Muvahhid1
Well-known member
On Birinci Şuâ-sayfa 318
suale izahatla cevap vermek murad etmiştim. Fakat bazı ârızalar meydan vermediler. Tahmin ederim ki, Birinci Nokta kâfi bir mikyas olmasından, daha, zekîlere ziyade izaha ihtiyaç kalmadı. Ve tam anlaşıldı ki, bir Müslüman birhakikat-ı imaniyeyi inkâr etse, küfr-ü mutlaka düşer. Çünkü, başka dinlerinicmallerine mukàbil İslâmiyette tam izahat verilmiş, rükünler birbiriyle zincirlenmiş. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmı tanımayan, tasdik etmeyen bir Müslüman, Allah’ı da sıfâtıyla daha tanımaz ve âhireti bilmez. Bir Müslümanın imanı o kadar kuvvetli ve sarsılmaz hadsiz hüccetlere dayanıyor ki, inkârda hiçbir özür kalmıyor, âdeta akıl kabulde mecbur oluyor.
ÜÇÜNCÜ NOKTA
Bir zaman Elhamdü lillâh dedim, onun hadsiz geniş mânasına mukàbil gelecek bir nimet aradım. Birden bu cümle hatıra geldi:
اَلْحَمْدُ ِللهِ عَلَى اْلاِيمَانِ بِاللهِ، وَعَلٰى وَحْدَانِيَّتِهِ، وَعَلٰى وُجُوبِ وُجُودِهِ وَعَلٰى صِفَاتِهِ، وَاَسْمَاۤئِهِ، حَمْدًا بِعَدَدِ تَجَلِّيَاتِ اَسْمَاۤئِهِ مِنَ اْلاَزَلِ اِلَى اْلاَبَدِ
1
Ben de baktım, tam mutabıktır. Şöyle ki: ………
[BILGI]Dipnot-1 “Allah’a iman için ve vahdâniyeti için ve vücub-u vücudu için ve sıfâtı ve esmâsı için, ezelden ebede bütün esmâsının tecelliyâtı adedince Ona hamd olsun.”[/BILGI]
suale izahatla cevap vermek murad etmiştim. Fakat bazı ârızalar meydan vermediler. Tahmin ederim ki, Birinci Nokta kâfi bir mikyas olmasından, daha, zekîlere ziyade izaha ihtiyaç kalmadı. Ve tam anlaşıldı ki, bir Müslüman birhakikat-ı imaniyeyi inkâr etse, küfr-ü mutlaka düşer. Çünkü, başka dinlerinicmallerine mukàbil İslâmiyette tam izahat verilmiş, rükünler birbiriyle zincirlenmiş. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmı tanımayan, tasdik etmeyen bir Müslüman, Allah’ı da sıfâtıyla daha tanımaz ve âhireti bilmez. Bir Müslümanın imanı o kadar kuvvetli ve sarsılmaz hadsiz hüccetlere dayanıyor ki, inkârda hiçbir özür kalmıyor, âdeta akıl kabulde mecbur oluyor.
ÜÇÜNCÜ NOKTA
Bir zaman Elhamdü lillâh dedim, onun hadsiz geniş mânasına mukàbil gelecek bir nimet aradım. Birden bu cümle hatıra geldi:
اَلْحَمْدُ ِللهِ عَلَى اْلاِيمَانِ بِاللهِ، وَعَلٰى وَحْدَانِيَّتِهِ، وَعَلٰى وُجُوبِ وُجُودِهِ وَعَلٰى صِفَاتِهِ، وَاَسْمَاۤئِهِ، حَمْدًا بِعَدَدِ تَجَلِّيَاتِ اَسْمَاۤئِهِ مِنَ اْلاَزَلِ اِلَى اْلاَبَدِ

Ben de baktım, tam mutabıktır. Şöyle ki: ………


[BILGI]Dipnot-1 “Allah’a iman için ve vahdâniyeti için ve vücub-u vücudu için ve sıfâtı ve esmâsı için, ezelden ebede bütün esmâsının tecelliyâtı adedince Ona hamd olsun.”[/BILGI]
Aleyhissalâtü Vesselâm: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun | Elhamdü lillâh: “ezelden ebede her türlü hamd ve övgü Allah’a mahsustur” |
hadsiz: sınırsız | hakikat-ı imaniye: iman hakikatı, gerçeği |
hüccet: güçlü delil | icmal: kısaca, özet olarak |
inkâr: inanmama, reddetme | izah: açıklama |
izahat: açıklamalar | kâfi: yeterli |
küfr-ü mutlak: tam bir küfür, inkâr ve inançsızlık, hiçbir kutsal değere inanmama | mikyas: ölçek |
mukàbil: karşılık | murad etmek: istemek, dilemek |
mutabık: uygun | rükün: esas, şart |
tasdik: doğrulama | ziyade: çok, fazla |