Otuz Birinci Söz - Sayfa 798
KAMER GİBİ parlak bir mu’cize-i Ahmediye (a.s.m.) olan inşikak-ı kameri, evhâm-ı fâside ile inhisâfa uğratmak isteyen feylesoflar ve onların muhakemesiz mukallitleri diyorlar ki: “Eğer inşikak-ı kamer vuku bulsaydı, umum âleme malûm olurdu; bütün tarih-i beşerin nakletmesi lâzım gelirdi.
Elcevap: İnşikak-ı kamer, dâvâ-yı nübüvvete delil olmak için, o dâvâyı işiten ve inkâr eden hazır bir cemaate, gecede, vakt-i gaflette, âni olarak gösterildiğinden, hem ihtilâf-ı metâli ve sis ve bulutlar gibi rüyete mâni esbabın vücudu ile beraber, o zamanda medeniyet taammüm etmediğinden ve hususî kaldığından ve tarassudât-ı semâviye pek az olduğundan, bütün etraf-ı âlemde görülmek, umum tarihlere geçmek elbette lâzım değildir.
2 Şakk-ı kamer yüzünden bu evham bulutlarını dağıtacak çok noktalardan, şimdilik Beş Noktayı dinle.
BİRİNCİ NOKTAO zaman, o zemindeki küffârın gayet şedit derecede inatları tarihen malûm ve meşhur olduğu halde, Kur’ân-ı Hakîmin
3وَانْشَقَّ الْقَمَرُdemesiyle şu vak’ayı
[NOT]Dipnot-1
“Kıyamet yaklaştı, ay yarıldı. Onlar ise, ne zaman bir mu’cize görseler yüz çevirir ve ‘Bu daimî bir sihirdir’ derler.” Kamer Sûresi, 54:1-2.
Dipnot-2
bk. en-Nevevî, Şerhu Sahîhi Müslim 17:143; İbni Kuteybe, Te’vilü Muhtelifi’l-Hadis 1:21-25.
Dipnot-3
“Ve Ay yarıldı.” Kamer Sûresi, 54:1.
[/NOT]
<tbody>
</tbody>
On Dokuzuncu ve Otuz BirinciSözlerin Zeyli
Şakk-ı Kamer mu’cizesine dairdir (a.s.m.)
اِقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانْشَقَّ الْقَمَرُ وَاِنْ يَرَوْا اٰيَةً يُعْرِضُوا وَيَقُولُوا سِحْرٌ مُسْتَمِرٌّ
1
Şakk-ı Kamer mu’cizesine dairdir (a.s.m.)
اِقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانْشَقَّ الْقَمَرُ وَاِنْ يَرَوْا اٰيَةً يُعْرِضُوا وَيَقُولُوا سِحْرٌ مُسْتَمِرٌّ
KAMER GİBİ parlak bir mu’cize-i Ahmediye (a.s.m.) olan inşikak-ı kameri, evhâm-ı fâside ile inhisâfa uğratmak isteyen feylesoflar ve onların muhakemesiz mukallitleri diyorlar ki: “Eğer inşikak-ı kamer vuku bulsaydı, umum âleme malûm olurdu; bütün tarih-i beşerin nakletmesi lâzım gelirdi.
Elcevap: İnşikak-ı kamer, dâvâ-yı nübüvvete delil olmak için, o dâvâyı işiten ve inkâr eden hazır bir cemaate, gecede, vakt-i gaflette, âni olarak gösterildiğinden, hem ihtilâf-ı metâli ve sis ve bulutlar gibi rüyete mâni esbabın vücudu ile beraber, o zamanda medeniyet taammüm etmediğinden ve hususî kaldığından ve tarassudât-ı semâviye pek az olduğundan, bütün etraf-ı âlemde görülmek, umum tarihlere geçmek elbette lâzım değildir.
BİRİNCİ NOKTAO zaman, o zemindeki küffârın gayet şedit derecede inatları tarihen malûm ve meşhur olduğu halde, Kur’ân-ı Hakîmin
[NOT]Dipnot-1
“Kıyamet yaklaştı, ay yarıldı. Onlar ise, ne zaman bir mu’cize görseler yüz çevirir ve ‘Bu daimî bir sihirdir’ derler.” Kamer Sûresi, 54:1-2.
Dipnot-2
bk. en-Nevevî, Şerhu Sahîhi Müslim 17:143; İbni Kuteybe, Te’vilü Muhtelifi’l-Hadis 1:21-25.
Dipnot-3
“Ve Ay yarıldı.” Kamer Sûresi, 54:1.
[/NOT]
Kur’ân-ı Hakîm: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m) | cemaat: topluluk (bk. c-m-a) |
dâvâ-yı nübüvvet: peygamberlik iddiası (bk. n-b-e) | esbab: sebepler (bk. s-b-b) |
etraf-ı âlem: dünyanın her tarafı (bk. a-l-m) | evham: kuruntular, şüpheler |
evhâm-ı fâside: asılsız, boş kuruntular | feylesof: felsefeci |
hususî: özel | ihtilâf-ı metâli: Ay’ın doğuşunun zaman olarak, farklı yerlerde farklı oluşu |
inhisâf: ay tutulması; gözden düşürme, perdeleme | inkâr: kabul etmeme, inanmama (bk. n-k-r) |
kamer: ay | küffâr: kâfirler (bk. k-f-r) |
malûm: bilinen (bk. a-l-m) | muhakemesiz: değerlendiremeyen, akıl yürütemeyen (bk. ḥ-k-m) |
mukallit: taklitçi | mu’cize: bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şey (bk. a-c-z) |
mu’cize-i Ahmediye: Hz. Muhammed’in mu’cizesi (bk. a-c-z; ḥ-m-d) | mâni: engel |
rüyet: görme | taammüm: yayılma, genelleşme |
tarassudât-ı semâviye: gökyüzünü gözetlemeler (bk. s-m-v) | tarih-i beşer: insanlık tarihi |
umum: bütün | vakt-i gaflet: dalgınlık vakti, uyku anı (bk. ğ-f-l) |
vak’a: olay | vuku bulmak: meydana gelmek |
vücud: varlık (bk. v-c-d) | zemin: yer |
zeyl: ilâve, ek | âlem: dünya (bk. a-l-m) |
şakk-ı kamer/inşikak-ı kamer: Peygamberimizin (a.s.m.) bir işaretiyle Ay’ın ikiye bölünmesi mu’cizesi |
<tbody>
</tbody>