Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Uçan kelebeklerin rengiyle hemhal ederim
Martıların o nakaratlarında azimeti izlerim
Balıkların derinlerde rızk için sabrını bilirim
Ben hederim, kulluk konusunda derbederim
An, zaman içinde Ummanlaşan candı aranan
Bir dirlik olmazsa ne işe yarayacak akan kan
İnsan, kulluğu konusunda noksanlığı yaşayan
Cihan içinde nizamın hasretiyle sancı yaşayan
Dünya, insan için yalan olmayan, birçok hülya
Uykularda gizlenir esrarı teslim olmuş vuzuhla
Zamanın akışında nasibin bulacağı her baharda
Yapraklar arasında anlam bulan renkler arsında
Toprak, ne kadar berrak olan bir hakikati hesap
Nefis ile verilecek anılar girdabında yoktur rahat
Kalk birde kendi haline bak heveslerin kat be kat
Mizan ile bir vuzuh bulacaktır her hakikati azamet
Ahu serabımdan umutlar baharlaşır
Ruhumun insicamından aşkın koklanır
Kalbim hıçkırıkların ikliminde olandır
Sevda zindanlarında hasretim sanadır
Yıllar zamanın güftesindeki sancılarda
Şarkılar solan umutların serencamında
İnsan renkli hevesleri yaşar sağnağında
Ömür zamana, ruhum hakikat bulvarında
Seni mütemadiyen anmak ruhen yaşamak
Kalbin naifliğinde ki yolculukta koklamak
Aşkın devranındaki edebi seninle anlamak
Nisa kimliğinde o ülfete aşkınla ram olmak
Anlık hazları neyleyim kendimle dertliyim
Zevklerin renklerinde gizli kalbi lekelerim
Ben senin ruhunla aşikâr eylediğin hedefim
Ölümle iç içeyim, mizan ürpertisiydi derdim
Sevmek, hiddetlerin rüknünü def eylemektir
Şiddetin adını anmadan hamiyeti koklamaktır
Kalbin sahibinde acizliği soluyarak yaşamaktır
Aşkın serencamında vefayı anlamlaştırmaktır
Her şey sana bahşedilmişken sen unutacaksın
Yozlaşmak adına heveslerin peşinde solacaksın
Anlamadan konuşacak, düşünmeden coşacaksın
Bizzat halinde yanmadan yazmaya koyulacaksın
Aşk ne zanla ne envai çeşit avuntular odağında
Ruhun ikliminde anlamlaşan hilkatin aydınlığında
Kalbi marazların darlığında hazanın hicranlarına
Ömrün, en anlamlı sayfalarında coşan varlığında
Can ve canan muhabbet için kalbe doğan haktır
Aklın rüknünde mükellef olmak sana kalacaktır
Hesabın icmalinde aşkın sayfaları anlatılacaktır
Hak o zaman mücerret bir şekilde anlaşılacaktır
Bilmem ki hangi lahzanın farkındayım Dinmeyen gözyaşlarım, ruhumu bırakmayan ve figan eden yalnızlığım İdrakim ne vakit aşkın sadrına erişecek, vuslatı anbean vecdiyle yadedecek İçimi kuşatan bu hüzün dinecek, ahuzarım baharın süruruyla ey hak diyebilecek
Saklı gelimeler geliyor bir bir önüme Her ne kadar yazmaamak adına dirensem de, içim gidiyor her ne hikmetse Neden anlaşılamıyor, öğrenmek için bir gayrete tevessül edilmiyor u sual etsem de Boyun bükesim geliyor,merakım dinmek bilmiyor durmuyor sancılar hucüm ediyor
Mütemadiyen şikateyetçi mi olacağız Nefesin azizliğinde hiç buluşmayacağız, harsedileni edebiyle anlayamayacağız Sual etmeyi bilmeyen, bilmem ki nasıl bir fikrin erbabıdır, yoksa heves mi kardır Ar kayboloan bir zamanın hicranı mıdır sessiz çığlıkları duymak kime için gamdır
Bahar niye saklı zamanın ummanıdır Vecdin ve sevdanın vucut bulduğu maveradır, öteyi önemsemeyen insan mı vardır Nasıl bir ruhun ve kalbin lahzasında anlamlaşmaktadır nefis edebe niye muhtaçtır Vefa kula kulluk nispetinde edadr, lakin lebbeyk diyen ruh, hangi lahzada ki aşktır
Anlamak istiyorum bu aşk-ı vakıayı Kaderden kazaya eriştiren nazarı, kalbin sahifelerinde ki gizlenen muştu sevdayı Ne vakit ayılmaya erişeceğim, dinmeyen bahanelerden arileşerek itminana erceğim Hangi kapıyı çalsam ve umut içinde anlamlaşanın hicanıyla arınmayı dileyeceğim
Geceden sabaha kadar zikredeceğim Beni ben yapan hikmetin, nefes-i sahibin, müddet-i emanet aşkıyla nefesleneceğim Kimseye söz etmeden, ruhumun hicran damlalarını evet, esirgemeden serdedeciğim Göçüp gitmeden, ne dereleri öncelemeden, istikameti hakikat adına belirleyeceğim
Böyle söylüyordu nazaında okuduğum mısralar Yıllara sari içine attığın sancılar, ayan olmayan figanlar ve yaşlar Ne kadar şaırmıştım, nasıl bir ihmalkarlığın sofrasındaydım, dayanamadım Gözlerimi kapattım, sinemin derinliğine daldım, gelen yaşları o anbean bıraktım
Elbette ki haklıydın, ne müthiş bir sızıydın Teslimiyet ve sadakat adına mı adanmıştın, neden hakkını hiç aramadın Suskun bakışlarınla yıllarca anlattın ve fakat idrakimi söyle neden ayıltmadın Mütemadiyen mi fedakar olmalıydın, adeta gönüllü köleliği hiç yaşamamalıydın
Sabrı ve iradi olmayı kalbime koymalıydın Siyim siyim akan gözyaşlarınla burkan ruhi ukteelerini yüzüme vurmalıydın Hak ve hukuk adına cengaver gibi savaşmalıydın, mürebbi olmayı bırakmalıydın Ötelerin vecdinden, lahzanın gelecek zamanın ikliminden sol yanımı uyarmalıydın
Yırlardır akıp gitmişti o gözyaşların Sessizlik içinde yazdığın, kimseye okutmaya kıyamadığın ve kaygılandığın Acabaalar içinde kimi zaman kıvrandığın, huzur ve sükün adına bir yol aldığın Sabrın ve kanaatin muhakkak ki bir neticesi olacaktır diyerek inşiraha adandığın
Söyler misin ben nasıl farkına varırdım Keyfiyeti ve hevesinin peşinden sürüklenen bir adamdım, neden suskun kaldın Nasıl bir Allah’a inanırdım, ne kadar farkındaydım, güya iman üzere bir candım Peki, o vakit niçin senin halini anlaamaktan fevkalade uzaktım,nerde yanılmıştım
Refikim ol, evet, yok başkada bir yol Kol kanat gerdin, onca ezalara sabır içinde direnerek kalbi ihsanına eriştin Asla lafazanlık etmedin, edebinden bir taviz vermedin, hizmetinden vazgeçmedin Nasıl bir kalbin ve ruhun sahibiydin, kırıp dökmeden bu halimi tefekküre eriştirdin
Ne söylense ve hatta dikkatimiz dahi kesilse
Akıl sır ermiyor, nesil emmniyeti adına ne kadar kepazelikler sergileniyor
İnsanlık adına edep sanki sukuta çekiliyor,şaşkınlık ahvalimi tarumar ediyor
Nereye baksam, acabalarla bir yol bulsam, emin olmak hazzıyla solusam yetiyor
Zafiyet ve onca çirkinlikler derdest ediliyor
Kimin eli kimin cebinde zannı galip geliyor, nara atanlar ise oratalıkta geziyor
Yürütme adına halkımız tarafından verilen yetkinin bitiş zamanı anbean geliyor
Ne kadar güven ve istikrar temin etmişse inanıyorum ki her nefes yakinen biliyor
Kimi vakit bazı kuşkular aklımza geliyor
Neden bağısızlığı bilinen yargı, zanlarla itham ediliyor, gazete sayfaları yırtılıyor
Sanki holiganlık artık su yüzüne çıkıyor,şimdilerde spor adına insafsızlık başlıyor
Dinmeyen savaş çığlıkları atılıyor gösteri adına insafsızca bak insanlara kıyılıyor
Siyasi arena nasıl bir tertip ve düzendir
Telakkiler namına densizlik eken bir meretmidir, siyasiler niye hakaret edenlerdir
Akıl ve izan, idrak ve vicdan emanete mi bırakılıyor, kalp ve ruha ne söylenecektir
Şahitlik eden nefeslerin taassubiyet taşımayan izanların şakınlıkları dinecekmidir
Çocukluk günlerim geliyor şimdi aklıma
Hısım akrabayı birbirinden ayıran ve hasım eden şirret politik naralarıyla
Ev baskınları, araba yakmaları, sessiz sedasız sana kıymaları nasıl acımasızsa
Muhakakak ki hukukumuzu bilmeliyiz, tercihlerimizi de bu nispetle belirlemeliyiz
Yüreğimde bir burukluk var
Hüzün sağanakları sinemi burkar, mevsizsiz bir kar suskunluğumu bozar
Sessizliğin dirliğinde ve edebin sahnesinde fersiz gözlerim figan ederek bakar
Merakım artık neye yarar hali fakirliğime kim meylederek ülfetiyle kalbimi yoklar
Kimi zamanlar akmıyor sular
Yalnızlığımı yoklayan esrarlı sağanaklar, sol yanımı ağrıtan kimi sancılar
Bir vakitler beni benden alan hınçlar, asabiyet içinde çırpınışlar ve ne arayışlar
Nerde kaldı haykırışlar, atılan çığlıklar, şimdi refakat ediyor bana fersiz solukalar
Kime baksam içim öyle sızlar
Kaybolan yıllar, ihmal edilen zamanlar aklıma gelir, yüreğimi sessizce burkar
Geriye şimdi ne kalan, heves hangi nefesi kurtardı, keyfiyet hesapsız sanıldı yakar
Herkes gelip gidiyor, bilmem ki neye meylediyor,vakit içinde ki ölüm kimi bekliyor
Güneş yine sessizliğine çekildi
Tıpkı gözlerimde ki takatsizliği bir çırpıda önüme serdi, nefesim müddete seslendi
Hicran ruhuma refaakat etti, kalbimin takati ne kadar sakinleşti,o andan bahsetti
İhmal ettiğim kutlu zamandan hiç söz etmedi ve hazanı her yanımda aşikar eyledi
Babam ve annem çoktan göçtü
Yadettiğim anlar zihnimde belirdi, keder ne kadar pervasızca ruhumu sendeletti
Sanki artık vakit geldi dedi, ayalim gözlerimin önünde belirdi, içim nasılda titredi
Neden bu kadar yabancılık sinemde vardı hani sözü edilen o vuslat dilde mi akaldı
Dertleniyorum bazen Kendi halimde düşünürken Otobüs duraklarında beklerken Ayaz kesen simaları temaşa ederken
Oysa biliyorum ki bunlar Bizim olan kanlar canlı insanlardı Her birinin haline yansımış kaygılar Ne olacağı belirsiz ilzamlar kanaatler
Çocuğun ellerinden tutan Aylarca karnında taşıyan can Kanından kan bağışlayan yüce insan Ne olmuştu menzile yetişmek için unuttu
Aracın kaptanı asık suratlı Gençler birbirlerinde farklı anlı Duyarsız bir kimliğin sanki içinde saklı Yaşlının karşısında görmemek içinde katlı
Her ne kadar tercih etmesem de Bir şekliyle gönderiyorlar iş halinde Yeşile hasret yaşadığım bu melalimle Suda buluna ülfet nerede verilen değerde
Bulvarların kullanım hakkı Biliyoruz ki insanın kudretinde saklı Sırnaşlık arsızlık geceden kalanda farkı Zavallı görevlilerin nahoş görünen efkârı
Bir heyecandır hız tutkunu Basıyor gaza yutuyor bak salkımı Yanında manitası onun dinmez çakası Motosikletlinin kanlar içinde yerde yatışı
İnsanız işte merak kesildik Yerle yeksan olan gence nazar ettik Hareketsiz eklemler mesnetsiz şekilsiz Kan revan içinde nefessiz yatıyordu hissiz
Hız tutkunu genç duyarsız Kaskom var beyler bedelini alırsınız Yaşanan hadise karşısında şaşar kalırsınız İnsan mı bu konuşan genç diye hayıflanırsınız
Kız ağlıyor bir panik yaşıyor Ölen insan için değil arkadaşına yanıyor Sen üzülme baban halleder diye tembihliyor Yerde yatan bedeni terk eden ruhuyla bakıyor
Her vakit lahza kendi lisanoyla sormuştu
İçinden çıkamadığım ve bir tutkuyla bağlandığım derd-i gamımı
Emel adına hezeyanımı, azim namına sarfettiğim hırsımı, içine düştüğüm ahımı
İnanç dediğim kuruntularımı, tahkikine erişemediğim hakikatte salan umutşarımı
Nasıl olsa bir ömrü zaman geçiyordu
Bahşedilen nimetlerin kadri ne kadar biliniyordu, kalbim ne acı çekiyordu
Ruhum sessizliğine çekilerek, kıt aklıma ve irademe hangi istikameti öneriyordu
Nefsim boşluk kabul etmiyordu, ne kadar açlığı varsa zafiyetlerin içine çekiyordu
Oysa neler öğrenmiştim büyüklerimden
Hiç önemsemediğim edebi nezaketten, adab-ı muaşeretten, aklıma gelenlerden
Neden bu kadar kayıtsız ve bir hesapsızlığın bendindeyim, söyle nasıl bir köleyim
Hala niçin esaretin içinde nefeslenen biçareyim, yoksa hakikatten nasipsiz miyim
Su için yol ne kadar aranan hardır
İnsanın ruhunu aşk kuşatmazsa nasıl bir itminanlığın rüknüyle yaşanmalıdır
İhlas ve ihsan dilden düşmeyen hicrandır, insanın kalbi ne kadar takvay-ı haktır
An ve zaman nefsin vuzuhu için bahşedilmiş furkandır, sevda olmazsa heyecandır
Ne vakit sormaya niyetlensem ahımı
İçinden çıkmaya cesaret edemediğim meramımı, sukuta davet eden umutlarımı
Nezaketin ve vecdin lisanıyla, azim be niyetin senasıyla yeganesine bırakmalıyım
Her vakit benliğimi sorgulamalıyım ve hadsizlik yapmamalıyım aşk yaşamalıyım
Kimbilir ne kadar serkeştim
Kendi aleminde nefeslenen bir kederdim,henüz aşkın farkını fark etmeyendim
Öyle mi der geçerdim, sonra bir takım hülyaların sayfalarını aralayan bir ferdim
Nereden bilirim, dillenen o aşkı, sevgi ve muhabbet nazarıyla terennüm etmeliydim
Eveti elhak ilim irfan fakiriydim
Nasıl bir minval üzere telakki etmeyi, her nedense hakkıyla beceremezdim
Ne derlerse ancak onunla yetinip, bazen acabalara tevessül edip, geçer giderdim
Başına gelmeyenin hoşuna gider tabiri vardır, hatırlarsınız peki, kime ne söyledim
Nasip nedir, hangi esrarın nefesidir
Kader, kazanın arifesinde gerçekleşen nasıl bir mertebedir, kim hakkıyla bilecaktir
Arif olmak ne kadar mümkündür ve ihsana ulaşmak nasıl badirelerden geçirecektir
Neden kalbi inşirah, kemal-i ahlak,vuslat için sığınağın aşkı ruhumda yeşerecektir
Beşeri aşk, eşikten atlatan beladır
Hisseden kalbin lahzasında kimbilir neler saklıdır, sevda fukaralığı kim için ardır
Nefes müddetine muhtaçtır, ruh ahdine sadık kalan hicrandır akıl nasıl bir rüyadır
Ufuk, fikirle ancak salınılan serencamdır, hesap içinde gizlenen o hesap, ummandır
Aldırma sen sözlerime, acaba deme
Yaşamadığın müddetçe hiç kimseyle dalga geçme, kıs kıs gülerek eziyet verme
Gönül sahrası sahipsiz değildir, ahdine sadık mahzun nefesi ki sakın hakir görme
Biran olsun kendinle böbürlenme, nasıl bir Allah inanıyorsun sakın ha ihmal etme