Mustafa CİLASUN Şiirleri

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ruhumun kime ve nasıl bir hesabı var!


Orjinal boyutu icin tiklayin 1440x900px and 480KB.
guzel_cicekli_yol_manzara.jpg







Ne zaman aşkı
ansam ve sırrında kaybolsam
Yitik umutları bir bir derleyip şevkle bulsam


Lahzanın şiarında
müddeti korkuyla sorsam
Yeisi anmadan sevinç hıçkırıklarına kansam


Her ses, nefesten

zuhur eden heves ne söyler
Ruhun ve kalbin itminan olmasını elbet diler


Akıl ve izan neye
refakat eder,irade ne bekler
Umut aşkın şavkıyla niye kanatlanmak ister


Can yaratılmıştır,

Niye kul olmak maksattır
İnsan, beşer olmaktan kurtulan bir nazardır


İzan ve irade
kim için esastır, hesabı şiardır
Yaşamak, alem yapmak adına niye buhradır


Şevk nasıl coşacak,

umudu solan kuruyacak
Kırılmış ayak insanı niye takatsiz bırakacak


Fikretmek hangi
gönlün feyzinde hazanlaşıp
Acziyetin içinde miskinlik yaşatıp, ağlatacak


Çöl ne kadar

heybetli şevk lal olmuş hal sanki
Niçin verilmiş akıl nimeti,ruhun o aziz firkati


Aşk, ötenin ahengi,
feyzin esini, kalbin hasreti
Korku ve umudun bedelleştiği sevdanın ciheti


İnsan ahdine sadık

olan nazardır, ruhu ardır
Edep rahlesinde nizam edilmeyen nefs beladır


Özgür olan,sınır
tanımayan değil,aşka inanan
Hilkatin vecibesiyle yaşayan,ecre gark olandır


Yar, hevesin ve

umudun haline meftun edendir
Lakin keyfiyetin adresi değildir,ötenin refikidir


Kalbin lisanını
reddetmeyen bir ülfetin şirazesi
Bahtın en ulvi şevk payesi, mizana gebe nefestir


Keder,insanın

sabır içinde çilesi ve kanaatidir
Gam ile yüzleşmek hazindir, endişe muteberdir


Umut, ruhun ve
kalbin en mukayyet aşk sebebi
Kulluğun vazgeçilmez reçetesidir,şifa niyettedir


İhsan üzre olmayan

insan nacarlıkla bedellidir
Dünyalık adına ne varsa, haşyete malik servet


Nefsi bakımından
ruhi lekelerdir,kayıt içindedir
Vicdanı her lahzasına şahit,akıl ve izan kefildir



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sevdası henüz bu sinede gönül gibi sağdı!






Ne söylenir ki
Melal lal olurken, meram ar olmuş
Hasret firkatleşirken, elemsürur-u sabır olup susmuş
Halin ikliminde gam, endişeyekoşmuş, her nefes sevdasıyla coşmuş


İnsan hassastır
Ve fakat idraki ve izanımütehassızlaştırır
Edep kemaliyetle hazdır, ilim veirfanla bir niyazdır
Düşlemek için ne gerekir,düşünmek için merak nedendir, akıl bilgiye açtır


Sevmek kalbin ikramı
Ruhun fıtratı, aklın feyz-iihsanı, hissin nidasıdır
Bilgi ne kadar kıtsa, edep bubakımdan sakıtsa, asabiyet ve kabalık
Hevesin, nefisten nükseden kederin,umut olmaktan uzak hevanın çırpınışlarıdır


İnsan görgüyle olgunlaşır
Bilgiyle sırları esrar olmaktançıkarır, kalbiyle tanır
Kalp her uzvu muvazeneyekavuşturan mihraktır, yalnız hak ile yol alır
Akıl, bilgiyi ikmal ettikçe,irade sahibi azimle ihsana ramsa, hakikatin dili olur
Sevdası henüz bu sinede gönülgibi sağdı coşkusu her dem sinenin hazzı iftihardır


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Suskundur geceler, uyku tutmuyor gözler!


Orjinal boyutu icin tiklayin 800x450px and 126KB.






Kalbim neler söyler
Lal olan bu halim nasıl söz söylemeye cüret eder


Neden umutlarıma
hicran hayret eder, niyet
nasıl bir vaktin ahını gözler


Kendi kimliğinde
ne kadar garibim, sanki
kimsesiz bir nefesim, bu halimi kim özler


Ömür lahzası esrarlı
Tercihlerim hangi akitlerin o muştusuyla orantılı


Neden kalbim
yaralı, zihnim sancılı,
ruhum sessizliğinde ne kadar manalı


Nefsim bir
karabasan edalı, merakım neye
sevdalı, idrakim neden sefillik adına yaralı


Gönül

bir ummandır
Umut, niyetin halisliğinde

gayedir, yoksa aşk bahanedir


Maşuk nasıl
bir sevdanın bendidir,
hasret kimedir, anlamak kalbin içindir


Aşk, ruhunun
firkatine, aklın selimliğine,
tercihin ihsan mertebesine ulaştıran tavdır


İnsan,

edebiyle anlamlıdır
Talime hor bakan, nezaketi

umursamayan evet, yabandır


Adab-ı muaşereti
bilmeyen ve önemsemeyen,
aklının estiğini yapan nasıldır


Hoyratlık
cehaletten ve kalbin kemali yet
esikliğinden sudur eden bir noksanlıktır


İnsanın

mükellef olması nedir
Aklın ve izanın, kalbin

ve vicdanın hakka ram olmasıdır


Arayışın,
nedenlere varışın, merakı
hakikate firkat kılışın aşk-ı nişanesidir


İnsan farkı
fark eden candır, ilim en
muteber azığıdır, edep vazgeçemeyeceği ardır


Cahil,

bilmeden cüret edendir
Ukala bilmediğini bildiği

halde çaka satandır, nar niye vardır


Aklını ve azmini,
niyetini ve vecdini aidiyet
hesabını anlamak adına insandır


Yoksa aşk ve
vuslat nasıl bir nedendir,
keyfiyet zül olan kalbin büyük talihsizliğidir


Merak ettiğin

her heves ve şeyi deneme
Tecrübesizliğini de o naif

kalbini lekeleyerek sakın giderme


Herkes yapıyor
ve hiç ayıplamıyor
tuhaflığına gitme, nefsini önceleyip erime


Nasibini
umutla bekle, sabrın
yorgunluğunu ah ederek giderme, kalbini ihmal etme


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Geceler kalbime ne söyler, irademden ne bekler!
Duvar-kağıdı-resimleri-1600-900-duvar-kağıdı-Manzara-ücretsiz-fotoğraflar-Ni723347.jpg



Hangi gecenin kutsiyeti varsa
İnsan denen varlık bu gecenin ulviyetine inansa
Kalbinde ferahlık ve uysallık güne atfen hazırsa, iletişimrantsa
Adet ve usül farklılığı gün yüzüne çıkınca, cemaat bereketibahis olunca, nedense düşünüyorum


Ne kadar kültür Müslümanıyız
Amel ve akidemiz ne kadar kalbimize hakim sormalıyız
Her umudu ve emeli bir geceye sığdırmak telaşını sankibırakmalıyız
En sevdiğimiz için bunu yapmalıyız, riya ve tefrikadan uzakdurarak sevgiyi yaşatmalıyız


Kendimizi kandırmayı bırakmalıyız
Ne derlerin derdiyle değil, nedenler üzerinde durupkavramalıyız
Böylesi fırsatları bilinç tazelenmesi umuduyla ihya ederekkarar kılmalıyız
Vefasız olan dünya değil, nefsin ve iradenin hanifliğiüzerinde azimetle yakarıp, şevkiyle uyanmalıyız


Ne kadar kitab-ı celili hatmetsek
Hafızlar yetiştirmek için yarışa girip, cennet hülyasınınefeslensek
Aklı ve muhakemeyi bir kenara bırakıp, adetler ve usullernoktay-ı nazarından baksak
Bilip anlamadan, hakikatine vasıl olmadan, idraki herbakımdan kalpte ve dimağda yaşatmadan karar kılmasak


Amel ve zikir biliçle eftaldir
Rakam üzerinde yarış ve ihlassız yakarış riyadır
Mümin ne yaptığını ve hangi gerekçelerle yapılacağınıbilmelidir, farzdır
Kolaya kaçmak, günü kurtarmak, adet üzere yaşamak nefsimaksattır, efendimizin hayatı ömrümüze hakim olmalıdır


Elbette kızan ve kınayan olacaktır
Asabiyet içinde akıldanelik yapmak ne kadar mübahtır
Her ameli vucubu ve sıhhat derecesine göre yapmak akıl veirade için asıldır
Yoksa lafıgüzarlık yapmak, umut ve şevki hırpalamak, hevesikurutmak, şüphe içinde bırakmak ahmaklıktır



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ben bir gün ölürsem üzülüp, ağlama!
Resmin orjinal boyutu için tıklayın.



Hasretin bir hicranı var

Yıllarca ruhuma firkat zerkeder, bu nasıl keder
Ne kelam yeter, ne risale içimi teskin eder, her geçen lahzahüzün vadeder
Düşen yaprakta, ağlayan çocukta, kanadı kırılan kuşta,mahzun bakan her nazar, sineme çile eker


Nefes ne kadar acizleşiyor
Şevk hali terk ediyor, takat bilmem ki nereye gidiyor
Melülleşen, bitap düşen, boyun büken bu kalp hangi dildenkal ediyor
Anlaşılmaz olan hicranım, sukut ettiren gamım, gözyaşıdöktüren figanım, nedense duyulmuyor


Kalbime bir hançer saplansa
Bir ömür sabreden ah u zarım güm yüzüne çıksa
Hangi gülen yüz, tebessümü esirgemeyen göz, umut bahşedenher söz anlatsa
Gönlüm ayılsa, ruhum hicrana kanmasa, zihnim tarumar olmasa,muvazenem hiç bozulmasa istiyorum


Ne vakit gözlerimi açsam
Rabbime hamdederek, mağrurluktan kurtulsam
Acziyetin her sahnesinde mukim olan yerimi bulsam,miskinliğimi bıraksam
İşte o vakit bilmem ki yüzüm güler mi, ecel anı bu kalbikabul eder mi suallerini unutsam



Ah sulu gönül neler söylersin
Niçin arlanmadan derdini ayan eder üzülürsün
Külli irade ne söyler, her nasip vaktini bekler, emel sevdanınmayası değilmiş ey ar
İnsan aklını ve idrakini dikkate almalı, bilgi ve şuurnispetinde iradi olmalı, göz kararmamalı mı dersin


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Artık ne söylerim bahtıma boyun bükerim!

nCode.png
Click this bar to view the original image of 800x448px and 108KB.
6684143xw2.jpg









Ne kadar adağım kalmışsa umutlarımda
aşkla
Velhasıl geçip giden efkârlı
zamanınocağında
Kalbim mahkûm bulunsa da ruhum hakikat ta
Aklım idareme güç yetirmeyince nefsim ortada




El hâsıl dil durmaz akılhissiyatla akit yapamaz
Kendir ne kadar sıksa da yüreğin ateşi durmaz
Arif zaten ses çıkartmaz zalim ezadan caymaz
Anlamak için sevda
aşkın pervazında bulunmaz




Ateşin çeşnisinde nefesimetakati kim yetirecek
İzan mefkûreme nasıl yön verecek
aşksönecek
Umut idrakimle filizlenecek hazda tehir edilecek
Zevkin kültürü seninle esinleşecek hak bilinecek



Savurun arttık külleridağlara ve ıssız sokaklara
Eğer bir köşede büzülerek nefes alan varsa ara
Naralar çıkarken ayyuka ruhum hicranla sırada
Şayet
insanlıkkalmışsa çıkma garip nefes orada



Çığlık çığlığa haykırışlarsanki afatı beklemekte
Arzın bütününde ümmetin mahzunluğu çilelerde
Ecir birliği kul için iliklerde
aşksabırla melalinde
Eğer ölmek mana ikliminde dirilişse nefes şevkte



Hani tozpembe hülyalaralıp ummana götürür ya
Ufuklar amaçlar için maslahata sarkınca sakınma
Vaktin koşullarında yılgınlık bizarlığında yorulma
Umudun kadrini hakkıyla anla
aşkayaban durma



Sinemin kavlinde mevsimleher vakit tazeliğinde
Bazen hazan bazen de ilkbahar
aşkzindeliğinde
Niyet halisliği senin kalbinin meşkinde sahibiyle
Gidilecek bir yer kalmışsa unutma umut şevk ile



Ne kadar serzenişlerle başbaşa kalarak ağlasan
Hiç ayılmadan o bitaplığın ş
aşkınlığındauyansan
Ne ezanı duysan ve ne de kalbin sesinde aransan
Aldanma ruhun bırakmayacak anı anla
aşkbaşka



Gel seninle karakalemçalışalım ve hayale dalalım
Biran çileleri unutarak şevke yaslanıp hakkı analım
Hayatın kalanını sorgulayıp saklambaç oynayalım
Ömrün kitabını yazalım mısralarla anlamlaştıralım




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Visali yar ile dost ol, bırak beni yalnızlığıma!
manzara-resimleri-hd-full-hd-10-aliraci-2335-6762.jpg



Ne dinmeyen hayalin süruru
Ne ruhuma hüzün bahşeden umutların onuru
Şevkin enginliğinden hicranla nazar eden, halimin bedbin durumu
Kalbime ümit zerketmesin, heves umuda bürünmesin, bahtının saadeti durulmasın

Ne zaman kalbimi dinlesem
Ruhumdan nükseden feryadın yadıyla inlesem
Mutmain olmaya layık olmayan halin insicamıyla bir ömür kal etsem
Acziyetim bitmez, edebin şevhi yüreğimde yeşermez, dil hamt etse bile, ihsana yetişmez

Sen kalbi yüceliğe sahip nefessin
Haya ve edebin zarifliğinde ikamet eden payesin
Sabır ve metanetinle güçlüsün, himmet ve hamiyetinle zafiyetimi görmezsin
Her vakit tebessümle nazar eden bir mürebbiye naifisin,layık olmadığımı edeple aşikar eyleyen gayesin

Bilmem ki artık ne söylenir
Yazdığım kelimeler, feryadıma el atan cümleler
Meramımı anlatmak için çırpınan duygular, söyle ne zaman şevke erer
Yalnızlık bahtım değil, kaçmalarımın nişanesidir, halimin miskinliğinden utandıran dramdır

Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ah yar bilsen nasıl dinmeyen bir ah u zarım var!
manzara-resimleri-hd-full-hd-3-aliraci-2335-8453.jpg



Ne vakit efendim aklıma gelse
Gözlerim yaşarır, içim dolar, nefesim bir hoş olur nedense
Lisanen yakın olsamda, kalben ve zihnen ne kadar sığ olduğumsorulur
Sual ederim bazen, neden bu kadar kayıtsızsın, dünya içinçırpınırsın, mizandan korkulur, üşüten düşler neden soldurur diye

Çocukluğumdan itibaren
Onun hakkındaduyguğum herşey bir başka güzeldi
En mütenahi bir özlemle sessizlik içinde süzülen ve nazareden bir güldü
Hep hayıflandık, bahanelere daldık, nefsimiz adınakandırıldık ve fakat ne hikmetse hala ayılmadık

Her hali, sarfettiği kal-i eftali
Ne kadar mücerretti, mesneti belliydi, neden tatbikedilemedi
Hayatı ve ömrün vazgeçilmezi olarak ikame edilmektençekinildi, kim kar etti
Herşey darmadağınık, hissiyat niçin bu kadar bulanık, itimatsöyle nereye gitti, yoksa insanlık mı yitti

Ümmet-i muahammet adına
Hangi arza baksam, safahat içinde yaşayanı ne yapsam
Sefilliğin diz boyu olduğu Afrika ve Ortadoğu halkını anasılve hangi gerekçeyle anlasam
Her zülmü ve isyana caiz olduğuna dair fetfa üreten belamlarınasıl kavrayıp, emin bir yol alsam

Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Gönül görmezse, göz ne yapsın, akıl ağlasın!
nature_21.jpg







Nefes, müddetin şevkiyle yol alır

Akıl, merak bilgi ve görgüyle ancak hakikate ulaşır

Kalp nazargah olmak için nazlanır, beşer kalmaktan arlanır

Ruh vadin her lahzasında sadakate ramdır, hicrana gark eden firkat edasıdır




İnsan asla kendini kandırmamalıdır

Akıl ve iradesini birilerine emanet ederek yol almamalıdır

En mütekamil bir varlık olduğunu kat a unutmamalıdır, azimle araştırmalıdır

Adet ve töre üzerine, riya ve tefrika düzenine, rakama boğulan zikir sözüne iyi bakım, kavramalıdır




Şekli yet üzere din ihsası yapılamaz

Her modaya uyularak samimiyetle takvaya bel bağlanmaz

İnanç ve izan bir birinden ayrılamaz, dil başka ve dahi gönül başka konuşamaz

Azim ve irade zafiyet adına tasarrufta kullanılamaz, böyle bir mantıkla hakikate ulaşılmaz




İhsan ve ecir kalbin sahibi içindir

Her varlık ve nefes kimindir, hangi hükmün şehridir

Kur an-ı kerimin meramı ve efendimizin yadı ve amacı enönemli gaye edinilmelidir

İnsan kul olmayı hak etmek için cehdinden taviz vermeden yürümelir, yoksa ihdas edilen dinle yetinir




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Vefa kalbin, aklın ve vicdanın en ulvi sadakatidir!
nature_13.jpg









Ne hikmetse, bir yorgunluk var üstümde

Ne düşler ve ne de düşünceler alıp götürmüyor melalimibugünde
Nereye baksam, kimin telaşıyla karşılaşsam, bir kenardaoturan mahsuna yaklaşsam
Sualler şevk vermiyor izanıma, gözlerim kamaşırken, aklımkarışıkken bu afakımı bilmem ki kime anlatsam

Arz ve talep farklılaştıkça ve artıkça
Her nefs haddi aşıp bir şımarıklık içinde sefilliğiniabarttıkça
Kız çocukları haya ve edebi bırakıp, insanların önünde akılalmaz rezilliği yapınca
Okulu, aileyi, maarifi ve arkadaşlığı yeniden yorumlamak geliyoraklıma ve fersiz bir çare adına

Özgürlük adına her naneyi hadsizce yapmak
Tanıdık yok diye ayyuka çıkacak kadar argo küfürlerlekonuşmak
Erkek çocuklara nisper edercesine garipliği abartmak ve birdearlanmadan kahkaha atmak
Ne şehir meydanları ve ne de üniversite sahaları, edebi veadabı dışlamak için yapılmadı, maneviyat dışlandı

İnsan kim olduğunu ve aidiyetini bilmeli
İlim yuvaları adına insanların nazarlarından endişeyisilmeli
Her insan masumiyetini ve sadakatini idrak ederek,kişiliğiyle irfana ram eylemeli
İnsanın kalbini lekeleyen ve ruhun bizar eden, aklı vevicdanı gama sevk eden maceradan ictinap etmeli

Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Senden neşet eden sevdayı aşkı nasıl unutayım!
wol_error.gif
Resmin orjinal boyutu için tıklayın.
31236969.jpg





Sensiz ne kadar farklıydım
Kendi halinde yol alan garip bir candım
Taklit üzere yaşayan heyecandım, kişiliği oturmamış murattım
Hevesi her şey sanan, umudu sorgulamayan hicrandım, ruhundanfigan duyandım


Aşka dair alıklığı olan nazardım
Kim bahsederse, heyecan vehmediyorsa, hemen atlardım
Kandırmayı ve abartmayı göze alırdım, nefsim adına yarışancandım
Çünki marifet sanırdım, öğünen arkadaşlara bakardım ve fakathiç kandıramazdım


Nefsim istiyorsa, gönlüm el vermiyordu
Aklıma gelen sualler, cevapsız kalıyordu, içim daralıyordu
Demekki bahtım böyleymiş dedim ve suskun bir şekildeişlerime devam ettim
Bazen gezerken içlenirdim, neden bu kadar yalnızım derdim,kimseyle asla dertleşmezdim


Onca yıl geçti, içimi çekerdim
Bir vakitler dikkatimi çeken, edebiyle naif görünen
Sinemde yılların hasretini dindiren şavkınız kalbime birşeyler hatırlattı
Ne vakit düşünsem, hatta olmaz desem, hangi mücadeleyiversem yüreğim senin yadınla bir başkaydı



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ey gönül vazgeç hevesten, hevanın her çeşidinden!
nCode.png
Click this bar to view the original image of 800x600px and 100KB.
ma381cpomanzaradoga28.jpg









Biliyorum neler hissettiğini

Ah u zar ettiren en sıkıntılı halleri, boyun büktüren vakti

O vakir akıl kar etmiyor, irade zafiyete meylediyor, izansukut ediyor sanki

Çekimser bırakan, endişeye yol açan, acabalar sokağındayalnız bırakan vehimlerdir diyelim, velevki





Düşlemek bile bazen yetiyor

Düşünmek için fikir ve görgü kimbilir neler istiyor

Merak neden sürur ve huzur bahşeden latifliğe sukunet içindesevk etmiyor

Niçin nefs korku ve paniğin içine çekiyor, asılsız birmacera yaşatmak için neden bu halimi icbar ediyor





Akıl, kalbin sezgisi, firasetidir

İdrak, dimağın vazgeçemediği, onun için ceht ettiğişirazedir

Ahlak kalbin ve vicdanın saadet bulduğu ahenktir, inançkonusunda çaredir

Umut, aklın ve idrakin muvazenesinden neşet eden taleptir,emel ömürden biçilen ve zor edinilen bir istektir





Her nefes hesabıyla makbuldür

Vaktin sultanı, üşüten lahzalar içinde gönülden ne bekler, oan dürülür

Alnının şakından ter gelmeden, damardan kan çekilmeden,korku kalbime düşmeden panik görülür

Ne kadar vehmetsen, keşkeleri derleyip neşretsen, enyakınlarını gözünün önünden geçirsen bile, artık zaman kadrine yürür







Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ümitsiz değilim günahkarsamda, Rabbim derim!
nature_17.jpg










Üzerimde ne varsa

Bir çırpıda ve hınçın dilinde yırtmak istiyorum

Ne kadar riya ve takiye bulaşmışsa, taklit hala eminse çekiniyorum

Yalın ve sade , kalbi hassasiyet içinde, şekliyetten azadebir kul olmayı ne kadar diliyorum





Neden bu kadar zan

Nereye baksam, araştırmak için adım atsam

Dinlediğim, şahit olduğum, hayrete düştüğüm, insanları söylene yapsam

Hangi dinden beslendiklerini, ömürlerine mihenk seçtiklerinin samimiyetine endişe duymadan vasıl olsam





Hakkıyla bilinmeyenleri

Keyfiyet ve heva için hangi bahaneler öngördüklerini

Para kazanmak adına takla attıklarını nasıl ihsanla ahenk içinde göreceğim

Taltif edilen, rızkın onda dokuzu onda bulunduğu dile getirilen tacirliği nasıl huzurla ihya edeceğim





İnsan kimliği hala beşer kalmayı diliyor

Akıl ve izanı, vidan ve dimağdan başka bir yere ikame ediyor

Vakti hiç sual etmiyor, nefesin müddetini ne kadar eminbiliyor, asla dertlenmiyor

Fani olan ne varsa, rekabet etmek makamsa, sıfat uğruna varlık ve erdemin deminden vazgeçiyor





Ey Rabbim sen bilirsin

Sen varlığımın ve hassaten aklımın yegane sahibisin

Neden bu kadar anlaşılmazlık içinde seni anmayı, sana hakkıyla el açmayı beceremiyorum

Anlık kararlar içine zikrimi ve taatimi sıkıştırıyorum, sonra emel ve heva için edepsizce yol bakınıyorum





Sen ki kalbimin sahibisin

Akletmem için merak ve azim bahşetmiştin

Gözlerin nazar ettiği her unsurda sen varsın, ayetlerin ibret için karşımda

Ve fakat neden kalbim huzur ve sürurdan çok uzaklarda, sen hidayeti gönlüme ikram eyle, dualarımı boyun büktürme





Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Tahayyül meyanında temaşa ederken!

nCode.png
Click this bar to view the original image of 800x555px and 109KB.
0_6e0f0_fe89a59b_XXL.jpg









Kıyamam aşiyanda inleyene
Can havliyle nefes nefese kalbine eren kimliğin rengine
Ruhunda sancılar birliğiyle sabrı seçen sevgiliye ve çileyle barışık enginliğe


Koş durma!Aşka ram olmak için
Yıllara sari kirlilikten kalbin iflaha ermesi elbette ki seçim
Ruhun inhisarında ve vaat edilen akdin hazzıyla muhabbete erişmektir geçim


Durma ne olur, hakkıyla bir düşün
Mütemadiyen anlamsızlık içinde koşturmak mı senin işin
Öncelikle anla, arayıştan kopma, ve sağanakların çeşitliliğiyle feragati kokla


Vesileler senin için tercihi urbadır
Hangi niyetle kuşanırsan ayanı haktır, vakti sanat kılmak farktır
Nefesi idrak muvacehesince kullanmak ve aşkın hasretiyle savrulmak haktır


Her kim ne dilerse,aşksız ne çıkar
Aşk halin demiyle ruha erişmeyince bir zevki hazdır
Oysa sevdayı harıyla yaşamak asliyen için mutlaktır, senin toprağında vardır


Biçareliğimle ben sana muhtacım
Kalbinin müstesna güzelliğinden neşet edene açım
Bir bilsen ne kadar hasretin çeperleriyle uğraşan sefilliğimle el açan bircanım


Ha ne olursun muhabbetle gel
Sana bahşedilen hamiyetin harmaniyle kalbinle sel
Sadakatin mertliğinde, samimiyetin ihsanıyla ruhun inşirahıyla sen selamete er


Bırak artık durağanlığı ve acıyı
Kalbinde mütemadiyen tazeliğini muhafaza ettiğin sancıyı
Savunma artık hamaset indinde var olan hıncı ve ruha sızılar yaşayan kalaycıyı


Gül neden deminde bir hazdır
Anlamayan gönüller için hicranı vicdan için vaazı tavdır
Laleler derinliğinde bir nazardır, mizan vuslat için fevkalade adaletli birkarardır


Gam değil tevazuu senin olsun
Hizmeti asliye kalbinde asudelik içinde hazır una sunulsun
Fazilet kapıda hazır bulunsun, her ihtiyaçlı nefes senin suhuletli aşkına ramolsun


Ölüm, kalbinde hazan olmasın
Önünde açılan sayfalar anlamsızlık için solarak yaşamasın
Nitelik azmin içinde muhakakak bulunsun, bilincin her halükarda yalnızbırakmasın




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Hassasiyetle hasreden kalbiniz için!
db0n3d.jpg











Bilirsiniz,
Çaresizliğe yine siz çaresiniz,
Sevginiz, umut için gayretiniz, hisseden yüreğiniz,



Samimi
Halinizde ki teslimiyetiniz,
Baharlara haber salan özleminiz,
Kelebekler kadar zarif dirliğiniz sizin değerli ömrünüz.



Nice canlar,
Kan revan içinde çareye susayanlar,
Hak adına, muhabbet cenahında sefilliğin ikliminde soluyanlar



O kadar çok ki
Etrafımızda kimi kimseden habersiz,
İcbar edilen günü birlik nafaka mücadelesi
Hissiyatımızı, muvazenemizi her gün tahrip diyor.



Yaprağın güzelliğinde,
hilminin ahenginde, çilenin güftesinde
Sabrı ve kanaati bariz bir şekilde fark ederiz.



Çok severiz,
Dalar onsuz çok çaresiz deriz
Hâlbuki zahir nazarıyla bu böyle anlaşılıyor.
Bilmek, ihsana yetmiyor, tefekkür gerekiyor.



Şifayı en iyiyaratan bilir, çaresi onun hükmüdür.
Nefesler süreli bir ritimle kalbi teneffüs edilendir.



Can,
Korkulan zaman,
An içinde değerini bulan hal,



Kalbin ve ruhun,
Vicdani sorumluluğun,
Kalemde ki sorgunun,
Kelamdaki anlatılanın aidiyeti için olduğunu,
Hareket ve kuvvetin sahibini hissetmemizle orantılıdır.



Sabır,
Bunu tafsilatıyla anlamak için bir imkândır.
Kanaat bu manada, aşkın umanında net sermayedir.



Sevmek,
Onu hak etmeyi bilmek,
Yaratanı, kudretini, ayetlerini, ibretli hikâyelerini,
Ezeli ve zahiri daha iyi anlamamız için bizleri bekliyor.



Yaşamak,
Yaratanın öngördüğü istikamette,



Nefesin
Müddetince,
Sevginin karesinde,
Hizmetin servetince,
Nedenleri hikmetiyle,
Çaresizliği şefkatiyle anlamaktır.




İsminiz,
Kızıma koyduğum bir isimdir,
Payemdir, emanetim olan değerimdir,
Ve suhulet içinde yerine tevdi edilmiştir.



Biliyorsunuz,
Hazreti Fatımanın
Ve Asiye annemizin
Halk tarafından konmuş sıfatlarıdır.
İffetini ve namusunu koruyan, edebi koklayan candır.




Siz şefkatle,
Çiçeklerin renklerinde,
Kuşların meşklerindesiniz,
Lütfen ve hassaten siz bu gerçeği biliniz.
Niyazımız ve selamımız size ve ayaliniz olsun.
Sağlık ve afiyet halinizi bulsun, muvazeneniz bozulmasın sevgilerimle…




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Gönüller yas tutup, idrak aşk için ağlasın!
nCode.png
Click this bar to view the full image.
nature_20.jpg









Kimler geldi kimler geçti
Bu diyarın sakinleri olarak elendi

Ne umutlar varki
Mevsimler misali gönüller için hasredildi
Vuslat için aşk dendi

Kimi vakit sabredildi
Kimi zaman kanaatle hikmeti terennüm edildi
Lakin mevsimlerin serdettiği çileler
Sineme refakat etti, yalnızlık artık yetti

Mevsimler ayrıdır
Çiçekler başka mananın meftunu olan tadımdır
Ruhumun hicran damlaları
Bilmem ki niye hıçkırıklara abat olan vakıayı aşktır

Niye gönlüm yastadır
niçin sinem hüzünle anlamlaşan fermanı sevdadır

Şevkin hasreti
Gönlüm için niyazdadır
Umutlarım edeple iştiyaklı kanaattır

Ne kadar ağlasam
Ve yüreğimin kuytu kurşiniliğini
Aşkın uğruna feda etsem bir gam değil

Elem için
Sabrın rahlesinde erisem
Çilem için
Hakikatin inşirahını nefeslensem
Niyetim ruhum için her halime koşulsuz kefil

Mukadderatın sahnesinde bekleyen esrar
Umut için en müstesna bir karar
O vakit
niye sine-i halimde efkar yüreğimi yakar

Mahzun gönüller melül melül bakar
Hasretin sancısı ruhumu dağlayarak hıkkırığa koyar
Gönül ağlar, aşk niyetle başlar, sevda muhabbeti edeple saklar

Mevlam sana ersem diye aşka düşen pervaneyim
Ne bir deliyim
Ne de bir vecde gönlünü hasreden veliyim

Nefsimin hangi şubesinde


Nefeslensem aşk için divaneyim
Kalbimin sesinde seyreyleyen abdiaciz biriyim

Mestim bu gece
Bu gece coşku içinde nefeslenen bir zadeyim
Ahirim için haşyeti öteleyen, atiyi rahmeti umutla bekleyen zahidim
Muhtaçlığını her halukarda nefeslenen fakirim

Bilmem ki hamaset için gönlüme ne söyleyim
Ön yargıların çırpınışlarında
Taaccup ederim ki nasıl hakikati hakkıyla göreyim

Vesileler için elhak


amenna ve saddakna der, boyun eğerim
Rızayı vicsanıma sorarım ve kimden beklerim
Kalbimin sahine iltica ederek aşkın meftunluğunda ölümle yüzleşirim

Her mevsimin


asudeliğinde gönlümü dinlerim
Yar için kalbi inşirah dileyerek, hamiyetli haline nazar eğlerim

Ne kadar ibret varsa,


aklım için işaret yaşları bilirim
İdrakim için ruhumun teslimiyetinde umudun filizini aşktan beklerim

Kimseye söz etmeden


ve edebi görmezden gelerek göçemem
gözyaşlarım için bir ah dahi demeden sevdanın bahtında nefeslenemem


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Bir faniliğin meşkiyle umudun feyzini ararım!

nCode.png
Click this bar to view the original image of 720x540px and 91KB.
300637_252185244816438_7360932_n.jpg








Şimdidüşünmek için bir akıl gerek
Niye hissiyatım perişan ve gevrek, çetrefillik içinde kaimdir avare bellek
Ah sürgün yıllar, ne söylesem kar etmeyecek
Ruhumu titreten hırçın fırtınalar bilmem ki artık ne vakit hali dinecek


Ey badı sabah, ne zaman duyacaksın çığlıklarımı
Kalbimin ilmik ilmik dağlanan yanıklarını, nefesin şevksiz bizarlığını
Ömrün son durağına ramak kalmış naçarlığımı
Durma artık bir ses ver, umudun kalanıyla gönlümde aşkla yeşer


Kimlere sormadım, sinemde hazan hiç tükenmedi ki
Gönlümün ayaz duvarları hiç ısınmadı ki
Gözyaşlarım hakikatin sevdasıyla bir pişmanlık yaşamadı ki
Ne kaldı geriye müddeti nefesten arîleşen hiçliğimle, döndüm bir deliye


Ne hilalleşen karakaşların meftununda acizliğimi anarım
Ne tenselliğin dirliğinden ilzam olan heveslere dalar bir aşk yaşarım
Diyarların suskunluğunda gönlün makûs gözyaşlarını ararım
Sazımı çalarım, mızrabı hüzünle yüreklere hazin bir esin bırakırım


Ey hak, duy sesimi, gönlümün meşalesinden ayan olan hislerimi
Kalbimin inşiraha muhtaç olan hallerini ve dilimin edebi çaresizliğini
Şimdi divanındayım
Naçarlığın eşiğinde kalbi fakirliğimle bizarım aşkla yalnız seni anarım
Maksuda nail olmak için bilmem ki ne yaparım, gönlümü kime yaslarım


Bu manada ne düşlerin serencamında yaşarım
Ne hülya vahalarında sayıklarım, ne aşkın mahzunluğunda yüreğimi zevke adarım
Bir faniliğin meşkiyle ve ecrin ferahlığında umudun feyzine dalarım
Durmadan aşk için ağlarım, sevdanın rahlesinde sabahlara kadar sancılar yaşarım



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Gönül dili bir başkadır, riyasız ve edebe tavdır!
nCode.png
Click this bar to view the original image of 800x452px and 124KB.
935427_586566311378328_422969037_n.jpg









Ruhun
Dinginli
ğ
ini anlamak için
Bu manada suya bakmak idrakte yetecektir

Duru,
Sessiz ve sukut eden
Fırtınayı bekleyen nasibinin olgusuyla sabreden

Vakit gelince
Kabaracak, co
ş
acak, dalgalanacak
Sevinçlerin ya da hüzünlerin habercisi olacak

Biraz sonra beklenen
Damlalar dü
ş
üveriyor üzerlere
De
ğiş
ik rehavetlerden artan hazzı umutlarla

Birkaç gün öncesinde
Yollarda ciddiye alınmadan
Üzerine basılan ve çi
ğ
nenen çok halis topraklar

Hasretine ne özlem duyar
Buram buram yanıklarıyla çatlarlar
Şimdi suyun yüzeyinde baş
layacaktırgezmeler

Her bir zerresinde
Var olu
ş
un hükmü sebebiyle
Sineleri açılır a
ş
kla ve kapanır halinde secdeye

Hesapsızdır dü
ş
en damlalar
Tayin edildi
ğine kadar atanın attığ
ıylakalır
Ne kadar geni
ş
leyebiliyorsa o kadardır arzda yeri

Bazen sakin bazen çılgın
Her bir kelime bir tarzı ya da
Ş
airin ruh halini yansıtır aslında yazılan mısralarla

Ve bu gayretlerden sona
Gidilen yolda atılan birer ba
ş
langıç adımıdır
Ve her ne niyetle yapıyorsa haz kendiyle kalacaktır


Ardından çok farklı konularda
Birbirinden de
ğişik vurgularla işlenir ş
iirlerle
Ne renkler ne çe
şitli fikirler yeşerir hoş
görü ikliminde

Durmadan geliyor akın yürek
Her çe
şit ş
iirin bir hikâyesi ve bir ad vereni var
Ömürlerini vererek adlarını bırakmı
ş
lar silinmezleriyle

Ruhunun aynası var
Olmaz mı çünkü her
ş
airin kendince âlemi var
İ
nsanların ruh hallerinden zira sadece bir tane bahar

De
ğişir mutluluğ
umuz
Hangi hüznümüzün tekrarı ne kadar var ki
Her
şey aynı bile olsa ya mekân ya da gün değişmiş
tir

De
ğiş
meyen
Ş
iirlerdir aslında her hüzün ya da
Her sevinç bir defalıktır i
ş
te ne kadar farkına varılırsa


Mustafa C
İLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Hangi anıdan söz etsem, bilincimi tazelesem!
nCode.png
Click this bar to view the original image of 720x464px and 55KB.
293564_246119588756337_6040683_n.jpg










Yıllardır çok geç farkettiğim
bir gerçeği sizinle paylaşmak umudunu yaşamaktayım.

Sizin şimdiki mevcut halinizden hiç haberdar değilim.
Satırlarımı okumaya ne kadar müsaitsiniz asla bilemiyorum

Lakin derinliğimde teneffüs ettiğim
hislerin adeta beni bu eylemi yapmaya zorluyor.

Kendi kendime yeterli olmaktır asıl maksadım…
Duygularımı bir nizam içinde ahenge erdirince…
Heveslerimin izleri ardınca gidersem nedameti öncelerim…

“Ritmin” hayatımın en önemli göstergesi olduğunu


bilmeme rağmen, idrakin tezahürügalebe çalmayınca

ne kadar işe yarıyor ki birşeyleri bilmek!

Düşünüyorum, yoksa


zorunda mı kalıyorum, birdesize sorayım istedim.
Bilmeden düşünmeyi becermek,


ön yargılarımla aydınlığaermek ne kadar mümkün?

Her bir büyüğüm veya kemale


ermiş değerim bir şeyleröğretmek diliyor.
Lakin öğretmenin, sevgiden yoksun başarılamayacağını hiç düşünemiyor.

Beklentileri doğrultusunda veriler


elde edemeyince nelersöylemiyorlar ki!
İşte o zamanlar kimi kime şikâyet edeceğimi bilememenin


sancısıyla çekiliyorum, herzaman teklifsiz başvurduğum yalnızlığıma!

Bir gün olsun babamın kollarını açarak,


şefkatiyle kuşatacağıbenliğimi, oğlum diyerek

payelendirmesine hasretimartık mazi sayfalarının,

ahir inkişafıyla bir vuzuhaereceğini ummaktan başka.

Annemin her vakit geçim gailesinden


hiç gülmeyen yüz hatlarınıresmedecek olursan,

çocukluğumda hafızana nakşettiğini, sarıkamışta seferdeyken

kışın ayazında donanaskerlerin yüz hatları aklıma gelmiyor değil.

Ablalarım… Zavallı canlarım… Kar damlalarım…
Onlardan küçük olmama rağmen onlar için sinemde


duyduğum sızı o kadarşiddetli ki hatırladıkça hala gözlerim dolar.

Neydi bu hayatımızda


olumsuzluklara kapı aralayannedenler?
Bu kişiliğin devam edecek nesillerine vereceği nasibi hakikatler!

Çocuklarına öğretecekleri bilgiler…
Onların gönüllerine ekeceği sevgiler…
Verecekleri güven ve serdedeceği himmetler…

Bir çocuğun nazarıyla bakarken…
Babanın hazin durumu çocuğun şefkatine muhtaçsa…
Annenin meşakkat gayretiyle ihmal ettiği değerler bulunmuyorsa…

Emanet olarak tevdi edilen can ne olacak…
Akranlarından farkı zaman içinde nasıl kapanacak…
Melal içinde gizlenen ince yaralar nasıl deva bulacak soruluyor işte…

Yalnızlığı kimi çevreler çok farklı telakki ederler!
Oysaki o kadar sadık bir dosttur ki asla ondan bir endişe duymazsın.

Senden hiçbir zaman bir talebi olmaz…
Her vakit senin hizmetinde amadedir…
Sırlarının bekçisi, ruhunun nöbetçisidir…

Seni seninle yüzleştirmeyi başaran bir değerdir…
O bir anne misali her zaman seni kendine tercih eder…
Bir baba kudretiyle seni dehlizlerden koruyarak eminliğe salar…

Sorarım bazen dirliğimde kendime…
Ovalarda döşenen yeşiller içinde çiçekler ne arar!
Yeşil çimenlerde gizlenen bir ayran olduğu çok aşikâr…

Peki, öyleyse rengârenk çiçeklerde ne var?
Yalnızlığımdan yükselen bir nida hasret kaldığın sevgi var…
Güzellikler içinde gizlenen asudeliği, naifliği ruhun asliyetini haykırıyor…

Sizinle her ne kadar bir tanış olmasak bile…
Satırlarınızla aksettirdiğiniz manayı zarafet mefkûresi…
Hissediyorum ki yalnızlığımı deşifre eden engin bir güzellikti…

Bakınız bu zikredilen meyanlar da…
Zahirin izleri hiç yok, soyut terennümler çok…
Heveslerin bir amaca müteallik zihniyet açılımı hiç yok…

Edebin bir erkân içtenliğiyle paylaşımı esastır…
Zafiyetler müşahhaslıktan uzak olan zannı galiplerdir…
Bunlara rağbet edenler, yalnızlığı efkârında nefes almayanlardır…

Kâinatın öznesi durumunda bulunan aşk…
Yaratılışın yegâne gayesi olan bu manada verilen aşk…
Heva ve hevesler heba edilecek olursa şayet, ruhun hıçkırıkları duyulur…

Vicdan sukutuhayal ile sızıya gark olur…
Ahengin bulunmadığı, mananın uzaklaştığı her şey heder olur…
Maksat insan olmaksa, adamlıkta kalmaksa, geçicilik niye reva bulsun…

Seni andığım baharın çiçekleriyle var olan…
Gönlümüzde zikrettiğin güzelliklerle gülü açtıran…
Tefekkürü kaçınılamaz kılarak ati ve mazi senfonisi sunan payesin…

Yıllarca iç içe yaşadığım yalnızlığımı seni anınca…
Ne kadar çok zenginleştiğini fark ederek bazen gülüyorum…
Unuttuğum hislerimde letafetler sunarak âlemlere kapı aralıyorsun…

Artık sadık dostum olan yalnızlık…
Zaman zaman müsaade talep ediyor halimden…

Sabrediyorum, düşündükçe bir korku sarmıyor değil yeniden…
Çiçekler nezaketin baharında, edebin kollarında kokusunu salarlar…
Ben ise bu hasletlerden yoksun olduğum için naçarlığım nüksetmiyor değil…

Biliyorum ki sen, yaratılışın gereği zarifsin…
Sen hoş görünle, hataları örtüşünle sanki bir nakkaşsın…
Toprağa kök salan, yağmur damlalarını anlamlaştıran ne hoş baharsın…








Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Nisyan etmeden düşünmek ve sabırla murada ermek!

nCode.png
Click this bar to view the full image.
13+-+1







Görüşebildiğim insanların geneli biliyoruz,


fakat çaresiz kalıyoruz diyorlardı. Tabi ki bugerekçeler de manasızdı,
Sabırla sineme çekildim ve çalışmaya devam ederek, sırlarıma yenisini havaleettim.



Organize sanayide kurulacak fabrikanın, temelleriatıldı,
Bir zaman sonra, beton atma işleri bitmişti ve duvarları örme vakti gelmişti.

Çalışan, elinden iş gelen elemanlar, servis kamyonunun arkasına briketidoldurarak, fabrikaya boşaltıyor ve böylece birkaç servis yapıyorduk, yanikısaca inşaat işleriyle daha çok uğraşıyorduk.

Ellerimiz derileri açıldı, yara oldu, yoruluyorduk, öğle yemeği olarak ta, hiçyağda pişmemiş, eti dahi bulunmayan, yani mideyi tutmayan sebze türleriniyiyorduk.

Mırıldananlar, hak arayanlar çoğalmıştı, bizler amele miyiz ki, bu işlerdeçalıştırılıyoruz, o halde yevmiyemizi neden o hesaptan yapmıyorlar, diye haklıgerekçelerle soru soranlar ve bizleri cevap bulmakta yoranlar çoğalmıştı.

Çünkü bu müessesenin sahibi bulunan yönetici insan, vatandaşlar gibi İslâm’ı,sadece bir din olarak görmüyorlardı.

İslâm’ı bir hayat nizamı olarak değerlendirerek, bu düşünceden uzak bulunaninsanların, kimlik sorunu olduğunu söylüyorlardı, bu nedenle farklı bir konumdabulunuyorlardı.

Fakat maalesef, iyi çalıştırmanın haricinde, çalışanların lehlerine tezahüredecek, müspet bir adım katiyen yoktu ve bulamıyorduk.

Bu bakımdan, diğer iş yerlerinden hiçbir farkı bulunmuyordu, ben artıkarkadaşlara cevap bulmakta tıkanmıştım, bu sebeple sürekli şehir dışına çıkmakmümessil kimliğimle üretilen mamulleri pazarlamak istiyordum.

Bunları kime anlatacaktım, nasıl izahat yapacaktım,
İslam’ı kimlik olarak almış, belki dinimi daha iyi yaşarım düşüncesiyle,tarikata balıklama atlamış gibiydi.

İş yerinde çalışanların dertlerinden habersiz, zira oldukça ilgisizbulunuyordu, çalışan elemanları eniştesi Ali Şahan beye, havale ederek yüküüzerinden atmış ve küçük kardeşi Recep beyi, her şeyden sorumlu idareci yapmışgörünüyordu.

Oldukça çalışkan, sabah erkenden kalkan, sürekli araştıran, insanları kırmaktansakınan, sabrı kuşanan, iyi huylu, oldukça uyanık, ibadetine düşkün, kıyafetiniyakıştıran, hafızasına güvenen ve bol hırsı olan, bir insandı Şaban ağabey.

Ablam, eniştem artık benden haber bekliyorlardı, onlara buradan bir ev tutarak,Anakaradan, Kayseri ye gelmelerini sağlayacaktık, enişte beye iş buldum,bekleniyordu fakat çok zorlanıyordum kiralık ev yoktu.

Sabah namazından sonra Mükremin hocama, sevgili hocam, ablamgili Ankara’dangetireceğiz, lakin acilen bir kiralık ev bulmamız gerekiyor, bize bu konudayardımcı olursanız, büyük sıkıntıdan kurtarırsınız dedim.

Sağ olsun hocam da, ne demek, elimizden geleni esirgemeyiz, hemen eşe dostahaber vererek arayalım, ama çok acilse, bizim bir bodrum var birlikte bakalımdeyince içimde çok rahatladı. Çünkü her kiralık evi tutabilecek durumlarıyoktu.

Bodruma baktık fena değildi, hiç yoktan iyiydi ve idare eder gibi görünüyordu,yanız hocamın bizden bir ricası vardı. Bu rica şu imiş: televizyon seyretmektamamen yasak ve radyoyu da yüksek sesle dinlemek, mümkün değil diyordu.

Enişte beyle bu sorunları konuştum, bu koşullara rağmen şartları kabul etti vekira bedeli karşılığında hocamın evini tuttuk. Henüz iki gün dahi geçmeden,eşyalarını yükledikleri bir kamyonla, sabah erkenden çıkıp geldiler.

Sabah saat 05 ten sonra aceleyle hemen, iş kıyafetimi giyerek hızlı birşekilde, Hafız Mükremin hocamın, oturduğu apartmanın önüne geldim.

Kiraya tuttuğumuz evin, anahtarını hocamlar dan alarak, eşyaların taşınmasınamüsait hale getirecektim.

Apartmanın bahçe kapısı olan, metal dış kapıyı açarak ilerliyordum ki, karşımaaniden bir bayan çıktı. Çok kısa süren ve bir anlık diyeceğimiz karşılaşmada,bayanın dikkatimi çeken tarafları şöyleydi:

İnsana suhulet rahatlığını veren bir yüz ifadesiyle, üzerine yeşil ağarlıklı,beyaz ve füme renklerin desen halinde serpiştirildiği emprime kumaştan birelbiseyi giymiş bulunuyordu.

Hiç görünmeyen saçlarını, renkli bir yazma ile kapamış, elbisenin etekuzunluğundan artan bölümü, pazen bir pijamayla tamamlamış görünüyordu.

Ayağına terlik giymiş, fakat çorap bulunmuyordu, böyle bir vaziyette, karşımaaniden çıkan aynı bayan, zayıf olmayan, yüzü kızaran, konuşmakta zorlanan bugüzel kızcağız, elindeki anahtarı uzatarak, abi evin anahtarını getirdimbuyurun dedi.

Belki gariptir fakat o an, oldukça hoş bir his ılık, ılık içime aktı.
Peki, bacımız teşekkür ederim diyerek, anahtarı elinden aldım ve geriye dönerekbeni bekleyen çalışmalara koyulmuştum.

Zaman hızla akıyordu, telaşımız pek çoktu, etrafımdaki her kez bana bakarakişlerin kıvamında gitmesini arzuluyordu, sabır her yanımızda hali kuşatıyordu.

Ev sahipleri sağ olsunlar, hamiyet severliklerinden kahvaltı hazırlamışlar.
Annem soluk soluğa yanıma gelerek, oğlum sana bir şey söyleyeceğim amakızmayacaksın dedi. Hayırdır anacığım şimdi sırası mı bak halimize dedim.

Çok ısrar edince peki söz haydi söyle dinliyorum dedim.
Gözlerime bir daha baktı ve emin olduktan sonra ev sahibinin kızı çok hoşumagitti ve onun gelinim olmasını istiyorum deyince daha iyi şaşkınlığım nüksetti.

Anacığım git işine Allah aşkına, ne yeri ve nede zamanı şimdi bu işlerin dedim.
Fakat annem ne hikmetse bir türlü ikna olmuyordu ve halimi muzdaripbırakıyordu.

Çaresiz bir şekilde bak anacığım eğer dediğin doğruysa ve gerçekten evsahibinin kızıysa ve özellikle sende geçineceğinde inanıyorsan, samimi birşekilde değerlendiririz ve gereği için hayır murat ederiz diyerek iknaetmiştim.

Çünkü kalbi kanaatim askerlik vazifemi ifa etmeden önce kesinlikle evlenmemekyönündeydi ve hiçbir zaman bu istikamette arayışım söz konusu değildi.

Fakat muhatap olduğumuz aile bakımından sadece babaları olan değerli hocamıcami müdavimi olarak tanıyor ve huzur içinde hafızlığından istifade ediyordum.

Efradı hakkında hiçbir bilgim olmadığından, bir manada merakı önceliyordum.
Annemin ısrarla bahsettiği kız, aha önce eşyaları taşımak için kapınınanahtarını teslim eden, edebiyle dikkatimi çeken, ürkekliğiyle merakımıönceleyen nisaymış.

Anneme alenen dedim ki mademki bu kız hocamın kerimesi, ben her halükardarazıyım, çünkü hocamın dirayetini, azmini, sahavetini, hilmini şefkatinibiliyordum.

Mefkûresi uğruna sabrı ne kadar deruhte etiğini biliyordum, teslimiyetinde kiduyarlılığa şahittim, imamlığın hakkını teslim eden ve mihrabın kiminvesayetinde olduğunun bilen, edep ve hürmetle, hizmetin şevkiyle ve muhabbetleifa edendi.

Nasıl teslim olmazdım, halimin fakirliğinde umuda uzanmazdım, neslimin devamıiçin edebin toprağında hayrolmazdım, nisa kimliğinin zarafetine ulaşamazdım.

Yıllara sâri sabrım, bakir kimliğim yirmi dörtlerde ve nasibin hükmüyle, ahenkiçinde, ruhun serinliğinde, muhabbetin mesruriyetiyle, ötelerin şevkiylebitiyordu.

Hiç ummadığım ve mukayese için fevkalade fakir kaldığım, cazibeden tamamen yoksunolan varlığıma rağmen rahmet ve bereketin süruruna ermek üzereydim.

Sabrın güzelliğinde, kanaatin yüceliğinde, nasibin hikmetiyle, gayretin niyetbütünlündeki hükümle, zaman ve içinde anlam bulan an her şeyi anlatıyordu.



Mustafa CİLASUN
 
Üst