZISAN efendimiz (sas) vardir.

Her Nebi kendisine bahşedilen sınırsız, fakat bir defaya mahsus şefaat hakkını dünyada kullanırken o, bunu âhirete saklamıştır..

ve âhirette "şefaat-ı uzmâ"nın sahibi olacaktır. Onun "hammâdûn", denilen ümmeti, "Livaül'hamd"in altında toplanacak ve "Makam-ı Mahmûd"un sahibi ünvanıyla O'nun tarafından yapılacak şefaatte herkes payına düşenle şereflenecek ve kurtuluşa ereceklerdir insallah.

Ama Resulu Zisan efendimizin de sefaati sınırlidir. Bakara suresinde de ölçünun kondugu gibi :

"İzni olmadan katında hiç bir kimse şefaat edemez" (Bakara, 2/255)


Sefaatte sinir konulmamis olsaydi, cehennemi hak etmis insanlar cayir cayir ateslerde yanarken, sefkat damarlari kabaranlar, kafir munafik demeden herkesin cennete girmelerini isteyeceklerdi.

Halbuki boyle bir talepte bulunmak, milyarlarca insanin hukukuna tecavuz etmek olur.Bu nedenle bu insalar sefaate mazhar olmazlar.
 

Lemalar_

Active member
Selamun Aleykum muhterem müslümanlar;

Dün bir mekanda bir kaç müslümanla sohbet ediyorduk...Bir kardeşimiz,ki( bu kardeşimiz yeni yeni şuurlanan ve namaza başlayan fakat bir o kadarda araştırma yapıp yığınla soru bulup getiren bir zat!!!

Ve Efendimizin(sav) şu hadisi şerifini soru diye bize getirdi;ve bende aynen buraya aktarıyorum
( Benim şefaatim ümmetimden en çok günahı olan kişiler günahı sevabından çok olan mü' minler içindir.)öncellikle;

Hadisi okuduktan sonra;Aynen şöyle dedi;

O zaman biz boşuna ibadet ediyoruz ;bence bol bol günah işleyelim ki yarın mahşerde Hz Peygamberin (sav) şefaatine nail olalım..mademki en çok günah işleyenler birinci sırda..cevap bekliyorum DİYEREK SORUSUNU Bİ,TİRDİ....

evet bende bize gelen bu soruyu aynen buraya aktarıyorum..SİZLER NEDERSİNİZ BU HUSUSTA ACABA?

Ve aleykum selam muhterem,

Bu kardesimizin sorusuda ilginç, ama belki merak edersiniz diye, Resulu Zisan efendimiz bu hadisi serifi soylediginde, ona yöneltilen soruyu eklemek isterim:

Evet,


"Benim şefaatim ümmetimden büyük günah işleyenleredir" buyurdugunda

Hallac-ı Mansur bu hadîsi şerh ederken, cezbeye gelir ve ölçüyü kaçırarak, Efendimiz'e hitaben

"Ey Nebîler Sultanı! Niçin böyle sınır koydun da bütün insanlar için demedin. Sen bütün insanlara şefaat etmeyi talep etseydin, yine de Rabbin Seni mahrum bırakmaz ve Sana bu salahiyeti bahşederdi" gibi laflar eder.

Tam bu esnada Allah Rasûlü temessül ederek, başındaki sarığı onun boynuna sarar ve:

"Bunu başınla öde, sen zannediyor musun ki ben o sözü kendimden söyledim" der. Hallac kolu kanadı biçilip bir ağaç gibi budanırken dahi tebessüm ediyordu. Çünkü biliyordu ki, bu hüküm âli bir mecliste verildi ve o hükme rıza göstermek gerekirdi...""

Evet , az öncede dile getirdigimiz gibi, bütün insanlara sefaat etmeyi dileseydi, kafirler ve munafiklar cezasini çekmez, ve hak yerini bulmazdi.

Sefaat haktir ama sinirlidir, Cenabi Hak Rahman ve Rahimdir.
 

teblið

Vefasýz
Allah (c.c.) razı olsun Lemalar_ kardeşim;

Oldukça faydalı ve güzel açıklamalar yapmışsınız;çok beğendim..

Cenab-ı Hakk ümmet-i Muhammedi mahşeri kubrada Efendimizin(sav) şefaatine nail eylesin inşl..
 
Üst