"Muntazam san'atlı demir harfleri ve mükemmel kalıpları ve kalemleri yapmak için, yine birtek kaleme verilmezse, o kalemler, o kalıplar, o demir harflerin yapılması için, onların adetlerince yine kalemler, kalıplar ve harfler lâzım." Açıklar mısınız?
Yazar: Sorularla Risale, 05-12-2009
Kainat ve içindekilerinin, bir tek olan Allah’ın kudret kalemi ile yazıldığını inkar edip, tabiat ve tesadüfe havale edersek, o zaman bir tek zerrenin yazılması; yani vücut bulması için, binlerce matbu kalıplarına muhtaç oluruz. Zira mahlukat içinde her bir mahluk öyle bir manidar kitap ki, her bir sayfasından bir kitap kadar manalar ve cümleler yazılmış.
Bu mevcudat kitabının yazılması; ya tek bir kalem tutan el tarafından yazılmıştır ya da matbaadaki demir harf kalıpları ile yazılmıştır. İkincisi; yani demir harf kalıpları ile yazılması mümkün değildir. Zira basit bir incir çekirdeğinin içinde ince yazılarla incir ağacı yazılmış, o ağacın bütün kalıpları ve demir harflerini o incir çekirdeğinin içinde olmasını farz etmemiz gerekir ki; bu da muhaldir. Faraza o çekirdek içinde o kalıp ve demir harflerinin olduğunu kabul etsek bile, o çekirdek kendi de bir kitap ve sanattır, onu yapan kalıpları nerden temin edeceğiz, bu ila nihaye uzayıp giden batıl bir teselsül olur ki; bu aklen mümkün değildir. O zaman mecburen bir elmanın vücut bulmasını, hayali milyonlarca tabiat kalıplarına havale etmektense, hikmetli bir tek kudret kalemine vermek daha mantıklı olmaz mı demek zorunda kalacaksın diyor Üstad Hazretleri.
Bir avuç toprakta, her çeşit bitki ve çiçekler yetişiyor. Üstelik bu bitki ve çiçeklerin her birisinin sistemleri ve kalıpları birbirinden farklı. O zaman şunu kabul etmemiz gerekir; o bir avuç toprak içinde, her bir bitki ve çiçeklerin sistemlerini ve kalıplarını ihtiva eden binlerce fabrika ve matbaa kalıpları vardır. Ya da bir avuç toprak, Allah’ın kudret kaleminin zahiri ve basit bir sebebi deyip, onun arkasında kudret elini göreceğiz. Acaba hangisi daha makul ve gerçekçi bir fikirdir. Kainattaki herbir şey böyle hadsiz manaları içeren bir kitap gibidir, üstelik herbir sayfasında binlerce kitap kadar manalar yüklü. Bir tek kudret kalemini inkar ettiğin vakit, bu kainat kitabını tab edebilmek için kainattan daha büyük matbaa dükkanının olması gerekir ki; bu kainat kitabı tab olabilsin, bu fikrin batıllığı zahirdir.
Özet olarak; bir yazarın kalemi ile bir kitabı kolayca yazması; tevhidin kolaylığına, matbaa harflerinin o hikmetli kitabı tab etmesi ise; tabiat fikrinin imkansızlığına bir kinaye, bir temsil olarak veriliyor.
Yazar: Sorularla Risale, 05-12-2009
Kainat ve içindekilerinin, bir tek olan Allah’ın kudret kalemi ile yazıldığını inkar edip, tabiat ve tesadüfe havale edersek, o zaman bir tek zerrenin yazılması; yani vücut bulması için, binlerce matbu kalıplarına muhtaç oluruz. Zira mahlukat içinde her bir mahluk öyle bir manidar kitap ki, her bir sayfasından bir kitap kadar manalar ve cümleler yazılmış.
Bu mevcudat kitabının yazılması; ya tek bir kalem tutan el tarafından yazılmıştır ya da matbaadaki demir harf kalıpları ile yazılmıştır. İkincisi; yani demir harf kalıpları ile yazılması mümkün değildir. Zira basit bir incir çekirdeğinin içinde ince yazılarla incir ağacı yazılmış, o ağacın bütün kalıpları ve demir harflerini o incir çekirdeğinin içinde olmasını farz etmemiz gerekir ki; bu da muhaldir. Faraza o çekirdek içinde o kalıp ve demir harflerinin olduğunu kabul etsek bile, o çekirdek kendi de bir kitap ve sanattır, onu yapan kalıpları nerden temin edeceğiz, bu ila nihaye uzayıp giden batıl bir teselsül olur ki; bu aklen mümkün değildir. O zaman mecburen bir elmanın vücut bulmasını, hayali milyonlarca tabiat kalıplarına havale etmektense, hikmetli bir tek kudret kalemine vermek daha mantıklı olmaz mı demek zorunda kalacaksın diyor Üstad Hazretleri.
Bir avuç toprakta, her çeşit bitki ve çiçekler yetişiyor. Üstelik bu bitki ve çiçeklerin her birisinin sistemleri ve kalıpları birbirinden farklı. O zaman şunu kabul etmemiz gerekir; o bir avuç toprak içinde, her bir bitki ve çiçeklerin sistemlerini ve kalıplarını ihtiva eden binlerce fabrika ve matbaa kalıpları vardır. Ya da bir avuç toprak, Allah’ın kudret kaleminin zahiri ve basit bir sebebi deyip, onun arkasında kudret elini göreceğiz. Acaba hangisi daha makul ve gerçekçi bir fikirdir. Kainattaki herbir şey böyle hadsiz manaları içeren bir kitap gibidir, üstelik herbir sayfasında binlerce kitap kadar manalar yüklü. Bir tek kudret kalemini inkar ettiğin vakit, bu kainat kitabını tab edebilmek için kainattan daha büyük matbaa dükkanının olması gerekir ki; bu kainat kitabı tab olabilsin, bu fikrin batıllığı zahirdir.
Özet olarak; bir yazarın kalemi ile bir kitabı kolayca yazması; tevhidin kolaylığına, matbaa harflerinin o hikmetli kitabı tab etmesi ise; tabiat fikrinin imkansızlığına bir kinaye, bir temsil olarak veriliyor.