Cevap: Yirmi Sekizinci Lem'a - Sayfa 424
Dördüncü Nükte

وَاَنْزَلْنَا الْحَدِيدَ فِيهِ بَأْسٌ شَدِيدٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ 1
âyetine dâir gayet ehemmiyet kesb etmiş. Mühim ve mütefennin bir adam bu sual ile bazı hocaları ilzâm ettiği bir suale muhtasar bir cevaptır.
SUAL: Deniliyor ki: “Demir yerden çıkıyor; yukarıdan inmiyor ki 2 اَنْزَلْنَا denilsin. Neden 3 اَخْرَجْنَا dememiş; zâhiren muvâfık görülmeyen اَنْزَلْنَا demiş?”
ELCEVAP: Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân, اَنْزَلْنَا kelimesiyle, demirdeki azîm ve çok ehemmiyetli nimet cihetini ihtar etmek için اَنْزَلْنَا demiş. Çünkü yalnız demirin zâtını nazara vermiyor ki, “ihrac” desin. Belki demirdeki nimet-i azîmeyi ve nev-i beşerin demire ne derece muhtaç olduğunu ihtar içindir. Nimet ciheti ise aşağıdan yukarıya çıkmıyor, belki rahmet hazinesinden geliyor. Rahmet hazinesi elbette âlî, yukarı ve mânen yüksek mertebededir. Elbette nimet yukarıdan aşağıyadır ve muhtaç olan beşerin mertebesi aşağıdadır. Elbette in’âm, ihtiyâcın mâfevkindedir. Onun için, nimetin hazine-i rahmetten beşerin ihtiyâcına imdâd için gelmesinin hak tâbiri, اَنْزَلْنَا dır, “ihrac” değildir.
[NOT]Dipnot-1 “Biz demiri de indirdik ki, onda hem kuvvet ve şiddet, hem de insanlar için faydalar vardır.” Hadîd Sûresi, 57:25.
Dipnot-2 İndirdik.
Dipnot-3 Çıkardık.
[/NOT]
Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan: açıklamalarıyla benzerini yapmakta akılları âciz bırakan Kur’ân
| azîm: büyük
|
beşer: insan
| cihet: yön
|
ehemmiyet: değer, önem
| emr-i İlâhiye: Allah’ın emri
|
hak tâbir: en doğru tâbir, ifade
| hazine-i rahmet: Allah’ın rahmet hazinesi
|
ihrac: dışarı çıkarma
| ihtar etmek: hatırlatmak
|
ilzâm etmek: susturmak
| imdâd: yardım
|
in’âm: nimet verme
| kelimât: kelimeler, sözler
|
kesb etmek: kazanmak
| mertebe: derece, makam
|
muhtasar: kısa, özet
| muvafık: uygun
|
mâfevk: üst
| mânen: mânevî olarak
|
mühim: önemli
| mütefennin: bilim adamı
|
nazara verme: dikkati çekme
| nev-i beşer: insanlık
|
nihâyetsiz: sınırsız
| nimet: Allah’ın rızık olarak verdiği, ihtiyaç duyulan herşey
|
nimet-i azîme: büyük nimet
| rahmet: İlâhî şefkat, merhamet
|
zâhiren: görünüş itibariyle
| âlî: yüce
|
<TBODY>
</TBODY>