Mustafa CİLASUN Şiirleri

Mustafa Cilasun

Well-known member
Lahzanın kuşatan esrarında bir nefes alırken!
110074.jpg












Güzel bir gün görmedim, avaredir gönlüm
Sarf eylediğim sözüm hali anlatsın dilerim
Şimdi kime ne söyleyim kimden ne dileyim
Sabrın
[URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL]liğinde kopan yaprağı dinleyim


Uçan kelebeklerin rengiyle hemhal ederim
Martıların o nakaratlarında azimeti izlerim
Balıkların derinlerde rızk için sabrını bilirim
Ben hederim, kulluk konusunda derbederim


An,
zaman içinde Ummanlaşan candı aranan
Bir dirlik olmazsa ne işe yarayacak akan kan
İnsan, kulluğu konusunda noksanlığı yaşayan
Cihan içinde nizamın hasretiyle sancı yaşayan


Dünya,
insan için yalan olmayan, birçok hülya
Uykularda gizlenir esrarı teslim olmuş vuzuhla
Zamanın akışında nasibin bulacağı her baharda
Yapraklar arasında anlam bulan renkler arsında


Toprak, ne kadar berrak olan bir hakikati hesap
Nefis ile verilecek anılar girdabında yoktur rahat
Kalk birde kendi haline bak heveslerin kat be kat
Mizan ile bir vuzuh bulacaktır her hakikati azamet




Mustafa CİLASUN

 

Mustafa Cilasun

Well-known member
İdrakin firkatini anala, asla ondan uzaklaşma!
26131.jpg












Nihayet
Sende bulmuştum
Seninle kavuşmuştum ben huzura

Bizarlıktan
Uzanılan şevki refaha
Kalbin itminanlığında açan bahara

İlkimdin
Heceden
şiirim
Düşünceden muhabbet iksirimdin

Sendin
Sevilen değerdin
Hak eden sabrı bilen zenginliktin

Sen ve ben
Sessizliği terennüm eden
Anca kelamla hem hal eden nefestik

Ne şevke
Ne de dinmeyen hevese
Zevklerin esenliğine hayale dalmadık

Hesabı andık
Kuvvetin iklimine kandık
Zamanın hikmetinde nasibe inanandık

Ne derler
En çok neyi dilersen
O illaki seni bulur ve niyazın kabul olur

O vakit
İş çok kolay sabah akşam
Hiç oyalanmadan zikredelim halde olanı

Hattı zatında
Hikmeti nerede bilinmez
Her şey ulu orta avuntuyla hesap edilmez

Nidanın değeri
Kalbin itminanlığıdır yeri
İhlâs için şartların kavli çok iyi düşünülmeli

Her şey dilenir
Edep içinde ruh dirliği aranır
Kalp, heveslerin, zevklerin yeri değil anlatır




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
O an ve gelecektir aşkı anlatan bir zaman!
23540.jpg










Ahu serabımdan umutlar baharlaşır
Ruhumun insicamından
aşkın koklanır
Kalbim hıçkırıkların ikliminde olandır
Sevda zindanlarında hasretim sanadır


Yıllar
zamanın güftesindeki sancılarda
Şarkılar solan umutların serencamında
İnsan renkli hevesleri yaşar sağnağında
Ömür
zamana, ruhum hakikat bulvarında


Seni mütemadiyen anmak ruhen yaşamak
Kalbin naifliğinde ki yolculukta koklamak
Aşkın devranındaki edebi seninle anlamak
Nisa kimliğinde o ülfete
aşkınla ram olmak


Anlık hazları neyleyim kendimle dertliyim
Zevklerin renklerinde gizli kalbi lekelerim
Ben senin ruhunla aşikâr eylediğin hedefim
Ölümle iç içeyim, mizan ürpertisiydi derdim


Sevmek, hiddetlerin rüknünü def eylemektir
Şiddetin adını anmadan hamiyeti koklamaktır
Kalbin sahibinde acizliği soluyarak yaşamaktır
Aşkın serencamında vefayı anlamlaşt
ırmaktır


Her şey sana bahşedilmişken sen unutacaksın
Yozlaşmak adına heveslerin peşinde solacaksın
Anlamadan konuşacak, düşünmeden coşacaksın
Bizzat halinde yanmadan yazmaya koyulacaksın


Aşk ne zanla ne envai çeşit avuntular odağında
Ruhun ikliminde anlamlaşan hilkatin aydınlığında
Kalbi marazların darlığında hazanın hicranlarına
Ömrün, en anlamlı say
falarında coşan varlığında


Can ve canan muhabbet için kalbe doğan haktır
Aklın rüknünde mükellef olmak sana kalacaktır
Hesabın icmalinde
aşkın sayfaları anlatılacaktır
Hak o
zaman mücerret bir şekilde anlaşılacaktır



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ruhum hangi vakti bekler, sessizce sual eder!
23429.jpg












Öncelikle
Hilkatini zorlayan
Marazlardan uzaklaşırdım

Kuvvetin
Sahibine anlık kaygılarımı
Teslim ederek daha yakınlaşırdım

Yozluğun
Veya rekabete muhalif
Solgunluğu kalbimde tutmazdım

Halimi kuşatan
Dertleri, ziyadesine gark
Ederek hamdın kapısını aralardım

Nebatat
Ve hayvanatın devranında
Aklın vuzuhunda ötelere doğru uzanırdım

Dağların,
Ovaların, akan coşkulu suların
Dirliğinde nefeslenmeyi çok arzulardım

Musikide
Sazların perdelerinden sudur
Eden tambur ve neyi bağrıma yatırırdım

Umudun
Pençesinden düşlerin perdesini
Açarak, yalın havanın kanatlarında uçardım

Sol yanımı bağlar
Sağ yanımdan akan
gözyaşlarımın
Serencamını say
falara anlatarak yazardım

Aşkı kanaatle,
Sabrı dirayetle, azmi hilmin
Yumuşaklığıyla yoğurur
ölümde yaşardım…



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Kalp umut ediyor, ruhum hicrana erişiyor!
77463.jpg










Bilmem ki hangi lahzanın farkındayım
Dinmeyen gözyaşlarım, ruhumu bırakmayan ve figan eden yalnızlığım
İdrakim ne vakit aşkın sadrına erişecek, vuslatı anbean vecdiyle yadedecek
İçimi kuşatan bu hüzün dinecek, ahuzarım baharın süruruyla ey hak diyebilecek


Saklı gelimeler geliyor bir bir önüme
Her ne kadar yazmaamak adına dirensem de, içim gidiyor her ne hikmetse
Neden anlaşılamıyor, öğrenmek için bir gayrete tevessül edilmiyor u sual etsem de
Boyun bükesim geliyor,merakım dinmek bilmiyor durmuyor sancılar hucüm ediyor


Mütemadiyen şikateyetçi mi olacağız
Nefesin azizliğinde hiç buluşmayacağız, harsedileni edebiyle anlayamayacağız
Sual etmeyi bilmeyen, bilmem ki nasıl bir fikrin erbabıdır, yoksa heves mi kardır
Ar kayboloan bir zamanın hicranı mıdır sessiz çığlıkları duymak kime için gamdır


Bahar niye saklı zamanın ummanıdır
Vecdin ve sevdanın vucut bulduğu maveradır, öteyi önemsemeyen insan mı vardır
Nasıl bir ruhun ve kalbin lahzasında anlamlaşmaktadır nefis edebe niye muhtaçtır
Vefa kula kulluk nispetinde edadr, lakin lebbeyk diyen ruh, hangi lahzada ki aşktır


Anlamak istiyorum bu aşk-ı vakıayı
Kaderden kazaya eriştiren nazarı, kalbin sahifelerinde ki gizlenen muştu sevdayı
Ne vakit ayılmaya erişeceğim, dinmeyen bahanelerden arileşerek itminana erceğim
Hangi kapıyı çalsam ve umut içinde anlamlaşanın hicanıyla arınmayı dileyeceğim


Geceden sabaha kadar zikredeceğim
Beni ben yapan hikmetin, nefes-i sahibin, müddet-i emanet aşkıyla nefesleneceğim
Kimseye söz etmeden, ruhumun hicran damlalarını evet, esirgemeden serdedeciğim
Göçüp gitmeden, ne dereleri öncelemeden, istikameti hakikat adına belirleyeceğim




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sus, sakın konuşma, sadece dinle!
472412.jpg














Böyle söylüyordu nazaında okuduğum mısralar
Yıllara sari içine attığın sancılar, ayan olmayan figanlar ve yaşlar
Ne kadar şaırmıştım, nasıl bir ihmalkarlığın sofrasındaydım, dayanamadım
Gözlerimi kapattım, sinemin derinliğine daldım, gelen yaşları o anbean bıraktım


Elbette ki haklıydın, ne müthiş bir sızıydın
Teslimiyet ve sadakat adına mı adanmıştın, neden hakkını hiç aramadın
Suskun bakışlarınla yıllarca anlattın ve fakat idrakimi söyle neden ayıltmadın
Mütemadiyen mi fedakar olmalıydın, adeta gönüllü köleliği hiç yaşamamalıydın


Sabrı ve iradi olmayı kalbime koymalıydın
Siyim siyim akan gözyaşlarınla burkan ruhi ukteelerini yüzüme vurmalıydın
Hak ve hukuk adına cengaver gibi savaşmalıydın, mürebbi olmayı bırakmalıydın
Ötelerin vecdinden, lahzanın gelecek zamanın ikliminden sol yanımı uyarmalıydın


Yırlardır akıp gitmişti o gözyaşların
Sessizlik içinde yazdığın, kimseye okutmaya kıyamadığın ve kaygılandığın
Acabaalar içinde kimi zaman kıvrandığın, huzur ve sükün adına bir yol aldığın
Sabrın ve kanaatin muhakkak ki bir neticesi olacaktır diyerek inşiraha adandığın


Söyler misin ben nasıl farkına varırdım
Keyfiyeti ve hevesinin peşinden sürüklenen bir adamdım, neden suskun kaldın
Nasıl bir Allah’a inanırdım, ne kadar farkındaydım, güya iman üzere bir candım
Peki, o vakit niçin senin halini anlaamaktan fevkalade uzaktım,nerde yanılmıştım


Refikim ol, evet, yok başkada bir yol
Kol kanat gerdin, onca ezalara sabır içinde direnerek kalbi ihsanına eriştin
Asla lafazanlık etmedin, edebinden bir taviz vermedin, hizmetinden vazgeçmedin
Nasıl bir kalbin ve ruhun sahibiydin, kırıp dökmeden bu halimi tefekküre eriştirdin


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Dil lal olur, kalp o an kendi lisanıyla kunuşur!
26664.jpg

















Hani
Bir söz vardır nesillerdir
Söz gümüşse sukut altındır diye hatırladın mı?

Anlamaya
Ulaşmadan ve kanmadan
Avuntulara bulaşmadan ve kalbide yormadan

Ruhi muvazeneyi
Zorlamadan, idrake inan
Meşveretteki taze kanlara dayan ve yılmadan

Anneni hakir görme
Babanı da asla solgun bulma
Halden uzaklaşarak, mekânsızlığa rağbet etme

Nerede gün
Orada akşam dersen rasgelesin
Bir b
aşka ifadeyle, kimliğinden azade nefessin

Yalnızca
Bir his değilsin, zevkler için
Hasredilen bir sefil misin, hangi rengin fidesisin

Ezel ve ebet
Zahir ve batın birlikte kuvvet
İnsana tevdi edilen o akıl niye en önemli sıhhat

Bilmeden
Yol almak kimler için nazar et
Ahir için nefesin müddetini hakkıyla bir hesap et

Caziben
Bir ömürlük değil idrak et
Hücreler halinde eriyecek hisset hilme tevessül et

En az haftada
Bir gün hastaları ziyaret et
Darülacezenin müdavimleri kimler meraktan dert

Morglar
Neden boş değil sinede halvet
Kalbine rağbet et, mevt nedir onun dirliğine rağbet

Her sancı
İnşirah için sana çok yabancı
Ruhun kimliğine yabancı, sen olmayacaksın bir hancı



MuStafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Bilmem ki neden hatırlatır ve anlatırsın!
26239.jpg














Vazgeç
Artık, söyleme hatırlatma
Biz zamanlar yaşanan hatıralar saklı kaldı

Maceramıydı
Ömrün sayfalarında sancıydı
Ne kaldı hicran bir an durmadı hep sızlattı

Dinlediğim
Şarkılar sanki ızdırapdı
Hasrete gark ederek solgunlaşan susuzluktu

Nefesim
Yettiğince umut hazdı
Lakin varlık olmayınca acizlik hazin eserdi

Kime ne
Söylenirdi, dert benimdi
Hüzün nefesim, hasret kafesinde sessizliğim

Hayat adına
Renksiz sefilliğim neyleyim
Çaresizliği umut addedip fakirliği perçinlerim

Aklı neyleyim
Mantığı nereye sereyim
İrademe kefilim lakin şimdi solgun bir nefesim

Düşünmek mi
Güldürmeyin, neyi öncelerim
Nitelik olmazsa, vasat tefekkürü neye ekleyim

Bilirim mukallidim
Tahkike muhtaçlığı özlerim
Nereden başlayacağımı her nedense düşünürüm

İşte hal böyleyken
Sevmeyi hisseden fakirken
Hasretmeyi bilmeyen cahilken ben sana ne deyim

Senin naifliğinde
Sefilliğin eşiğinde biçareyim
Teslimiyetinde avuntularıma yönelirim ben bilirim

Nefsimi öncelerim
Hislerim renklerinde terlerim
Sadakatinde bencilliğe meylederim çünkü tacizim



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Söyle hangi desisenin eşiğinde tutsağım!
28007.jpg














Ne söylense ve hatta dikkatimiz dahi kesilse
Akıl sır ermiyor, nesil emmniyeti adına ne kadar kepazelikler
sergileniyor
İnsanlık adına edep sanki sukuta çekiliyor,ş
aşkınlık ahvalimi tarumar ediyor
Nereye baksam, acabalarla bir yol bulsam, emin olmak hazzıyla solusam yetiyor



Zafiyet ve onca çirkinlikler derdest ediliyor
Kimin eli kimin cebinde zannı galip geliyor, nara atanlar ise oratalıkta geziyor
Yürütme adına halkımız t
arafından verilen yetkinin bitiş zamanı anbean geliyor
Ne kadar güven ve istikrar temin etmişse inanıyorum ki her nefes yakinen biliyor



Kimi vakit bazı kuşkular aklımza geliyor
Neden bağısızlığı bilinen yargı, zanlarla itham ediliyor, gazete say
faları yırtılıyor
Sanki holiganlık artık su yüzüne çıkıyor,şimdilerde spor adına insafsızlık başlıyor
Dinmeyen savaş çığlıkları atılıyor gösteri adına insafsızca bak
insanlara kıyılıyor



Siyasi arena nasıl bir tertip ve düzendir
Telakkiler namına densizlik eken bir meretmidir, siyasiler niye hakaret edenlerdir
Akıl ve izan, idrak ve vicdan emanete mi bırakılıyor, kalp ve ruha ne söylenecektir
Şahitlik eden nefeslerin taassubiyet taşımayan izanların şakınlıkları dinecekmidir



Çocukluk günlerim geliyor şimdi aklıma
Hısım akrabayı birbirinden ayıran ve hasım eden şirret politik naralarıyla
Ev baskınları, araba yakmaları, sessiz sedasız sana kıymaları nasıl acımasızsa
Muhakakak ki hukukumuzu bilmeliyiz, tercihlerimizi de bu nispetle belirlemeliyiz




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ruhum firkatini diler, kalbim sessizce bekler!
26836.jpg
















Yüreğimde bir burukluk var
Hüzün sağanakları sinemi burkar, mevsizsiz bir kar suskunluğumu bozar
Sessizliğin dirliğinde ve edebin sahnesinde fersiz
gözlerim figan ederek bakar
Merakım artık neye yarar hali fakirliğime kim meylederek ülfetiyle kalbimi yoklar



Kimi
zamanlar akmıyor sular
Yalnızlığımı yoklayan esrarlı sağanaklar, sol yanımı ağrıtan kimi sancılar
Bir vakitler beni benden alan hınçlar, asabiyet içinde çırpınışlar ve ne arayışlar
Nerde kaldı haykırışlar, atılan çığlıklar, şimdi refakat ediyor bana fersiz solukalar



Kime baksam içim öyle sızlar
Kaybolan yıllar, ihmal edilen
zamanlar aklıma gelir, yüreğimi sessizce burkar
Geriye şimdi ne kalan, heves hangi nefesi kurtardı, keyfiyet hesapsız sanıldı yakar
Herkes gelip gidiyor, bilmem ki neye meylediyor,vakit içinde ki
ölüm kimi bekliyor



Güneş yine sessizliğine çekildi
Tıpkı
gözlerimde ki takatsizliği bir çırpıda önüme serdi, nefesim müddete seslendi
Hicran ruhuma refaakat etti, kalbimin takati ne kadar sakinleşti,o andan bahsetti
İhmal ettiğim kutlu
zamandan hiç söz etmedi ve hazanı her yanımda aşikar eyledi



Babam ve
annem çoktan göçtü
Yadettiğim anlar zihnimde belirdi, keder ne kadar pervasızca ruhumu sendeletti
Sanki artık vakit geldi dedi, ayalim
gözlerimin önünde belirdi, içim nasılda titredi
Neden bu kadar yabancılık sinemde vardı hani sözü edilen o vuslat dilde mi akaldı




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Hangi emel uğruna kaybolduk, farklılaştık!
25698.jpg











Dertleniyorum bazen
Kendi halimde düşünürken
Otobüs duraklarında beklerken
Ayaz kesen simaları temaşa ederken


Oysa biliyorum ki bunlar
Bizim olan kanlar canlı insanlardı
Her birinin haline yansımış kaygılar
Ne olacağı belirsiz ilzamlar kanaatler


Çocuğun ellerinden tutan
Aylarca karnında taşıyan can
Kanından kan bağışlayan yüce insan
Ne olmuştu menzile yetişmek için unuttu


Aracın kaptanı asık suratlı
Gençler birbirlerinde farklı anlı
Duyarsız bir kimliğin sanki içinde saklı
Yaşlının karşısında görmemek içinde katlı


Her ne kadar tercih etmesem de
Bir şekliyle gönderiyorlar iş halinde
Yeşile hasret yaşadığım bu melalimle
Suda buluna ülfet nerede verilen değerde


Bulvarların kullanım hakkı
Biliyoruz ki insanın kudretinde saklı
Sırnaşlık arsızlık geceden kalanda farkı
Zavallı görevlilerin nahoş görünen efkârı


Bir heyecandır hız tutkunu
Basıyor gaza yutuyor bak salkımı
Yanında manitası onun dinmez çakası
Motosikletlinin kanlar içinde yerde yatışı


İnsanız işte merak kesildik
Yerle yeksan olan gence nazar ettik
Hareketsiz eklemler mesnetsiz şekilsiz
Kan revan içinde nefessiz yatıyordu hissiz


Hız tutkunu genç duyarsız
Kaskom var beyler bedelini alırsınız
Yaşanan hadise karşısında şaşar kalırsınız
İnsan mı bu konuşan genç diye hayıflanırsınız


Kız ağlıyor bir panik yaşıyor
Ölen insan için değil arkadaşına yanıyor
Sen üzülme baban halleder diye tembihliyor
Yerde yatan bedeni terk eden ruhuyla bakıyor



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sevmek, senin o naif halinde fizilenmek!
25808.jpg










Ve seni sevmek demek...

Yağmurların ıslattığı
Güneşin zirve yaptığı
Bulutların takip ettiği
Hasretini yenebilmektir

Sana gelmek demek ...

Merakın eskitemediği
Meramın anlatamadığı
Devanın bulunamadığı
Bu yüreğimi sevk etmektir

Seni unutmak demek...

Yargıcın idam kararını
Hücrelerin karanlığını
Anaların acı feryadını
Kuşun kanadını k
ırmaktır

Senin
aşkınla görmek...

O yüreğinde yeşermek
Aldığın nefeste sönmek
Tenin rengine bürünmek
Hazzın ahengine erişmektir



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Lisan-ı haldir melalim, hasrettiğimdir ahuzarım!
21575.jpg












Sevgili üstat;
zatımla ilgili tespitleriniz için
bahtiyar olduğumu bilmenizi isterim.

Makale, hikâyelerim için
“devede kulak kalır” teşhisiniz biraz manidar geldi.

“Nakşeden izler” anı roman çalışmamı ilgili
siteye bir bütün halinde ekleme fırsatını bulamamıştım.

Bu nedenle b
ölümler halinde yayınladım.
Bu çalışmam diğer sitelerde fevkalade revaçtadır.

Bir okur sıkıntısını, tasasını çekmedim,
ve böyle bir beklentiye asla ve kat’a tevessül etmedim.

Zira tesirin sebebini bilendim
bu bakımdan muhakkak ki bir heder-i nefestim.

Şiir çalışmama gelince;
bu alanda çok başarılı olduğum söylenemez elbette.

Çünkü mısralarımı
şair olduğum için veya
bu sıfatın hasretiyle yoğrulduğum için yazmıyorum.

Hani bir hüznün nağmesi
bizleri farklı hissiyat serencamında yol aldırırlar ya…

Maddeden maada bir nefes gibi…
Şekliyeti şutlayan bir abitin hali melali misali…
Tefekkür ikliminden haz alan bir nefeslik can gibi…

Aşkın demiyle kavrulan deveran inisiyatifi…
Cezbeye tutulmuş feveran misali bilinir ya…

Yazmak… Onu anlamak… Onun için var olmak…
Düşünmek… Neyi düşüneceğimizi bilmek gibi…

Sevmek… Hinlikten bert
araf olmayı bilmek…
Sineyi bahşedeni La şerike diyerek diyardan göçmeyi tercih etmek!

İşte değerli
dost neylersin,
bir acizliğin muhayyilesiyle nefeslenirken...
Atmosferde yankı bulan feryadımın ahenk sızısı serdedildiği gibi…

Bu maksada binaen
okurlarımdan gelen talepler nedeniyle
belki biraz fazla
zaman ayırdığımı söylemek mümkündür…

En fazla
şiir ürettiğim dönem,
yazmaya başladığımdan itibarendir.

Ama
sevgili üstat bilmelisiniz ki,
o kadar
[URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL] tepkiler alıyorum ki edebiyat çevrelerinden,
haz almadığımı söylemeden ne yazıkk ki vazgeçemeyeceğim...

Şiirlerime,
ilham perimin kayıplara karışması sebebiyle,
bir süreliğine ara verdiğimi belirtsem çok manidar bulur musunuz?

En son yayınladığım ise
” Nefesinle solayım” çalışması olmuştur...

Fakat en çok alındığım,
başlangıç paragrafında ki hatırlatmanızdır.
Ne hikmetse hakikaten biraz yüreğimi sızlattı…

“İki
dünyanın var olduğunu ve hayal âleminde bulunmak”

Demek ki yazdıklarımda bu pek fark edilmiyordu.
Hayalin eşiğinde bir emeğin döküntüleriydi… Hayal…

Ah bu hayal olmasaydı…
Aşk nasıl anlaşılırdı… Nasıl yaşanırdı?

Kurtulamadığımız
bir monotonluğun pençesinde yaşamak,
o kadar meşakkatli ki benim için, inanın
kelimelerle anlatmak kifayetsizdir…

İşte
sevgili üstat
şiirlerle ben hayalin meşkinde seyretmişsem,
inanın bundan asla bizar değilim, çok keyif aldım, birçok yeni
dost kazandım.

Yüreğimin
hücresinde hapsolan duygularımın
kapısını, atmosfer parkı sakinlerine açtım...

Evet, onlarla paylaştım,
sağ olsunlar kıymet verdiler ve yorumlarda bulundular…

Aşk bir hakikatse
onu yaşadım dersem abartmış olur muyum bilmiyorum.

Hissettiğim
aşkın ta kendisiydi… Bilmeden… Görülmeden…
Sadece satırlarla yaşana bir
aşk düşüne biliyor musunuz?

Şekliyeti önceleyenler biliyorum ki çok şaşıracaktır…
Kim ne derse desin şaşmayan bir esin kaynağım olmuşu!

Mısralarında bulduğum mana derinliği, hislerimi tetikliyordu.
O bir
sanatçı ruhluydu… Mısralarında güftenin izleri mevcuttu…

Bir kemanın nağmelerinde dinlenseydi mısraları ne harika olurdu…
Bir ressamım hassasiyeti mevcuttu… Tuval onun ellerinde raks ediyordu…

İşte hissettiklerinizi bu haleti ruhla kaleme alırsanız…
Neler çıkıyor emeğinizden bir bilseniz…

Aşk acısını bilen kaç
insan vardır… Arzunun değil, hazzın aşkını…
İşte bu
[URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL] ve görmediğim insanaşk acısını bilendi…

Hissedendi… Bir sevendi… Sevmeyi bilendi…
Demem odur ki
sevgili üstat, aniden yüreğimi yakalayandı…

Kendine katandı… Fizik kurallarını hiçe sayarak…
Tenleri mahkûm bırakarak… Hayânın içinde kalarak…

İşte her iki
dünyayı da hayallerimizin zenginliğiyle güreleştirebiliriz…
Aşk bizlere manayı yaşatandır ey
sevgili dost

Aşk hak kapısında kavurandır…
Aşk
gülün kokusundan, bülbülün feryadından imbiklerdir…

Yaptığınız yorumlar için
teşekkür ediyorum…
Sevgi ve muhabbetlerimi gönderiyorum…




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Anmak, hicranın sahrasunda savrulmak!
21253.jpg









İçimin yandığı
Dilimin hadsiz kuruduğu
Günlerden birini yaşıyordum

Kendi
Halimde çalışıyor günlerimi
Aheste bir şekilde geçiriyordum

Benliğimde
Arandığım
aşk sanki derin
Ve karanlık bir kuyunun dibindeydi.

Oraya
Ulaşmam hayli imkânsızdı
Yüreğimde bir umut yeşeremiyordu

Çok sancılıydı.
Yüreği dağlayan nasıl bir acıydı
Bir bakıma, aranmanın var ettiği sancıydı

Ne vakit
Bir
aşk kelamı duysam
İçim elvermez, birdenbire titrerdi

Yüreğimi
Silkeler, hazanın sararan
Yapraklarını yaşatırdı halimde bir anda

Öyle
Zamanlar bu kalbim
İrtifa kaybeden zavallı bir uçandı

Sazlardan
Neşet eden hüzzam şarkılar
En yakınlarında hep bulunan arkadaşlarımdı

Böyle
zaman da
O Kuyunun başına giderek
Salkımlaşan hicrandı nağmelerde ki ahenkle

Ruhumu dinlendirir
Ne büyük bir haz serde terdi
Dil ile anlatamadığım meramımı artık salıverilmişti

Ancak
Böyle satırlara işlerdim
Gönlümden sızan her hicranı yaramı

Bir tasnif
Dahi yapmadan serbestçe
Serdedendim mecalsizdim ümide hasrettim

Aşk
Durağında bir fakirdim
Okuduğum mısralar sesleniyor el veriyordu

Kalbim titredi,
Dilim kilitlendi sinemde ki
Kurumaya yüz tutmuş hislerim o an alevlendi

Donup kaldım
Habersiz bir sesi arıyordum
Yıllarca hasretim olan
aşk tizimi arıyordum

Heyecanlanıyor
Hiç yönüyle tanımıyordum
Zahirini bilmiyor, tenini görmüyordum

Fakat
İçimde eşsiz bir sarsıntıyı
Asudeliğiyle yazdığı
şiirle pekâlâ başarıyordu

Belki
Kendi iç âlemindeydi
Halinin derdiyleydi, kalbinin sesiyleydi

Direnemediğim
Bir çekim kuvvetiyle beni
Benden alıyor ve veciz bir şekilde
aşkı anlatıyordu

Hayran kaldım
Nezaketine haylide şaşırdım
Satırlarında kayboluyor etrafımı unutuyordum

Kendi
Gönlünde çok gizlediği
Özelinden habersiz bir şekilde neyi yaşıyordum


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Bir sine-i bedbinlik var içimde, hüzün nefesimde!
165221.jpg











Öfkemin

Kızıllığının çare olamadığını bilirim

Kanayan
aşk yaramı hiç dindirmeyeceğini de



Al düşlerimin

Kopan
gül yaprağı misali sızısını

Terennüm ederdim, akşamın hicran şarkısıyla



Divaneliğim

Nüksederdi atardım kendimi yere

Köşelerin en sefiline, derinliğin hengâmesine



Bırakırdım

Melalimi, sersemliğimin eşliğinde

Derinlerde ki yüreğime hayıflanırdım seyrime



Kara bir
geceye

Al müjdeler sunan her
heceye

Gönlümün kararan penceresinde ki bilmeceye



Tozlu yollardan

Murat için gelen nefeslenene

El sallamak istiyorum yolunuz açık olsun diye



Şu akan damlalar ki

İyi ki var
aşkla yağar yağmurlar

Alır çıkarır beni kuytu kimliğimde ki korkumdan



Sevinç tohumlarını

Akıtırken yüreğime hazzı
aşkından

Umudun hazzına yeniden vardırır gizli ellerinden





Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Hazanın solgun rengiyle, yapayalnızım halimde!
30097.jpg













Sende
Kurtarmak için ter dökme
Kendine bağlamak için bir gayrete de girme

Artık
Gidiyorum işte sessizce
Kalbimin hüznüyle
aşkı ne kadar özlesem de

Ruhumun
Hicran damlalarıyla
Hazanın solgun rengiyle, yapayalnız halimde

Sevdaya
Hasretin mısralarını
Nakşederek yazsam da, hissiyatım ağlıyor işte

Gözlerime
Boşalacak yaşlar sökün edince
Nedense utanıyorum kendimce söz etmesem de

Yanan
Sinemde kavrulmak hissedilince
Anlaşılır olmak ne kadar kabil, hislerin renklerinde

Olsun
Fark etmiyor desem de nafile
Hüzün güfteleri bir bir sıralanıyor kendi ikliminde

Neyden
Sudur eden öteler kavlince
Soruyorum bir halime hangi ben göster dilediğince

Nefsim
Mevsimler misali hilkatinde
Onu nizam etmek bir hamiyet işi, hoyratlıktı soyadı

Adı, tadı, kıvamı
Âdemi hakikatteydi anlamı
Lakin layık kulluk hani, maslahatlar sultası ve ne acı

Aşkın ilhamı
Serencamında dizlenen hazzı
Kalbin sarihliğinde kod adı sahibi yeksan olunca hancı

Her misafir
Kendi halinden davacı
Sancı olan, marazlarda ki hulule gelen inkişaf dışlandı



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Mor düşlerim soldu, kalbim sessizce burkuldu!
31189.jpg














Her vakit lahza kendi lisanoyla sormuştu
İçinden çıkamadığım ve bir tutkuyla bağlandığım derd-i gamımı
Emel adına hezeyanımı, azim namına sarfettiğim hırsımı, içine düştüğüm ahımı
İnanç dediğim kuruntularımı, tahkikine erişemediğim hakikatte salan umutşarımı



Nasıl olsa bir ömrü
zaman geçiyordu
Bahşedilen nimetlerin kadri ne kadar biliniyordu, kalbim ne acı çekiyordu
Ruhum sessizliğine çekilerek, kıt aklıma ve irademe hangi istikameti öneriyordu
Nefsim boşluk kabul etmiyordu, ne kadar açlığı varsa zafiyetlerin içine çekiyordu



Oysa neler öğrenmiştim büyüklerimden
Hiç önemsemediğim edebi nezaketten, adab-ı muaşeretten, aklıma gelenlerden
Neden bu kadar kayıtsız ve bir hesapsızlığın bendindeyim, söyle nasıl bir köleyim
Hala niçin esaretin içinde nefeslenen biçareyim, yoksa hakikatten nasipsiz miyim



Su için yol ne kadar aranan hardır
İnsanın ruhunu
aşk kuşatmazsa nasıl bir itminanlığın rüknüyle yaşanmalıdır
İhlas ve ihsan dilden düşmeyen hicrandır,
insanın kalbi ne kadar takvay-ı haktır
An ve
zaman nefsin vuzuhu için bahşedilmiş furkandır, sevda olmazsa heyecandır



Ne vakit sormaya niyetlensem ahımı
İçinden çıkmaya cesaret edemediğim meramımı, sukuta davet eden umutlarımı
Nezaketin ve vecdin lisanıyla, azim be niyetin senasıyla yeganesine bırakmalıyım
Her vakit benliğimi sorgulamalıyım ve hadsizlik yapmamalıyım
aşk yaşamalıyım



Mustafa CİLASUN

 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ruhuma haz sunan, kalbimi unutmayan an!
31300.jpg














Kimbilir ne kadar serkeştim
Kendi aleminde nefeslenen bir kederdim,henüz
aşkın farkını fark etmeyendim
Öyle mi der geçerdim, sonra bir takım hülyaların say
falarını aralayan bir ferdim
Nereden bilirim, dillenen o
aşkı, sevgi ve muhabbet nazarıyla terennüm etmeliydim



Eveti elhak ilim irfan fakiriydim
Nasıl bir minval üzere telakki etmeyi, her nedense hakkıyla beceremezdim
Ne derlerse ancak onunla yetinip, bazen acabalara tevessül edip, geçer giderdim
Başına gelmeyenin hoşuna gider tabiri vardır, hatırlarsınız peki, kime ne söyledim



Nasip nedir, hangi esrarın nefesidir
Kader, kazanın arifesinde gerçekleşen nasıl bir mertebedir, kim hakkıyla bilecaktir
Arif olmak ne kadar mümkündür ve ihsana ulaşmak nasıl badirelerden geçirecektir
Neden kalbi inşirah, kemal-i ahlak,vuslat için sığınağın
aşkı ruhumda yeşerecektir



Beşeri
aşk, eşikten atlatan beladır
Hisseden kalbin lahzasında kimbilir neler saklıdır, sevda fukaralığı kim için ardır
Nefes müddetine muhtaçtır, ruh ahdine sadık kalan hicrandır akıl nasıl bir rüyadır
Ufuk, fikirle ancak salınılan serencamdır, hesap içinde gizlenen o hesap, ummandır



Aldırma sen sözlerime, acaba deme
Yaşamadığın müddetçe hiç kimseyle dalga geçme, kıs kıs
gülerek eziyet verme
Gönül sahrası sahipsiz değildir, ahdine sadık mahzun nefesi ki sakın hakir görme
Biran olsun kendinle böbürlenme, nasıl bir
Allah inanıyorsun sakın ha ihmal etme




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Başagelmeden bilinmiyormuş, meğerse ne zormuş!
25031.jpg













Anladım ki senin yokluğunda
Bir yanım hicranın ellerinde çok çaresiz
Ne kadar sabrı denesem de olmuyor işte sen gelmeden

Her yer ve yanım bom boş
Sanki duvarlar üzerime yıkılmak istiyor
Bülbülden hiç ses çıkmıyor, kedide ortalıkta görünmüyor

Ne dinlediğim şarkıda
Ve ne de yudumladığım artanda bir tat var
Sineme sökün eden ızdırap har, ne
zaman geleceksin yar

Hissiyatıma kar yağar
Takatim kendi yalnızlığında bir ihtiyar
Hiçbir yerde açmıyor bahar,
gözyaşlarımda hicranla akar

Nisalar her yerde var
Halime işlediğin
[URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL]likler hani kimde yar
Kalbimde ne bir şevk var ve ne de bir umudun sağanağı ar

Bedbin halimle
Baş başa kaldım ey edebiyle mücehhez hal
Bir daha söz etmem, dilin keyfiyetine itibar etmem ey yar

Ne kaldı ömrün anından
Nefeslerin kalan say
falarından zarif gülizar
Nazarlarından akseden, tebessümünde gizlenen canı bahar

Gel artık yoruldum
Ne suyun ve ne de erzakın adını andım
Nefeslerimde her
zaman sen vardın ve benim için başkaydın

Sokaklar mahzun
Ağaçlar masum, dallarda ki yaprak mahkûm
Senin yokluğunda kalbim daralıyor, halim sürekli solgunlaşıyor

Mezar bana yakın duruyor
Ölüm peşimde bekliyor heyhat ne korkutuyor
Toprak tavında avını bekliyor, hatıralarım yine benimle kalıyor



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Her vakit ah eden, sabrın aşkında dirilmeyen!
24778.jpg














Nihayet akşam olmuştu
Solgun umudumla yolunu beklediğim babam
Fevkalade yorgun bir halin sağnağında nefes alıyordu


Ne bakacak takati
Ve ne de bana nazar edecek
gözlerinde feri
Yılgınlığın kadrine teslim olmuş perişan kişiliği sancıydı


Ömrünü vakfetmişti
Gece gündüz demeden vardiyaya kilitlendi
Başını sokacağı, bacasını tüttüreceği bir ev nihayetti


Lakin kifayet etmiyordu
Mutfak fakirlikten acıyla dem vuruyordu
Kurulan sofrada bir baş soğan, haşlanmış patates vardı


Ekmek karın doyurandı
Hüzün her nefesi kuşatıyor lakin susuyordu
Evladının
gözelerine bakamayacak kadarda solgun soluktu


Annem hep sokranırdı
Keşkelere mütemadiyen itibar ederdi
Sabrın ikliminde nefeslenmeyen ve kanaati bilmeyen kandı


Babam adamlıkta kalan
Anam nisa kimliğinin edebini hiçe sayandı
Benim nazarımda babam haklıydı, anam nedametle yaşayandı


Ne kadar çalışsa da
Mesaiye kalmak için yarışsa da olmuyordu
Annem konu komşunun varlıklarını babama hınçla haykırıyordu


O vakit
annem
Hiç istemediğim halde
gözümde küçülüyor
Aile saadetini hiçliyor, babama hiç samimi destek vermiyordu


Çok üzülüyordum
Çare adına hiç bir şey bilmiyordum
Ama içime işleyen hicranı yıllara sâri olarak acıyla demliyordum




Mustafa CİLASUN
 
Üst