Cevap: kız çocuklarımız okuma yazma öğrensin yeter
daha öncede söylediğim bir hususu dile getirmek istiyorum;
bu konu, konunun muhatabı olan "bayan" kardeşlerimizi
alakadar eden bir mevzudur.
şimdi bütün sair islami kitaplar risaleler ortadadır
ben nasıl okuyabiliyorsam, humayun kardeşim sen nasıl okuabiliyorsan,
bayan kardeşlerimizde aynen okuyabilir
ve emin olun anlayabilirler.
o yüzden bırakalım onları alakadar eden konuları onlar mütaala etsin
senin yada benim rehberliğimize yol göstermemize bu konuda bir ihtiyaçları
olduğu kanaatinde değilim..
hee şunu diyebilirsin bayanlardan bir din alimi çıkmışmıki bu ve benzeri konuları onlar konuşsun?
işte ilk başta senin gibi düşünüp bunu ifrat noktasına taşıyan
dedelerimizin ceddimizin,
islam dünyasına attıkları en güzel kazıklardan biride budur humayun kardeşim
1400 yıldır ne fıkıh ne tefsir nede kelam alanında ismini sayabileceğimiz bayan din alimimiz yok..
islam toplumunda yarı yarıya kadın-erkek vardır desek kabaca,
yaşam gereksinimlerinden tut sosyal ve (bu konu gibi) kültürel ihtiyaçlarda
tamamen erkekten farklı değerlendirilmesi gereken bir
kadın ayrımından söz etmekteyiz..
bu derece geniş bir topluluğun dini ihtiyaçlarına cevap veren kim?
bir avuç erkek..
nedir bu erkekler? dünyada en iyi şekilde "kadını" anlayabilmiş insanlar mı?
fıkhi meselelerin 1000 yılldır bir değişime uğramamış olmasından söz etmiyorum bile.. (buda ap ayrı uzun bir mavzu neyse)
hz. ayşenin hayatını savaşını ve ahkam içindeki yerini biliyor olmanız gerekmektedir.
ama ondan sonra?
yok..
sanki 1400 yıllık islam tarihi boyunca müslümanlar içinde "kadın" yok.
imam şafinin yada ebu hanefi'nin bence bayan versyonları olmalıydı
bunun ciddi bir kayıp olduğu kanaatindeyim.
hem sonra bu güne kadar mutlaka bir kadının yazmış olduğu tefsir kitabı olmalıydı..
o farklı bakış açısıyla rabbimizi tarif eden bir kelam eseri olmalıydı..
bir bayanın yada bayanlardan müteşekkil bir şuranın fıkhi meseleleri
yorumladıkları eserleri olmalıydı..
bunlar olmadığı için bak bu gün iş ne hallere geldi ..
vicdanlara havale edelim diyor bir arkadaş çaresizlikten..
et tabi ne olacak ki..
yasalarıda vicdanlara havale edelim ahkamada gerek yok
oldu olacak her şeyi vicdana havale edelim..
eflatun amcamızın ideal devletinde size mutluluklar...
insanlar nifislerinin baskısı olmadan vicdanlarıyla baş başa kalsalardı
zaten ne ceza sistemine ihtiyaç olurdu nede "polis" gücüne..
(buda ayrı ve uzun bir mevzu)
hem sonra bakıyorsun bayalık ve basitlikten elde tutulmayan sözde kadın ilmihallerini bile
çok anlayışlı(!) erkeklerimiz tarafından yazılıyor..
kadının arka planda tutulması konusu araştırıldığında;
arab ve yahudi toplumunun gelenekleri ortaya çıkacaktır.
islam öncesi türk toplumlarında devlet yönetiminde bile
kadın ve erkek aynı yetkideyken islam sonrası bizim
toplumumuzda da ciddi bir değişim yaşanmıştır.
bunun sosyolojik ve tarihi etkileri ayrı bir tartışmada değerlendirilebilir
yahu hangi camide bayanlara abdest alma yeri yapılıyor?
tuvalette necasetin yanıbaşında abdest alıyorlar..
artık toplumdan nasıl dışarlamışsak kadınları camiye bile gitsin istemiyoruz
işte bu israiliyattır.. islam bu değildir ..
bu konuda çok konuşacak şey var kadınların tembellikleride söz konusu,
erkekler tarafından engelleniyor olduklarıda.. vesaire vesaire..
lakin gönül isterdiki bu ve benzeri konuları en derin ahkam, usul vede kıyas bilgisi ile bayanlar tartışsın..
benim bu konuda hep canımı sıkmış olan husus işte budur..
ben bir erkeğim ve bu sıcakta değil baş örtüsü uzun kollu bile giymek
bana "saçma" gelirken nasıl tutupta tesettürü tartışabilirim???
benim için "fiziki" bir anlamı olmayan tesettürün gereğinden nasıl bahsedebilirim?
efendimizin muhterem başının sürekli örtülü olduğunu biliyorsundur..
bu gün hangi erkek başının örtülü olmasına onun kadar dikkat ediyor?
ne kadar anlamaya çalışıyorsunda yazıyorsun bilemiyorum
ne derece empati kuruyorsun onuda tahmin edemiyorum
iki insanın bir birini anlaması zor, bir erkeğin bir bayanı anlaması imkansıziken;
bu mevzuda şöyle olmalı böyle olmalı demek bir noktadan sonra
havaya kurşun sıkmak olmuyormu humayun kardeşim?
en başta dediğim gibi ben düzgün bir insan olsam sen düzgün bir insan olmaya
devam etsen; zaten tüm bu sıkıntılı ortam düzelmeyecekmi?
herkes düşünseki bu çarpıklığın nedeni "benim!"
ve hep beraber desek ki;
"ben" hangi duamı eksik kıldımda bunlar olmaktadır?
"ben" nerde hata yaptımki kardeşlerim acı çekmektedir?
"ben" hangi namazımın hangi secdesinde "allah" derken dünyayı düşündüm;
düşündümde dünyayı kardeşlerime ve bana zindan kıldı rabbim..
desek ve en mühim daire olan kendimizden başlasak düzetlme işine;
ve tüm kötülüklerin tüm olumsuzlukların ortasında ben merkezli o dünyamızı koysak
bak nasılda herşey gülistan oluyor..
humayun kardeşim, dediklerinin bir çoğuna katılmaktayım bazı şahsi çıkarımların
hariç ekseriyetle hakkı ve doğruyu söylemektesin..
ama bu hususta erkekler hep konuşuyor zaten ..
anlatabiliyormuyum ifade edebiliyormuyum bilemiyorum ama
bir noktadan sonra tadı ekşiyor konunun..
selametle..