Konuya cevap cer

Cevap: Yirmi Sekizinci Lem'a - Sayfa 455


Mu’cizü’l-Beyânın 1 اِنَّمَآ اَمْرُهُ اِذَآ اَرَادَ شَيْئًا اَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكوُنُ ferman ediyor.


İşte, evâil-i sûredeki الۤمۤ طٰسۤ حٰمۤ gibi hurûf-u kudsiye-i şifre-i İlâhiye hava zerrâtı içinde, zamansız münâsebât-ı dakika-i hafiye tellerini ihtizâza getirecek birer düğüm ve birer düğme harfi olduklarını ve ferşten Arşa mânevî telsiz telefon muhâberât-ı kudsiyeyi îfâ etmeleri, o şifre-i kudsiye-i İlâhiyenin şe’nindendir ve vazifesidir ve gayet mâkuldür.


Evet, havanın herbir zerresi ve bütün zerrâtı, telsiz, telefon, telgraflar gibi aktâr‑ı âlemde münteşir o zerreler emirleri imtisâl ettiklerini ve elektrik ve seyyâlât-ı lâtifeye âhize ve nâkılelik vazifesi gibi sâir vezâif-i havâiyeden başka bir vazifesini bir hads-i kat’î ile, belki müşâhede ile ben kendim badem çiçeklerinde gördüm. Ağaçların rû-yi zeminde muntazam bir ordu hükmünde, havâ-yı nesîmînin dokunmasıyla, bir anda aynı emri o âhizeler hükmündeki zerrelerden aldığı vaziyet-i meşhûdesi bana iki kere iki dört eder derecesinde kat’î bir kanaat vermiş.


Demek havanın rû-yi zeminde çevik ve çalak bir hizmetkâr olması ve rû-yi zemindeki Rahmân-ı Rahîmin misafirlerine hizmet ettiği gibi; o Rahmân’ın emirlerini tebliğ etmek için bütün zerrâtı telsiz telefonun âhizeleri gibi emirber nefer hükmünde evâmir-i kudsiyeyi nebâtâta ve hayvânâta tebliğ eder. Nefeslere yelpaze, nüfusa nefes, yani, âb-ı hayat olan kanı tasfiye ve nâr-ı hayatî olan hararet-i garîzeyi iş’âl vazifesini yaptıktan sonra, çıkıp, ağızda hurûfâtın teşekkülüne medâr olduğu gibi; pek çok muntazam vazifeleri emr-i 2 كُنْ فَيَكُونُ ile icrâ eder.



[NOT]Dipnot-1  “Birşeyin olmasını murad ettiği zaman, Onun işi sadece ‘Ol’ demektir; o da oluverir.” Yâsin Sûresi, 36:82.Dipnot-2  “(Allah birşeyin olmasını murad ettiği zaman, O sadece) ‘Ol’ der, o da oluverir.” Bakara Sûresi, 2:117; Yâsin Sûresi, 36:82.[/NOT] 


 
 
 
 
 Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân
: açıklamalarıyla akılları benzerini yapmaktan âciz bırakan Kur’ân-ı Kerim 

 
 
 
 
 Rahmân
: çok merhamet sahibi olan ve şefkatle bütün yaratıkların rızkını veren Allah 
Rahmân-ı Rahîm: dünya ve ahirette yarattığı varlıklara sonsuz rahmet, şefkat ve merhametiyle davranan Allah aktâr-ı âlem: âlemin dört bir yanı 
arş: gökemirber: emre hazır
evâil-i sûre: sûre başlarıevâmir-i kudsiye: kutsal emirler 
ferman etmek: buyurmakferş: yer
hads-i kat’î: hızlı bir şekilde kalbe doğan ve doğruluğu kesin olan bilgi hararet-i garîze: normal vücut ateşi, ısısı
havâ-yı nesîmî: tatlı ve hoş bir şekilde esen rüzgarhayvânât: hayvanlar 
hizmetkâr: hizmetçihurufât: harfler
hurûf-u kudsiye-i şifre-i İlâhiye: birer İlâhî şifre olan kutsal harfler icrâ etme: yerine getirme
ihtizâz: titreşim, sarsıntıimtisâl etmek: emre uymak, bağlanmak 
iş’âl: tutuşturmakanaat vermek: inandırmak
kat’î: kesinmedâr olmak: sebep olmak
muhâberât-ı kudsiye: kutsal haberleşmeler muntazam: düzenli 
mâkul: akla uygunmünteşir: yayılmış
münâsebât-ı dakika-i hafiye: gizli ve ince münasebetler, bağlantılar müşâhede: gözlemleme 
nebâtât: bitkilernefer: asker, er
nâkile: ileticinâr-ı hayatî: hayat ateşi 
nüfus: nefisler, varlıklar rû-yi zemin: yeryüzü
seyyâlât-ı lâtife: çok şeffaf ve akıcı olan şeyler tasfiye: arıtma, saflaştırma 
tebliğ etmek: bildirmek teşekkül: ortaya çıkma, şekillenme
vaziyet-i meşhûde: gözlemlenen durum vezâif-i havâiye: havanın görevleri
zerrât: atomlarâb-ı hayat: hayat suyu, kan 
âhize: alıcıçevik ve çalak: hızlı hareket eden
îfâ etmek: yerine getirmekşe’n: belirleyici özellik 
şifre-i kudsiye-i İlâhiye: kutsal İlâhî şifreler 


<TBODY>
</TBODY>



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst