Konuya cevap cer

Cevap: Yirmi Sekizinci Lem'a - Sayfa 474


Amma Cennetin uzaklığıyla beraber, âlem-i bekàdan olduğu halde en yakın yerlerde görülmesi ve bazan ondan meyve alınması ise, evvelki iki temsil sırrıyla anlaşıldığı gibi, bu âlem-i fâni ve âlem-i şehadet ise, âlem-i gayba ve dâr-ı bekàya bir perdedir. Cennetin merkez-i kübrâsı uzakta olmakla beraber, âlem-i misal âyinesi vasıtasıyla her tarafta görünmesi mümkün olduğu gibi, hakkalyakin derecesindeki imanlar vasıtasıyla, Cennetin bu âlem-i fânide—temsilde hata olmasın—bir nevi müstemlekeleri ve daireleri bulunabilir. Ve kalb telefonuyla, yüksek ruhlarla muhabereleri olabilir, hediyeleri gelebilir.


Amma bir daire-i külliyenin cüz’î bir hadise-i şahsiye ile meşgul olması, yani, kâhinlere gaybî haberleri getirmek için şeytanlar tâ semâvâta çıkıp kulak veriyorlar, yarım yamalak yanlış haberler getiriyorlar diye tefsirlerdeki ifadelerin bir hakikati şu olmak gerektir ki:


Semâvat memleketinin payitahtına kadar gidip o cüz’î haberleri almak değildir. Belki cevv-i havaya dahi şümulü bulunan semâvat memleketinin—teşbihte hata yok—karakolhaneleri hükmünde bazı mevkileri var ki, o mevkilerde arz memleketiyle münasebettarlık oluyor. Cüz’î hadiseler için, o cüz’î makamlardan kulak hırsızlığı yapıyorlar. Hattâ kalb-i insanî dahi o makamlardan birisidir ki, melek-i ilham ile şeytan-ı hususî, o mevkide mübareze ediyorlar. Ve hakaik-i imaniye ve Kur’âniye ve hâdisât-ı Muhammediye (a.s.m.) ise, ne kadar cüz’î de olsa, en büyük, en küllî bir hadise-i mühimme hükmünde, en küllî bir daire olan Arş-ı Âzamda ve daire-i semâvatta—temsilde hata olmasın—mukadderât-ı kâinatın mânevî ceridelerinde neşrolunuyor gibi, her köşede medar-ı bahis oluyor diye beyan ile beraber, kalb-i Muhammedîden (a.s.m.) tâ daire-i Arşa varıncaya kadar ise, hiçbir cihetle müdahale imkânı olmadığından, semâvâtı dinlemekten






 

Arş/Arş-ı Âzam: Allah’ın büyüklük ve yüceliğinin ve herşeyi kuşatan sınırsız egemenliğinin tecelli ettiği yer arz: dünya
beyan: açıklama, anlatım ceride: gazete
cevv-i hava: hava boşluğucihet: yön
cüz'î: küçük, sınırlı, ferdî daire-i külliye: büyük ve geniş kapsamlı daire 
daire-i semâvât: gökler dairesi dâr-ı bekà: sonsuzluk yurdu, âhiret 
gaybî: bilinmeyen, gayba ait olan hadise-i mühime: önemli olay 
hadise-i şahsi: şahsi olay hakaik-i imaniye ve Kur'âniye: iman ve Kur’ân hakikatleri 
hakikat: gerçek hakkalyakin: bizzat yaşamak suretiyle, kesin bilgiye ulaşma 
hâdisât-ı Muhammediye: Hz. Muhammed (a.s.m.) ile ilgili gelişen olaylar kalb-i Muhammedî: Hz. Peygamberin mânevî kalp duygusu 
kalb-i insanî: insanın mânevî kalbikâhin: gelecekten haber veren kimse
küllî: geniş, kapsamlı makam: derece
medar-ı bahis: söz konusumelek-i ilham: ilham meleği 
merkez-i kübrâ: en büyük merkez mevki: yer, konum
muhabere: haberleşmemukadderât-ı kâinat: kâinatın plânları, programları 
mübareze: karşılıklı mücadele, çatışmamünasebettar: ilgili, bağlantılı 
müstemleke: başka bir devletin idaresi altında bulunan memleket, yer, sömürge nevi: çeşit, tür
neşrolmak: yayınlanmakpayitaht: merkez, başkent
semâvât: gökler tefsir: Kur’ân-ı Kerimi mânâ bakımından açıklayan, yorumlayan kitap 
temsil: analoji, kıyaslama tarzında benzetme teşbih: benzetme
vasıta: aracıâlem-i bekà: devamlı ve kalıcı olan âhiret âlemi 
âlem-i fâni: gelip geçici dünya âlem-i gayb: gayb âlemi, görünmeyen âlem 
âlem-i misal: bütün varlıkların ve olayların görüntülerinin yansıdığı madde ötesi âlem âlem-i şehadet: görünen alem, dünya 
şeytan-ı hususî: özel şeytanşümul: kapsam


<TBODY>
</TBODY>



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst