Anlaşmaları için bir araya getirilmiş kız ile erkeğin arasında geçen konuşma..

Tarihci

Marmara Tarih
Genç, zengin, dindar(yüzeysel) ve güzel nisanın ilmi derinliği olmadığını ve kendisini bu yönde doyuramayacağını düşünen erkek, diğer herşeyin olumlu olduğu nisa ile evlenmek istememektedir.


-Selamunaleyküm
-Aleykümselam

[hal hatır hoş beş]

-Size bir soru soracağım müsadenizle..
-Tabii buyurun..
-Sizce heme ost mu doğrudur heme ezost mu?
-Şeyy ne dediniz?
-Heme ost mu doğrudur, heme ezost mu?
-Iııı yani benn, bunlar ne demekki?
-Neyse bunlar önemli değil, başka bir soru sorayım isterseniz..
-Evet lütfen..
-itikadda hangi imama tabisiniz?
-Hanefiyiz biz..
-O amelde mezhebimiz evet.. peki itikadda?
-Şeyy yani...
-Mutezile mi yoksa Cebriyye mi? (bunlar zaten ehli sünnet dışıdır, erkeğin ölçme değerlendirme sorusu)
-Iııı Mutezile...
-Peki bacım anlaşıldı...
-Bacım mı??? nasıl yani ??

-Evet bacım, çünkü biz evlenemeyiz.. Evlensek de mutlu olamayız.. Siz benim dengim değilsiniz, yanlış anlamayın, siz dini vecibelerinizi yerine getiriyorsunuz, ahlaklısınız, gayet de güzelsiniz üstelik varlıklı bir ailenin kızısınız.. benim sorduğum ilk soruyu bilemediniz ama o normaldir ilgilenmeyen araştırmayan onu bilmez zaten..

-Evet ben de o yüzden bilemedim peki sorun ne?

-Bana bileni lazım... Siz bunları bilmeyi bir kenara bırakın, henüz mensubu olduğunuz itikadi mezhebi ve kurucusunu bile bilmiyorsunuz..

-Mutezile??

-Mutezile de Cebriyye de ehli sünnetin dışındaki mezhepler ve kişilerdir.. cevabınız Maturidi olmalıydı..

-(mahçubiyet)

-Lütfen bana kızmayın, bunu yapmak zorundaydım yoksa bir ömür boyu sürecek yanlış bir adım atabilirdik.. Benim eşim olacak kişi, ben eve geldiğimde bana el işinden dantelinden, tencere takımından, tabak çanaktan bilmem kimin aldığı oturma grubundan, mutfak robotundan, perdelerinden bahsetmeyecek.. Benimle itikadi ve fıkhi konuları konuşabilecek, münazara edebilecek, alimleri ve görüşlerini konuşabilecek seviyede olmalı..


Bunun da kaynağını sormayın :)
 

mihrimah

Well-known member
Allah razı olsun paylaşımınız için...
Yalnız merak ettiğimbir husus;
Bu ve benzeri soruların cevaplarını bilenlerin şansı nedir, bilmeyenlerin şansızlığı nedir, Bilmelerinde ki sebebi kendilerine mi bağlarlar?
Belki biraz karışık oldu ama şöyle bir örnekle açıkasam;
Konu saptırılmış gibi olacak ama sorunun anlaşılması açısından veriyorum örneği...
Gündem de olan terörü ele alırsak, dağa çıkan insanların şansızlığı o topraklarda doğması bizim sansımız da acaba doğduğumuz toprakarımız olması mı? Ben de, (polemiğe yol vermemesi açısından isim vermiyorum) doğuda x bir şehirde doğsaydım şimdi burada bunları okuabilir miydim?
Kaldı ki islamiyet gelmeden kimler biliyordu bu soruların cevabını? Hiç kimse çünkü onunla birlikte geldi değil mi? Ama şu anda islamiyet girmeyen evler var üstad hz. bahsediyor ya taklidi iman tahkiki iman...Onların suçu nedir?
Tarihçi sakın yanlış anlamayasınız sözüm sizin yazınız vasıtayla genişledi ama kasitlı bir şey yok sadece çok fazla duyduğumuz bazı ölçme meselesi olduğundan değinmek istedim...Affınıza sığınırım...
Selam ve dua ie...
 

MuVaSaLa

Member
konusabilecek seviye dogrudur da.. :) bence bu sekilde baslanılmaz bi kere kadın için insan bildigini unuturr..Erkeginde bu sekilde sorması abes bencee... zaten karsına aldıysan birini konuşmak için bi şekilde sana denktir her önumuze gelenle konuşmama babından hem sonraa bildiklerimiz yeter diyenlerden deiliz ve bilmemek ayıp deil ögrenmemek ayıp sozunu destekliyoruz ve inş. bilen biri bilmeyene ögretir kaidesiyle de bu iş olur inş .. :) karamsar olmayalım derim ben .....
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Kaynak önemli değil denilmiş velhasılı kerem kaynağın önemi ciddidir.Bu ortam sanal ortamsa zati bastan ciddi bir kayıbdır.. Ondan dokuzu bu yol ile yanlıslıklar yapdığı malumdur..

İkinci husus gelin adayı zati sorudaki maturidi veya mutezilenin ne olduğunu bilmiyorki cevabı versin Yanlış olması gayet normal.

İslamiyette esas olan dini için eş tercih etmekdir. Ve hadisde böle denmekde. Bir kişi fıkhı veya ilmi konuları iyi bilmemesi bunun onun imanına zarar getirmeyebilir.

Ustad Bediüzzaman bu yönde bize klavuzluk ediyor. Ahirzamanda farzları yerine getiren buyuk gunahlardan kacan ehli necattır. Evet bizim de ölcümüz karsımızdaki kişinin imanına bakmak ilim elde edilir ama iman olmadan ilim elde etse işe yaramaz. Zati imanı var ise sen bunu ona verirsin...

Arif abi guzel bir örnek vermiş. Bu örnek ve Ustadımızın rehberliği ile sünnet ve kurandaki ölcüleri daha iyi anlıyabiliriz..

Bir zamanlar kendisinin kafir olduğunu söliyen bir vatandaş ile konusuyorduk. İlmi konuda zengindi ama imanı noktada karanlıkdaydı arayısdaydı. Ben cok istedim bu vatandaş ehli necat olsun şu an bihaberim inşallah ehli iman dairesine girmişdir..

İlim onu kurtarmayacak iman olmazsa. İman varsa da ilimsiz muhaza etmek zordur..

Evlilikdeki önemli hususu bilmek ve ona göre bakar isek daha iyi anlaşılabilir..
 

HAFIZ

Well-known member
doğru ...bilmemeek ayıp değil, öğrenmemek ayıp. .ama belliki genç bu konularda hassasmış ve bunları bir şart kabullenmiş.öğretilir öğretilmesine ama daha fazlası lazımmış baksanıza..insan evlilikte nasılki belli şartları sıralıyo şu ilk konuşmaya ağır gelir arayı yapınca şu şartı soylerim fikriyle hareket etmek doğru değil. itikadi konular olmasydı gereksız bır ayrılık sebebi olabilirdi ama kasıtlı bir inkar olmayışı affı gerektirir bence.:) ben illada esmer istiyorum diyen birine sarışının ne günahı var yazıktır etme gitme demek gibi bir şey. :) genç illada heme ostu bilen birini istiyo :):):)
 

Tarihci

Marmara Tarih
Evet çok sevgili forum arkadaşlarım, kardeşlerim.. herkesin cevabını okudum.. Kah güldüm kah düşündüm.. :)

Bazı kardeşlerim bu konuşmada vermek istediğim şeyi anlamamışlar..

Bazı kardeşlerim bu iki kişinin işinin olmamasının asıl sebebini anlamamışlar..

Bazı kardeşlerim erkeğin ne istediğini anlamamışlar..

Bazı kardeşlerim de kendini bu konuşmadaki nisanın yerine koyup düşünmüş olacak ki fevri şeyler yazmışlar :)

Herkese tek tek cevap yazmaktansa kısaca şöyle diyeyim..

Elbette herkes öğretildikten sonra bunları ve daha derinliğini öğrenip cevaplayabilir.. bazı kardeşler buraya takılmışlar.. zaten konuşmada erkek diyorki, bunları ilgisi olmayan araştırmayan bilemez sizin de bilmemeniz normaldir.. kızın ben de o yüzden bilemedim peki sorun ne.. demesi üzerine dikkatinizi çekerim erkek diyorki "ama bana bileni lazım"... yani daha basit bir şekilde söylemek gerekirse şöyle diyebilirz..

2 kere 2, 4 eder.. erkek bunu kıza sormakla 4 cevabını almayı hedeflemiyor..(arkadaşlar burada takılıyorlar) erkeğin buradan öğreneceği şudur.. 2 kere 2 nin cevabını bilmek için.. matematiğin temel mantığını, sayıları, çarpmanın ne olduğunu biliyor olması gerekmektedir.. gelmesi beklenen 4 cevabı bunların bilinip bilinmediğini öğrenmek içindir..

Yani sizlerin de dediğiniz gibi bilmemek ayıp değil tabiî ki öğrenmemk ayıp amenna.. Siz bu kızı alıp öğretebilirsiniz de ancak bu şu demektir.. bu kızcağız 20 yaşına kadar bu meselelerle ilgilenmemiş, içli dışlı olmamış, hem dem olmamış, bu bilgilerle ve görüşlerle yoğrulmamış, dünyaya bakışı bunların dışındaymış ve bu ağaç bu yaşa kadar bunlardan yoksun yetişip eğilmiş, sertleşmiş..

Daha kendi mensubu olduğu itikadi mezhebi bilmeyen biri bu kız ama erkek bunu o ana kadar bilmiyor ve öğrenmek istiyor.. Erkeğin bunu sorularıyla açığa çıkarması, karşısındakinin "ilmi derinliğini" ölçme hususunda bir mihenk taşı önemindedir.. Bu soruyu doğru cevaplaması, bu kişinin ne tür işlerle uğraştığı, ne tür eserler okuduğu, dünyaya nereden ve ne gözle baktığı konularında erkeğe bilgi verir.

Bu konuşmayı paylaşırken okuyanların da kendilerini bir muhasebe etmesini istedim, başa gelmeden bilmiyor insan bazı şeyleri.. Bu bedavadan bir tecrübedir sizler için, itikadi mezhebine Mutezile diyen kızın mahcubiyetini çeken siz de olabilirdiniz mesela ama artık olmayacaksınız..
 

hacali

Well-known member
tarihçi abi sonuç bildirisinden sonra olayı biraz kavradık sanki. Benim merak ettiğim bu delikanlının şu anki medeni hali.:)
Eğer bekarsa ona şu mesajı iletmek isterdim. her iki tarafta en önemli husus güzel ahlaktır. o güzel olduktan sonra her şey güzelleşir.

Bir ayakkabı firması pazarlamacılarından birini afrikanın bir ülkesine pazar araştırması için gönderir. Eleman uçaktan iner otele doğru giderken bir bakar ki kimsede ayakkabı yok şaşırır. ilk uçakla döner ve orda kimse ayakkabı giymiyor iş yapılmaz raporu verir.
Başka bi firma başka bi eleman göderir aynı durumu gören eleman raporunda kimsenin ayakkabıyı keşfetmediğini ve müthiş bi pazar olduğunu söyler.

nedense bu hikayede aklıma geldi ve yazdım bilmem konuyla alakası bir varmı:rolleyes:
 

MuVaSaLa

Member
Tarihci abim .. öYLE SEYLERE sAHİT OLUYORUZ Kİ ..Bildiginden utandınmı hiç sen !! Ben utandım !! Simdi Senelerce basıboş yasamış kişiyle Can dost Oldum Hizmet Adına daha cok ve Öylesine Beni Gecti ki... Okadar kendini geliştirdi ki.. Hem yas itibariyle hem de yabancı ülkeden gelmiş olmasınıda gozönune alırsak Muthiş bi ilerleme kaydetti!! Simdi ben sahsi kendi yorumumda Hiçbirseyin Olmaması için bi sebep yok demek istedim ve bişeyi gercekten istersen Osey Allah ın izniyle olur muvaffak Olursun.. Gercekten yazdıgın sey aslında ilk bakısta cekici okudukca espri içerdigini sandıgımız muthiş bi ince derstir bunu anladım ....Dogrumudur?:) Yoksa Agac yasken egilir tabi ki!!!!
 

mehlika_sltn

New member
Eminim hikayede sözü edilen beyefendi gibilerinin de bildiğini sanıp bilemediği bir çok husus vardır, denklik tamam ama çok iyi araştırma gerektiren bazı konularda kimseden % 100 bir bilgi varlığı beklenemez...
 

mihrimah

Well-known member
Eminim hikayede sözü edilen beyefendi gibilerinin de bildiğini sanıp bilemediği bir çok husus vardır, denklik tamam ama çok iyi araştırma gerektiren bazı konularda kimseden % 100 bir bilgi varlığı beklenemez...
Hmmm.. Mehlika sultan bilemiyorum yani..;)
Şimdiii ne desem neyse ben bişey demyeyim kaç üniv. bitirmeli:))))))
Anladın sen onu anladıııım:)
Seni görmek çok güzel sultanım...
 
Üst