Mustafa CİLASUN Şiirleri

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sevda kemali yet ister, ancak irfan sahibi için bir değer…

Orjinal boyutu icin tiklayin 800x617px and 151KB.
601831_586564958045130_564296106_n.jpg








Yüreğin bir sevdası vardır
Sır olup, halin deminde sabırla arınması melaldir
Vicdanı sızlatan sevgiden başka ne vardır, rızayı bari ruhumdaki yaradır
Kulluk firkati, umudun inşirah suhuleti, edebin teskin eden çehresi muhayyilemdir


Aşk; ruhtan tebarüz eden sezgidir
Hiçliğe adanmış gönüller ihsan ve inayette mütehassizdir
Beyhude yaşamak kimler için değerlidir, nedenleriyle yol almak akın işidir
Kalbine ve ruhuna hor bakan zaten nitelikten arîdir, edep ile halleşmek tefekkür gereğidir


Hangi cemiyet içindeysen
Sosyal nedenler içinde sürüklenen bir nefessen
Ne derler gailesiyle yıllarca sabreden ve sukut ettirilen fersen
Taklit üzere bulunmaktan aklını ve kalbini arındır, yoksa asıl korku pek yakındır


Hiçbir vakit nefsine tevessül etme
Hissiyatına kapılıp, el âleme bakarak karar verip gitme
Beşer aklına geleni söyler ve yapar, insan her amel ve düşüncede hesap yapar
Kemaliyet vasfına erişen can, sabır içinde çileyle meşk eder ve ihsan üzere olmayı yeğler


Mezarlık ne kadar suskun ve sakin
Kabrin her birinde vaktini bekleyen umutlar hâkim
Berzahı tefekkür etmek, Araf için sukuta geçmek gerekir amma lakin
Duygular sel oluyor, hicran alıp kendi sahnesine götürüyor, hüzün ne kadar derinden vuruyor


Hangi toprağa bassam iz olur
Bilinçaltında kümelenen dağlar ne vakit yar olur
Sinemde kor olan sevda hangi lahzada ruhuma sürur veren medar olur
Susan dilim, yazan kalbim, takatsiz eşkalim, derdi gamımı şehredip aşikar eylese ne olur


Mustafa CİLASUN


 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Hasretin esiri, sabrın dilencisiyim…
217325_586565794711713_1866099057_n.jpg








Bir ömür sabretsem
Derdi gamımla hiç kimseye yük olmadan göçüp gitsem
Her gözyaşımda sır olan efkârımı ummanın sükûnetine döksem
Artık umudumu yoran, kalbime hazanı yaşatan, ruhumu hicrana koyan melali hasretsem

Sinemde dinmiyor hüzün dalgası
Çektiğim hasretin sinemde firkatleşen sızısı ve ezası
Bitmiyor yüreğimin sevdası, halimde korlaşan nidası, ah u sedası
Nereye gitsem, her kabrin başında nihayetimle yüzleşsem, tükenecek mi cezası


Artık ne kalem yazıyor
Ne de halin şevk sığınağında takat kalıyor
Nefes her geçen gün farklılaşıyor, kalp vakti için bakınıyor
Rüzgârın ülfeti sinemde bitiyor, sessizlik içinde gelen sürur haz bahşediyor


Ecel ne vakit kapımı çalsa
Ruhum O’nun muhabbetine hasret kalan sanıksa
Akıl ve irade suskun bırakılan mağdursa, gönül işvesini neyleyim
Mizanın kurulacağı, hak ve adaletin dağıtılacağı, umutların muştu olacağı an’a dalarım

En ziyade sevdiğimizi düşünürken
Bin bir bahane içinde bıkıp usanmadan nefesi tüketirken
Onun şahsi manevisinden tebarüz eden faziletleri kalbimizde yaşatmazken
Akıl ve irfan, sadakat ve vefaya, yürek ve vicdana nasıl bir nazarla itibar edeceğiz


Artık hangi sezginin tesirinde kalırsan
Bir ömre bedel hasret ve feda olmayı kalbine hiç sormasan
Sinemde düğümlenen umutların sessizce akan yaşlardan çok uzaksan
Rabbim seni dilediğin gibi haşretsin, ruhunu ve vicdanına azap eylemesin


Mustafa CİLASUN

 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Kalbimin yaşı durmayacak, bir lahzada sukuta kanacak!

Orjinal boyutu icin tiklayin 720x479px and 104KB.
405611_586564978045128_1002989579_n.jpg








Bir kuş olup uçsam
Nerede bir yüreği yanan var, sessizce melalini okusam
Yüreğinin derinliklerinde yatan hicranı, bir çırpıda alıp çıkartsaydım
Halini huzura kavuştursam, kalbini sürur ile barıştırsam ve sonra kanatlansaydım


Kalbimi ne vakit açsam
Ruhumdan nükseden hüznü güfte yapıp okusam
Boyun büken, hasrette biten, çaresizlikte inleyenin derdi gamını anlasam
Bir deva adına ömrümü vakfedip, rızanın ikmali için cehtle yarışsam ve itminan olsam


Ey hiç görmediğim ve hissettiğim
Bilmem ki nedir derdin, bir burukluk içinde çekinensin
Neden umutlarına güvenmezsin, nasibin vaktini ve hikmetini ihmal edersin
Üzülmen, melülleşip gözyaşlarını gizlemen, içine sızı bırakan kederi niçin beslersin


Urfa’yı, Adıyaman’ı, Mardin’i gezdim
Derdi gamı, çileyi, sabrı orada yaşayanlardan öğrendim
Meğerse ne kadar bencilmişim, olanlardan habersiz serkeş bir cahilmişim
Onca meşakkate ve mecburiyete rağmen, gönülleri ne kadar zarif ve temiz hissettim


Urfa’da balıklı gölü seyrettim
Bir hüzün içimde anlatılan hikâyeleri dinledim
Sıla gecelerine iştirak ettim, yanık sesli sazendelere refakat ettim
Gecenin bir yarısında, yine yalnızlığın derin sularında tefekkür etmeye niyetlendim


Adıyaman’ı görmeyi diledim
Nemrut dağından güneşin doğuşunu izledim
Derin bir hüzünle göçüp giden nesilleri sessizce yâd ettim
Şehrin ne kadar hizmete aç olduğunu fark ettim, burada yaşayanlarda insan dedim


Mustafa CİLASUN

 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Şefkat ve muhabbet kalbin bereketidir…
484855_586566324711660_502152374_n.jpg








İnsan sevmeye görsün
Kalbinden nükseden sezgiyle nasıl bir ümit ile yetinsin
Kuşatan hüzün salkımlarında yüreğinin çarpması hızlanmıştır
Sanki gönül kanatlanmıştır, derin bir iştiyak ve özlem beklenen
nazardır

Sen sanki baharı gülüsün
Şen şakrak bir çiçeği ve umut bahşeden fersin
Hissiyatı kuşatan erdemsin, ruhuma sürur vadeden nefesi cansın
Uykularımın romanı, düşlerimin korkusu, hülyalarımın suhuletisin


Ne zülfünü gördüm
Ne de sesini duydum, kalbin soluklarında duruldum
Edebi zarafetin, muvazene içinde ki hakikatin, ne kadar naifti
Sanki yıllara sâri bir özlemin ayak izleriydi, sineme şevk zerk etti


Kalbim yaralı ve arızalı
Hekimin pürdikkat tavsiyesi, kulaklarımı çınlatmalı
Mustafa Bey tıbben eksi olmuştunuz, bu operasyonda kanama durmazdı
Otuz beş ünite kan ve on üç saat ameliyattan sonra nasıl odluysa bu iş başarıldı dedi


Siz normal ömrünüzü tamamladınız
Şimdiki olağan üstü duruma uzatmaları yaşıyorsunuz dersek kırılmayınız
Nefes ve vaktin sahibi Rabbimdir, O’na kavuşmak en büyük özlem ve dileğimdir
Hatalarımla ve varsa sevaplarımla, sevgi ve muhabbeti ancak O’na inanarak öğrendim



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
1213esrt0dz1.jpg









Artık kelam etmek için beklemeyeceğim
Acabalara tevessül etmeyeceğim, umut içinde sukut edeceğim
Her halin yazılmaya namzet bir kitabı vardır, melal ne kadar sızıya kanmıştır
Gün açsa, gecenin sessizliği kuşatsa, bin hüzün içinde gözyaşları aksa eyvallah ta kalacağım


Biliyorum ki sizde haklısınız
Onca güvenin tarumar edildiği bir hayatı taşıyansınız
Nereye baksan, insan diye münasebet kursan, dertsiz başına dert alsan
Ziyadesiyle düşüncelerinde taşısan, yeis içinde çırpınsan, hassasiyet taşıyan ansınız


Gel efkâr eyleme, zanna yenilme
Kalbinin gücüne zafiyet ekleme, basiretini heder etme
Aklın ve izanın, deruni bilgi ve tecrübe ikmalin, nefsi manada ki cehti kararın
Bir hayat felsefesi olmuş, muvazene içinde bulunmak şartı aranmış, hislerini incitme


Eğer akidemiz sağlam ve eminsek
Her hangi bir şekilde şek içinde değil ve azimliysek
Her söz ve nazarın maksadına kani olacak nispette duru ve itminan içindeysek
Mütereddit olmak, hak ve hukuku yerinde kullanmamak, en azından insandan kaçmak ne kadar makuldür


Sanki yorgun düşş bir savaşçı gibisin
Elbette ki sessizliğin suhuletine hasret kalmış bir kedersin
Yalnızlık içinde umut besleyen, cefa ve meşakkate kimi zaman boyun eğensin
Nihayetinde kul olmak için kalbi inşiraha ulaşmak dileyen bir nefessin ve bekleyensin


Bazen nasip gecikir, derin bir iç çekilir
Ne kadar rabbimize yakın isek, o nispette ümitler hesap edilir
Kul nevi şahsında hiçliğin ikliminde, nefsin tezkiyesinde, edebin ziyadesiyle
Kalbi hassasiyete erişmeli, kemali yet vasfı için dur dural bilmemelidir, ikbali düşünmeli


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Umut, ruhumdan neşet eder, kalbim aşkıyla besler…

Orjinal boyutu icin tiklayin 720x531px and 71KB.
300414_246118335423129_7693330_n.jpg







Bir sevda kasidesi söylenmeli
Yüreği yakan, hicranın sağanağında ağlatan
Gün yüzüne hasret umutlara şevki yaşatan ve sineyi rahatlatan
Sabrı kanaati fark sayan, ecir ve ihsanda coşkuya kavuşturan bir güzellik dillenmeli


Yanık sesler, sevdasına hasret nefesler
Ne cennete ve ne de cehenneme ram olmak için çekinenler
Araf’ın sessiz çığlığını bilmeyenler, berzah için şüpheye düşen biçareler
Her ezgide kendinden bir şey bulan kederler, yalnızlık sahilinde düşünen bedenler


Kanadı kırılan kuşun feryadı vardır
Umut dağları oluşturan muradın yanıklığı nasıl bir yaradır
Han duvarları, gözün yaşları, yüreğin ağıtları, sukut ettiren hicran ırmağı
Ruhumdan nükseden hüznü hatırlatır, içimin sızlaması derin bir acıdır, sabır baş tacıdır


Ne zaman bir ebru üstadını görsem
Hüsn-ü hat üzerine nefeslenen edebin rahlesinde serinlesem
Neyzenin ruhundan akseden nağmelerle hazzın mehtaplarını seyretsem
Tuval üzerine resmedilen hülyanın, ümit yağmurlarının heyecanıyla gönlümü teselli etsem


Hangi beşer, kemali yet için gayret eder
İnsanlık vasfına nail olmak ne kadar faziletliymiş meğer
İlim akla, hassasiyet ruha, edep ve nezaket şuura refakat ederse
Gönül sevdaya, melal aşka, hissiyat en makbul bahara aşinadır, hakkıyla dert edinilse


Hiçlikten korkma, varlığa araç olmaktan kork
Nefsine abanma, kalbini karartma, aklını bulandırma
Arifin sözüne, dervişin haline, sevdanın narına, aşkın sofrasına uzaksan kork
İnsan iki doğumu yaşamış bir kemali yettir, kulluk ihsanıyla mücehhez olmuş hedeftir unutma


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
374250_303255979709364_1377377526_n.jpg


Sana ne kadar tutkunsam, o kadar yorgundum…







Bilmiyorum ki nasıl olacak
Akıl, izan ne vakit halimin insicamına acıyacak
Vicdanım bir ömür mü sızlayacak, sine narlaşıp, umutlar mı solacak
Gönül ne zaman hicranının hasretinden kurtulacak, ruhum huzura kavuşacak


Beni benden alan bir hal var
Sessizliğin yalnızlığına sevk eden hüzün içimi yakar
Dil susar, göz şevksiz bakar, nereye el atsam, bir yaprağa bakıp ağlasam
Hazanın kuşatan efkârıyla yol alıp, ummanın serencamına dalsam ve hıçkırıklar bıraksam


Sen bilmiyordun, susuyordum
Kalbini incitmemek için acıyla sabrediyordum
Her ne söylesen boyun büküyordum, kalbimi nasıl incitiyordun
Kabalığı ve nadanlığı sevmiyordum, gözyaşlarımla yetiniyor, umut besliyordum


Sevmenin ne demek olduğunu biliyordum
Gönül lisanıyla melalini şerh etmeyi diliyordum
Fakat ne yapsam, hangi devaya tutunsam sen istemiyordun
Ben çekiniyordum, masumca bir ümidin nefesinde eriyordum, sabırla bekliyordum


Bilmem ki nasıl bir sürgünün hışmındayım
Prangalara vurulan hissiyatımla yastayım, sanki devasız bir hastayım
Ben sustukça sen sabrıma yükleniyor, kalbimi viran ediyordun, ne kadar sefih görüyordun
Bazen insan olduğumu unutuyor vehmine kapılıyordum, hangi teselliye baş vursam anlamıyordun


Artık çaresiz boyun büküp
Sana olan umudu yitirdim, ne kahır ve ne de isyan ettim
Bahtıma düşen nasibe bel bağladım, her hicran perdesi açılınca ürperdim
Sürgün olan bu sevdanın çilesine bir ömür vakfettim, sineme nakşeden izleri silmedim


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
190111_191959937505636_4829449_n.jpg

Ya Resul, Ya Nebi nidaları arşa yükselirken…






Her vaktin bir eşref saati vardır
Gönülleri ihya eden, hissiyatı büyüleyen, gözyaşını sel eyleyen
Aklı ve izanı hakikatin feyzine gark eden, vicdanı buğulayan zamanlar farktır
Ruh inşiraha açılırken, kalp nazar gah olduğunu teyit ederken, azim ve irade kararlıdır


Efendimizin merhameti zarifti
Kalbe sürur bahşeden esin misaliydi, şevki ümitti
Sadakat ve eminlikte her canın itminana sevk eden fedayı firdevsti
Tevazu ve edepte insanlığın rehberi, şefkat ve muhabbette mübelliği olan müjdeydi


En bedevisinden, en şairine
Saltanat süren beşeri sefilliğe, köleliği nükseden rezilliğe
Nisayı meta haline getiren cehalete, gaspı meşru sayan caniliğe
Zulmü alkışlayan cemiyete, küfür üzere şartlanan sapkınlığa gönlünü kapatan naifti


Ümmetine karşı ne kadar endişeliydi
Her niyazında hassasiyetle dile getiren emaneti hicrandı
Bir kul niteliğinde ve insan kimliğinde ne kadar edep içinde ecri sadıktı
Rabbine karşı haşyetin en müteessir aksettiği, mütehassıslığın zirve yaptığı niyazdı


Şayet ümmet adına bir hakikat varsa
Vahdeti hiçe sayanlar hala desiselerin hesabıyla nara atarsa
Cemaat asabiyeti parçalanmaya çanak tutarsa, akıl ve irade asimile olur
Ruhsuz bir beden, beşer kalmakta ısrar eden, nefsi emareyi sıfat sayan meydanı istila eder


Ramazanın bereketi, ruhlara sürur zerk eder
Gönüller sürur içinde ibadet ve tazime icabet ederek hicran diner
Merak etmek, nedenler üzerinden sual eylemek, hanif bir kul olmak için koşmak
Ümmet ve kulluk ikliminde mevsimleri bahar eyler, üşüyen ve yalnızlaşan yürekleri ihya eder


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
230505_209652885736341_527686_n.jpg


İnsan, onur ve edeple omurgalı olmalı, zaafı dışlamalı…





Evet, bu hakikati teslim etmeliyim
İlmi siyaset diyene iltifat etmeden
Vicdanın sesiyle hareket etmeliyim
Akıl ve izan farkını idrak etmeliyim

Umman gönülde yaşayan bir sevda
Kelam, fikrin edasında ki vecdi nida
Şayet aşk, nefsin ihyasında ki harsa
Olmaz hiçbir derde deva, eza boşuna

İnsan, kul olmak için sırrı revandır
Ne canan ve ne de nar için manadır
Köle olmak ne vakit sevda nazarıdır
İhsan ve inayet, aşkın mütealasıdır

Ne zaman bir ah etsem sızım gamdır
Yeis neden şevkten uzak bir zamandır
Hazan hüznü yaşamak için mi vardır
Umut hangi bahtın ibrette mizanıdır

Gönül sığ olursa, nefs hükmetmeyecek
Akıl ve izan fikrin azlığına ne diyecek
Merak ilmin bir şubesidir kim bilecek
İrade, azmin halinde huluse erişecek

Mizan korkutmasın hakkı sevdadır
İnsan için en ulvi bir meyan şavkıdır
Aşk için vazgeçilmez bir ar-ı itibardır
Hak ve hukuk niye vardır, aşk nardır

Menfaat tellalları niye etrafı kuşattı
Ruh, en soysuzun kal’inde ki sancıydı
İnsanı köleleştiren kavga nefs tacıydı
Çaresiz bırakılan kulda ibret acısıydı

Siyaset asla bir rantın payesi olamaz
Hakka karşı kullanıp ihsan bulunmaz
Dünya adına ne varsa fanidir sığmaz
Ruh ve kalp vicdanın halinde uyumaz

Edep, insanın en erdemli şeceresidir
Nar ve nur içinde ki bereketin halidir
Sineler niye mahzunluk için firkattir
Vuslat, ruhun vazgeçilmez payesidir

Kul, ihsana erişince kalbi nazar eder
Zan ve ezadan arîleşerek hakka gider
İhlâslı bir gönül aşkta yok olmak ister
Maşuk için iraden mahiyette ki değer


Mustafa CİLASUN
 
Son düzenleme:

Mustafa Cilasun

Well-known member
Bilmem ki neden mahzunluğun vecdiyle akarım…

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px and 155KB.
21176_586565478045078_1962421374_n.jpg







Ruhumda derin bir hicran var
Ne kadar dilemesem de hüzün sinemde kaim olan bizar
Yar desem, gönül vakfetsem, aklın selimliğinde muradın şevkiyle inlesem
İnsan olmanın feyzine yüz sürsem, hakikat adına bahtıma düşene hamt edip göçsem


Nerede boynu bükük birini görsem
Kırık yürekle sokaklarda dilenen simaları seyretsem
Takati kesilmiş yaşlı nefesin son dem mücadelesine hüzün ile refakat etsem
Ruhumun sahibini düşünsem, sebebi hikmetin inhisarında ümitle beklesem ve üzülmesem


Ölüm içimde ki neşem ve sevincim
Vaktin bahşettiği nispette kahır içinde bulunmaktan çekinirim
Elimde olanla yetinenim, hırsı sevmeyen bir nefesim, azim ve iradeyi hak bilirim
Yazılan kadere boyun büker, bizzat tercih ettiğim amellerin zafiyetlerine neler söylerim


Hüzzam ve hicaz makamını severim
Sazendeyi dinledikçe tefekkürün zindeliğinde sanki arifim
Halimin fakirliğini nefeslenir, kalbimin yıpranan tellerinin kederini dinlerim
Gün yüzüne hasret ne kadar umut kalmışsa bir ömür beklerim, vaktine ram nimet derim


Kitabı Celili tilavet eden aziz nefesin
Teganniye kaçmayanını severim, nefsini öncelemeyene kefilim
Hassaten kıraat ettiği ayetleri şerh eden naif kalpli hatipleri dikkatle dinlerim
Hüsn-ü hatta gönül vermiş zarif hissiyatlı nefesleri seyretmeyi ve de dinlemeyi isterdim


Alaylı bir kimliğin müntesibi olarak
Liyakat ve edebi haslet bakımından sabırla azmetmiş
Asliye tini asimile etmemiş, nefsi için şerre araç olmamış fazilete erişmiş
Ruhu yüce, gönlü umman misali sevdaya timsal nefesler en büyük hayranlığımdır


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Yâdımdan nükseden bir hüzün var, ey yar…

Orjinal boyutu icin tiklayin 800x532px and 44KB.
394451_586565814711711_1912756883_n.jpg









Ne kadar gizlesem
Her lahzanın ümitleriyle yeniden dirilsem
Sabır denen deryanın derinliğinde hicran ile nefeslensem
Bilmem ki ne vakit içimin sızısını dindirsem, şevki sürur ile nazar etmeyi hissetsem


Artık aynaların sır perdesi kalmadı
İçselliğin ak sedası her yanımı sardı, mecal uzaklaş
şen yaprak, kuruyan toprak, sevdasına adanmış yüreğin titremesine bak
Ömürden geçilse, risaleler ezberlense, idrak firkate yenik düşşse, hal bizar, umut hazandır


Neden kalabalıklar haz vermiyor
Ruhuma sancı zerk ediyor, hüzün her lahzada sesleniyor
Anlayamadığım, kavrayamadığım bir yabancılığın korkusu mu nüksediyor
Şaşkınlığım, abartılı bulduğum, asla haz alamadığım keşmekeşlik her yanımda bitiyor


Ten ne kadar güzel olursa
Nefeslerin dikkatlerini celbe dip üzerinde toplasa
Ruhunda ve kalbinde hak ve hakkaniyet azmi bulunmuyorsa yaradır
Ne sefih bir gamdır, ruhsuz bir maceradır, zafiyet içinde çürüyen mecaldir, korksa da


Kalbin hangi halinden söz edeyim
Aklın derecelerini hangi idrakimle şerh edeyim
Vasfımı aşikâr eyleyen nadanlığımın ayan olan farkını nasıl gizleyim
Ruhumdan tebarüz eden yükün altında, gönül bahçemin kalın surlarından sesleneyim


Ne kadar zulmetsen
Ah u zar etmem için sabrımı denesen
Ömrü besteleyen güfteyi notalara çevirip sazendeye versen
Mızrap kırılır, akort darılır, saz mahzunlaşır, sazende şaşkınlık içinde etrafına bakınır


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ey yar, hangi yaradan bahsetsem yüreğim ağlar…

Orjinal boyutu icin tiklayin 800x532px and 57KB.
969079_586565024711790_1348440298_n.jpg










Bilmem ki ümmet hangi telakkilerde
Tefrikanın en korkunç dehlizlerinde ve esaretin içinde
Ruhuna niçin bu kadar bigâne, vicdan suskun, izan yorgun peki, neyin derdinde
Akıllara kimler hâkim, iradeler ne kadar vahim, vicdanlar sanki rehin, hal bizar kendi ikliminde


Asya’ya baksan, Afrika’yı anlasam
Ortadoğu’nun kanayan yaralarını nasıl bir irfanla sarsam
Hangi yüzle ellerimi açsam, rahmet ve bereketi fark etmeyenleri ne yapsam
Nasıl bir dua ile haykırıp, yakarsam ve ümmeti Muhammed’in bu elim halini anlatsam


Hangi dramın kitabını okusam
Ekranlara yansıyan ve çırpınan çığlığı hakkıyla duysam
Zalimin dinmeyen zulmü karşısında, mazlumun sabrı ve cefasındaki metaneti
Yüreğimin derinliklerine bir acı nida gibi bıraksam, sefil ve sefih kimliğimin farkına varsam


Ne mazlumun hakkıyla yanındayız
Ve ne de zalimin tuğyan ve talanı karşısında dimdik ayaktayız
Adeta seküler bir kimliğin gölgesinde saklıyız, paganlaşan yüreklere neden acırız
Varlık adına, hırs ve rekabet ortamında hangi hukuku tanırız, cebretmeyi marifet sayarız


Ruhumuzdan zalimleri atmamız lazım
Yıllara sâri sinemizde beslediğimiz canavarlığı niye saklarız
Fırsatçılığı kime bırakırız, imkânları savurgan bir hevesle niçin ortalığa atarız
En kuytu bir şekilde nefsi heveslerimize dalarız, evet, rahat ve huzuru bitmeyecek sanırız


Ümmet ilmen ve fikren güçsüz bırakıldı
En kutsallarına bigâne kalması sağlandı, avuntulara daldı
Etnik milliyetçilik aniden nüksetti, mezhepsel asabiyet muhabbeti budadı
Mel’am tipli maksatlar kürsüleri kaptı, taguti temayüzler etrafı sardı, kul sessiz kalmaya zorlandı


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ruhumda kopmalar başlıyor, hüzün kapımı çalıyor…

Orjinal boyutu icin tiklayin 720x476px and 80KB.
189812_198250083543288_2624183_n.jpg










Haram aylar var, vardı
Gecelerin kutsiyetine hürmet göstermek şarttı
Aylardan Ramazan olunca, ruh ve gönüller gözyaşlarına kanardı
Beşer ibadet etmek için kapı kapı gayrete koşar, Rabbinin katında rıza arardı


Aklın ve kalbin efendisi
İradenin ihsan adresi, vicdanın suhulet sesi
Yüreğin inşirah perdesi, gözyaşlarının sevda muhayyilesi
Ne kadar endişe ederdi, ümmetini bu halini görendi, hassasiyet O’nun içindi


Hangi zaviyeden baksak
İster hazan, ister zemheri mey anında kalsak
Her hal ve hareketinde ki ibreti anlamaya çalışsak ve kavrasak
Hayatımızın felsefesi yapıp, azimle ümmeti olmaya layık olsak ve avunmasak


Filistin’den tut nereye kadar
Asırlardır sömürülen zavallı halklar, köle yapılanlar
Zulmün karşısında duramayacak kadar onuru ve omurgası kırılan varlıklar
İnsanlık adına ne kadar utanç içinde bulunduğumuzun söyle ne kadar farkındalar


Sabiler ezbere zorlanıyor
Canlı bir tahakkümün içinde düğümleniyor
Bu hale itiraz etmek kifayet etmiyor, kolaydan cennet umudu vehmediliyor
Mukallit olmak, örfü inanışla hayata bel bağlamak, ümmeti Muhammed’e çözüm getirmiyor


Rahmetli babam çok üzülürdü
Annem seyrettiğine dost mu düşman mı diye sual eylerdi
Düşman deyince, “defi dürülsün” derdi ve her ikisi de ümit içinde beklerdi
Konu komşu geçim derdindeydi, bazen muhabbet olsun diye konuya girerlerdi


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Kayseri Hunat hatun Kültür ve Sanat Merkezi…










Ne müthiş bir hikâye
Bin iki yüz yirmi iki yıllarına tekâmül ediyor
Takriben dokuz asır öncesi kalbi bir umut olarak inşa ediliyor
Gayrimüslim iken mübadele gereği sultanın zevcesi oluyor ve sonra devam ediyor


Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat
Alanya Kalesini anlaşma gereği teslim alıyor ve kralın
Kızını da bu anlaşma seyri içinde kabul ederek, zevceliğe alıyor
Oğlu Giyasettin Keyhüsrev’den sonra Müslüman oluyor ve kendini vakfiyelere adıyor


Selçuklu dönemi itibariyle başlayan
Cami, Medrese, Hamam ve diğer müştemilat inşa edilirken
Hamamın farklı bir hikâyesi anlatılır ve hassasiyet içinde ki yeri itibarlıdır
Ve bu bakımdan cami inşaatı durdurulur ve hamamın tez zamanda yapılması sağlanır


Cami yapımında çalışan bir can
Suskun bir şekilde kenarda ve boynu bükük halde beklemektedir
Durumu fark eden ileri gelenler meramını sual ederler ve bu minval üzereyken
Mehbare sultana vaziyet iletilir, mağdur işçi rüyasında ihtilam olur ve ne yapacağını şaşırır

Bu vaziyet içindeyken uzak durdum der
Sultan hemen cami inşaatının durmasını ve hemen yanına
Hamam yapılması karar verir ve böylece hesapta yokken zaruret eda edilir
Hunat hatun Manzumesi olarak dokuz asırdır vakarla ayakta duran bu medrese için


Büyükşehir belediyesi vakıflardan kiralayarak
Restorasyon yaptırdı ve hassasiyetle aslına uygun olarak
Yeniden vaziyet ederek Hunat hatun kültür ve sanat merkezi vasfına getirildi
Hüsn-ü hat, Ebru, Resim, Tezhip, Tespih, Çini, Ney dinleti, Ney ve halı atölyeleri kuruldu

Kur’an meal ve tefsiri,
Arapça, Osmanlıca, Hadis, Fıkıh, Sahaf, okuma odası
Yazar odası ve çok maksatlı konferans salonu olmak üzere hizmete sunuldu
Çok geniş Eyvanıyla ailelerin gece geç saatlere kadar huzur buldukları mekân olmuştur
Bu fakiri, böylesi kıymetli ve kentin merkezinde bulunan değerin yönetilmesi için vazifelendirilmiştir



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Şöyle bir geçmişe gitmek istedim, göçenleri yâd ettim…
18994_621353094566316_1913909511_n.jpg








Atimden ne beklerdim
Hangi işaret taşlarının izlerinde nefeslenirdim
Onca cefayı nasıl bestelerdim, sabır yokuşlarında yanarak bilenirdim
Dinmeyen bir umudun arifesinde tefekkür etmeyi en büyük bahtiyarlık olarak görürdüm


Kul, kanaat denizinde arınmalı
Her ırmağın suyuna dalmaktan sakınıp, durulmalı
Güneşin zeval bulduğu andan kaçınmalı, gecenin bir yarısında uyanmalı
Ruhunu ve aklını yaratan sahip için secdeye kapanmalı, mizan için yaşanmaya adanmalı


Ne dilencinin haline acı
Ne de viran olmuş hanlardan nükseden sızıya ol kadı
Bahtın bir kitabı vardır, ömür içinde nice belalar saklıdır, akıl kim için sırdır
Aklına teslim edilen iraden bahtını şerh eden irfandır, azim senin en müstesna azığındır


İlim, merakın şubesindendir
Akıl ve izan, vicdanınla muvazene içinde bulunmalıdır
Her esen fırtınadan korkmadan, tesirinde kalan acziyetler hatırlanmalıdır
Her kimin ihsana ihtiyacı varsa, hastane köşelerinde mecali kesilen ortadaysa koşmalıdır


Kendine yetmeyen can neyler
İçini kemiren vehimlerle aynanın karşısına geçer
Bin bir meramlarla suretlerin insicamında iniler, sessizce kahreder
Kalbin ve ruhun düştüğü durumu es geçer, güya aklı olan bir değer, hevaya rağbet eder


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Hangi salada el açsam, hıçkırıkla O’na yakarsam…
wol_error.gif
Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( %1$sx%2$s ve %3$sKB ) Buraya Tıklayın
946282_574214725955321_2021364394_n.jpg









Her ne kadar vehmetsem
Müteessir olup içinde bulunduğum lahzada titresem
Kalbimin derinliğinde nükseden viraneliğimi hesap ederek inlesem
Yeniden bilincimi tazelesem, lekelerimden temizlensem ve zafiyetleri terk etsem


Niçin geçmişin yükü ağır
Beşer sıfatı aklıselim için ne ağır, idrak adına kahır
Bulduğunu yiyen, helal, haram bilmeyen, hassasiyetini kaybeden sağır
Bedene hapsolmuş, esareti meşru saymış ve kanıksamış, nefsine kölelik yapmış ne ağır


Takriben dört yaşındaki
Henüz umudun en samimi heyecanında sevinçken
Anne ve babası bakımından neşeyken, en değerli bir emanetken
Katledilmesi, defin karesi, öteye aşina hevesi ne kadar hüzün içinde içimi titretiyor


O an, anne ve babası
Yüreği dağlanan yakınları, sessizliğe kananları
Kalbin en samimi ağlatan sebebi, nasıl muhayyilemize alacağız
Nasıl bir hak ve hukukla Rabbimize dertleneceğiz, nefsi temayüzleri terk edeceğiz


Ey Rabbim sen bilirsin
Sen aklımı ve irademi bahşeden yegâne sahipsin
Nefsi zafiyetlerim, bitmez tükenmez telakkilerimle nasıl huzuruna geleceğim
Ne olur, beni bana bırakma, aklım ve iradem var ama, yanılmama sen fırsat verme


Bir ömür imtihan içendeyiz
Bu hakikati idrak etmek için nasıl bir bilinçteyiz
Ne Efendimiz Muhammet Mücteba’ya ve ne de emniyet ettiği haki katlara
Ne kadar samimiyetle sarılmaktayız, hayatın mihengi yapıp ve öyle yaşamaktayız



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ey yar hangi sanat ve sanatçıdan kelam edeyim!

Orjinal boyutu icin tiklayin 793x493px and 110KB.
249006_622008504500775_634523964_n.jpg










Tarihçesine baktığımız vakit
Her sanat dalının mazisi ve derinliği sarihtir
Ve fakat ne hikmetse iktidara alternatif üretmek arzusu gariptir
Ukalalıkları hadsizdir, Millet onların nezdinde sürüdür, seçilmiş iktidar diktatördür


İnsandır deriz, sabrederiz
Her türlü lafazanlıklarına sukut ederek nazar ederiz
Hangi ülkü uğruna yüreklerini koyduklarını merak eyleriz, bekleriz
Gayri ahlaki ne kadar çirkeflik varsa, nefsi aymazlık bu kadar sefih olunca çekiniriz


Eline kadeh alan, uluorta konuşan
Ressamın diye çaka satan, piyanistlik adına savunulan
Kilise müziğini çalmakla fark atan, Tiyatro adına gammazlık yapan
Sinema üst atlığına soyunan, her sahnesinde nefsi keyfiyetini ortaya koyan olunca


Musevilerin ve Hıristiyanların
Ateizm adına fedai kesilen, şaklabanlık yapan densizlerin
Her türlü standardı alt eden, her sıkışğında başka bir çehreye bürünen batının
Sosyalizm adına savunuculuğun, şiddet ve gasp konusunda korkusuzluğa fark atan


Hiçbir kutsallığı tanımayan
Hak ve hukuku talan ederek, özgürlük taslayan
Cebir ve işgali meşru sayan, Milletin hür iradesini dikkate almayan
Ne kadar bedbaht ve sefih terör yandaşları ortalığı kasıp kavurmuşsa, yanlarındadır


Geleneksel sanatlarımız
İçselliği ve edebi bir farklı açıdan hasreden üstatlarımız
Ruhu ve kalbine bigâne kalmayan ve asıl sanatçının kim olduğunu bilen varlığımız
Her zaman olduğu gibi vakar ve kemaliyetle vaziyetlerini koruyor,sinelerde taht kuruyor


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Dil-hun olurum yâd-ı cemalinle senin ben…


Orjinal boyutu icin tiklayin 800x600px and 78KB.
260491_586566488044977_107169647_n.jpg










Vaktin sessiz derinliğindeyim
İçime işleyen, ruhumun insicamını etkileyen
İklimlerin meftun eden, suhuletine götüren, feyzi amber nefeslendiren
Huzuru ikbalin ilham zerk ettiği, düşünceler ırmağına çektiği ve fakat ürkütmediği yerdeyim


Sinemde biriken sualler vardı
Göçüp giden lahzadan iz bırakan meramlardı
Sebebi hikmetine vakıf olmak nasıl bir hicrandı, sır perdesi asıldı
Bilgi ve bilinç henüz nadandı, arzı enam eden suretler içimi acıtan dramdı


Bir vakte doğru koşuyordum
Şevki kanaat içinde umut besliyordum, ya sabır diyordum
Kalbimden nükseden sevginin şavkıyla ümitlere akıyordum, nerede yanılıyordum
Firkatin nidasına bakıyordum, yüreğimi titreten naifliğe nasıl imreniyordum


Öteler içimde yaşattığım ikbaldir
Nereye baksam, hangi azamı hatırlasam ve sukuta kansam
Hiçbir varlığın tamahında olmasam, ruhumu ahdiyle bir barıştırsam
Her belanın selametine bel bağlasam, kemali yet vasfı için rabbime el açıp yakarsam


Ne vakit sevdanın şavkıyla yansam
Hakikate mazhar kılan aşkın vecdiyle ruhumu arındırsam
Bedeni ihtiyaçlar için avunmasam, nefsin derin yaralarını nasıl sarsam
Zan ile nazar etmekten kurtulsam, her türlü asabiyeti bıraksam ve O’na yakarsam


Şehnaz makamında ki bu eseri dinlerken
Kalbim durmadı, kalem aradı, sessizce düşen damlaları yazdı
Kuytu ve sakin bir dergâhta kalbi yakarışlarını anlattı, malikine şevkle anlattı
Başlık olarak yer verdiğim bu beyan ne kadar içli ve bir o kadarda samimi gelince, melali kal eyledim



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ne buğz et, ne nefrete evet, içindeki belayı def et…









Hangi hekime gitsen
Eline tutuşturulan reçeyle ikna olup sevinsen
Ümit içinde sükûnete erişip, şifa bulmayı sabırla beklesen
Ve fakat ne çare desen, içine düşğün gamdan temizlenmek için yeniden sual etsen

Her doğan beni âdem beşerdir
Ancak, insan olmak için azmi ve bilgisi gerekir
Kemale ermek niçin fazilettir, kul olabilmek latifliği onda gizlidir
Edebin her lahzası erdem için elzemdir, fark ettiren kalbi inşirah ve hassasiyetidir


Asabiyet nefsin hususiyetidir
Terbiye ve tezkiye edilmeyen nefs ne kadar şerdir
Bilgi ve tecrübe, sabır ve metanet, ümit ve şecaat en kavli gerekçedir
Kul olan, hiçlikte buluşur, ihsanla konuşur, ecirle durulur, çileyle yol alır ve sevinir


Bir sevdası vardır, O’na ramdır
İçine hüzün zerk eden kederin şevkine adanmıştır
Endişe etmek, nitelik için emek vermek, benlikten sıyrılıp hakka erişmek
Aşkın, ruhu ve kalbi ihya ettiğini, nefsi ötelediğini, mizan için derlediğini anlamaktır


Gönlünüzde mal sevgisi olmasın
Hırs ve haset barınmasın, kalbiniz riyaya kanmasın
Nefsi avuntular ve hevesi arzular umut sanılmasın, emel kanıksanmasın
Gıybet yüreğinizin bereketini kurutmasın, asabiyette nazarlarınızdan okunmasın


Sokak ortasında çalan çırpan
Gasp etmek için pusu kuran, kuytu yerleri arayan
Bahtının kazası için habersiz yakalanan can, ne kadar perişandır
O’na imdat edecek kim vardır, en yakın olan yar, ne kadar kalbinde yaşamaktadır



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Kayserilinin temel meziyetleri ve hususiyetleri…

Orjinal boyutu icin tiklayin 1024x768px and 134KB.











Öncelikle hakkı teslim etmek lazım
Yazın çok sıcak, kışın çok soğuk olan bir iklimi vardır
Hiçbir tabii zenginliği ve gelir durumu olmadığından çaresizdir
Muhakkak ki ticaretle uğraşmak ve rızkını temin etmek için şartlıdır


Gelenekselliğe bağlı bir hasleti vardır
Bağ sohbetleri, tasavvuf dersleri, edep telkinleri kardır
Ticarete gösterdiği hassasiyeti, muhafazakârlık adına koruyandır
Gece hayatından pek hazlanmayan, yatsı namazından sonra eve
kapanandır

Bir Kayseriliyim diyen bir insanda
Temel olarak şu unsurlar bulunmalıdır
Ticaretle iştigal ettiği dükkân, en önemli hassasiyetidir
Ev, bağ, mezar ve binek sahibi olmaları elzemdir, yoksa acınandır


Bağ göçmeler öte için bir hazırlıktır
Çocukların toprakla haşır neşir olmaları arzulanandır
Bahis oyunları, stadyuma gitme merakı, futbola adanması kıttır
Tasarruf yapmayı, iktisat içinde yaşamayı ve yarının hazırlığı asıldır


Hayır ve hasenatı yerinde kullanması
Fevkalade araştırarak hata yapmaktan sakınması
Kimi zenginlerin asilzade gibi davranması, kimisi derviş olması
Dini mübin için fedakârlığa her zaman aday bulunması ve sakınmaması


Ve fakat sanayi tesisleri artıkça
Fevkalade göç almıştır ve hasletler farklılaşştır
İç Anadolu’nun ticarette parlayan yıldızı olunca örf yıpranmıştır
Geleneksel din anlayışı ve sohbet ortamlarında ki cemaat farkı açığa çıkmıştır

Evine ve hanesine bağlı bir yapıdadır
Refikası en liyakatli ve saygın bir konumdadır
Mutfak kültürü fevkalade zengin ve leziz olmak durumundadır
Mantı, yağlama, içli köfte, hamur işinin nevileri olağan sayılmaktadır


Kıyafete çok para harcamayı sevmez
Arabanın esaslısından hoşlanır ve fakat tasarruflu olanı alır
İstişare etmeyi çok sever, il nezdinde yapılan etkinliklere icabet eder
Devlete her zaman bağlı ve duasını eksik etmeyen bir anlayışa sahiptir


Evlatlar muhakkak ki okumalıdır
Yalnız, ticarette asla-a geri kalmamalıdır
Çıraklık, kalfalık ve ustalık mevkilerini özümlemek durumundadır
Muhakkak ticarete aşina, eğer mizacı müsait değilse memuriyete başlatılır


Mustafa CİLASUN
 
Üst