Sorunuz: s.a hocam...benim bir ateist arkadaşım var...ama ben onun gerçekten samimi olduğuna inanıyorum...bu nedenle onunla tartışmaktan çekinmiyorum...inanıyorum ki allahın inayetiyle islama dönecek...fakat bana şu soruyu sordu birgün:
şimdi ewine biraz toprak parçası al bu toprağın içinde hiç bir ekxra koyma.yani saf toprak olsun.bunu birkaç gün sula birkaç gün daha bekle biraz daha bekle. bekle biraz daha....
bak sayılı günler sonra o toprağın içinde solucanlar we değişik canlılar türeyecek oysa sen toprağı koyduğun zaman saftı ama belli bir süre sonra toprakta hareketlnmeler başladı değilmi. ewet işte yaratıcı burda topraktır. bunu zaten sizin okuduğunuz kitapta yazar insanlar topraktan geldi diye. haaa bana yaw toprağı kim yarattı diyeceksin eğer böyle ise bana belgelerle bunu isbatla bak ben sana topraktan canlının nasıl meydana geldiğini bariz bir şekilde açıkladım sende bana aynı şekilde toprağı tanrının yarattığını açıkla. bendemaalesef bilgim yetmediğinden cevap veremedim... siz ne uygun görürsünüz cevap olrak... teşekkürler...
Cevap: Aleyküm Selam,
O örnek bir yaratıcının olmadığını değil olması gerektiğini ispat ediyor. Çünkü o toprağı birisinin alıp sulamasını istiyor Örnekte bu toprağı getirip sulayan ve bilinçli bir şekilde bu sonucu almak için bekleyen kişi var. Arkadaşınız bunu ihmal ediyor. Dolayısıyla bu işi birisinin kasıt ve iradeyle yapması gerekiyor. Demekki böyle bir sonuç için birisinin bu işi bilinçli olarak yapması şart.
Şunu da söylemek gerekir ki bu ve benzeri misaller ateistler tarafından çok kullanılmış fakat geçersiz olduğu için zamanla bırakılmıştır. Tartışmalar çok daha ileri boyutlara taşınmış fakat yine ateistlerin yenilgisi ile sonuçlanmıştır.
Tabiat kanunları denilen ve tabiatta cari olan kanunlar vardır. Bu kanunlar kapsamında tabiatta insan aklını hayretlere düşüren canlılar teşekkül etmektedir. Tartışılan nokta bu canlıların kendiliğinden mi yoksa bir yaratıcı tarafından mı teşekkül ettiğidir.Aslında sizin örneğinize de bu şekilde bakmak gerekir. Yani o solucan teşekkülü kendi kendine mi oluyor yoksa yaratılıyor mu? Yaratma demek illa ki bir anda ortaya çıkmak demek değildir. Çünkü Dünyada hikmet gereği derece derece (safha safha )yaratılış vardır. Ahirette ise birden yaratılış vardır. Hem yaratılış demek biryerlerden el benzeri bir şeyin uzanıp o şeyi şekillendirmesi gibi bir şey değildir. Yaratılış arkasında sonsuz bir irade, görme, duyma, bilme, güç yetirme gibi sıfatlar gerektiren bir ol emridir.
o solucanın yaratılıp yaratılmadığı anlayabilmek için çeşitli önyargılara düşmemek için öncelikle o solucanı ya da başka canlıları objektif bir şekilde masaya yatırmalıyız. Bunu yapmadan birtakım örneklerle yola çıkarak yanılgılara düşebiliriz.
O solucan milyonlarca hücreden oluşuyor. Hücrelerin her birinin kendine ait bir sindirim sistemi var. Savunma sistemi var. Bu hücrelerin yapı ve işleyişlerini inceleyen mikrobiyoloji denilen derin bir bilim dalı var.hücrenin yapısı ve işleyişiyle ilgili yazılmış binlerce bilimsel makale var. Hücreler maddenin yapı taşı milyarlarca atomdan oluşuyor. Atomlar milyarlarca parçacıktan oluşuyor. Bu parçacıkları inceleyen ve her geçen gün yenilenen parçacık fiziği denilen derin bir fizik var.
Acaba o solucanın bir hücresi için binlerce akıl sahibi insan binlerce bilimsel makale yazıyorsa o hücre nasıl bilinçsiz tesadüf ve tabiatın eseri olabilir. Tesadüf ve kendikendine olma bilinçsizliğin ifadesidir. Acaba bilinçiszlik bilinci dize getirip milyarlarca makale mi yazdırmıştır. Bunu sağlıklı bir aklın kabul etmesi mümkün müdür?
Misalde hata olmaz
Bir bilgisayar animasyonu seğrediyorsunuz. Bu animasyonu yapan zahiri bir el görmediğinizden bunun kendikendine oluştuğunu ddia ediyorsunuz. Halbuki o animasyonun arkasında muazzam bir program ve programcı vardır. Zahiri bir elin görünmemesi ise mükemmelliğin ve gelişmişliğin alametidir. Yoksa kendi kendine olmanın alameti değildir.
Şu şundan oluyor, bu bundan oluyor, en son her şey topraktan oluyor öyleyse toprağı Allah'ın yarattığını ispatla yaklaşımı sağlıklı değildir. Çünkü biz varlıkları sebeplerin yarattığını iddia etmiyoruz ki sadece ilk sebebi Allah'ın yarattığını ispatlayalım. Biz her şeyi sebebiyle birlikte Allah'ın yarattığını ifade ediyoruz. Mesela bir ağaç elma veriyor, öyleyse ağacı ne veriyor demiyoruz. Ne diyoruz. Elmayı Allah ağaçtan veriyor diyoruz ve o ağacın o elmayı netice verecek sıfatları taşımadığını ortaya koyarak ilk elden Allah'ın yaratmasını ispatlıyoruz. İşte o toprak da o solucanı netice verecek sıfatları taşımadığı için yaratılış açıkça anlaşılmaktadır.
kaynak www.islamicevaplar.org
şimdi ewine biraz toprak parçası al bu toprağın içinde hiç bir ekxra koyma.yani saf toprak olsun.bunu birkaç gün sula birkaç gün daha bekle biraz daha bekle. bekle biraz daha....
bak sayılı günler sonra o toprağın içinde solucanlar we değişik canlılar türeyecek oysa sen toprağı koyduğun zaman saftı ama belli bir süre sonra toprakta hareketlnmeler başladı değilmi. ewet işte yaratıcı burda topraktır. bunu zaten sizin okuduğunuz kitapta yazar insanlar topraktan geldi diye. haaa bana yaw toprağı kim yarattı diyeceksin eğer böyle ise bana belgelerle bunu isbatla bak ben sana topraktan canlının nasıl meydana geldiğini bariz bir şekilde açıkladım sende bana aynı şekilde toprağı tanrının yarattığını açıkla. bendemaalesef bilgim yetmediğinden cevap veremedim... siz ne uygun görürsünüz cevap olrak... teşekkürler...
Cevap: Aleyküm Selam,
O örnek bir yaratıcının olmadığını değil olması gerektiğini ispat ediyor. Çünkü o toprağı birisinin alıp sulamasını istiyor Örnekte bu toprağı getirip sulayan ve bilinçli bir şekilde bu sonucu almak için bekleyen kişi var. Arkadaşınız bunu ihmal ediyor. Dolayısıyla bu işi birisinin kasıt ve iradeyle yapması gerekiyor. Demekki böyle bir sonuç için birisinin bu işi bilinçli olarak yapması şart.
Şunu da söylemek gerekir ki bu ve benzeri misaller ateistler tarafından çok kullanılmış fakat geçersiz olduğu için zamanla bırakılmıştır. Tartışmalar çok daha ileri boyutlara taşınmış fakat yine ateistlerin yenilgisi ile sonuçlanmıştır.
Tabiat kanunları denilen ve tabiatta cari olan kanunlar vardır. Bu kanunlar kapsamında tabiatta insan aklını hayretlere düşüren canlılar teşekkül etmektedir. Tartışılan nokta bu canlıların kendiliğinden mi yoksa bir yaratıcı tarafından mı teşekkül ettiğidir.Aslında sizin örneğinize de bu şekilde bakmak gerekir. Yani o solucan teşekkülü kendi kendine mi oluyor yoksa yaratılıyor mu? Yaratma demek illa ki bir anda ortaya çıkmak demek değildir. Çünkü Dünyada hikmet gereği derece derece (safha safha )yaratılış vardır. Ahirette ise birden yaratılış vardır. Hem yaratılış demek biryerlerden el benzeri bir şeyin uzanıp o şeyi şekillendirmesi gibi bir şey değildir. Yaratılış arkasında sonsuz bir irade, görme, duyma, bilme, güç yetirme gibi sıfatlar gerektiren bir ol emridir.
o solucanın yaratılıp yaratılmadığı anlayabilmek için çeşitli önyargılara düşmemek için öncelikle o solucanı ya da başka canlıları objektif bir şekilde masaya yatırmalıyız. Bunu yapmadan birtakım örneklerle yola çıkarak yanılgılara düşebiliriz.
O solucan milyonlarca hücreden oluşuyor. Hücrelerin her birinin kendine ait bir sindirim sistemi var. Savunma sistemi var. Bu hücrelerin yapı ve işleyişlerini inceleyen mikrobiyoloji denilen derin bir bilim dalı var.hücrenin yapısı ve işleyişiyle ilgili yazılmış binlerce bilimsel makale var. Hücreler maddenin yapı taşı milyarlarca atomdan oluşuyor. Atomlar milyarlarca parçacıktan oluşuyor. Bu parçacıkları inceleyen ve her geçen gün yenilenen parçacık fiziği denilen derin bir fizik var.
Acaba o solucanın bir hücresi için binlerce akıl sahibi insan binlerce bilimsel makale yazıyorsa o hücre nasıl bilinçsiz tesadüf ve tabiatın eseri olabilir. Tesadüf ve kendikendine olma bilinçsizliğin ifadesidir. Acaba bilinçiszlik bilinci dize getirip milyarlarca makale mi yazdırmıştır. Bunu sağlıklı bir aklın kabul etmesi mümkün müdür?
Misalde hata olmaz
Bir bilgisayar animasyonu seğrediyorsunuz. Bu animasyonu yapan zahiri bir el görmediğinizden bunun kendikendine oluştuğunu ddia ediyorsunuz. Halbuki o animasyonun arkasında muazzam bir program ve programcı vardır. Zahiri bir elin görünmemesi ise mükemmelliğin ve gelişmişliğin alametidir. Yoksa kendi kendine olmanın alameti değildir.
Şu şundan oluyor, bu bundan oluyor, en son her şey topraktan oluyor öyleyse toprağı Allah'ın yarattığını ispatla yaklaşımı sağlıklı değildir. Çünkü biz varlıkları sebeplerin yarattığını iddia etmiyoruz ki sadece ilk sebebi Allah'ın yarattığını ispatlayalım. Biz her şeyi sebebiyle birlikte Allah'ın yarattığını ifade ediyoruz. Mesela bir ağaç elma veriyor, öyleyse ağacı ne veriyor demiyoruz. Ne diyoruz. Elmayı Allah ağaçtan veriyor diyoruz ve o ağacın o elmayı netice verecek sıfatları taşımadığını ortaya koyarak ilk elden Allah'ın yaratmasını ispatlıyoruz. İşte o toprak da o solucanı netice verecek sıfatları taşımadığı için yaratılış açıkça anlaşılmaktadır.
kaynak www.islamicevaplar.org