Bugün Risalelerden neler ögrendiniz?

Ukde

Member
"Cenâb-ı Hakkın sana verdiği sabır kuvvetini, eğer yanlış yolda dağıtmazsan, her meşakkate ve her musîbete kâfi gelebilir. Ve o kuvvetle dayan."
 

memluk

Hatim Sorumlusu

Mâsumların fânî malları, onların hakkında sadaka olup, bâkî bir mal hükmüne geçtiği gibi, fânî hayatları dahi bir bâkî hayatı kazandıracak derecede, bir nevî şehâdet hükmünde olarak, nisbeten az ve muvakkat bir meşakkat ve azabdan büyük ve dâimî bir kazancı kazandıran bu zelzele, onlar hakkında, aynı gazab içinde bir rahmettir.
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Kalb ve ruh, akıl, sır gibi letâifin o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakkiyat ve tefeyyüzleri vardır. Midenin ağlamasına rağmen, onlar mâsumâne gülüyorlar.
 

Enver1

Well-known member
Çok hoş bir mevzu(24.söz 5.dal)...Muhabbet...

Muhabbet ise, sevdiğin şey, ya seni tanımaz, Allahaısmarladık demeyip gider (gençliğin ve malın gibi); ya muhabbetin için seni tahkir eder. Görmüyor musun ki, mecazî aşklarda yüzde doksan dokuzu, mâşukundan şikâyet eder. Çünkü, Samed âyinesi olan bâtın-ı kalble sanem-misal dünyevî mahbuplara perestiş etmek, o mahbupların nazarında sakildir ve istiskal eder, reddeder. Zira, fıtrat, fıtrî ve lâyık olmayan şeyi reddeder, atar. (Şehvânî sevmekler bahsimizden hariçtir.)
Demek, sevdiğin şeyler ya seni tanımıyor, ya seni tahkir ediyor, ya sana refakat etmiyor, senin rağmına mufarakat ediyor. Madem öyledir; bu havf ve muhabbeti öyle birisine tevcih et ki, senin havfın lezzetli bir tezellül olsun, muhabbetin zilletsiz bir saadet olsun.
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Dördüncü hastalık: "Sû-i zan"dır.
Evet, insan hüsn-ü zanna memurdur. İnsan, herkesi kendisinden üstün bilmelidir. Kendisinde bulunan sû-i zan sâikasıyla başkalara teşmil etmesin. Ve başkaların bazı harekâtını, hikmetini bilmediğinden takbih etmesin. Binaenaleyh, eslâf-ı izâmın hikmetini bilmediğimiz bazı hallerini beğenmemek sû-i zandır. Sû-i zan ise, maddî ve mânevî içtimaiyatı zedeler.:029::(
 

duygu_bulut

Well-known member
''Bu kâinat ve bu küre-i arz, daim işler bir büyük fabrika ve her vakit dolar boşalır bir han, bir misafirhanedir. Halbuki böyle işlek fabrikalar, hanlar ve misafirhaneler muzahrafatla, enkazlarla, süprüntülerle çok kirleniyorlar, bulaşık oluyorlar ve ufunetli maddeler her tarafında teraküm ediyorlar. Eğer pek çok dikkatle bakılmazsa ve tanzif edilmezse ve süpürülüp temizlenmezse, içinde durulmaz; insan onda boğulur.

Halbuki bu fabrika-i kâinat ve misafirhane-i arz o derece parlak, temiz ve naziftir ve o kadar kirsiz ve bulaşıksızdır ve ufunetsizdir ki, bir lüzumsuz şey ve bir menfaatsiz madde ve tesadüfî bir kir bulunmaz. ''


(30. lem'a)
 

hudhud

Active member
risalenin insanlara ne verdigini bilemem ama gercekden okumak için okumalı kalpden içden okumalı...herkesin kendini anlattıgı etkiledigi bir yer vardır... bana sabırı ey nefsin gafletine uymamak lazım demeyi ögretti daha cok insan olmamız gerektigini yalansız dolansız sahdekarsız Hak yolunda Allah yolunda yürümemiz gerektigini kısaca
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Halıkımız bizden ne suretle razı olacak ve bugün ne gibi bir sa'y ve sahife-i hayatımı kapatacağım.
Acaba ümmeti bulunduğumuz o sevgili peygamber-i zişan aleyhissalatü vesselam efendimizin, dalalet yolunu tutan veyahut dalalete gidenlerin arkalarından giden ümmetlerini, ne suretle tarik-ı hidayete getirmek için sa'y etsek hoşnudiyet-i peygamberiyi (a.s.m.) celbedebiliriz.

Barla Lahikası..
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Nedir bu gurur ve nedir bu gaflet? nedir bu haşmet, nedir bu istiğna, nedir bu azamet? elindeki ihtiyar bir kıl kadardır ve iktidarın bir zerre kadardır.
Ve hayatın söndü, ancak bir şule kaldı. ömrün geçti, şuurun söndü, bir lem'a kaldı. şöhretin gitti, ancak bir an kaldı. zamanın geçti; kabirden başka mekanın var mı? biçare! aczine ve fakrına bir had var mı? emellerin nihayetsizdir, ecelin yakındır.
evet, böyle acz ve fakrınla iktidar ve ihtiyardan hali bir insanın ne olacak hali? hazain-i rahmet sahibi halık-ı rahmanü'r-rahime, böyle bir aczle itimad etmek lazımdır. O dur herkese nokta-i istinad. O dur her zaife cihet-i istimdat.
Mesnev-i nuriye

Allahım ne müthiş kelamlar bunlar Kuran-ı Kerimi kendine rehber edinen üstadımızdan ALLAH RAZI OLSUN...
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Kur'an; insanları terbiye ve nefislerini tezkiye ve kalblerini tasfiye ediyor. ruhlara inkişaf ve terakki ve akıllara istikamet ve nur ve hayata hayat ve saadet veriyor. elbette böyle bir kitabın misli yoktur, harikadır, fevkaladedir, mu'cizedir.
Sözler...
 

SaYa

Well-known member
Ubudiyette ancak teslimiyet vardır. Tecrübe imtihan yokdur. Çünkü seyyid, efendi; abdini, hizmetkarını tecrübe ve imtihan edebilir. Fakat abd Seyyidini imtihan selahiyetinde değildir. ve keza insan Rabbini, Halıkını tecrübe edemez....

Mesnevi Nuriye... Zeylü'z Zeyl
 

_vatan_

Well-known member
Yazıda usanan ve ibadet ayları olan şuhûr-i selasede sâir evradı beş cihetle ibadet sayılan Risale-i Nur yazısı ......."Bu kıymetli mektupda üstadımızın işaret ettiği beş nev-i ibadetin kendilerinden izahını taleb ettik. Aldığımız izah şöyledir: 1- En mühim bir mücahede olan, ehl-i dalalete karşı manen mücahede etmek, 2- Üstadına neşr-i hakikat cihetinde yardım suretiyle hizmet etmek, 3- Müslümanlara iman cihetinde hizmet etmek, 4- Kalemle ilmi tahsil etmek, 5- Bazen bir saati bir sene ibadet hükmüne geçen tefekkürî olan ibadeti yapmaktır. [Rüşdü, Hüsrev, Re'fet]
18.lema
sikke-i tasdik-i gaybi
 

Kýrýk Testi

Well-known member
Acaba kendine Müslüman diyen bir adam, dünyanın bir menfaati için bir günde elli kelime frengî lügatından taallüm ettiği hâlde, elli senede ve hergünde elli defa tekrar ettiği Sübhanallah, Elhamdülillâh ve Lâ ilâhe illâllah ve Allahu ekber gibi mukaddes kelimeleri öğrenmezse, elli defa hayvandan daha aşağı düşmez mi?

29. mektup
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Acaba kendine Müslüman diyen bir adam, dünyanın bir menfaati için bir günde elli kelime frengî lügatından taallüm ettiği hâlde, elli senede ve hergünde elli defa tekrar ettiği Sübhanallah, Elhamdülillâh ve Lâ ilâhe illâllah ve Allahu ekber gibi mukaddes kelimeleri öğrenmezse, elli defa hayvandan daha aşağı düşmez mi?

29. mektup

Allah razı olsun cumanın hediyesi nefsime bu sözler oldu
(bu sözleri okuyunca aklım başımdan sanki gidiyor Allahım halim nolacak benim):029:
 

memluk

Hatim Sorumlusu
İşte ey aciz insan ey fakir beşer! dua gibi hazine-i anahtarı ve
tükenmez bir kuvvetin medarı olan bir vesileyi elden bırakma.
Ona yapış, ala-yi iliyin-i insaniyete çık bir sultan gibi bütün
kainatın dualarını kendi duan içine al...
 

TeFaNi1

Well-known member
Eğer gözün varsa, insanın simasına bak, gör ki:
Zaman-ı Âdem'den şimdiye kadar, belki ebede kadar, bu küçük simada, âzâ-yı esasîde ittifakla beraber,
herbir sima, umum simalara nispeten, herbirisine karşı birer alâmet-i farikası var olduğu kat'iyen sabittir.
Bunun için, herbir sima ayrı bir kitaptır.

Lemalar
 

TeFaNi1

Well-known member
İbâdetin mânâsı şudur ki:

Dergâh-ı İlâhîde abd, kendi kusurunu ve acz ve fakrını görüp,
kemâl-i Rubûbiyetin ve kudret-i Samedâniyenin ve rahmet-i İlâhiyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir.

Sözler
 

akna

Well-known member
..Evet, madem mevcudat var ve inkâr edilmez.
Hem, her mevcut san'atlı ve hikmetli vücuda geliyor.
Hem madem kadîm değil, yeniden oluyor.
Herhalde, ey mülhid, bu mevcudu, meselâ bu hayvanı, ya diyeceksin ki;
esbab-ı âlem onu icad ediyor, yani esbabın içtimaında o mevcut vücut buluyor;
veyahut o kendi kendine teşekkül ediyor;
veyahut, tabiat muktezası olarak, tabiatın tesiriyle vücuda geliyor;
veyahut bir Kadîr-i Zülcelâlin kudretiyle icad edilir.

Madem aklen bu dört yoldan başka yol yoktur.
Evvelki üç yol muhal, battal, mümteni, gayr-ı kabil oldukları katî ispat edilse,
bizzarure ve bilbedâhe,
dördüncü yol olan tarik-i vahdâniyet şeksiz, şüphesiz sabit olur...
23.Lem'a
 

nurulhak

Member
nefs-i emmareyi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkardır bir lezzet verse, bin elem takar, çektirir. bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur. 17.Lem'a
 
Üst