Cevap: Yirmi Sekizinci Lem'a - Sayfa 457
Yirmi Birinci Nükte
Mânidar bir tevafuk-u lâtife
Risale-i Nur şakirtlerini ittiham ettikleri ve cezalarını istedikleri yüz altmış üçüncü (163) maddesine, Risale-i Nur Müellifinin medresesine yüz elli (150) bin lira verilmesine dair lâyihanın, iki yüz (200) meb’ustan yüz altmış üç (163) meb’usun adedine tevafuk edip, mânen o tevafuk diyor ki: Hükûmet-i Cumhuriyetin yüz altmış üç (163) meb’usun takdirkârâne imzaları, yüz altmış üçüncü (163) madde-i kanuniyenin hükmünü, onun hakkında iptal ediyor.
Hem yine mânidar tevafukat-ı lâtifedendir ki, Risale-i Nur’un yüz yirmi sekiz (128) parçası, yüz on beş (115) parça kitap ediyor. Risale-i Nur’un şakirtlerinin ve müellifinin mebde-i tevkifi olan yirmi yedi (27) Nisan bin dokuz yüz otuz beş (1935) tarihi ile, mahkemenin karar ve hüküm tarihi olan on dokuz (19) Ağustos bin dokuz yüz otuz beş (1935) tarihi olmasına nazaran, yüz on beş (115) gün olup, Risale-i Nur kitapları adedine tevafuk etmekle beraber, istintak edilen, yüz on beş (115) suçlu gösterilen eşhasın da adedine tam tamına tevafuk ettiği gibi, gösteriyor ki, Risale-i Nur Müellifinin ve şakirtlerinin başına gelen musibet, bir dest-i inâyetle tanzim ediliyor. HAŞİYE-1


[NOT]Haşiye-1 Câ-yı dikkattir ki, Risale-i Nur şakirtlerinin tevkiflerinin bir kısmı 25 Nisan 1935 tarihinde başlamış olup, kararnamede suçlu gösterilen 117 kimse ise de, ikisinin ismi mükerrer olmasına nazaran, bu suretle şakirtlerin adedi 117 adedine o kısmın tevkifinden hüküm tarihine kadar 117 gün olmakla tevafuk edip, evvelki tevafukata bir letâfet daha katmıştır.
[/NOT]
Hükûmet-i Cumhuriye: Cumhuriyet Hükümeti | Risale-i Nur Müellifi: Risale-i Nur Külliyatının yazarı; Bediüzzaman Said Nursi |
câ-yı dikkat: dikkat çekici, ilginç | dest-i inâyet: yardım eli |
eşhas: şahıslar, kişiler | haşiye: dipnot |
hüküm: yargı, karar | istintak etmek: sorgulamak |
ittiham etmek: suçlamak | kararname: verilen kararı bildiren yazı |
letâfet: hoşluk, güzellik | lâyiha: kanun tasarısı |
madde-i kanuniye: kanun maddesi | mebde-i tevkif: ilk tutuklama |
meb’us: milletvekili | medrese: (bk. bilgiler – Medresetü’z-Zehrâ) |
musibet: belâ, büyük sıkıntı | mânen: mânevî olarak |
mânidar: mânâlı, anlamlı | müellif: yazar |
mükerrer: tekrarlanan | nazaran: –göre |
nükte: ince ve derin anlamlı söz | suret: şekil, biçim |
takdirkârâne: övgüyle | tanzim etmek: düzenlemek |
tevafuk: uygunluk | tevafuk etmek: denk düşmek, uygun gelmek |
tevafuk-u lâtife: güzel münasebet, denklik ve uygunluk | tevafukat-ı lâtife: güzel münasebet, denklik ve uygunluklar |
tevkif: tutuklanma | şakirt: öğrenci, talebe |
<TBODY>
</TBODY>