Arş/Arş-ı Âzam: Allah’ın büyüklük ve yüceliğinin ve herşeyi kuşatan sınırsız egemenliğinin tecelli ettiği yer | arz: dünya |
beyan: açıklama, anlatım | ceride: gazete |
cevv-i hava: hava boşluğu | cihet: yön |
cüz'î: küçük, sınırlı, ferdî | daire-i külliye: büyük ve geniş kapsamlı daire |
daire-i semâvât: gökler dairesi | dâr-ı bekà: sonsuzluk yurdu, âhiret |
gaybî: bilinmeyen, gayba ait olan | hadise-i mühime: önemli olay |
hadise-i şahsi: şahsi olay | hakaik-i imaniye ve Kur'âniye: iman ve Kur’ân hakikatleri |
hakikat: gerçek | hakkalyakin: bizzat yaşamak suretiyle, kesin bilgiye ulaşma |
hâdisât-ı Muhammediye: Hz. Muhammed (a.s.m.) ile ilgili gelişen olaylar | kalb-i Muhammedî: Hz. Peygamberin mânevî kalp duygusu |
kalb-i insanî: insanın mânevî kalbi | kâhin: gelecekten haber veren kimse |
küllî: geniş, kapsamlı | makam: derece |
medar-ı bahis: söz konusu | melek-i ilham: ilham meleği |
merkez-i kübrâ: en büyük merkez | mevki: yer, konum |
muhabere: haberleşme | mukadderât-ı kâinat: kâinatın plânları, programları |
mübareze: karşılıklı mücadele, çatışma | münasebettar: ilgili, bağlantılı |
müstemleke: başka bir devletin idaresi altında bulunan memleket, yer, sömürge | nevi: çeşit, tür |
neşrolmak: yayınlanmak | payitaht: merkez, başkent |
semâvât: gökler | tefsir: Kur’ân-ı Kerimi mânâ bakımından açıklayan, yorumlayan kitap |
temsil: analoji, kıyaslama tarzında benzetme | teşbih: benzetme |
vasıta: aracı | âlem-i bekà: devamlı ve kalıcı olan âhiret âlemi |
âlem-i fâni: gelip geçici dünya | âlem-i gayb: gayb âlemi, görünmeyen âlem |
âlem-i misal: bütün varlıkların ve olayların görüntülerinin yansıdığı madde ötesi âlem | âlem-i şehadet: görünen alem, dünya |
şeytan-ı hususî: özel şeytan | şümul: kapsam |