Konuya cevap cer

Cevap: Yirmi Sekizinci Lem'a - Sayfa 453


kesret, basitten nihâyetsiz muhtelif envâ, sade bir sayfada hadsiz muntazam nukùş gözümüzle gördüğümüz gibi; suyun, hususan hayvânât nutfelerinin su gibi basit bir madde iken hadsiz mûcizât-ı san’atın muhtelif zîhayatlarda o su ile tezâhürü gösteriyor ki: Bu iki arş misillü, nur ve hava dahi, besâtetleriyle beraber, Nakkàş-ı Ezelînin ve Alîm-i Zülcelâlin kalem-i ilim ve emir ve irâdesine, evvelki iki arş gibi, acâib-i mûcizâtının mazharlarıdırlar.


Nur unsurunu şimdilik bırakıp, meselemiz münâsebetiyle, küre-i arza göre emir ve irâde arşı olan unsur-u havanın içinde emir ve irâdenin acâibini ve garâibini örten perdenin bir derece keşfine çalışacağız. Şöyle ki:


Biz nasıl ki ağzımızdaki hava ile hurûfat ve kelimâtı ekiyoruz, birden sünbülleniyorlar. Yani, havada, âdetâ zamansız bir anda, bir kelime bir habbe olup hâric-i havada sünbüllenir; küçük büyük hadsiz aynı kelimeyi câmi bir havayı sünbül veriyor. Unsur-u havâiyeye bakıyoruz ki: O derece emr-i 1 كُنْ فَيَكُونُ’a mutî ve musahhar ve emirberdir ki, güya herbir zerresi bir nefer gibi, muntazam bir ordunun her dakika emrini bekler; zamansız, en uzak zerreden, emr-i كُنْ’den cilveger olan bir irâdenin imtisâlini, itaatini gösterir.Meselâ, âhize ve nâkıle radyo makineleri vasıtasıyla, havanın hangi yerinde olursa olsun, bir nutk-u beşerî bütün küre-i arzın her tarafından—radyo âhizeleri bulunmak şartıyla—zamansız, aynı nutuk, aynı anda, herbir yerde işitilmesi, emr‑i

 كُنْ فَيَكُونُ’un cilvesine ne derece kemâl-i imtisâl ile herbir zerre-i havâiyede itaat ettiğini gösterdiği gibi; havada sebatsız vücudları bulunan hurûfâtın,



[NOT]Dipnot-1  “(Allah birşeyin olmasını murad ettiği zaman, O sadece) ‘Ol’ der, o da oluverir.” Bakara Sûresi, 2:117; Yâsin Sûresi, 36:82.[/NOT]








Alîm-i Zülcelâl: sonsuz ilmiyle herşeyi bilen ve sınırsız haşmet ve yücelik sahibi olan Allah Nakkâş-ı Ezelî: herşeyi zatına has olarak nakış nakış işleyen, evveli olmayan Allah 
acaib: şaşırtıcı ve garip şeyleracâib-i mûcizât: mucizeyle yaratılan mahluklardaki şaşırtıcı özellikler 
arş: Cenâb-ı Hakkın isim ve sıfatlarının tecelli ettiği makam, taht basit: tek unsurdan oluşan
besâtet: basitlik, tek unsurdan oluşmacilve: görünme, yansıma 
cilveger: yansıyan, kendini gösteren câmi: kapsamlı, içine alan 
emirber: emre hazırenvâ: türler, çeşitler
garâib: hayranlık uyandırıcı ve şaşırtıcı şeylerhabbe: dane, tohum
hadsiz: sınırsız, sayısızhayvânât: hayvanlar 
hurufat: harflerhususan: özellikle
hâric-i hava: dıştaki havaimtisâl: emre uyma, bağlanma
irâde: dileme, tercih etme ve seçme gücü itaat: bağlanma, boyun eğme
kalem-i ilim: ilim kalemi kelimât: kelimeler 
kemâl-i imtisâl: eksiksiz bir şekilde bağlanma, boyun eğme kesret: çokluk 
keşif: gizli bir şeyi açığa çıkarma küre-i arz: yerküre, dünya
mazhar: yansıma ve görünme yeri misilli: benzeri, aynısı 
mucizât-ı san’at: sanat mucizeleri muhtelif: çeşitli 
muntazam: düzenli musahhar: boyun eğmiş
münasebetiyle: vesilesiyle, sebebiyle nefer: asker, er
nihâyetsiz: sınırsıznukùş: nakışlar 
nutfe: memelilerin yaratıldığı sunutk-u beşerî: insan konuşması
nutuk: konuşmanâkile: iletici
sebatsız: kalıcı olmayan, geçicitezâhür: belirme, görünme 
unsur-u havâiye: hava unsuruvasıtasıyla: aracılığıyla
vücud: varlık zerre-i havâiye: hava zerresi, atomu
zîhayat: canlı âhize: alıcı


<TBODY>
</TBODY>


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst