Konuya cevap cer

Cevap: Yirmi Sekizinci Lem'a - Sayfa 423


Nefsimle mücâdele ettiğim bir zamanda, nefsim kendinde gördüğü nimet-i İlâhiyeyi kendi malı tevehhüm ederek gurura, iftihâra, temeddühe başladı. Ben ona dedim ki: “Bu mülk senin değil, emânettir.” O vakit nefis gurur ve iftihârı bıraktı, fakat tembelliğe başladı. “Benim malım olmayana ne bakayım? Zâyi olsun, bana ne?” dedi. Birden gördüm: Bir sinek, elime kondu, emânetullah olan gözünü, yüzünü, kanatlarını güzelce temizlemeye başladı. Bir neferin mîrî silâhını, elbisesini güzelce temizlediği gibi, sinek de temizliyordu. Nefsime dedim: “Bak.” Baktı, tam ders aldı. Sinek ise, mağrur ve tembel nefsime hoca ve muallim oldu.


Sinek pisliği, tıp cihetiyle zararı yok bir maddedir ki, bazan tatlı bir şuruptur. Fakat sinek, yediği binler muhtelif muzır maddelerin ve mikropların ve semlerin menşei olmakla, sinekler küçücük istihâle ve tasfiye makineleri hükmüne geçmeleri hikmet-i Rabbâniyeden uzak değildir, belki şe’nindendir. Evet, arıdan başka sineklerin bazı tâifeleri var ki, HAŞİYE-1 muhtelif ve müteaffin maddeleri yerler, mütemâdiyen pislik yerine katre katre şurup damlatırlar. O semli, müteaffin maddeleri ağaçların yapraklarına yağan kudret helvası gibi tatlı, şifâlı bir şuruba tebdil ederek, bir istihâle makinesi olduklarını ispat ederler. Bu küçücük fertlerin ne kadar büyük bir milleti, bir tâifesi olduğunu göze gösterirler. “Küçüklüğümüze bakma. Tâifemizin azametine bak, ‘Sübhânallah’ de” diye lisân-ı hâl ile söylerler.










[NOT]Haşiye-1  Evet, sineğin küçücük bir tâifesini baharın âhirinde, badem ve zerdali ağaçlarının dallarında, siyah bir kütle halinde halk olunup, dala yapışık olup kalırlar. Mütemâdiyen, pislik yerine damlacıklar onlardan akıyor. O katreler bal gibi, sâir sinekler etrafına toplanırlar, emerler. Diğer bir başka tâifesi de nebâtâtın çiçeklerinin ve incir gibi bir kısım ağaçların telkîhinde istihdâm olunuyorlar. Sinek tâifelerinden yıldızlı, mumlu, ışıklı olan yıldız böceğin şâyân-ı temâşâ olduğu gibi, sinek tâifelerinden yaldızlı, altın gibi parlak kısmı da şâyân-ı dikkattir. Mızraklı sinekle, eşkıyaları hükmünde olan yabanî arıları da unutmamalıyız. Eğer Hâlik-ı Rahmân onların dizginini çekmeseydi, bu mızraklı tâifeler, pireler gibi insanlara hücum etseydiler, Nemrud’u öldürdükleri gibi, nev-i insanı da hırpalayacak idiler; وَاِنْ يَسْلُبْهُمُ الذُّبَابُ شَيْئًا لاَ يَسْتَنْقِذُوهُ âyetinin mânâ-yı işârîsini tefsir ederdi. İşte, bunlar gibi yüz namdar hâsiyetli tâifeleri bulunan sinek cinsinin büyük bir ehemmiyeti vardır ki, mezkûr azîm âyet onu mevzu yapmış;

 يَآ اَيُّهَا النَّاسُ ضُرِبَ مَثَلٌ (ilâ âhir) demiş.[/NOT]






 

Hâlık-ı Rahmân: her şeyin yaratıcısı olan ve bütün varlıklara şefkat gösteren Allah Nemrud: (bk. bilgiler)
Sübhânallah: Allah her türlü eksiklikten sonsuz derecede yücedir azamet: büyüklük 
azîm: büyük, yüce cihet: yön, şekil
emânetullah: Allah’ın emâneti eşkiya: yol kesici, isyancı
halk olunmak: yaratılmak haşiye: dipnot
hikmet-i Rabbâniye: Allah’ın herşeyi bir fayda ve gayeye yönelik olarak, anlamlı ve yerli yerinde yaratması hâsiyetli: üstün özellikli
ilâ âhir: ve devamı istihdam olunmak: görevlendirilmek
istihâle: dönüşüm, bir halden başka bir hale dönüşmekatre: damla
kudret: güç, iktidar lisan-ı hâl: hâl ve beden dili
mağrur: gururlu, kendini beğenmişmenşe: kaynak 
mevzu yapmak: konu etmekmezkûr: zikredilen, anılan
muallim: öğretmen muzır: zararlı
mânâ-yı işârî: işaret edilen mânâ mîrî: devlete ait
müteaffin: kokuşmuşmütemadiyen: sürekli olarak
namdar: şan ve şöhret sahibinebâtât: bitkiler
nefer: askernefis: insanı daima kötülüğe, maddî zevk ve isteklere sevk eden güç 
nev-i insan: insan türü, insanlıknimet-i İlâhiye: Allah’ın nimeti 
sem: zehirsâir: diğer
tasfiye: arındırma tebdil etmek: değiştirmek 
tefsir etmek: açıklamak, yorumlamak telkih: aşılama
temeddüh: böbürlenmetevehhüm etmek: zannetmek
tâife: grup, türzâyi olmak: kaybolmak
âhir: son âyet: Kur’an’da yer alan her bir cümle
şe’n: temel özellik şâyân-ı dikkat: dikkate değer
şâyân-ı temâşâ: seyretmeye değer 


<TBODY>
</TBODY>



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst