Konuya cevap cer

Cevap: Şemme - Sayfa: 253



İ’lem eyyühe’l-aziz! Hevâm, balık gibi küçük hayvanların yumurtalarını, haşerat ve nebatatın tohumlarını, pek büyük bir rahmetle, bir lûtufla, bir hikmetle hıfzeden Sâni-i Hakîmin hafîziyetine lâyık mıdır ki, âhirette semere veren ağaçlara çekirdek olacak a’mâlinizi hıfzetmesin, ihmal etsin? Halbuki, sen hâmil-i emânet, halife-i arzsın.


Evet, herbir zîhayatta bulunan hıfzu’l-hayat hissi, vücudun ebedî bir bekaya ism-i Hayy, Hafîz, Bâki’nin tecellîsiyle incirar edeceğine delâlet eder.


İ’lem eyyühe’l-aziz! Bir incir tohumunu tavırdan tavıra hıfzeden, devirden devire himaye eden, inhilâlden vikaye eden ve o tohumda incir ağacının teşkilâtına lâzım olan esasları kemâl-i ihtimam ile muhafaza eden, elbette ve elbette, halife-i arz ünvanını alan nev-i beşerin â’mâlini ihmal etmez, hıfzeder.


İ’lem eyyühe’l-aziz! Lâfızların tebeddülüyle mânâ tebeddül etmez, bâki kalır. Kabuk parçalanır, lüb bâki ve sağlam kalır. Libası yırtılır, cesedi sağlam, bâki kalır. Ceset ölüp dağılırsa da ruh bâki kalır. Cisim ihtiyarlanırsa, enâniyet genç kalır. Çokluk, cemaat dağılır, amma vahid-i fert bâki kalır. Kesret bozulur, vahdet bâkidir. Madde kırılır, nur bâkidir. Binaenaleyh, ömrün bidâyetinden sonuna kadar devam eden mânâ, çok cesetleri tebeddül ve tavırdan tavıra intikal ve devirden devire yuvarlandığı halde vahdetini, bekasını muhafaza ettiği gibi, ölüm hendeğini de atlayarak sâlimen ebed yoluna devam edecektir. Maahaza, her vakit “Fenâya hazır ol” emrini intizar eden zail ve bekasız maddiyatta, şu hıfz ve muhafaza düsturu, beka ile çok münasebettar olan ruh ve mânâda da câridir.


İ’lem eyyühe’l-aziz! Ulûhiyetin azameti, izzeti, istiklâliyeti, herşeyin küçük






Bâki:  devamlı, kalıcı, ölümsüz; kendi varlığı sonsuza kadar devam eden ve  dilediği varlığa bekà veren, onları sonsuz ve kalıcı hale getiren AllahHafîz: esirgeyen, koruyan, yarattıklarını koruyup gözeten Allah
Sâni-i Hakîm: herşeyi hikmetle ve san’atlı bir şekilde yaratan Allahazamet: büyüklük, yücelik
a’mâl: ameller, işlerbeka: devamlılık ve kalıcılık, sonsuzluk
bidâyet: başlangıçbinaenaleyh: bundan dolayı
cisim: bedencâri: geçerli, yürürlükte
delâlet etmek: delil olmak, işaret etmekdüstur: kural
ebed: sonsuzlukebedî: sonsuz
enâniyet: benlikeyyühe’l-aziz: ey aziz
fenâ: göçüp gitme, ölümlü olmahafîziyet: Allah’ın herşeyi koruyup saklaması
halife-i arz:  yeryüzünde Allah’ın emirlerini yerine getirip O’nun namına tasarrufta  bulunan ve varlıklar üzerinde O’nun adına egemen olan insanhaşerat: zararlı hayvanlar
hevâm: böceklerhikmet: amaç, gaye
hâmil-i emânet: emâneti taşıyanhıfz: koruma
hıfzetmek: saklamak, korumakhıfzulhayat: hayatı koruma
ihmal etmek: önemsememekincirar etmek: sonuçlanmak
inhilâl: bozulma, dağılmaintikal: geçme, yer değiştirme
intizar eden: bekleyenism-i Hayy: Cenâb-ı Hakk’ın gerçek hayat sahibi olduğunu ve her canlıya hayat verdiğini ifade eden ismi
istiklâliyet: bağımsızlık, birşeye bağlı olmayışizzet: değer, itibar, yücelik
i’lem: bilkemâl-i ihtimam: son derece dikkat, özen ve titizlik
kesret: çokluklibas: elbise
lâfız: ifade, kelimelûtuf: iyilik, ihsan, bağış
lüb: öz, içmaahaza: bununla birlikte
maddiyat: maddi şeylermuhafaza: saklama, koruma
münasebettar: alâkalı, ilgilinebatat: bitkiler
nev-i beşer: insanlar, insanlık türürahmet: İlâhî şefkat ve merhamet
semere: meyvesâlimen: zarar görmeyerek
tebeddül: değişimtecellî: yansıma, görünme
teşkilât: meydana gelme, oluşmaulûhiyet: Cenab-ı Allah’ın ilâhlığı
vahdet: birlik, teklikvahid-i fert: bir, tek kişi
vikaye etmek: korumakvücud: varlık
zeval: geçip gitme, sona ermezîhayat: canlı
âhiret: öteki dünya, öldükten sonraki hayat




Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst