. . . : Kur'an'dan Bir Mesaj : . . . "Ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra biz dirilecekmişiz ha! Bize de, daha önce babalarımıza da bu vaad edilip durdu. Doğrusu bu dirilme işi, öncekilerin masallarından, başka bir şey değil!" dediler. De ki: "Bütün dünya ve içinde yaşayanlar kimindir söyleyin bakalım, biliyorsanız." Elbette: "Allah'ındır" diyeceklerdir. Öyleyse, sen de ki: "Neden aklınızı başınıza almıyorsunuz?" "Peki, yedi kat göğün ve yüce arşın Rabbi kimdir?" diye sor. Elbette, "Allah'tır", diyeceklerdir. Öyleyse, sen de ki: "İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" De ki: "Peki her şeyin gerçek yönetimini elinde tutan, Kendisi her şeyi koruyup gözeten, ama Kendisi himaye altında olmayan kimdir? Biliyorsanız söyleyin bakalım! Elbette, "Allah'tır" diyecekler. Sen de ki: Öyleyse nasıl oluyor da büyülenip gerçekten uzaklaşıyorsunuz?" [Mu'minun Suresi 23,82-89]
Cahiliye arapları, Allah'ın varlığına ve birliğine inanıyorlardı. Fakat Kur'âna, Hz. Peygamber (a.s.)'a ve âhirete inanmıyorlardı. Ancak bu ayetten çıkarılması gereken önemli bir ders de şudur: Allah´ın varlığından şüphesi olmayan, fakat bilerek veya bilmeyerek Allah´a isyan eden kullar vardır. Haramlarda ısrarcı olanlar, tevbe etmeyenler, yaptığı günahları ehemmiyetsiz görenler bu gruba dahil edilebilir. Bu grup insanlara bu ayet -İnandığınız Allaha karşı gelmekten sakınmaz mısınız?- diye hitap etmekte, ve -akıllarını başlarına almalarını- öğütlemektedir.