Bugün Risalelerden neler ögrendiniz?

FaKiR

Meþveret Bþk.
Nasıl bir kitabın herbir harfi, kendi nefsini ve kendi vücudunu bir harf kadar gösterir ve bir vecihle kendi nefsine ve vücuduna delâlet eder. Lâkin kâtibini on kelimeyle târif eder ve birkaç vecihle gösterir.

Öyle de, şu kitab-ı kebîr-i âlemin herbir harfi, kendi vücuduna cirmi kadar delâlet eder ve gösterir.
 

Kýrýk Testi

Well-known member
"İşsiz, tembel, istirahatla yaşayan ve rahat döşeğinde uzananlar, ekseriyetle , sa'yeden (gayret eden), çalışanlardan daha ziyade zahmet ve sıkıntı çeker Çünkü, daima işsizler ömründen şikayet eder, eğlence ile çabuk geçmesini ister Sa'y eden ve çalışan ise şakirdir (şükredendir) , hamd eder, ömrün geçmesini istemez "İstirahat döşeğinde tembelce yatan ömründen şikayetçidir Sa'y eden , çalışan ise şükreder" külli düsturdur (genel prensibidir) Hem o sır iledir ki, "Rahmet zahmette, zahmet rahattadır" cümlesi darb-ı mesel olmuştur" (Mesnev-i Nuriye, s153)
 

memluk

Hatim Sorumlusu
" Tam muvafık ve dindar ve ahlâklı bir zevc bulmadan, kendilerini açık saçıklıkla satmasınlar. Eğer bulunmadı; Nurun bir kısım fedakâr şakirtleri gibi mücerret kalıp tâ ona lâyık ve ebedî bir arkadaş olacak ve terbiye-i İslâmiyeyi almış vicdanlı bir müşteri ona çıksın. Ve saadet-i ebediyesi, muvakkat bir keyf-i dünyevî için bozulmasın. Ve medeniyetin seyyiatı içinde boğulmasın."


gençlik rehberi
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Eğer Namaz kılmazsan, senin o günkü alemin zulümatlı ve perişan bir halde gider. Namaz kılanın diğer mübah dünyevi amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. İbadetin ruhu, ihlastır. İhlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır.
 

zerrat

Well-known member
Ömrünü Baki Şeylere Sarfet ki Baki Kalasın !

İ’lem eyyühe’l-aziz! Senin iktidarın kısa, bekan az, hayatın mahdut, ömrünün günleri madud ve herşeyin fanidir. Öyleyse, şu kısa, fani ömrünü fani şeylere sarf etme ki, fani olmasın. Baki şeylere sarf et ki, baki kalsın.
Evet, yaşadığın ömürden dünyada göreceğin istifade ancak yüz sene olur. Bu yüz sene ömrünü yüz tane hurma çekirdeği farz edelim. Bu çekirdekler iska edilip muhafaza edilirse, ila-maşaallah semere verecek yüz tane ağaç olur. Aksi takdirde, ateşe atıp yakmaktan başka bir istifadeyi temin etmez. Kezalik, senin o yüz senelik ömrün de, şeriat suyuyla iska ve ahirete sarf edilirse, alem-i bekada ilelebed semerelerinden istifade edeceksin. Binaenaleyh, semeredar yüz tane hurma ağacını terk ve yüz tane çekirdeklerine kanaatla aldanırsa, o adam, hutameye (Cehenneme) hatab olmaya layıktır.

 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Senin hayatın ve ömrün ayinedir.Senin dünyanın direği ve ayinesi ve merkezi senin ömrün ve hayatındır. Her dakikada o hane ve şehir ve bahçenin ölmesi mümkün ve harap olması muhtemel olduğundan her dakika senin başına yıkılacak ve senin kıyametin kopacak bir vaziyettedir.Madem öyledir, sen bu hayatına ve dünyana, çekemedikleri ve kaldıramadıkları yükleri yükletme!
 

Ukbaa

Well-known member
İ'lem Eyyühel-Aziz!
İnsan nisyandan alındığı için nisyana mübteladır.
Nisyanın en kötüsü de nefsin unutulmasıdır.
Fakat, hizmet, sa'y, tefekkür zamanlarında, nefsin unutulması, yani nefse biz iş verilmemesi dalalettir.
Hizmetler görüldükten sonra, neticede, mükafat zamanlarında nefsin unutulması kemaldir.

Mesnevi-i Nuriye
 

zerrat

Well-known member
Hem rızık olan nimetlerde gayet güzel, süslü suretler, gayet güzel kokular, gayet güzel tatmaklar şükrün davetçileridir; zîhayatı şevke davet eder ve şevkle bir nevi istihsan ve ihtirama sevk eder, bir şükr-ü mânevî ettirir. Ve zîşuurun nazarını dikkate celb eder, istihsana tergib eder. Nimetleri ihtirama onu teşvik eder; onunla kalen ve fiilen şükre irşad eder ve şükrettirir. Ve şükür içinde en âli ve tatlı lezzeti ve zevki ona tattırır. Yani, gösterir ki, şu lezzetli rızık ve nimet, kısa ve muvakkat bir lezzet-i zâhiriyesiyle beraber, daimî, hakikî, hadsiz bir lezzeti ve zevki taşıyan iltifat-ı Rahmânîyi şükürle kazandırır. Yani, rahmet hazinelerinin Mâlik-i Kerîminin hadsiz lezzetli olan iltifatını düşündürüp, şu dünyada dahi Cennetin bâki bir zevkini mânen tattırır. İşte rızık, şükür vasıtasıyla o kadar kıymettar ve zengin bir hazine-i câmia olduğu hâlde, şükürsüzlükle nihayet derecede sukut eder.

Mektubat
 

zerrat

Well-known member
''Şimdi satmaya bakacağız. Acaba, o kadar ağır bir şey midir ki, çokları satmaktan kaçıyorlar? Yok! Kat'â ve aslâ! Hiç öyle ağırlığı yoktur. Zîrâ, helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur. Ferâiz-i İlâhiye ise hafiftir, azdır. Allah'a abd ve asker olmak, öyle lezzetli bir şereftir ki, tarif edilmez. Vazife ise, yalnız bir asker gibi, Allah nâmına işlemeli, başlamalı. Ve Allah hesâbiyle vermeli ve almalı. Ve izni ve kanunu dairesinde hareket etmeli, sükûnet bulmalı. Kusur etse istiğfar etmeli: "Yâ Rab, kusurumuzu affet. Bizi Kendine kul kabul et. Emânetini kabzetmek zamanına kadar bizi emânette emîn kıl. Amin!" demeli ve Ona yalvarmalı.''

Sözler
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Ey kardeşlerim! Mühim ve büyük bir umur-u hayriyenin çok muzır manileri olur. Şeytanlar o hizmetin hadimleriyle çok uğraşır. Bu manilere ve bu şeytanlara karşı ihlas kuvvetine dayanmak gerektir. İhlası kıracak esbabdan, yılandan, akrepten çekindiğiniz gibi çekininiz.
 
Üst