Normal
Cevap: Yirmi Sekizinci Lem'a - Sayfa 437sünnet olmakla beraber, Ceziretü’l-Arabda, vaktü’z-zuhr denilen şiddet-i hararet zamanında bir tatil-i eşgal, âdet-i kavmiye ve muhitiye olduğundan, o sünnet-i seniyyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku hem ömrü, hem rızkı tezyide medardır. Çünkü yarım saat kaylûle, iki saat gece uykusuna muadil gelir. Demek, ömrüne hergün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saati, ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilâve ediyor.Said Nursî Ceziretü’l-Arab: Arap Yarımadası Said Nursî: (bk. bilgiler – Bediüzzaman Said Nursî)kıyam: ayakta olma, uyanık olma medar: sebep, vesilemuadil: denksünnet/sünnet-i seniyye: Peygamberimizin söz, fiil ve hareketlerine dayanan yüce prensipler tatil-i eşgal: işe ara vermetezyid: arttırmavaktü’z-zuhr: öğle vaktiâdet-i kavmiye ve muhitiye: yerel ve genel çerçevede âdet olan uygulamaşiddet-i hararet: şiddetli sıcaklık<TBODY></TBODY>
Cevap: Yirmi Sekizinci Lem'a - Sayfa 437
sünnet olmakla beraber, Ceziretü’l-Arabda, vaktü’z-zuhr denilen şiddet-i hararet zamanında bir tatil-i eşgal, âdet-i kavmiye ve muhitiye olduğundan, o sünnet-i seniyyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku hem ömrü, hem rızkı tezyide medardır. Çünkü yarım saat kaylûle, iki saat gece uykusuna muadil gelir. Demek, ömrüne hergün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saati, ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilâve ediyor.
Said Nursî
<TBODY></TBODY>