HATTI HUMAYUN den nameler

  • Konbuyu başlatan HATTI HUMAYUN
  • Başlangıç tarihi
H

HATTI HUMAYUN

Misafir
Leyle-i Mi'racınızı ve istikbalde intizar ettiğimiz sair leyalii mübarekenizi tebrik eder, dareynde saadetler dileriz. Üstadımızdan allah ebeden daimen razı olsun. amin.

hattı hümayun
 
H

HATTI HUMAYUN

Misafir
Hattı Humayun den nameler

Yaşasın Şeriat-ı Garra!!!
Yaşasın Şeriat-iı Ahmedi! a.s.m.

Şeriatı Garra Kelamı Ezelinden Geldiğinden Ebede Gidecektir. BEDİÜZZAMAN R.A.

Hattı Hümayun
 
H

HATTI HUMAYUN

Misafir
Vakıf imar projesi

NUR U DİVAN I HATT I HÜMAYUN VAKFI

Risaletünnurun asıl hattı olan Kur'an hattını neşir tamim ve muhafaza için imar edeceğim. inşaallah.

hattı hümayun
 
H

HATTI HUMAYUN

Misafir
Şer'iye ve Evkaf Vekaleti biriminin Zarureti

vakıflarımızın muhafazası tamiratı tadilatı ve imha edilenlerin yerine yenilerinin inşası binası gayesi ile ve yine hattı kur'aniyenin muhafazası ve dahi Şeairi İslamiyenin muhafazası için bu birimimizin tekrar ihya edilmesi elzem ve mecburidir.

hattı hümayun
 
H

HATTI HUMAYUN

Misafir
Cevap: Vakıf imar projesi

anlamadım azizim izah ederseniz memnun olurum. vazifemiz ilim paylaşımı ise neden böyle bir soru sordunuz?
 
H

HATTI HUMAYUN

Misafir
büyük mehdi a.s. döneminde ise risaletünnurlar inbisat edilecek

rahman suresi başa olmak üzere sair te'lifi tehir edilen risaleleri hzreti mehdi a.s. tefsir edecek. ve amel edip ettirecek. zaten hazreti mehdi a.s. istanbul merkezi hilafette hilafeti muhammediye a.s.m. ünvanı ile şeriatı garrayı icra ve tatbik edecek rivayetlerden anlaşılıyor. yani hüsrev efendinin tevafuklu elmas kalemi devam edecek. zira sair te'lif edilecek nurlarda umum risaletünnur külliyatı gibi TEVAFUK mu'cizesini gösterecektir.

hattı hümayun
 
H

HATTI HUMAYUN

Misafir
islamı muhafaza eden kalelerden birincisi TARİKATLERDİR.

hak tarikatler (tasavuf ayağıyla seyru suluk eden ehli tarik ve tarikat) ASRIN VAZİFELİSİ OLAN İMAN KUR'AN VE İSLAM HAKİKATLERİ RİSALETÜNNURlar ile kıraaten kitabeten meşgul olmalıdırlar. yoksa bida rüzgarlarına dayanmaları mümkün değildir. her türlü işi kendi hesablarına çevirebilen süfyan komitesine karşı RÜSALETÜNNURLARIN KALASINA TAHASSÜN ETMELİDİR. yine kendi şeyhini kendi tarik evrakıdı muhafaza etsin. fakat kur'an hattı ile nurları asıl nüshaları ilede meşgul olacaktır. ulumu imaniyedeki fetva vazifesi nurlarındır.

hattı hümayun
 
H

HATTI HUMAYUN

Misafir
Risaletünnurlardan Ahlakı Ahmedi a.s.m. Dersi Kitap Yapılsın.

evet Risaletünnur külliayından meb de eğitim müfredatına dahil edilmesi elzem ve zzaruri olan bir dersi AHLAK EDEB dersini Risaletünnurlardan tedkik ile bir kitap yapalım. mebe arz edilebilir.
 
H

HATTI HUMAYUN

Misafir
kız çocuklarımız okuma yazma öğrensin yeter

daha sonra kur'an kurslarına gönderilmesi haklarında daha hayırlıdır. zira asrımızda cemiyetimiz içerisinde kadının rolü bellidir. lütfen duyarlı olalım bu mevzuda.
 
H

HATTI HUMAYUN

Misafir
ilköğretim müfredatına RİSALETÜNNUR dersi dahil edilsin.

hatta risaletünnur külliyatından şu dersler kitap yapılsın.

1) edeb ahlak
2) iman hakikatleri
3) kelam
4) hattı kur'an
5) lisanı osmani

vesaire derslerin kitaplarının talim terbiye kurulunca hazırlanmasını talep ediyoruz. dareny saadeti için bu şarttır. eğitim ve öğretimde tevhidi tedrisatın vahim neticeleri ortadadır. bu kangıren olmuş vaziyetin tadilatı tamiratı elzemdir. kadınlar ile erkeklerin ayrı okullarda talim ve tedris etmeleri şart ve elzemdir. yoksa dünyayı başınıza böyle zindan ederler işte.
 
H

HATTI HUMAYUN

Misafir
diyanet mi cinayet mi? süfyanın bid'a mercii

Kavanini Şeriatı Garra ve Desatiri Sünneti Seniye tamam ve kemalini bulduktan sonra böyle fetvalar bid'atdir. Şeriatı Ahmediyeye a.s.m. ve Desatiri Sünneti Seniyeye bahusu Şeairi İslamiyeye karşı diyanetin bir cinayet hatta cinayetler işlediği sabit olmuştur.

süfyan komitesinin bir'a mercii olmadan ileriye gidememiştir.
 
H

HATTI HUMAYUN

Misafir
hutbenin aslı arapça okunmalıdır.1930 lu yıllara kadar okundu.

ibni abidin hzlerine göre cum'a hutbesi 2 rekat namaz gibidir. namazı bozan şeyler hutbeyide bozar. mesnevii nuriyede üstadımız bu mevzu ile alaka olarak aynı beyanatta bulunuyor. Hutbenin tebliği ilahi makamı olduğunu beyanla lisanı arabinin tağyir edilmesine bizzat ulemanın ittifakı mevzubahistir. diyanet işlerinin dikkatine,
 

guftepira

Well-known member
Cevap: hutbenin aslı arapça okunmalıdır.1930 lu yıllara kadar okundu.

dediğin doğrudur hattı humayun-u maraşi kardeşim;
üstadımız bu konuda ciddi endişelerini ve sıkıntılarını dile getirmiştir.

bizlerinde bunun bid'a ve hata olduğunu bilmemiz,
hiç değilse kalben bu olaya karşı durmamız gerekmektedir.

günümüz türkiyesinde camilerde okunmakta olan hutbeler ne yazıkki
aslından ciddi ölçüde uzaklaşmıştır ve adeta bunun karşılığını alırcasına
dinleyenlerde hiç bir tesir göstermemektedir..

kıymetli imamlarımızın ellerine tutuşturulan ve çoğu zaman günün önem
ve ehemmiyetini ifadeden öteye gidemeyen içi boşaltılmış hutbe parçaçıklarının
cemaat tarafından, tek kelimesinin bile hatırlanmaması
adeta bu yanlışın bir neticesi gibidir..

birçok konuda düzelmeler yaşamaktayız,
her zaman iyi ve olumlu gelişmeleri nazarda tutmak gereklidir.
inşallah bu yanlışı diyanetteki büyüklerimizde fark ederler.

bu ve benzeri konularda sizi tekrar burda görmekten mutluluk duyacağız
maraşlı kardeşim.
 

guftepira

Well-known member
Cevap: diyanet mi cinayet mi? süfyanın bid'a mercii

söylediklerinize katılıyorum dediğiniz vakidir;
velakin güzel gelişmler ve düzelmelerde mevzu bahisdir.
sonuçta kurum bizim kururmumuzdur, çalışanlar kardeşlerimiz, ağabeylerimiz, ablalarımızdır.
kurum içindeki eşhas ile kaimdir. her zeminde olan gelişme güzelleşme ve hakikate yönelme
hususen diyanet kurumumuz içinde de vuku bulmaktadır.

bu sebeble diyaneti kırklı, ellili yılların bağnaz ve sitatik kurumsallığında
görmemek gerekmektedir.

hataları vardır vede olacaktır.
velakin ciddi sayıda gelişmeler düzelmelerde olmaktadır.
salt bir eleştriden ziyade bunlar nazarda tutulursa
çok daha güzel olur kanaatindeyim.
 

guftepira

Well-known member
Cevap: ilköğretim müfredatına RİSALETÜNNUR dersi dahil edilsin.

bu hoş istek, bizimde arzumuzdur.

lakin bir hususta düzeltme yapmak istiyorum "tevhid-i tedrisat" tan makasıd;
zannettiğiniz gibi kız ve erkek çocukların birlikte okutulması değildir kardeşim.

konuyu okuyacak olan kardeşlerimize doğru bilgi aksettirmek için düzeltiyorum bağışlayınız.

efendim, 3 Mart 1924 tarihli tevhid-i tedrisat kanunu: o güne dek ülkemizde
süregelmekte olan eğitim ikililiğini kaldırmıştır.
bu ikilik medrese ve mektep ayrımıdır.

kanunun yürürlüğe girdiği güne kadar ülkemizde iki farklı eğitim modeli uygulanmaktaydı
bunlardan biri: batılı anlamda müsbet ilimlerin tahsil edildiği "mektep" ler
ve sadece islam dini çerçevesinde salt dini eğitim yapan "medreseler" idi.

bahsi geçen kanun ile bu iki farklı eğitim sistemi kaldırılmış yerine tek bir eğitim sistemi
getirilmiştir.

üstadımızın ilk said döneminde yıllarca şehir şehir dolaşıp en sonunda
padişaha kadar çıkarak, yapılmasını istediği eğitim reformunun temelindede
aynı fikir yatmaktadır.

üstadımız dini ilimlerin müsbet ilimlerle birlikte okutulması gerektiğini, bunlardan
birinin eksik olması neticesinde diğerinin sağlam olmayacağını dile getirmektedir.
bir kanadı eksik kuş gibi olur örneğini hatırlarsınız.




lakin bu noktada bende farklı bir evham oluştu;

ya siz tevhid-i tedrisat kanununu yanlış biliyorsunuz,
ki bu sizin tarih bilginizin eksikliğini ortaya koymaktadır telafisi mümkündür.

yada üstadın defalarca üzerine parmak bastığı vede her fırsatta dile getirdiği eğitim modelinden haberiniz yok,
ki buda sizin risale ve üstadın fikriyatı hususunda bilginizin eksikliğini ortaya koymaktadır. onunda telafisi imkansız değildir.

gerek forumda gerekse internette bu hususta birçok yazılı kaynağa erişmeniz mümkündür.
 

guftepira

Well-known member
Cevap: kız çocuklarımız okuma yazma öğrensin yeter

bu fikri kusurlu ve bağnaz bulduğumu ifade etmek isterim;
bayan kardeşlerimizinde eşit imkan ve şerait altında,
eğitim almaları gerektiğini düşünüyorum.

sadece okuma-yazma bilen bir annenin çocuğu olmadığım için mutluyum..
ve gelecek nesillerin bilinç düzeyinin, hayatı algılama kapasitelerinin,
ortaya çıkması hususunda eğitimli ve bilgili annelerin röllerinin önemli olduğu kanaatindeyim.

sosyal hayat içerisinde çalışıp çalışmama mevzusu ise farklı bir konudur.

lakin dediğim gibi eğitim ve öğretim mevzusunda bu şekilde bir yaklaşımın;
islamla yada islamın öngördüğü ilim tahsili ile hiç bir alakası yoktur.
tamamiyle sizin şahsi görüşünüzdür saygıyla karşılıyorum..
 
Üst