"Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir."

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki: "Sinek başı kadar bile olsa, gözünden Allah korkusuyla yaş çıkan ve bu yaşı yanak yumrusuna değecek kadar akan hiçbir mü'min kul yoktur ki, Allah onu (ebedi) ateşe haram etmesin!"
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Hz. Muaviye İbnu Ebi Süfyan radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Ameller kap(ta bulunan madde) gibidir. En aşağısı (yani dipteki kısım) güzelse en yukarısı (yani üst kısmı) da güzel olur; en aşağısı bozulursa en üstü de bozulur."
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Eğer kişi namazını herkesin gözü önünde kılınca (edebine uygun kılar) güzel yapar, tek başına kimsenin görmediği durumda kılınca da (edebine uygun kılar) güzel yaparsa, Allah Teâla hazretleri (onun ibadetinden memnun kalır ve ) "Bu (kulluğunu riyasız yapan) gerçek bir kulumdur" der."
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "(Ey mü'minler! Amel ve ibadetlerinizi) itidal üzere yapın, ifrattan kaçının. Zira sizden hiç kimseyi (ateşten) ameli kurtaracak değildir."

Sahabiler: "Seni de mi amelin kurtarmaz, ey Allah'ın Resülü!" dediler. Aleyhissalatu vesselâm: "Beni de, buyurdular. Eğer Allah kendi katından bir rahmet ve fazl ile benim günahlarımı bağışlamazsa beni de amelim kurtarmaz!" buyurdular."
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

ALLAH'IN SIFATLARI

Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm aramızda ayağa kalkıp şu beş cümleyi söyledi:

Allah Teâla Hazretleri uyumaz, zaten O'na uyku da yakışmaz. Kıstı (tartıyı, rızkı) indirir ve kaldırır. Geceleyin yapılan amel, gündüzleyin yapılandan önce; gündüzleyin yapılan amel de geceleyin yapılan amelden önce Allah'a yükseltilir. O'nun hicâbı nurdur. Eğer o perdeyi açacak olsa, veçhinin sübuhâtı, basarının ihâta ettiği bütün mahlükatını yakardı."


Müslim, İmân 293 (179).
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhisalâtu vesselam buyurdular ki: "Sizden biri kardeşiyle dövüşünce yüze vurmaktan sakınsın."

Buhari, Itk 20; Müslim, Birr, 112, (2612).

Müslim'in rivayetinde şu ziyade var: "...zira Allah Adem'i kendi sûretinde yaratmıştır."
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm şu duayı çok yapardı:

"Ey kalbleri çeviren Allahım! Kalbimi dinin üzerine sâbit kıl!" Ben (bir gün kendisine):

"Ey Allah'ın resûlü! Biz sana ve senin getirdiklerine inandık. Sen bizim hakkımızda korkuyor musun?" dedim. Bana şöyle cevap verdi: "Evet! Kalpler, Rahmân'ın iki parmağı arasındadır. Onları istediği gibi çevirir."
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'ı şu âyetleri okurken işittim. (Meâlen): Hiç şüphesiz Allah size emânetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işitir ve görür" (Nisa 58). Bu sırada Resülullah aleyhissalâtu vesselam'ın baş parmağını kulağına, onu takib eden (şahâdet) parmağını da gözünün üzerine koyduğunu gördüm.''

Ebu Dâvud, Sünnet 19, (4728).
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

ARİYET BÖLÜMÜ

Safvan İbnu Ümeyye radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Huneyn savaşı sırasında benden bir miktar zırhı ariyet olarak istedi. Ben de: "Zorla (gasbederek) mi almak istiyorsun?" dedim. "Hayır!" dedi, "garantili olarak taleb ediyorum!"

Ebu Davud, Büyü' 90, (3562).
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir tabak istiare etmişti, kap ziyana uğradı. Sahiplerine tazmin etti."

Tirmizi, Ahkam 23, (1360).
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Semüre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Aldığı şeyi sahibine ödemek "el'e vecibedir." Katade der ki: "Hasan (bunu rivayet ettiğini) unuttu ve dedi ki: "O, (yani ariyet) emanetindir. (Zayi olması halinde) sana tazmin gerekmez."

Ebu Davud, Büyü' 90, (3561); Tirmizi, Büyü 39, (1266)
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ariyet (sahibine) verilecektir. Kefil borçludur, borç ödenmelidir."

Tirmizi, Büyü 39, Vesaya 5, (2121), (1265); Ebu Davud, Büyü' 90, (3569).
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ariyet (sahibine) verilecektir. Kefil borçludur, borç ödenmelidir."

Tirmizi, Büyü 39, Vesaya 5, (2121), (1265); Ebu Davud, Büyü' 90, (3569).
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Başkasına sütünden istifade etmesi için verilecek bir hayvan olarak, sütlü deve ve bol sütlü koyun ne muvafıktır. Sabah bir kap, akşam bir kap süt verir."

Buharig, Hibe 35, Eşribe 14; Müslim, Zekat 73, (1019).
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

ARKADAŞA YARDIM

Ebü Saîd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kimin yanında fazla hayvan varsa, onu hayvanı olmayana versin. Kimin de fazla azığı varsa onu azığı olmayana versin."

Resülullah, bazı mal çeşitlerini bu suretle saymaya devam etti. Öyle ki, bizden hiç kimsenin (yol sırasında) herhangi bir fazlalıkta hakkı olmadığı düşünvesine vardık."


Müslim, Lukata 18, (1728); Ebü Dâvud, Zekât 32, (1663).
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Hz.Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) gazveye çıkmak arzu etti ve: "Ey Muhâcir ve Ensâr topIuluğu! Kardeşlerinizden öyleleri var ki ne malları var ne de aşîretleri. Herbiriniz, iki veya üç kişiyi yanına alsın" dedi."

(Hz. Câbir devamla der ki): "Bu tamim üzerine ben iki veya üç kişiyi yanıma aldım. (Yol boyu) devemde, diğerlerinin sırası gibi benim de bir (binme) sıram vardı."
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Yine Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yürüme sırasında geride kalır, (kafileye kavuşturmak için) zayıf hayvanı sürer, üzerindekini terkisine alır ve onlara dua ederdi."

Ebü Dâvud, Cihâd 103, (2639).
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

ASHABIN FAZİLETLERİNİN MÜCMEL ZİKRİ

İmran İbnu Huseyn radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra bunları takip edenlerdir, sonra da bunları takip edenlerdir. İmran radıyallahu anh der ki: "Kendi asrını zikrettikten sonra iki asır mı, üç asır mı zikretti bilemiyorum." bu sonuncuları takiben öyle insanlar gelir ki kendilerinden şahidlik istenmediği halde şahidlikte bulunurlar, onlar ihanet içindedirler, itimad olunmazlar. Nezirlerde (adak) bulunurlar, yerine getirmezler. Aralarında şişmanlık zuhûr eder." Bir rivayette şu ziyade var: "Yemin taleb edilmeden yemin ederler."

Buhari, Şehadat 9, Fezailu'l-Ashab 1, Rikak 7, Eyman 27; Müslim, Fezailu's-Sahabe, 214, (2535); Tirmizi, Fiten 45, (2222), Şehadat 4, (2303); Ebu Davud, Sünnet 10, (4657); Nesai, Eyman 29, (7, 17, 18).
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Beni gören veya beni göreni gören bir müslümana ateş değmeyecektir."

Tirmizi, Menakıb (3857).
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: "Fesadı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse , yüz şehidin ecrini kazanabilir.

Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile, beraber akşam namazı kılmıştık. Aramızda: "Burada oturup yatsıyı da onunla birlikte kılsak" dedik ve oturduk. Derken yanımıza geldi ve:

"Hala burada mısınız?" buyurdular.

"Evet!" dedik.

"İyi yapmışsınız!" buyurdu ve başını semaya kaldırdı. Başını sıkça semaya kaldırdı ve şöyle buyurdu:

"Yıldızlar semanın emniyetidir. Yıldızlar gitti mi, vaadedilen şey semaya gelir. Ben de Ashabım için bir emniyetim. Ben gittim mi, onlara vaadedilen şey gelecektir. Ashabım da ümmetim için bir emniyettir. Ashabım gitti mi ümmetime vaadedilen şey gelir."

Müslim, Fedâilu's-Sahâbe 207, (2531).
 
Üst