Vecize Tamamlamaca oyunu

heysem

Well-known member



iman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder..........Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, îmân ve duadır.

............. Ey insan! Eğer yalnız Ona abd olsan, bütün mahlukat üstünde bir mevki kazanırsın. Eğer ubudiyetten istinkaf etsen, aciz mahlukata zelil bir abd olursun.
Her kim kendisini Allah'a malederse, bütün eşya onun lehinde olur. Ve kim Allah'a mal olmasa, bütün eşya onun aleyhinde olur. Allah'a mal olmak ise, bütün eşyayı terk ve her şeyin Ondan olduğunu ve Ona rücu edeceğini bilmekle olur.
Allah'a hakiki abd ...............

 

müdavim

Üye Sorumlusu

Allah'a hakiki abd ...............

__________________

olan, başkalarına abd olamaz.



Ey insan! Senin nokta-i istinadır ancak ve ancak ALLAH'a olan imandır. Ruhuna, vicdanına nokta-i istimdad ise ancak ahirete olan imandır. Binaenaleyh bu her iki noktadan haberi olmayan bir insanın kalbi,.....
 

topraktoprak

Well-known member
Ey insan! Senin nokta-i istinadır ancak ve ancak ALLAH'a olan imandır. Ruhuna, vicdanına nokta-i istimdad ise ancak ahirete olan imandır. Binaenaleyh bu her iki noktadan haberi olmayan bir insanın kalbi,..... ruhu

tavahhuş eder; vicdanı daima muazzeb olur.

İmana gel ki, elemden emin olasın. Kadere teslim ol ki selamette kalasın.

İnsan eğer kesrete dalıp kainat içinde boğulup dünyanın muhabbetiyle sersem

olarak fanilerin tebessümlerine aldansa, onların kucaklarına atılsa, elbette

nihayetsiz bir hasarete düşer. Hem fena, hem fani, hem ademe düşer. Hem

manen kendini idam eder. Eğer insan-ı Kuran'dan kalb kulağıyla iman

derslerini işitip başını kaldırsa, vahdete müteveccih olsa, ubudiyetin

miraciyle arş-ı kemalata çıkabilir. Baki bir insan olur...



felsefe, herşeyi çirkin, korkunç gösteren siyah bir gözlüktür. iman ise..................

 

müdavim

Üye Sorumlusu
felsefe, herşeyi çirkin, korkunç gösteren siyah bir gözlüktür. iman ise..................
her şeyi güzel, ünsiyetli gösteren şeffaf, berrak, nuranî bir gözlüktür.” (Şualar, 753)

nasihat istersen ölüm yeter. evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan........
 

heysem

Well-known member
DOST İSTERSEN ALLAH YETER. Evet o dost ise,herşey dosttur.

YARAN İSTERSEN KUR'AN YETER. Evet ondaki enbiya ve melaike ile hayalen görüşür ve vukuatlarını seyredip ünsiyet eder.

MAL İSTERSEN KANAAT YETER. Evet kanaat eden, iktisat eder;iktisad eden bereket bulur.

DÜŞMAN İSTERSEN NEFİS YETER. Evet kendini beğenen,belayı bulur zahmete düşer;kendini beğenmeyen ,safayı bulur,rahmete gider.

NASİHAT İSTERSEN ÖLÜM YETER. Evet ölümüm düşünen,hubub-u dünyadan kurtulur ve ahirete ciddi çalışır.............Senin vücudun tastan demirden degildir.Belki daima ayrilmaya müsait muhtelif maddelerden terkip dilmistir.Gururu birak,.....................
 

topraktoprak

Well-known member
Senin vücudun tastan demirden degildir.Belki daima ayrilmaya müsait muhtelif maddelerden terkip dilmistir.Gururu birak,..................... aczini anla. Mâlikini tanı, vazifeni bil, dünyaya niçin geldiğini öğren.” Kalbin kulağına gizli ihtar ediyor.

bu dünya fanidir. en büyük dava, baki olan alemi kazanmaktır. insanın i'tikadı..........
 

Þefkat_

Well-known member
bu dünya fanidir. en büyük dava, baki olan alemi kazanmaktır. insanın i'tikadı.......... sağlam olmazsa, davayı kaybeder. Hakiki dava budur. Bunun haricindeki davalara karışmak zararlıdır.
Ey nefsim! Kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki:
"Fânîyim, fânî olanı istemem; âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahmân’a teslim eyledim.........
 

heysem

Well-known member
Ey nefsim! Kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki:
"Fânîyim, fânî olanı istemem; âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahmân’a teslim eyledim........ gayrı istemem İsterim, fakat bir yâr-ı bâkî isterim Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim Hiç ender hiçim, fakat bu mevcûdâtı umumen isterim"

O Bâkîdir

O, hükümleri hikmetli olandır; biz Onun hükmünün kabzasındayız

O, Hakem ve Adl'dir; yer ve gök yalnız Onundur

O, mülkündeki gizlilik ve gaybları bilendir

O, Kâdir ve Kayyûm'dur; Arş ve yer Onundur

O, san'atındaki meziyet ve nakışlar latîf olandır

O, Fâtır ve Vedûd'dur; güzellik ve kıymet Onundur

O, yaratıklarındaki aynaları ve şuûnâtı büyük olandır

O, Melik ve Kuddûs'tür; izzet ve kibriyâ Onundur

O, mahlûkatı emsalsiz güzellikte olandır; biz Onun san'atının nakışlarındanız

O, Dâim ve Bâkî'dir; saltanat ve bekâ ona mahsustur

O, ihsanları cömertçe olandır; biz Onun misafir kafilesindeniz

O, Rezzâk ve Kâfî'dir; hamd ve senâ Ona mahsustur

O, hediyeleri güzel olandır; biz Onun ilminin dokumasının eseriyiz

O, her şeye bedel yeten Yaratıcıdır; cömertlik ve ihsanlar Ona mahsustur

O, şikâyet ve yakınmaları ile mahlûkatının duâlarını çok iyi duyandır

O, şifâ veren Merhametkârdır; şükür ve senâ Ona mahsustur

O, kusurları ve kullarının günahlarını bağışlayandır

O, merhametli olan Gaffâr'dır; af ve hoşnutluk Ona mahsustur

Bediüzzaman

Bu kainatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyorki,bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kainat,..........
 

Þefkat_

Well-known member
Bu kainatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyorki,bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kainat,.......... tün mevcudatıyla aynadarlık dilleriyle o güzelin cemâlini tavsif ve târif eder. Dördüncü nokta: Nasıl ki ceset ruha dayanır, ayakta durur, hayatlanır; ve lâfız mânaya bakar, ona göre nurlanır; ve suret hakikata istinad eder, ondan kıymet alır. Aynen öyle de, bu maddî ve cismânî olan âlem-i şehadet dahi bir cesettir, bir lâfızdır, bir surettir; âlem-i gaybın perdesi arkasındaki esmâ-i İlâhiyeye dayanır, hayatlanır, istinad eder, canlanır, ona bakar, güzelleşir

"Bir köy muhtarsız olmaz, bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz, bir harf kâtipsiz olamaz; biliyorsun. Nasıl oluyor ki.........
 

Þefkat_

Well-known member
Bir köy muhtarsız olmaz, bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz, bir harf kâtipsiz olamaz; biliyorsun. Nasıl oluyor ki........ nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur?

İşte, ey mağrur nefsim, sen o seyyahsın. Şu dünya ise ..........

Nerdesiniz? bilemediniz mi yoksa:)
 

heysem

Well-known member
İşte ey mağrur nefsim! Sen o seyyahsın. Şu dünya ise,....... bir çöldür. Aczin ve fakrın hadsizdir. Düşmanın, hâcâtın nihayetsizdir. Mâdem öyledir; şu sahranın Mâlik-i Ebedî’si ve Hâkim-i Ezelî’sinin ismini al. Tâ, bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisatın karşısında titremeden kurtulasın.

Bildimmi sonbaharci:022:



Şu dâr-ı dünya, meydan-ı imtihandır ve dâr-ı hizmettir; lezzet ve ücret ve mükafat yeri degildir.Madem dar-i hizmettir, vemahalli ubudiyyettir; ...........
 

topraktoprak

Well-known member
Şu dâr-ı dünya, meydan-ı imtihandır ve dâr-ı hizmettir; lezzet ve ücret ve mükafat yeri degildir.Madem dar-i hizmettir, vemahalli ubudiyyettir; ...........
Hastalıklar ve musibetler, dinî olmamak ve sabretmek şartıyla, o hizmete ve o ubudiyete çok muvafık oluyor ve kuvvet veriyor." Bediüzzaman'a göre asıl lezzet, ücret ve mükafat yeri Kur'ân Şakirdi için Cennet olduğundan bu noktadan buradaki sıkıntıları hoş karşılar, şekva yerine kendisine kazandırdığı sevabı düşünerek şükreder. Çünkü "Eğer sabretse, musibetin mükâfâtını düşünse, şükretse, o vakit her bir saati bir gün ibadet hükmüne geçer. Kısacık ömrü uzun bir ömür olur. Hattâ bir kısmı var ki, bir dakikası bir gün ibadet hükmüne geçer."

sizdeki gençlik katiyen gidecek. eğer siz daire-i meşruada kalmazsanız, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belalar ve elemler getirecek. eğer terbiye-i islamiye ile, o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak................
 

CeMre1

Well-known member
sizdeki gençlik katiyen gidecek. eğer siz daire-i meşruada kalmazsanız, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belalar ve elemler getirecek. eğer terbiye-i islamiye ile, o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak iffet ve nâmusluluk ve tâatte sarf etseniz, o gençlik mânen bâkî kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak.

Hayat ise, eğer İmân olmazsa veyahut isyan ile o İmân tesir etmezse, hayat zâhirî ve kısacık bir zevk ve lezzetle beraber, binler derece o zevk ve lezzetten ziyâde elemler, hüzünler................
 

topraktoprak

Well-known member
Hayat ise, eğer İmân olmazsa veyahut isyan ile o İmân tesir etmezse, hayat zâhirî ve kısacık bir zevk ve lezzetle beraber, binler derece o zevk ve lezzetten ziyâde elemler, hüzünler................kederler verir.” (Sözler)
Şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada...............
 

CeMre1

Well-known member
Hayat ise, eğer İmân olmazsa veyahut isyan ile o İmân tesir etmezse, hayat zâhirî ve kısacık bir zevk ve lezzetle beraber, binler derece o zevk ve lezzetten ziyâde elemler, hüzünler kederler verir.” Şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada islam'ın sedası olacaktır


...................... ta şöyle bir müjde var ki:
Hadsiz hâcâta müptelâ, nihayetsiz a'dânın hücumuna hedef olan ruh-u insanî şu kelimede öyle bir nokta-i istimdad bulur ki, bütün hâcâtını temin edecek bir hazine-i rahmet kapısını ona açar. Ve öyle bir nokta-i istinad bulur ki, bütün a'dâsının şerrinden emin edecek bir kudret-i mutlakanın sahibi olan kendi Mâbudunu ve Hâlıkını bildirir ve tanıttırır, ......... , mâliki kim olduğunu irâe eder. Ve o irâe ile, kalbi vahşet-i mutlakadan ve ruhu hüzn-ü elîmden kurtarıp, ebedî bir ferahı, daimî bir ......... temin eder. (mektubat)
 

Þefkat_

Well-known member
Birinci Kelime
b659.gif
ta şöyle bir müjde var ki:
Hadsiz hâcâta müptelâ, nihayetsiz a’dânın hücumuna hedef olan ruh-u insanî şu kelimede öyle bir nokta-i istimdad bulur ki, bütün hâcâtını temin edecek bir hazine-i rahmet kapısını ona açar. Ve öyle bir nokta-i istinad bulur ki, bütün a’dâsının şerrinden emin edecek bir kudret-i mutlakanın sahibi olan kendi Mâbudunu ve Hâlıkını bildirir ve tanıttırır, sahibini gösterir, mâliki kim olduğunu irâe eder. Ve o irâe ile, kalbi vahşet-i mutlakadan ve ruhu hüzn-ü elîmden kurtarıp, ebedî bir ferahı, daimî bir süruru temin eder.


Evet, o Mün’im-i Hakiki, bizden o kıymettar ni’metlere, mallara bedel istediği fiat ise, üç şeydir:............

 

CeMre1

Well-known member
Evet, o Mün’im-i Hakiki, bizden o kıymettar ni’metlere, mallara bedel istediği fiat ise, üç şeydir Biri: Zikir. Biri: Şükür. Biri: Fikir'dir. Başta “Bismillâh” zikirdir. Âhirde “Elhamdülillâh” şükürdür. Ortada, bu kıymettar hârika-i san'at olan ni’metler Ehad-i Samed'in mu'cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derketmek fikirdir. Bir pâdişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp, hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de; zâhirî mün'imleri medih ve muhabbet edip, Mün'im-i Hakikî'yi unutmak; ondan bin derece daha belâhettir.



........... Böyle ebleh olmamak istersen; Allah nâmına ver, Allah nâmına al, .................., Allah nâmına işle. Vesselâm.
 
Üst