.
Gaziantep evliyasından Şuaybzâde Alî Âkif Efendi, bir gün sevdiklerine; Kardeşlerim; “Ehl-i sünnet alimlerini sevmek, onlarla tanışmak, görüşmek, onlar gibi olmaya özenmek ve o büyüklerin sözlerini işitmek ve kitaplarını okumak, Allah-ü Teâlâ’nın nimetlerinin en büyüklerindendir, buyurdu.
Neden? Dediler.
Çünkü dünyada rahat ve mesut yaşamak, ahirette sonsuz cennet nimetlerine kavuşmak, buna bağlıdır.
Ve ekledi:
Sevgili Peygamberimiz; (Elmer’ü me’a men ehabbe) buyurdu.
O ne demek efendim?
Yani, kişi, dünyada kimleri seviyorsa, ahirette de o sevdikleriyle beraber olacak, demektir. Bunun için din büyüklerini seven kimse, cennette onlarla beraber olacaktır.
Bir gün de bir talebesi;
Hocam, en kıymetli ibadet nedir? Diye sordu bu zata.
Cevaben;
Namazdır, buyurdu.
Namaz mı dediniz?
Evet, namaz imandan sonra en kıymetli ibadettir dinimizde. Bir vakit namazı özürsüz kazaya bırakan, “Seksen hukbe” cehennemde yanacaktır.
Delikanlı, “Hukbe” kelimesini ilk defa duyuyordu.
Seksen ahiret senesidir ki, her günü, seksen dünya senesi kadardır.
Bir gün de;
Bir kâfir iman ederse, ilk yapacağı iş nedir? diye sordular.
Resûlullah’ın hayatını öğrenmektir, buyurdu.
Sordular yine:
Cennete gitmenin yolu nedir hocam?
Resûlullah’a uymaktır.
İmanın esası?
“Resûlullah”ı sevmektir.
Sonra buyurdu ki:
Şaşıyorum şu insanlara. Olur, olmaz kişilere muhabbet besliyorlar da, “ Peygamber (s.a.v) efendimizi sevmeyi o kadar benimsemiyorlar.