Evlat ayrımı ibretlik bir hadise ve istişare edelim.

Mustafa Kalkan

Active member
Arkadaşlar bie kardeşiniz var. Kimse rencide olmasın diye olauda geçen kişilerin ismini yazmayacağım. İnşaallah burada kardeşinizin ne yapması gerektiğini ayet ve hadis eşliğinde istişare edip kendisine ileteceğiz... Anlatacaklarımın belki eksiği var ama yanlışı yok.Yardımcı olursanız seviniriz. Şimdiden ALLAH razı olsun.
 

Mustafa Kalkan

Active member
Hadise geçmiş 10 yıldan fazla süreyi kapsıyor. Özetleyelim.

Kardeşiniz 3 çocuklu ailenin en büyük oğlu... 2 erkek ortanca kız. Lise mezunu teknik personellik yaptı ve sağlık raporundan dolayı geçen yıl oldu.

1999 yılında en küçük erkek kardeşi mahalleden bir kızı seviyor. 3 yıl öncesinde kız kardeşi evlenen kardeşiniz birikimlerini bu kardeşine çeyiz parası veriyor. Neyse 1999 yılı Ağustos ayında en küçük kardeşi sevidiği ana babasına anlatıyor. KARDEŞİNİZ henüz evli değil o yıllarda. Bundan habersiz ana babası kızı istiyor. Kız veriliyor ve nişandan 3 gün önce KARDEŞİNİZİN haberi oluyor ve güceniyor tabi. Üzüntüsünden nişana gitmiyor. Özellikle annesi küçük oğlanı canı bahasına sevdiğinden KARDEŞİNİZ için artık zorlu yıllar başlıyor.

2000 yılında işe giren KARDEŞİNİZ aynı yıl sevdiği kızı annesi bir türlü istemeye yanaşmıyor ve ilgilenmiyor. Çünkü ilgi küçük oğlanda. KARDEŞİNİZ 1 defa zorla 2. defa normal nişanlanıyor. 2. nişanı ( 2002 yılı) kendisi yapıyor. Anneden aldığı parayı nişan sonrası annesi geri istiyor. Bu arada küçük oğlan evleniyor 2002... Çift davul 28 bilezik marsafa esirgeme yok... KARDEŞİNİZ 2003 YILI mART AYINA KADAR NİŞANLI KALIP SONRA ANLAŞAMAYIP AYRILIYOR. 2 ay kadar sonra kendi arkadaşının kardeşiyle nişanlanıyor. Hazırlığa başlıyor ama ana babasından kuruş yardım yok. 1 yıl önceki düğünden borç diz boyu...

Adamın bilezik eksiği var. Amcaoğullarının mağaza kasasında sakladıkları yetmiyor. Düğün zamanı alışvaeriş sonrası bilezikleri almaya gidiyor. Kendi borcu kadar önceki düğünden kalan borç da KARDEŞİNİZDEN tahsil ediliyor. Kalan miktar bileziği teslim alıyor. Gram eksiğini halaları ve halasının büyük kızı tamamlıyor. Ana babadan tek gram destek yok.

Düğünden sonra da borcun tamamına yakını 5 de 1 hariç üzerine biniyor. 2 yıl borç ödedi. Ana babadan destek yine yok. 2004 yılında 2 kardeşin ard arda çocukları oldu. Küçük oğlan biriken altınları bileziklerle beraber ev parası yaptı. KARDEŞİNİZ GARİBİM 17 ALTIN BOZDURDU BORCA YATIRDI. Akabinde küçük oğlana babası evinin üzerine kat çıkması için KARDEŞİNİZE aylarca baskı yaptı ve ev yapıldı küçük oğlan hala o evde oturuyor. KARDEŞİNİZ ise 3 yıl dedesinin evinde hem ona baktı hem oturdu... 2006 yılında annesi tarafından yarısı ödenecek diye söz verilerek müstakil eski bir ev alındı KARDEŞİNİZE... 1,5 yıl sonra söz verilen paranın yarısı verilmeyince KARDEŞİNİZ MART ayında evini satmak zorunda kaldı. 2007 yılında küçük oğlan 24.000 lira veya üzeri borca battı. Tereddütsüz tamamı ödendi.KARDEŞİNİZ 2008 YILI MART AYINDA evi sattı. 7 bin TL borçtan hariç para kaldı.
 

Mustafa Kalkan

Active member
Annesi Annesi borcum var diyerek küçük oğlanla birlikte kalan parayı istedi. KARDEŞİNİZ NEREDEYSE YIKILMAK ÜZERE EVLİLİĞİNİ KURTARABİLMEK ADINA PARAYI VERMEDİ... Annesi tavır aldı ve ev taşınırken satılırken ve sonrasında KARDEŞİNİZİ epey bi ziyarete gelmedi. Kapı önünde torunu sevdi. Kirada olan evladını görmeye üst kata çıkmadı. Taşındığı evden kalan odun ve kömürüne kadar annesi aldı...

Eşi sıkıntıdan hastalandı 1 hafta yattı. Ne annesi ne kardeşleri hasta bakma korkusuna kimse gelmedi. Ev sahipleri yaşlı kadın vardı o baktı arka arkaya hastalanan KARDEŞİNİZ ve eşine...1 yıl kadar herşeye rapmen adamcağız annesiyle ara bulmaya belki yumuşar diyerek helalleşmeye uğraştı durdu. 4 yıl kadar kirada durdu. 2011 YILINDA KARDEŞİNİZ yenden ev almak istedi.. Emekli ikrmiyesini de katarak borcunu bir an evvel öderim düşüncesi vardı. Babasıyla şiddetli kavgalar ve hakaretlerin ardından Halasının büyük kızının büyük maddi yardımıyla kayınpederi ve babasının kımi yardımlarıyla ( gönüllü - gönülsüz ) evini aldı.

Geçen yıl sünnet düğünü yapyaptı. DÜĞÜNDE YAŞADIKLARI İSE BAŞLI BAŞINA BİR OLAY
Annesi yemeklik malzeme altım diye torununa takı takmadı... Eniştesi düğün biter bitmez alacağını istedi ve takı takmadı... Küçük oğlan da takı takmadı... Annesi elinizde yok takmayın demiş.. Düğün bitince kalan yemeklik malzemeyi annesi kendisi ve diğer 2 kardeşe paylaştırdı.

Geçen yıl KARDEŞİNİZ ALDIĞI EVE TAŞINDI... Taşındı da annesinin aşırı tepkisi anlamsız sitemleri ( uzakmış ) tavırlarıyla zehir oldu... Geçen ARALIK ayında banka kartlarından 1500 TL bir çeteye para kaptırdı... Anan babasından yardım istedi ama yok dediler. Küçük oğlana aynı aylarda altın borcuna destek 850 tl kart borcuna destek elektrik su faturasına destek piyasa borcuna destek... olundu. Aylardır ata ocağında bir lokma ekmek yemişliği yok. Çünkü çağırmıyor ve istemiyorlar.

Ramazan ayında kız kardeşinde toplanıp İFTAR etmişler çağırmamışlar... Ata ocağında İFTAR ETMEDİ DAHA... 2 hafta önce babası ve küçük oğlan doğalgaz eve doğalgaz taktırıyor... Babası 9.000 TL üzeri para bağışlıyor. KARDEŞİNİZİN 3. haberi oldu. Neden çağırmadınız ustalara yardım ederdim demiş

Annesi
-Ben iş mi yapacam çocuk mu bakacam... demiş ( 2 yaşında küçük kızı var )
Eniştesi doğalgaz takılmasını kıskançlık yaparak tavır almış KARDEŞİNİZE anlatmış tepki mi desek sitem mi desek epey konuşmuş...
Bunu annesi duyuyor...3 gün önce hususi olarak annesinin yanına gidiyor KARDEŞİNİZ... ZATEN EVİ UZAK EMEKLİ VE EŞİ ÇALIŞTIĞI İÇİN ÇOCUKLARA BAKIYOR BİR YERE ÇIKAMIYOR...
Annesi Eşini arıyor çıocuklarla konuşuyorlar ama KARDEŞİNİZLE konuşmuyorlar. İşte bunun nedenini öğrenmek üzere 3 gün önce gidiyor ata ocağına...Soruyor... ve ANNEDEN OKAT GİBİ SERT CEVAP
-Bundan sonra kimseyi aramıyorum kimseyi çağırmıyorum.Gelirseniz yer içersiniz. Hem eniştenle yıllardır benim dedikodumu yapıyorsun mal benim ev benim para benim istediğime harcarım istediğime veririm istediğimi yaparım. Diyor. Adamcağız şok olmuş. Eniştenin dediğinden başka haberi olmayan KARDEŞİNİZ üzgün olarak eve dönüşe geçecekken parka götürülüyor. Kıskançlık yapan eniştele gelin karşılıklı tavır alıp konuşmuyor... Ertesi sabah Enişte KARDEŞİNİZİ ARIYOR

-Kimse benimle konuşmuyor sen mi bişey söyledin deyip azarlıkyor KARDEŞİNİZİ.

O da az bekleyip babasını arıyor.

Ağlayarak haberim olmadığı halde herkes herşeyi benden biliyor hiç birisi beni arayıp sormuyo beni bir daha hiçbir işinize çağırmayın Bayramlarda gelir elinizi öperim ( niyetinde beyramlar haricinde ata ocağına gitmek yok ) deyip son noktayı koyuyor.

Dün akşam İFTAR yemeğindeydik. Babası ALLAH şahid hiçbir şey olmamış gibi gülüş oynaş KARDEŞİNİZE HİÇBİRŞEY sormadı bile... Gelen telefonla hemen kalkıp orayı terketti. Annesi ne oldu dedi... KARDEŞİNİZ

-Daha ne olacak ev senin mal senin para senin bana ne dedi. ve kalktı...
 
Son düzenleme:

Mustafa Kalkan

Active member
TÜM BUNLARI NİYE ANLATTIM???

Öncelikle HEPİMİZE İBRET OLSUN....

Sonrasında bu kardeşinize yardım edin. İSTİŞARE EDELİM Adamcağız 3 gündür uyuyamıyorum diyor...

Dinen hüküm nedir.

LÜTFEN ALLAH İÇİN YARDIMCI OLALIM...
 

yozgati

Well-known member
Evet tüm yazdıklarını okudum kardeşim.
*aile apaşırı derecede paracı, maddeci ve de dinden diyanetten habersiz yaşıyor. O kardeşe baya yüklenmişler. Yeri geliyor insan ben bu aileden miyim dedirtiyor. Işte bu da bunun gibi bir hadise olmuş.
* şimdi ne halde acaba o kardeş o da başka bir merak sualidir.
 

Huseyni

Müdavim
Bizzat şahit olmasam da bir arkadaşım da aynen bu şekilde ailesinden muzdarip. Maddiyat ve evlat ayrımcılığı. İnsanlar evlatlarını niye ayırır onu hiç bi zaman anlayamam. Ama şu var ki öğrendiğim; Bir evlat ahiret saadetini istiyorsa, bilhassa da yaşlılarsa, anne babasını üzmeyecek, onlarla sılai rahimi kesmiyecek, gönüllerini hoş tutacak, onlara öf bile demeyecek, onlara şefkat ve merhametle muamele edecek. Ayetle sabittir bu. Yok eğer diyorsa ki, ben ahiret saadeti değil, dünyada olsun mesud bahtiyar olayım. Onun dahi yolu aynıdır.

Çocukluğuna inersek, anne baba evlatlarının en aciz olduğu zamanda ne olursa olsun, şefkatle muamele etmişlerdir. Anne 9 ay karnında taşımış, çilesini çekmiş.. Bugünkü hal ne olursa olsun, onların sadece şu hakları dahi ödenmez. Evladın anne babada hakkı yok ki, onların vermediği maddi bişeyden dolayı onlara kırılsın, darılsın, onlardan davacı olsun. Ebeveyn cihetinden ne kadar ayrımcılık olursa olsun, evladın üzerine düşen ayetteki tavsiyeleri uygulamaktır. Sabırla, tenkid etmeden, isyan etmeden bunları yaparsa, Allah karşılığını dünyada dahi verir.

“Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara sakın ‘Öf’ bile deme, onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara merhamet ve tevazu kanadını ger ve de ki: ‘Ey Rabbim, nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de onlara öylece merhamet buyur.’ Sizin içinizde olanı Rabbiniz hakkıyla bilir. Eğer siz salih kimseler olursanız, muhakkak ki O, kendisine yönelenler için çok bağışlayıcıdır.” İsrâ Sûresi, 17:23-25.
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Anne ve Baba haksız dahi olsalar evlada düşen onların gönlünü hoş tutmak mukarebede bulunmamak.. Bunu kimisi ebeveynlerini sevdiği için yapar kimisi de rızayı ilahi için. Rıza ilahi için hoş tutmak şarttır..
 

Mustafa Kalkan

Active member
Bu kardeşiniz de zaten ALLAH'ın azabından korktuğunu defalrca dile getiriyor. Kendisini tanımayan hissi davranmayacak hocalara dahi danışınıyor. Ama ALLAH için söylüyorum kaç defa annesine yakın davranmak istedi elini optü kucakladı ama annesi hep azarladı.. Pisikolojik sarsıntıdan mı sıkıntıdan mı 30 yaşında saçları ağardı KARDEŞİNİZİN...Ana babasına gelecek olursak aslında namazında abdestindeler... Ama küçük oğlana olan aşırı muhabbetleri... aman o adam olsun aman geçimi bozulmaın... yaklaşımı tüm bu anlattıklarımın başlıca sebebi... Hatta KARDEŞİNİZ KAÇ DEFA ANA BABASINA PARASAL VE MARKET İŞİ YARDIM DA YAPTI ELİNDE OLANI HEP PAYLAŞTI. aMA YAZIKTIR Kİ ne maddi ne manevi ANA BABA DUASI bile ne yüzüne ne arkasından hiç duyulmadı...

3 gün geçmesine rağmen ( mesela ben olsam oğlum sen neden böyle yaptın bi kusurumuz mu oldu tamam biz hatalıysak hakkını helal et sen kabahatliysen gel düzeltelim derdim ) ne kardeşlerinden ne ana babasından çıt yok... İstenmediğimi ana babamın gözünde KOSKOCA BİR HİÇ OLDUĞUMU ANLADIM diyor...

Normal tanınmayan başka bir komşu olsa alakayı keser ilgilenmezsin de işte ALLAH'ın sonra ana baba nın rızası lazım olunca insan iyice sıkışıyor arada...
 

Mustafa Kalkan

Active member
Bi ara Cemaatle de istişare etmiş.. Varılan karar:

- Hasta olurlarsa ziyaret et geçmiş olsun de...

-Ziyaret et ama kısa ve seyrek olsun

-Kin gütme garez misilleme yapma

-Çağırırlarsa git çağırmazlarsa görünme mesafeli ol demişler.

Dün de amcasıyla görüşmüş.. Amcası

-Benim anne babam var ama bana faydası yok diye dur demiş...
 

Mustafa Kalkan

Active member
Zaten ALLAH razı olsun tüm akrabası amcası halaları yeğenleri amcaoğulları hala oğulları kızları maddi manevi destek veriyorlar. seviyorlar KARDEŞİNİZİ. Dün amcası ( 67 yaşında ) hususi alışveriş yapmış evine ziyarete geldi...Komşusu halası her gün geliyor yanına çocuklarına bakıveriyor bazen götürüyor. Sadece problem kendi ana babasıyla.
 

Mustafa Kalkan

Active member
NOT: ALLAH şahit ve oruc ağzımla yazdıklarımda eksik var ASLA YORUM KATKI VE HELE YALAN YOKTUR.

Ben hepimize ibret olması ve yardımcı olunması mesele üzerinde istişare edilmesi için açık açık yazdım.
 

Huseyni

Müdavim
kardeşim o kardeş anne baba rızası uğruna herşeyi yapmış ama onlar yanaşmamışlar. Burada mesuliyet gitmiş o kardeşten


Mesuliyet bitmez, hayat boyu devam eder. Ölünce biter. İmtihan hayatımız kadarsa, hayatta olduğumuz müddetçe onların rızasını tahsil etmek mecburiyetindeyiz. Onlar her defasında aşağılamış ve azarlamışlarsa da onların imtihanıyla ilgili bir durum. Bizim imtihanımız gereği, biz üzerimize düşeni yapmakla mesulüz. Kalpleri eviren çeviren Allahtır. Allahın işini Allaha bırakmak, kendi işimizi yapmak mecburiyetindeyiz. Evlat anne babasının imtihandaki kötü gidişatını, kendine mazeret olarak kullanamaz. Çünkü onların imtihanı ayrı, evladınki ayrı..Zor bir durum, ancak en güzel baharlar, en sert kışlardan sonra gelir unutmamak lazım. Annenin en mutlu zamanı doğum sancısından sonra evladını eline aldığı andır. Dünyası çile olanın, sabretmek ve şükretmek şartıyla, ahireti gül gülistan olur. Peygamberlerin, Allah dostlarının imtihanlarına bakalım. Demek ki en güzel neticeler, en zor şartlardan sonra ortaya çıkıyor. Kardeşin çektiği hiçbir sıkıntı boşa değildir. Allah Hafizdir, hepsini muhafaza ediyor. Ne kadar sabrederse o kadar da mükafatı azim olacaktır inşaallah. Allah imtihanını kolay eylesin, amin..

Hem dünya ebedi değil, bir asır sonra ne anne ne baba ne kendisi kalır dünyada. Zahmetler bitmiş, rahmete gelmiş sıra. Rahmet elbette sabredenden yana olacaktır. Ben üzerime düşeni yapıyormuyum, gerisini mümkün mertebe tasa etmemeye gayret etsin, hayatı kabusa çevirmesin. Şeytan azapta gerek derler, mümin zindanda da olsa imanı ve teslimiyeti, tevekkülü gereği orayı saraylara çevirmesini bilendir. Kardeş meselelerin içine iyice tıkanmış görünüyor. Biraz geniş düşünmesi lazım. Meseleye hadiselerin içinde sıkışarak değil de, Allahın hikmetlerini anlamak için bakarsa, inşaallah biraz daha rahat eder. Yirmi Üçüncü Sözde tevekkül konusu var ordan aktarayım, inşaallah hepimize de ders olsun..Anne babasına da duayı esirgemesin..


[BILGI]İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikatından kurtulabilir. “Tevekkeltü alâllah” der, sefine-i hayatta kemâl-i emniyetle, hâdisâtın dağlarvâri dalgaları içinde seyran eder. Bütün ağırlıklarını Kadîr-i Mutlakın yed-i kudretine emanet eder, rahatla dünyadan geçer, berzahta istirahat eder. Sonra, saadet-i ebediyeye girmek için Cennete uçabilir. Yoksa, tevekkül etmezse, dünyanın ağırlıkları, uçmasına değil, belki esfel-i sâfilîne çeker.

Demek, iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktiza eder. Fakat yanlış anlama. Tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki, esbabı, dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek; esbaba teşebbüs ise, bir nevi dua-yı fiilî telâkki ederek, müsebbebatı yalnız Cenâb-ı Haktan istemek ve neticeleri Ondan bilmek ve Ona minnettar olmaktan ibarettir.

Tevekkül eden ve etmeyenin misalleri, şu hikâyeye benzer: Vaktiyle iki adam, hem bellerine, hem başlarına ağır yükler yüklenip, büyük bir sefineye birer bilet alıp girdiler. Birisi, girer girmez yükünü gemiye bırakıp, üstünde oturup nezaret eder.

Diğeri, hem ahmak, hem mağrur olduğundan, yükünü yere bırakmıyor. Ona denildi:

“Ağır yükünü gemiye bırakıp rahat et.”

O dedi: “Yok, ben bırakmayacağım. Belki zayi olur. Ben kuvvetliyim; malımı belimde ve başımda muhafaza edeceğim.”

Yine ona denildi: “Bizi ve sizi kaldıran şu emniyetli sefine-i sultaniye daha kuvvetlidir, daha ziyade iyi muhafaza eder. Belki başın döner, yükünle beraber denize düşersin. Hem gittikçe kuvvetten düşersin. Şu bükülmüş belin, şu akılsız başın, gittikçe ağırlaşan şu yüklere takat getiremeyecek. Kaptan dahi, eğer seni bu halde görse, ya divanedir diye seni tard edecek; ya “Haindir, gemimizi itham ediyor, bizimle istihzâ ediyor. Hapsedilsin” diye emredecektir. Hem herkese maskara olursun. Çünkü, ehl-i dikkat nazarında zaafı gösteren tekebbürünle, aczi gösteren gururunla, riyayı ve zilleti gösteren tasannuunla kendini halka müdhike yaptın. Herkes sana gülüyor” denildikten sonra o biçarenin aklı başına geldi. Yükünü yere koydu, üstünde oturdu. “Oh, Allah senden razı olsun. Zahmetten, hapisten, maskaralıktan kurtuldum” dedi.

İşte, ey tevekkülsüz insan! Sen de bu adam gibi aklını başına al, tevekkül et. Tâ bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hadisenin karşısında titremekten ve hodfuruşluktan ve maskaralıktan ve şekavet-i uhreviyeden ve tazyikat-ı dünyeviye hapsinden kurtulasın.[/BILGI]
 

Huseyni

Müdavim
Mesele özetle bu... Şimdi ayet ve hadis eşliğinde istişare edip yardımcı olalım lütfen. Ne yapılmalı

Cenâb-ı Allah şöyle buyurur: "Biz insana, ana-babasına iyilik yapmasını tavsiye ettik. Bununla beraber, hakkında bilgi sahibi olmadığın (ilah tanımadığın) bir şeyi bana ortak koşman için sana emrederlerse, artık onlara bu hususta itaat etme." (el- Ankebût, 29/8)

Peygamber Efendimiz de bir hadislerinde: "Allah size, annelerinize itaatsizliği... Haram kıldı." (Buhârî, Edeb, 4).


Peygamber Efendimiz de "kime iyilik yapayım?" diye üç defa soran bir sahabiye, üç defasında da, "annene" cevabını verdikten sonra dördüncü soruda, babasına iyilik yapması gerektiğini söylemiştir. (Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1).

"Ey Peygamber! Sana ne sarfedeceklerini soruyorlar. De ki, sarfedeceğiniz mal ana-baba, akrabalar, yetimler, düşkünler ve yolcular içindir. Yaptığınız her iyiliği Allah bilir. " (el-Bakara, 2/215).

"Size, büyük günahların en büyüğünü bildireyim mi?" diye üç defa sordu. Üç defasında da "evet bildir, Ey Allah'ın Resulü" diyen-ashab-ı kirâma bunların sırasıyla; "Allah'a ortak koşmak, ana-babaya karşı gelmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan söylemek" olduğunu belirtir. (Buhârî, Edeb, 6).

"Allah'ın rızası, babanın rızasında, gazabı da gazabındadır" (Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1; Tirmizî, Birr, 3)

Peygamberimiz (s.a.s.) çok öfkeli bir şekilde üç defa, "Yazıklar olsun o kimseye " dediğinde Ashab-ı Kiram; "Kimdir o? Ey Allah'ın Resulü! " diye sorunca;

"Ana-babası veya bunlardan birisi yanında ihtiyarladığı hâlde, Cennet'e giremeyip Cehennem'i boylayan kimse" der. (Müslim, Birr, 9).

"Çocuk, hiç bir iyilikle babanın hakkını ödeyemez. Ancak onu köle olmuş bir vaziyette bulur da satın alarak hürriyetine kavuşturursa hakkını öder." (Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 6)
 

Mustafa Kalkan

Active member
ALLAH razı olsun. Güzel cevaplar. Yalnız şunu belirteyim KARDEŞİNİZDE ana babaya isyan ve karşılık verme ALLAH korusun hakaret el kaldırma veya durduk yere grez etme yok. Zaten sessizliğinden ve hakkını yeterince savunamadığından bunlar başına geliyor.

Olayların içinde sıkışıp kalması da problemleri çözme gayretinin boşa çıkması... Vardır bir hikmeti. Belki ALLAH kardeşinizi muhtaç etmeyerek kul hakkını üzerine geçirmeden yaşatacak ki inşaallah...

Duanızı eksik etmeyin

Benzer sorun yaşayıp hakkaniyetle çözebilmiş olan varsa tavsiyelerini de alabiliriz...
 

Huseyni

Müdavim
ALLAH razı olsun. Güzel cevaplar. Yalnız şunu belirteyim KARDEŞİNİZDE ana babaya isyan ve karşılık verme ALLAH korusun hakaret el kaldırma veya durduk yere grez etme yok. Zaten sessizliğinden ve hakkını yeterince savunamadığından bunlar başına geliyor.

Olayların içinde sıkışıp kalması da problemleri çözme gayretinin boşa çıkması... Vardır bir hikmeti. Belki ALLAH kardeşinizi muhtaç etmeyerek kul hakkını üzerine geçirmeden yaşatacak ki inşaallah...

Duanızı eksik etmeyin

Benzer sorun yaşayıp hakkaniyetle çözebilmiş olan varsa tavsiyelerini de alabiliriz...

Amin, ecmain.

Problemi çözme gayreti kardeşin üzerine düşen vazifedir zaten. Neticesi onun elinde olan birşey değildir. Neticeyi halk edecek Allahtır. Nasıl ki yağmursuzluk duanın vaktidir; bu musibette o kardeşin gayret içerisinde olmasının vaktidir. Kardeşin yaptığı fiili dua mahiyetindedir. Duanın semeresi sadece dünyaya münhasır değildir. Uhrevidir. Aynı zamanda netice Allahın hikmetlerine bakar, kulun isteklerine değil. Kul istemekle vazifelidir. Netice ise Allahın hikmeti iradesi ile ilgili bir durumdur. Mesela bir hasta hekimden bir ilaç istese, hekim onu önce tedavi eder, ya istediği ilacı verir durumuna göre, ya daha iyi bir ilaç verir daha iyi tedavi eder diye, ya da hiç vermez zarar olacak diye. Demek ki aynı istediğini vermediğinde bir hikmet vardır. Bu yüzden, musibet devam ettiği müddetçe aynı tavrını muhafaza etmeli, kendi işini yapmalı, Allahın işini de Allaha bırakmalıdır ki manen rahat edebilsin. İmtihan bitmeden "olmuyor" deyip kağıdı kalemi bırakan, sınavdan iyi bir netice beklememelidir. O yüzden imtihan bitene kadar kalem kağıt elde olacak, sorular ve sorunlar çözülmeye çalışılacak.

Bir de dert cihetinde insan kendinden daha kötü durumda olanlara bakarsa, inanın kendi durumunu unutur.

Allah cc. yardımcıları olsun..amin..
 

Mustafa Kalkan

Active member
Epeydir yazmıyordum. Kardeşinizin kendi kardeşleri arasında ona karşı kıskançlık çekememezlik ve arada geçen kul hakları gün yüzüne çıktı... Bir nevi haksızlık yapanların eline ayağına dolandı diyebiliriz. Geçende daha birkaç gün önce kendi annesi vicdanına kulak verip evladını bağrına bastı ve çok acil bir ihtiyacını karşıladı... Ana oğul aradaki meseleyi ALLAH'a şükür yıllar yıllar sonra çözmeye çalışıyorlar. Bütn arızalar ortaya dökülüp istişare yapıldı. Araya diğer büyük akrabalar girdi hala ve amca... Ve Ramazan Bayramında namaz kıldığı camideki imamın nasihatleri ALLAH'a şükür işe yaradı... Adamcağız annesinin elini öptü... Annesine kimin nerde hatalı olduğunu kimin hakkaniyetin yanında olduğunu güzelce izah etti. Kadının aklına yattı... Durumu anladı Şu anda durum iyi. Dua edelim... Benzer veya daha büyük sorunları yaşayan çok insan var...
 
Son düzenleme:
Üst